BEHDİNAN – Halk Savunma Merkezi Karargah Komutanlarından Amed Malazgirt, karşılarından dış desteği ve her türlü imkanı olan bir devletin olduğunu bildiklerini söyleyerek, “Hiçbir zaman düşman bir yere gelemez, demedik ama hiçbir yere bedelsiz giremez. Attığı her adımın faturası kesilir. Savaş uzadıkça bunun şiddeti giderek artacaktır” dedi.
Halk Savunma Merkezi Karargah Komutanlarından Amed Malazgirt, ANF’ye konuştu.
Malazgirt’in açıklamaları şöyle:
Temmuz, bizim açımızdan büyük destansı direnişlerle tarihin yeniden yazıldığı bir aydır. Bundan 40 yıl önce Amed’deki Türk zindanında düşmanın geliştirdiği faşizme karşı önce Mazlum Doğan, Newroz’da geliştirdiği tarihi eylemle özgürlük ateşini yeniden canlandırdı. Mazlum arkadaşın ardılı olarak Ferhat Kurtay öncülüğünde Dörtler’in eylemi gelişti. Ardından PKK kurucularından olan Mehmet Hayri Durmuş ve Kemal Pir öncülüğündeki arkadaşlar Büyük Ölüm Orucu’nu 14 Temmuz 1982’de başlattı. Böylece TC’nin vahşetine boyun eğmeyip PKK’de fedailik ruhunu geliştirerek bir çizgi haline getirdiler. Önder Apo’nun direniş çizgisini çok zor koşullarda fedaice yürüttüler. Tüm ilerici insanlığa ve ezilen halklara direniş ruhunu miras bırakarak umut oldular.
Sömürgeci TC devleti, 14 Nisan 2022’de 55 savaş uçağı ve onlarca SİHA’yla havadan; tank, obüs ve uzun menzilli füzelerle karadan 17 Nisan’a kadar yoğun saldırılar gerçekleştirdi. 17 Nisan sabahı karadan başlattığı işgal saldırısı, 3. ayını tamamlıyor. Bugün Zap, Avaşîn ve Metîna’da yürütülen savaş ve büyük direniş, 40 yıl önce Hayri ve Kemal arkadaşların zindanda yarattıkları direniş ruhuyla Zîlan’ın fedai çizgisinde devam ediyor. Başta Kemal ve Hayri yoldaşlar şahsında PKK çizgisinde direnen, kahramanca mücadele edip şehit düşen tüm yoldaşları saygıyla anıyor, bıraktıkları direniş ruhuyla hedefledikleri özgür Kürdistan’ı kuracağımızın sözünü yineliyoruz.
Kısıtlı imkanlarla büyük bir direniş gösteren gerilla, düşmana ağır darbeler vurdu
Geçen üç ay boyunca NATO’nun desteklediği TC ordusunun tüm vahşi ve alçakça saldırılarına karşı çok zorlu koşullar altında, kısıtlı imkanlarla büyük bir direniş gösteren gerilla, düşmana ağır darbeler vurdu. Düşman her girdiği tepe ve alanda çok büyük kayıplar verip darbe yedi. Halen de Zap, Avaşîn ve Metîna’da kıran kırana bir savaş sürüyor. Türk devletine eğitilmiş özel güçleri, tüm profesyonel askeri gücü ve NATO’nun verdiği en modern teknik yetmedi, gerilla karşısında başarısız kaldı. Kürt ihanetçileri ve işbirlikçileri, korucu adı altında bu savaşa dahil ediliyor. Bununla birlikte dışarıdan parayla devşirdikleri, DAİŞ ve onun kalıntıları olan güçleri ve Suriye’den getirdikleri El Nusra çetesi elemanlarını da bu savaşta kullanıyor. TC, kullandığı bu kadar güç ve tekniğe rağmen gerilla karşısında büyük bir hezimet yaşadığı için kimyasal, fosfor ve her türlü taktik nükleer silaha başvuruyor. Savaş tünellerinde yürütülen direniş karşısında keşif uçaklarıyla, savaş uçaklarıyla, havan ve obüs atışları başta olmak üzere kullandıkları yöntemlerle sonuç alamadıkları için savaş suçu teşkil edecek her türlü ahlak dışı yönteme sarılıyor.
Toplu imha ve tasfiye savaşı yürütüyor
TC, bu savaşta tek başına değildir. Son yapılan NATO toplantısında daha somut bir şekilde ortaya çıktı ki; Kürtlere yönelik uluslararası bir konsepttir. Bir yandan Önderliğimize ağırlaştırılmış tecrit, zindanlarda direnen bütün arkadaş ve yurtseverlere işkenceler, halka siyasi soykırım operasyonları, özgür basını susturma çabası; toplu imha ve tasfiye savaşı yürütüyor. Bu gerçeklikler de gösteriyor ki; uluslararası güçler Erdoğan ve Devlet Bahçeli çetelerine yeşil ışık yakmış, her türlü insanlık dışı uygulamanın önünü açmıştır. Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçeli, Süleyman Soylu, Hulusi Akar’dan oluşan dörtlü çete tarafından bütün insanlık dışı yöntemlerle Kürdistan Özgürlük Gerillası cenazelerine yapılanları kendileri internet üzerinden paylaşıyor. Şehit düşen gerilla cenazelerini baltalarla parçalayarak, bıçaklarla keserek çekim yapıyorlar. Demokratik kamuoyu ve gazeteciler, bunları teşhir etmelidir. Bunu sürekli olarak gündemde tutmalıdırlar. Kendi cenazelerine bile sahip çıkmayan, onları uçurumlarda bırakan, uçaklarıyla bombalayan TC gerçekliği karşısındayız. Bütün bu insanlık suçlarına rağmen uluslararası güçler üç maymunu oynayarak bu suçlara ortaklık ediyor.
