HABER MERKEZİ
Amed’deki Provokasyonlar ve Gerçekler yazı dizimizin ikinci kısmını sizlerle paylaşıyorum. Bu bölümde işgalci Türk devletinin son yıllarda yurtsever aileler ve gerilla ailelerine yönelik kirli politikalarını ele aldık. Yazı dizimizde gerek ailelerinin bize vermiş olduğu bilgiler gerekse de geçtiğimiz günlerde STERK TV‘de yayına giren 6 bölümlük Kurmê Darê programında işbirlikçilerin itirafları, son günlerde MİT ve Çukur Medya tarafından Amed’de dizayn edilen oyunlarını anlamamız açısından ön açıcı durumda. Bu konuyu ele almadan önce son günlerde ki gelişmelere kısa bir göz atalım.
Bilindiği gibi 19 Ağustos günü Amed, Wan ve Mêrdîn Büyükşehir belediyelerine işgalci Türk devleti tarafından kayyım atandı. 31 Mart yerel seçimleri ve sonrasında binbir hile hurda ile tekrarlatılan İstanbul seçimlerinin sonucu çetebaşı Erdoğan’ın prestiji yerle bir olmuştu. Bakurê Kürdistan’da kayyımları süpüren Kürt halkı Türkiye sahasında da Akp’yi yenilgiye uğratmıştı. Bunun acısı ve yenilgisini kaldıramayan işgalci Türk devleti Bakurê Kürdistan’daki 3 büyükşehir belediyesine kayyım atadı.
Gaspçı kayyımların atandığı ilk günden bu güne Amed, Wan ve Mêrdîn kentleri öncülüğünde başlatılan direnişler devam ediyor. Gün gittikçe kitleselleşen ve kent kent yayılan bu direnişleri dağıtmak isteyen Kürt düşmanı ittifakı (Akp-Mhp-Ergenekon) bir kaç gündür bin bir oyunla düşürdüğü bir kaç aileyi Amed il binasının önüne gönderiyor. Medyasıyla 24 saat bunu pohpohlayan, ailelerin kaldıkları binanın önünde adeta kamp yapan Çukur Medyacılar…
NATO’nun son teknolojisi ile varını yoğunu yatırdığı savaşta Gerilla güçlerinden her gün darbe alan işgalci Türk devleti türlü türlü kirli oyunlara başvurarak etkinlik yaratmanın peşine düşmüştür. İşgalciler artık öyle bir çaresizlik içine girmişlerdir ki çocukları Özgürlük Saflarına katılan ailelerden dilenir duruma gelmişlerdir. 24 Temmuz 2015 tarihi ile beraber Kürt halkına karşı yoğun bir saldırı başlatan Akp-Mhp-Ergenekon kirli ittifakı Bakurê Kurdistan’da özellikle yurtsever aileler üzerinde yoğun baskılar yürütmektedir. Kurmê Darê programında da itirafçılar bu yoğun baskıları şöyle dile getirmişlerdir, tecavüz ve tehditlerle ajanlaştırma dayatılıyor. Bu baskılar kimi zaman maddiyatla olmakta kimi zamanda maneviyatla olmakta. Bu uygulamalara ilişkin kimi yurtsever aileleri, MİT’çilerin evlerine geldiklerini ve ajanlık dayattığını belirtti. Bütün bunlara baktığımızda HDP Amed İl binasının önünde oturan ailelerin nasıl oraya geldiğini anlamış oluruz.
Çetebaşı Erdoğan gaspçı kayyımlara karşı tepkilerin ve direnişin bu seviyede beklemiyor olsa gerek. İşgalci Türk devleti bu kirli oyunla gaspçı kayyımlara karşı Kürt halkının başlatığı direnişi kırmak, HDP’yi kriminalize ederek farklı çevrelerden insanların direnişe destek vermesinin önünü kesmek istemesidir. Üçlü Kürt düşmanı ittifak’ın (akp-mhp-ergenekoncular) gün gittikçe bu provokasyonu nasıl tasarladığı daha da belirginleşmektedir. Başlangıçta gün içinde servis ettiği bir haberle yavaş yavaş algı yaratmaya çalışan işgalci Türk devleti şimdilerde bütün Çukur Medyası ile neredeyse yarım saate bir haber servis etmektedir. Kimi Kürt düşmanı ünsüz(LER) ve kurumların yoluyla sanal medyada gündem yapmak isteyen işgalci devlet artık açık bir şekilde HDP’nin kapatılmasının zeminin oluşturmaktadır. Gittiği her yerde bu ailelerden bahseden Çetebaşı Erdoğan en çirkef yüzsüzlüğü ile “annelere destek zamanı” söylemini söylemektedir. Gasp edilen iradelerine karşı alanlara çıkan onuru için mücadele eden Kürt annelerinin direnişini bastırmak için her gün binlerce polisini görevlendiren Çetebaşı Erdoğan bu söylemleri ile ne kadar yüzsüz olduğunu göstermektedir.
Devam Edecek…
Harun Xweza
https://www.nuceciwan29.com/2019/09/05/oozel-ameddeki-provakasyonlar-ve-gercekler-i/