İki insanın yan yana geçemeyeceği dar sokaklara sahip olan Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesine tarihi dokuyu bozacak bölünmüş asfalt yol yapılmaya başlandı.
DİYARBAKIR – Geçmişten günümüze bazalt kaplı dar sokak yapısını koruyan Sur’un tarihi dokusunu bozacak bölünmüş asfalt yol yapımı tepkiye neden oldu. Sur’un Yıkımına Hayır Platformu Eş Sözcüsü Talat Çetinkaya, Sur’daki yol yapımını değerlendirdi.
Dünyadaki tarihi mekanlara ilişkin izlenen politikaları anlatan Çetinkaya, “Dünyanın hiçbir yerinde tarihi mekanlarda değil duble yol, araç trafiğine bile açılmaz. Sur’da duble yolun yapılması demek orada alt ve üstyapı, imarın ona göre yapılması demektir. Bu da tarihin ve tarihi yapıların ortadan kaldırılması demektir” diye konuştu.
Sur’da izlenen politikanın “bilinçli bir politika olduğunda ısrarlı” olan Çetinkaya, “Yoksa bu kadar itirazlara rağmen, göz göre göre bu kadar kötü bir sonucun olması mümkün değildir. Ancak bilerek bilinçlice izlenen bir politika bu kadar kötü bir şey ortaya çıkarır. Biz göre bu kötü politikanın amacı, oradaki toplumsal yapıyı dağıtmak, göndermek ve orayı rant alanına çevirmektir. Orada yaklaşık 80 bin insan yaşıyordu, 9 bin yapı vardı. Amaç orayı boşaltmak, tamamen, kimliğinden, toplumsal muhalefetinden uzaklaştırmak içini boşaltmak ve turistik bir yer haline getirmektir. Başka bir neden ise güvenlik amaçlı yapılan şeylerdir. Güvenlik bakış açısıyla imara giriştikleri için geniş yollara ihtiyaç duyuyorlar. İnsanların kalabalık şekilde yaşamayacağı, dayanışma içinde olmayacağı yapılar öngörülüyor. Çünkü onlara göre, toplumsal dayanışma içinde olan yapılar, tehlike arz ediyor. Bunu gördük. Bunun içinde geniş yollar, seyreltilmiş bir nüfusla turizm eksenli bir mekan tasarlıyorlar. Çünkü iç yollar da bunun bir uzantısı olarak tasarlanıyor” diye konuştu.
Yaklaşık bir yıldır, Sur’un tarihsel dokusunun korunması için mücadele ettiklerini hatırlatan Çetinkaya, yürüttükleri mücadelede, Sur’un tarihi ve toplumsal dokusuyla bir bütün olduğunu söylediklerini dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı: “Biz bu tarihi ve toplumsal dokunun korunması gerektiğini söyledik. Yönetenler ve karar vericiler, sivil toplum kuruluşlarına sormadan bir dönüşümü gerçekleştiriyorlar. Tarihi dokuyla hiç alakası olmayan yapılar yapılıyor. Tarihi dokuyu kontrolsüz bir şekilde yıkıyorlar. Dar sokakları, evleri yıkıp yerine orayla alakası olmayan yollar yapılıyor. Bu da zaten tarihi dokuyu tamamen yok etmektir, kimliğinden uzaklaştırmaktır.”
Öte yandan tarihi ilçenin sakinleri özyönetim direnişlerinin yaşandığını ve bu direnişinin intikamının tarihten alındığına dikkat çekildi.