HABER MERKEZİ
İlk tanrısallığın kadın etrafında şekillenmesi, bu sürecin doğası gereğidir. Etrafında örülen yaşam, toplumsallık, büyüleyici gelişmelere yol açar. Toplumsallık sürekli kendini yeniden üreten doğa gibi, biriken, çoğalan tecrübe, emek ve eğitimle zenginleşir, paylaşım kültürü etrafında özgürlük ruhu ve duygusu şekillenir. Doğadan öğrenilen, biriktirilen mucizevi anlam, yaşamın mucizevi anlamıyla özdeşleşir. Bereket ve kutsal birleşme törenleri doğanın ve insanın kendini üreten, yenileyen, çoğaltan yanlarına gönderme yapan, kutsallıklar dünyasının oluşumuyla ilgilidir. Doğa ve insan aynı kökten beslenmekte ve aynı sonsuzluğa dönüşmektedir. Kadın ve toplum için bir tohumun çiçeklenme, buğday verme bilgisi-eğitimi ile toplumsal varlığını sürdürmek için çiftleşme bilgisi-eğitimi birbirini tamamlayan aynı doğal döngünün heyecanıyla ortaktır.
Cinsellik, üretim ve bereketle özdeşleştirilen bir kutsallık eylemi olarak, toplumsal yaşamı sürdürme biçimidir. Varlığını devam ettirmenin doğa bilgisi, bilinci ve bu bilginin yaşam yaratan gücünü kutsama, bilinçli bir yaşam edimine dönüştürme, eğitim konularının başında gelir. Doğa gibi kendini yeniden üretmenin, sürdürmenin bilgisi ve eğitimi kutsal eylemlerden biri olarak gerçekleşir. Öğretmen canlı doğa ve en yakın öğrencisi, dostu ana-kadın doğayla özdeşleştirilen bir varlık olmayı tüm zamanlarda sürdürür. Toplumsal eğitim ve öğrenme içinde bu yakınlık, kadın-yaşam-özgürlük bağını kurmanın formülü olurken, anti-toplumcu, devletli sistem içinde ölüm-kölelik ve yabancılaştırmayı derinleştirmenin karşıt bilgisine, eğitimine dönüşür. En ciddi tahribat ve zihniyet, bilinç bozulması bu alanda geliştirilir.
Toplum-kadın, kadın-erkek, doğa-kadın uyumu ve bütünlüğü, toplumsallığın yaratıcı gücünü ve üretkenliğini açığa çıkarır. Toplumdan öğrenen insan; ekonomi, politika, eğitim, adalet, sağlık, kültür, sanat, etik-estetik, inanç, felsefe, moral gibi yaşamın yapısal ve anlamsal boyutlarını geliştiren bütünlüklü bir eğitimin ürünüdür. Hakikate ulaştıran eğitim biçimi, yaşamı, toplumu ve insanı bütünlüklü kavramaya hizmet eder. Ana-kadın kültürü; toplumsal yaşamın uyumu ve bütünlüğüne dayanır, toplumun bütün bireylerinin bilgisi ve kültürüne dönüşür. Bu kültür; topluma, başka coğrafyalardaki toplumlara ve geleceğe eğitimle aktarılır. Toplumsal yaşamın kendisi etik ve estetik değerlerle örülü doğal bir eğitim alanıdır. Ahlaki, moral ve estetik boyutları ön planda olan bir yaşam ve kişilik geliştirir.
En kalıcı bilgi, yaşam bilgisidir. Yaşamı sürdürmenin temel bilgilerini edinen insan, kendini koruyabilir, yaşamını sürdürebilir. Yaşamda, toplumsal faaliyet içinde, maddi ve moral ihtiyaçları karşılama etkinliklerinde kendini tanıyan, anlayan, toplumsallığa anlam veren insan gerçeği ve eğitimi vardır. Topluma, yaşama, insana yabancı, doğaya karşıt bilgi ve bilgi kirliliği yok- tur. Yaşamak için bilmek, bilmek için toplumsallığı daha güçlü örmenin bilgisi ve eğitimi gereklidir.