Savaş alanındaki durum
İşgal saldırısı ilk başta Zap’ın doğusunda başladı. Düşman burada gelişen gerilla direnişleri karşısında büyük zorlanma yaşayarak kendine yeni bir çıkış aradı;
* Girê Hakkarî ve Zap’ın batısına doğru işgal saldırısını genişletti. Şehîd Şahîn hattında Bager ve Avzem arkadaşların öncülüğünde düşmana çok ağır darbeler vuruldu, cenazeleri direniş tünellerinde kaldı, üzerlerinden malzemeler kaldırıldı. Düşmanın tünellere girme girişimlerinin hepsi boşa çıkarıldı. Düşman, onlarca kez kimyasal kullanarak da sonuç alamayınca büyük patlamalar gerçekleştirip Şehîd Şahîn’deki fedailerin iradesini kırmak istedi.
* Cehennem Tepesi’nde çok övündükleri özel birliklerine ve tüm modern tekniklerine rağmen bir grup gerillanın direnişine çarptı. Gerilla, o gücün üzerine gidip yaratıcı taktiğiyle geliştirdiği etkili eylemleriyle düşmanı vurarak büyük sonuçlar aldı.
* Çiyareş alanında arazinin derinliklerine giden askerlere ağır darbe vuruldu. Şikefta Birîndara ve Karker’de arkadaşlar üç aydır düşmanın vahşi ve alçakça saldırılarını boşa çıkarıp büyük bir direnişi geliştiriyor. Savaşta yasak olan her çeşit silahı kullanmasına rağmen sonuç alamayan düşman, Şikefta Birîndara’da zırhlı kepçe ve araçlarıyla sonuç almaya çalışıyor.
* Werxelê Direnişi üç aydır zor koşullar altında yürütülüyor. Düşman bu tünellerde zehirli gaz, büyük patlamalar, girişinde lastik yakma vb. alçakça yöntemleri kullanmasına rağmen Werxelê’deki arkadaşlar direniyor. Bazen tünellere girmek isteyen düşmana karşı eylemler yaparak üzerinden askeri malzemeler de kaldırıldı. Düşman tüm imkanlarını kullanarak 90 gündür bu tepeyi düşüremiyor.
* Çemço alanına yönelmesiyle birlikte burada direnen arkadaşlar, düşmana ağır darbeler vurdu; bazı zırhlı araçlarını da imha etti. Savaşın başından beri bu alanda çatışmalar sürüyor.
* Düşman, Kokerê’ye saldırılarda savaş uçakları yetmemiş gibi savaşta yasak olan bombaları attı, bunlarla da sonuç almayınca kimyasal silah ve zehirli gazlar kullandı. Kokerê alanında çok ciddi ve göğüs göğüse çatışmalar yaşandı, düşmana ağır darbeler vuruldu, defalarca düşman burada geri püskürtüldü. Kendisini başarılı göstermek için termobarik bombaları kullanarak sonuç almak istiyor.
Saldırıları Zap’ın batısına genişletti
Bir yandan tünel savaşları yürütülürken diğer taraftan arazideki hareketli timlerimiz düşmanın savaş uçakları ve silahlı-silahsız keşif uçakları altında zengin taktikleriyle eylemler düzenleyerek, düşmana kayıplar verdirdi. Düşman, kısa sürede başarı elde edeceğini sanıp sonuç almak isterken böyle bir direnişle karşılaşınca kendisini başarılı göstermek için Zap’ın batısına doğru saldırılarını genişletti. Zap’ın batısında da indirme yapılan bütün tepelerde büyük darbe yedi, ciddi kayıpları oldu. Bazı cenazeleri halen uçurumlardadır.
Halen bekleyen cenazeler var
Girê Amediyê’deki arkadaşlar bazı cenazeleri ele geçirdi ve bu cenazeler halen arkadaşların elindedir. Biz hiçbir zaman düşman bir yere gelemez, demedik. Devlettir, imkanları var ve dış destek de alıyor ama girdiği hiçbir yere bedelsiz giremez. Attığı her adımın faturası kesilir. Savaş uzadıkça bunun şiddeti giderek artacaktır.
Bu savaşta çok değerli yoldaşlarımız, 14 Temmuz Direnişi ruhuyla ve Zîlan’ın fedai çizgisinde savaşarak şehadete ulaştı. Düşman bazı yerlere gelmiş olabilir ama bu direniş devam edecektir. Gerilla her yerde ve her alandadır. Dağda, şehirde, sokaklarda, her yerde direnişi büyüterek devam ettirecektir. Şehit arkadaşlara olan bağlılığımızın gerekliliği budur.”