AMED- Amed E Tipi Kapalı Cezaevi’nden 30 Nisan’da Amed T Tipi Kadın Kapalı Cezaevi’ne sevk edilen kadın tutsaklar, cezaevine götürüldükleri günden bu yana hak ihlallerine maruz bırakılıyor. Sık sık yaşanan hak ihlalleriyle gündeme gelen AmedT Tipi Cezaevi’nde tutulan kadın tutsaklar, havalandırmalarında, ortak alanda banyo, oda ve lavaboları görecek şekilde kameraların bulunduğunu ve 24 saat boyunca izlendikleri bilgisini geçtiğimiz günlerde paylaşmıştı. Tutsaklar son süreçte maruz kaldıkları hak ihlallerini ajansımız aracılığıyla kamuoyu ile paylaştı. Tutsaklar, defalarca faşist cezaevi müdürü ile görüşmelerine rağmen sorunlarının çözülmediğini ve sorunlarına her geçen gün bir yenisinin eklendiğini aktardı.
Tutsakların aktardıkları bilgiler şu şekilde:
“İdare belirttiğimiz sorunlara karşı ilgisiz, oyalayan, sürece yayan ve verdiği sözü tutmayan tutumları nedeniyle her geçen gün yaşamımızı çekilmez hale getirdiği gibi var olan haklarımız amiyane tabir ile ‘tırtıklamakta’ ve gasp etmektedir. Kısaca tutsaklar olarak ciddi hak ihlalleriyle karşı karşıya bulunmaktayız. Yaşadığımız bu hak ihlallerinin sadece bir kaçını sizin aracılığınızla kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz. Havalandırmada 24 saat bizi izleyen iki kamera, üç büyük pencere bununla birlikte bir mazgal bulunmaktadır. Belirttiğimiz bu üç büyük pencere erkek personellerin geçiş güzergahında olduğundan havalandırmayı ‘özgürce’ kullanamamaktayız. Diyarbakır’da hava sıcaklığı 50 derecelere ulaşmakta ama bizler havalandırmaya gömlek, tişört ve uzun eşofmanlarla çıkmak zorunda kalıyoruz.
Var olan zindan ikinci defa zindanlaştırılarak erkek taciziyle sürekli yüz yüze bırakılmaktayız. İktidar kendini yukarıda belirttiğimiz yöntemlerle sürekli pekiştirmektedir. Defalarca bu pencerelerin siyah film ile kapatılmasını, mümkün değilse içeride perde ile kapatılmasını istememize rağmen hiçbir sonuç alınamamıştır.
‘Yemeklerde camdan fare dışkısına her türlü şey çıkıyor’
Yaşadığımız başka bir hak ihlali ise yemek noktasıdır. Aşırı yağlı ve salçalı, hijyensiz yemeklerden değişik kokular gelmekle birlikte içerisinden cam parçası, naylon, taş, kıl, tanımlayamadığımız kimi maddeler ve son olarak fare dışkısı çıkmaktadır. Tüm bu sorunlarımızı savcıya ifade etmemize rağmen tüm bunları ‘münferit’ olarak değerlendirmiştir. Yemeğin içerisinden çıkan cam parçası bir arkadaşımızın damağını kesmiştir. Bu konuda savcılığa dilekçe yazılmasına rağmen ‘Yemeklerin incelemesinde herhangi bir ihmal bulunmamıştır’ cevabı verilmiştir. Bu durumlar karşısında yemekler geldiğinde arkadaşlar ‘camdan değil suyundan koy’ diye espri yapmaktadır. Bunların yanı sıra yaşananlardan ötürü tutsaklar olarak idare tarafından verilen yemek yenilmek istenmemektedir.
Yemekte kullanılan yağın kalitesiz olmasından, aşırı yağ kullanılmasından kaynaklı açlık grevinden çıkan kimi arkadaşlar mide sorunu yaşadığından idarenin yemeklerini 2 aydır yememekteler. Yine birçok arkadaş ta mide sorunu yaşamaktadır.
‘Tüketici Derneği’ni göreve davet ediyoruz’
Diğer bir hak ihlali de kantin konusudur. Haberlerde sürekli hayat pahalılığından dem vurulmaktadır ancak cezaevinde dayatılanlar iki katı daha ağırdır. Bizlere satılan mallar hem çok pahalı hem de kalitesiz. Bize verilen malları önceden görme şansımız olmadığından kullanamadığımız, kalitesiz ürünleri iade etme şansımız da bulunmamaktadır. Kısacası tüketici olarak hiçbir hakkımızı kullanamamaktayız. Tüketici Derneği’ni bu konularda görevini yapmaya ve yaşadığımız ihlallere sessiz kalmamaya davet ediyoruz. Tüm bu durumlar bizleri ve ailelerimizi ekonomik olarak zorlamaktadır.
‘Kadınsal ihtiyaçlarımız karşılanmamakta’
Kadın kapalı cezaevi olmasına rağmen kadınsal ihtiyaçlarımıza cevap olacak sağlıklı, kaliteli, hijyenik ürünler getirilmemekte ve sürece yayılmaktadır. Gazeteci Kibriye Evren’in gazetecilik mesleği gereği yapması gereken çalışmaları noktasında kırtasiye malzemeleri verilmemektedir. Son olarak bir kadın arkadaşımızın koşullu salıverilme zamanı gelmesine rağmen kesinleşmemiş disiplin cezası gerekçe gösterilerek keyfi olarak engellenmektedir. Bu durumdan dolayı hem kendisi hem de ailesi ciddi olarak bir mağduriyet yaşamaktadır. Belirttiğimiz hak ihlallerine benzer onlarca ihlal yaşanmaktadır. Sanırım dört başlık altında anlatmaya çalıştığımız ihlaller bile neler yaşadığımızı anlatmaya yeterdir. Tüm bu konularda ilgili kurumları duyarlı olmaya davet ediyoruz.“