Varoluş bilgisini tamamlayan, anlam dünyasıdır. Toplumsal varoluş, anlam biriktiren, maneviyatı güçlendiren, güçlenen maneviyatla her edimine yeni bir anlam yükleyen insana ulaşmayla somutlaşır. Doğayı tanıdıkça kendini tanıyan insan; anlam dünyası derinleşen, tüm varlıkları tanımaya, keşfet- meye girişen, keşfedemediğine veya yaşamını kolaylaştıran her şeye kutsal anlamlar yükleyen, bu kutsallıklar içinde kendine yer edinmeyi yeni bir varlık biçimine dönüştüren insandır. Anlam dünyasını şekillendiren ana-kadın öğreticiliği olduğundan, kadına kutsal bir anlam yüklenir. Yıldızlardan, suya, toprağa, ekine, yağmura, köye, dağa, taşa dişil, kadın isimleri verilir ya da kadın isimleri bu kutsallardan oluşur. Ana tanrıçalık, bu dünyayı sembolize eden kültürel yoğunluğu ifade eder.
Doğal toplumun ana tanrıça kültürü, Yukarı Mezopotamya’dan başlayarak tüm dünyaya yayılmış ve toplumsal yaşamın temel kültür, yaşam biçimi olarak binlerce yıl sürmüştür. Ortak bir üretim, dil, düşünce ve anlam dünyası oluşturmuştur. Bu kültürü kalıcılaştıran ve yayılmasına katkı sunan tapınak eğitimleridir. Tapınaklarda doğa, üretim, inanç, etik-estetik, sanat, cinsellik, politika gibi, bireyi, toplumu ve yaşamı ilgilendiren eğitimler verilmiştir. Toplumsal varlığın kutsallarını oluşturan yaşam bilgileri, yasaları öğretilmiştir. Toplumu ihtiyaçlar doğrultusunda eğiten, bilinçlendiren ve örgütle- yen bir rol oynamıştır. Tapınaklar, rahiplerin eline geçmeden önce, bilge kadınların evrenden dünyaya, doğadan topluma, hakikatin bilgisini paylaş- tığı, yüce ve özgür ruhlu insanlar yetiştirdiği kutsal mekanlardır.
İnsanı doğayla özdeş kılan inanç biçimi, anlam dünyasının oluşmasına ayrı bir zenginlik katar. Bu dönemin eğitiminde inançla yoğrulan, ahlak ve anlam bilgisini öne çıkaran bir özellik vardır. Doğanın dilinden anlayan bilge kadınların öğreticiliğinde, tanıma, anlama ve kendini koruma yeteneği, yön- temi geliştirilir. Ana-kadın eğitimi; bireyi güçlü, moralli, inançlı ve zengin kılar. Yaşamsal bütün alanlara iradeli, etkili katılmasını sağlar, iyi ve güzel duyguları yücelten bir kardeşlik, ana-kadın kültürü kazandırır. Eğitim yaşamı, toplumsallığı güçlendirdiğinden, özgüveni, öz savunması güçlü kişilikler ve toplum yaratır. İnancı, umudu geliştiren, maneviyatla yoğrulan bilgi ve eğitim, toplumsal özü güçlendiren eğitimdir. Yaşamı kolaylaştırmanın teknik bilgileri, bu eğitimi tamamlamaya hizmet eder.
Doğru, kalıcı, iyi bir öğrenme; doğa, yaşam ve toplumla bağını kurarak gelişir. İlk toplumlarda başarılan bu eğitim, öğrenme ve özdeşleşme biçimi; özgür ve toplumsal kişiliğin gelişimine katkı sunar. Doğal toplumun, hayvan ve bitkileri evcilleştiren, toprak, tarım, yerleşim, astronomi, gök ve yer bilgisini birleştiren, varoluştaki etkisini çözerek makro ve mikro evren bağını mükemmel kuran bilgisi ve eğitimi, pozitivist bilim ve bakış açısı ile anlaşılamaz, yorumlanamaz. Doğa, kadın ve toplum bağını hakikate uygun kuracak toplum ve kadın bilimi jineolojiyle mümkün ve anlaşılır kılınabilir. Bu arayış, yeni toplumsal eğitimin özü ve biçimini açığa çıkarmaya hizmet edebilir. Doğal toplumun, ilk öğrenme, kendini eğitme, bilinçli, örgütlü öğrenme ve toplumsal eğitimi dönüştürme biçimi üzerinde ciddi yoğunlaşmalara, demokratik toplumsal eğitimin yöntemine ve biçimine katkı sunacak sonuçlar çıkarmaya ihtiyaç vardır. Yaşamın bir eğitim biçimi veya en iyi öğretmen olduğu gerçeği bu bütünlükle bağlantılıdır.
Hüsna Emek