HABER MERKEZİ
Önder APO’nun düşünce tarihini, toplum lehine yeniden yorumlaması, tanımlaması çok önemli olmaktadır. Düşünce tarihinin mitoloji-felsefe-din-bilim diye bilinen tüm dönemlerini sorgulamak, eleştirmek ve bu dört dönemi düşünce biçimiyle sentezleyerek insan yaşamını, doğayı, evreni tanımlaması düşüncede çığır açacak niteliktedir. Bilimin geldiği son aşama olarak henüz daha yeni anlaşılmaya çalışılan kuantum fiziğinin felsefesini, düşünce biçimini, toplum yaşamını etkileme düzeyine getirdiği anlam ve yorum gücüde müthiştir. Mitoloji ve kuantumunda tanımladığı gibi canlı evren anlayışı, evrende her şeyin de enerji-madde ikileminde varlık-yokluk düzleminde oluşum halinde olduğunu dile getirmesi çok önemlidir.
Bugün insanlığın, mitolojinin şifrelerini kırarak, iktidarcı ve erkek egemen bakış açısından kurtularak sezgisel-ütopyacı yanlarını esas alması, sezginin insanın yaşam enerjisinin adı olduğunu Savunmalarında dile getirmektedir. Yaşam enerjisini yani sezgi gücünü güçlü kullanan insanların ütopyalarını gerçekleştirebileceğini; yaşama, doğaya, evrene bakış açısının da değişeceğini duygu-düşünce-beden arasındaki bağın gücünü görebileceğini belirtmektedir. Felsefede materyalist-diyalektik, idealist-metafizik ayrımının insan düşüncesinin parçalanması ve toplumsal inşalarda bu parçalanmanın getirdiği kavgaları Önder APO Savunmalarında eleştirmektedir. İnsanın materyalist olduğu kadar idealist olduğunu, metafizik te düşündüğünü ve yaşadığını, örneğin ahlak, politika, sanat, siyaset vs akıl-ruh-beden arasında yapılan ayrımların ve güç kavgasının doğru olmadığını belirtmektedir. İnsanın yaşam enerjisinin farkına varması, tanımlaması ve bu enerjinin hayat bulduğu bedeni de değerli kılması gerektiğini belirtmektedir. Her şeyi akılda gören, aklı da tek özne olarak tanımlayan, bedeni nesneleştirip obje-madde haline getiren, değersiz kılan tüm anlayışları da eleştirmekte ve burada düzeltme yapılması gerektiğini belirtmektedir.
Dini de ele alırken dinin çıkışının ezilen toplumların iktidar-devlet zoru karşısında geliştiğini, toplumun kutsallıkları arasında yer aldığını belirtmektedir. Dinin düşüncenin dogmatikleşerek toplumun ihtiyaçlarından koparılarak, iktidar ve devletin kullanım aracı haline getirilmesini Önder APO eleştirmekle birlikte dinin ahlaki gücünün ve değerlerinin de çok anlamlı olduğunu belirtmektedir. Ahlaki ve politik olarak toplum, dinler sayesinde bunu koruyabilmiştir. Dinin siyasallaştırılması ve toplumsal ihtiyacın gerekliliklerinden koparılması ise ayrı ele alınması gerekmektedir. Bilimsel düşüncede özne-nesne, objektivizm-sübjektivizm, evrenselcilik-yerellik gibi ayrımların yapılarak felsefe de olan kavgaların sürdürülmesinin evrenin ve insan doğasının hakikatini yansıtmadığını, bilim güçtür, bilgi iktidar anlayışının sonucu olduğunu Önder APO Savunmalarında belirtmektedir. Kuantum fiziğinin ve felsefesinin gelişmesiyle birlikte insanılığın düşünce tarihinde aradığı birçok soruya giderek cevap bulduğunu dile getirmektedir. Kuantum felsefesi esnektir, olasılık ve sürekli oluşumu içinde barındırır. Önder APO, tüm düşünce tarihinin günümüzde sentezini oluşturmuştur.
