BEHDİNAN – Halk Savunma Merkez Karargah komutanlarından Amed Malazgirt STERK TV’de yayınlanan Özel bir programda gazeteci Rızgar Amed’in sorularını yanıtladı. Amed Malazgirt devam eden işgal operasyonları, HDP Amed il binası önündeki provokasyonlar ve gaspçı kayyımlara karşı halkın direnişini değerlendirdi. Halk Savunma Merkez Karargah komutanlarından Amed Malazgirt soruları şöyle cevapladı:
İşgalci Türk devletinin operasyonlarına karşılık Gerillanın direnişi hangi seviyede?
” Uzun bir süredir hem Bakur hemde Başur’da işgal operasyonları devam ediyor. “Pençe-1” operasyonu bahar ayının başlarında Xakurkê alanına yönelik başladı. Sonrasında “Pençe-2” operasyonu yine Xakurkê’nin başka bir alanından başlatıldı. Ve en son da Heftanîn alanına yönelik “Pençe-3” işgal operasyonu başlatıldı. Bu operasyonların bir benzeri de Bakur’da “Kıran” ismiyle başlatıldı. AKP-MHP hükümeti siyasi olarak yenildikleri için askeri bir gündemi oluşturmak için bu operasyonları başlattı.
Bu operasyonu bilerek ön plana çıkartılar. Böylelikle siyasi yenilmişliklerini saklamak istediler. Fakat gerillalar düzenledikleri eylemlerle operasyonlarını boşa çıkarttı. Eylemlerle beraber Gerilla, savaş inisiyatifini eline aldı. Gerilla karşısında savaşamayan işgalci Türk askeri propagandası ile gerçekleri saklamak istediler.”
Türk içişleri Bakanı Süleyman Soylu açıklamalarında 600 PKK’linin kaldığını söylüyor, onları da bitirdik mi Kürt Sorunu çözülüyor diyor bunu nasıl yorumluyorsunuz?
” O ne kadar Bakan orası ayrı bir konu. O devletin bir bakanı değil, bir berduştur. Devletin imkanlarını eline almış askerleri parayla çalıştırıp dağa göndertip öldürtüyor. Bunların üzerinden kendini büyük gösteriyor. Bir konuşması bir konuşmasını tutmuyor. Bu bitiririz, bitireceğiz konuşmalarını 4-5 yıldır yapıyor. Kimse artık PKK’nin ismini ağzına almasın diyor ama kendisi her gün onlarca kez PKK diyor. PKK’nin bitiğini iddia ediyor ama her seferinde binlerce askerin katılımı ile operasyonlar başlatıyor.”
Siyasi ve askeri alanda Akp-Mhp yenilgiler yaşıyor. Bunun atlatılması için kimi provokasyonlar yapmaktadır. En son HDP Amed il binası önündeki provokasyonları nasıl değerlendiriyorsunuz?
“AKP-MHP hükümeti seçimlerden sonra siyasi anlamda bir yenilgi yaşamaktadır. Dost düşman bunu kabul etmektedir. Onlara bu yenilgiyi yaşatan Kürt halkının iradesidir. Şimdi de bunun intikamını almanın peşine düşmüştür. Kürt halkının iradesini kırmak istemektedir. Kürt halkının kazanımlarından korktukları için bu kadar yoğun saldırmaktalar. AKP-MHP hükümetinin şimdi yaptıkları 90’lı yıllardan da beterdir. 90’lı yıllarda devlet yakıp yıkıyor fakat bunu kabul etmiyordu, şimdi açık açık yapmaktadır. Kürt halkının ölüm emrin veren Erdoğa’nın kendisidir.