Önder APO’nun düşünce biçiminin; sezgili-ütopyalı, diyalektik ve metafizik gücünü tüm yönleriyle açığa çıkarabilen, nesnenin de öznenin kendisi olduğunu bilincine varan, evrensel olduğu kadar yerel değerleri de güçlü yaşayan ve yaşatan, insanın da mikro evrenler olduğunu gören, bu anlamıyla insan-toplumun temel ve kök olduğu anlayışıyla tarih-günümüz ve geleceğe bakan, sürekli oluşum-anlam-yorum halinde olduğunu belirtebiliriz.
Önder APO, bu önderlik gerçeği temelinde toplumun inşasına öncülük edecek çekirdek gücünün eğitimine büyük bir önem vermiştir. İnsanların düşünce-duygu-beden olarak bütünselliği ifade ettiği, düşüncesi ve duygusu gelişmemiş, bedeni sağlıksız olanların öncü, çekirdek güç olamayacağını eğitimlerinde belirtmiş ve bunun için büyük bir eğitim seferberliğine girişmiştir. Önder APO’nun mücadelesinde eğitim temeldir. Önder APO, binlerce çekirdek güç, kadro yetiştirerek halkın öncülük ihtiyacını karşılamaya çalışmıştır. Eğitimin sadece resmi saatlerde değil, ideolojik-felsefik olduğunu, yemek yerken, uyurken, arkadaşlarla ilişki kurarken yani hayatın her anında geçerli olduğunu ve bir insanın kendisini 24 saat eğitmesi gerektiğini belirtmekte ve buna göre de kendi yaşamını oluşturmaktaydı. Kendini bilip tanımayan, kim olduğunu, nasıl bir tarihsel-toplumsal-kültürel değerlere sahip olduğunu, iktidar ve devletin soykırım kıskacından geçtiğini anlamayanların yaşama, mücadeleye girişmemesi gerektiğini de belirtmektedir.
Özellikle kadınların eğitimine ayrı bir önem vererek, iradeleşen ve özgürleşen kadınla yaşamın gelişebileceğine olan inançla çabalarını sürdürmüştür. Kendisine mücadelenin çekirdek gücüyüm, kadroyum, öncüyüm diyenlerin özel bir yaşamı, zamanı veya maddi imkanları olamayacağını ve bir öncünün toplumuyla kendisini değerli, anlamlı kılacağını, yaşayacağını belirtmektedir. İnsan iradesine, öz gücüne, ahlaki-politik özelliklerine, anlam ve yorum gücüne olan inancı Önder APO’da tamdır. Bir gencin, genç kızın özgürleşmeye adım atmasına büyük değer vererek, yaşam enerjisini düşüncede-duyguda güçlü geliştirmesini ve pratikleştirmesini sağlayacak eğitimine büyük önem vermiştir. Önder APO, bir genci, genç kızı özgürleştiremeyenin bir halkın Önderi olamayacağını belirtmiştir. Bir insanı kazanmak özellikle bir genç kızı, kadını kazanmak bir halkı kazanmak anlayışıyla kadınların özgür yaşaması için tüm imkanlarını seferber etmiştir. Özgür kadının 21. Yüzyılda halkların teminatı olduğunu bilerek hareket etmiş, kadının öz gücü ile örgütlenmesine ve mücadele gücünü açığa çıkarmasına büyük anlam biçmiştir.
Eğitim sistemiyle, kişinin kendisini sorgulaması, bilincine varması, hakikat arayışlarını güçlendirmesi, toplumsallığının farkına varması, örgütlü öz gücüyle mücadeleyi geliştirmesi, özgür yaşam sistemini inşa ederek savunması, Kürt halkının kendi öncüleriyle özgürleşmesi, özgürleşen Kürt halkının da tüm halkları bu özgürlük şölenine bayram havasında büyük bir umut, sevinç, heyecan ile katılmasını sağlamıştır. Önder APO’nun eğitim sistemi statik, kalıplar içerisinde değildir. Eğitimin tarzı, mekanı, zamanı da önemli olmaktadır. Eğitimin mekanını kolektif emek gücüyle bir cennet bahçesine çevirmesini bilmiştir. Mis gibi kokan bin bir çiçek bahçesi, meyva ağaçlarıyla, küçük organik bostan ve kamelyası ile oluşturmuştur. Sporu, sanatı eğitimin bir parçası haline getirmiştir. Futbol, basketbol, folklor, tiyatro vs. her insanın özgün yeteneklerini açığa çıkarma, kendisini ifade etmesini de sağlamıştır.