Kürt çocukları göz göre öldürülürken kimse sesini çıkarmıyor, fakat şimdi sözde bazı anneler HDP binasının önüne giderek çocuklarını istiyorlar. Bu insanlar birebir MİT ve polisin yönlendirmesi ile HDP binasının önüne getirilmektedir. Bu insanlar para verilerek planlı bir şekilde hata ne söylemeleri gerektiği belirtilerek HDP’nin önüne götürülmektedir. Bu anneler Gerilla anneleri değildir. Gerilla anneleri bu seviyeye düşmezler. AKP bu insanları kandırıp ihanete götürmüştür. İşgalcilere hizmet eden insanlar Gerilla annesi olamazlar. 3 Büyükşehir belediyelerine kayyum atadılar bununla beraber direnişler başladı. Bu direniş sürecini pasifize etmek isteyen AKP bu planı devreye sokmuştur. Bu insanların hepsi gerilla aileleri değildir. Tespit ettiğimiz 2 -3 aile dışında gerilla ailesi yoktur orada. Onların da çocuklarının PKK’nin içinde olması onurdur. ”
Devlet PKK çocukları kaçırıyor diyor. Biz biliyoruz bunlar gerçek dışı, siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Bunlar kara propagandadır. Gelsinler çocukları ile konuşsunlar çocukları ile eğer dönmek istiyorlarsa dönsünler. Gerillaya katılım öyle bilinçsiz anlık bir kararla katılmıyor kimse. Katıldıklarında ne tür şartlarda savaşacaklarını o biliyorlar. Büyük bir bağlılıkla katılımlar oluyor. Kimin zulüm ettiğini, Kürt halkının başına ne geldiğini biliyorlar ve bunlardan kaynaklı geliyorlar.
Asker aileleri içinde 2017 yıllından beri çağrı yapıyoruz. Gidin bir inisiyatif kursun devlet bizde ona göre bir çözüm geliştirelim. Fakat devlet bunu kabul etmiyor. Bir örnek vermek istiyorum. İsrail esir bir askeri için 800 Filistinliyi serbest bırakıyor. Türk devleti ise bu askerleri öldürmek için kaç kez saldırdı. Ellerinden gelse hepsini öldürecek. Türk devleti değil başka bir devlet olsaydı şimdiye kadar çoktan askerlerini almıştı. Eskiden bir çok kez antlaşma yapmadan askerlerin serbest bıraktık. Buna karşılık biz biliyoruz ki bir Gerilla esir düşse Türk devleti hiç zaman kaybetmeden infaz eder. 98 yıllında Çarçella da bir arkadaşımız esir düşmüştü, Türk devleti arkadaşımızı helikopterden atmıştı. Bunlara benzer bir çok olayın görüntüsü var. Asker ve polis aileleri çocuklarını 1 devlet’ten iki PKK’den ancak isteyebilir. Başka türlü olmaz.”
Halk bu provokasyon ve oyunlara karşı nasıl davranmalıdır?
“ Türkiye de ki sol,sosyalist, demokratik güçlerin AKP-MHP hükümetine karşı daha güçlü ses çıkarmaları lazım. Bu saldırılar karşısında Kürt halkı korkmayıp daha fazla direnmelidir. Devlet bu kadar zorlanmasaydı bu oyunlara başvurmazdı. Özellikle Kürt gençlerinin bu işbirlikçileri iyi tespit etmesi lazım, tespit edip ona göre tedbirini almalıdır. Böyle yapmazsa işgalciler onları kendi çizgisine çeker. Türk devletinin bu oyunlarına karşı uyanık olmalı ona göre kendini savunmalıdır. Kürt gençlerinin de artık düşmana vurması lazım. Gençlerin, o aileleri HDP’nin önüne gönderen kişileri iyi takip etmesi lazım. Onları izleyip uygun bir ortamda etkisiz hale getirmelidir. Gençlik böyle yapmazsa o işgalcilerin yaptıkları yanlarına kalacak. Gençlik onları etkisiz hale getirdiğinde o polis ve askerlerde öyle her yerde rahat dolaşamayacak. Biz PKK olarak zaten o annelerin intikamını alacağız bunun sözünü vermişiz. Fakat gençlikte her şeyi bizden Gerilladan beklemesin gereken yerde ne gerekiyorsa yapmalıdır. Bu esaslar üzerinde gençliğin baskı ve zulümlere karşı Gerillaya omuz vererek işgalcilere karşı savaşmalıdır. Doğru olan budur.”