Önder APO, güne erken başlamak, bedeni sporla dinç kılmak, çevrenin eko sistemine denk temizliğini gerçekleştirmek, eğitimi sanat inceliğinde ele alarak en yetkin hitap gücünü, beden dilini kullanmak, diyaloglarla tartışmalara herkesi katmak, düşünme, sorgulama ve anlam-yorum gücünü geliştirmeye çalışmak, eğitim aralarında emeğin gücünü göstermek, geceleri dünya da, bölgemiz de ve ülkemiz de yaşanan tüm gelişmeleri takip etmek vs. her biri eğitimin bir parçası olarak ele almıştır. İmkanlar ölçüsünde tarihi yerleri gezmek, tanımak, tarihi günümüzde günümüzü ise tarihin başlangıcında aramak eğitimin birer parçasıdır. Her bir arkadaşla tek tek ilgilenmek, diyalog geliştirerek gelişimin takip etmek, perspektifleriyle kişiliklerini güçlendirmek ve gücüne inanmak eğitimin en temel yönleri olmaktadır. Önder APO, eğitimin soykırım kıskacında olan bir halk için önemini derinden hissetmekte ve mücadelesinin başarısını eğitimle mümkün olduğunu görmektedir. Yetmez, yanılgılı tüm yanlış anlayışların eğitimsizlikten kaynağını aldığını, başarısız pratiklerin temelinde eğitimsizliğin yattığını belirtmekte ve bilinçlenen, anlam gücü gelişen bir insanın, halkın özgür yaşamı yaratabileceğini her daim belirtmektedir.
Önder APO, eğitim kadar, her bir öncünün mutlak düzeyde amacını, hedeflerini belirlemesi, belli bir strateji temelinde programını, tarz ve taktiklerini geliştirmesinin de önemli olduğunu belirtmektedir. Amacı net olmayanın başarısı da mümkün değildir. Yaşamını amaçlarıyla anlamlı kılanların ve bu amaçlarını gerçekleştirmek için mutlaka bir sistem dahilinde bir yol haritasının yani programın olması gerektiğini belirtmektedir. Programı net olmayanların mücadele yöntemleri sonuç alamaz. Programı yani yol haritası net olan, buna denk üslup, tarz ve taktiği başarıyla belirleyip yerine getiren yani pratikleştirenler başarıyı tadarlar. Bu açıdan Önder APO, iyi, güzel, doğru düşünmek kadar amacın ve mücadele araçlarının, yol ve yöntemlerinde bir o kadar önemli olduğunu belirtmektedir.
Kürt halkı 40. Yılı aşkındır PKK öncülüğünde özgürlük mücadelesini geliştirmektedir. Bu mücadele tarihinde muazzam tecrübe, değerler birikimi, zengin yol ve yöntemleri de yaratmıştır. Kuşkusuz Önder APO öncülüğünde gelişen bu görkemli mücadele tarihinin büyük bedelleri ve acıları da yaşanmıştır. Ancak Önder APO, özgürlüğün kolay olmadığını, ateşten bir gömlek olduğunu belirtmektedir. Bu gün ateşin ve güneşin çocukları olan Mezopotamyanın en kadim halkı Kürtler, Önder APO sayesinde insanlığın onuru, gururu ve umudu olmuştur. Kürtler, Önder APO’nun geliştirdiği demokratik ulus paradigmasıyla devletçi-iktidarcı kapitalist modernist dünya sistemine karşı demokratik modernite çağının başladığını her gün biraz daha fazla müjdelemektedir.
Rotinda ENGİN
Devam Edecek