HABER MERKEZİ –
Geliştirilen özel savaş politikaları günlük yaşamın her alanında karşımıza çıkmaktadır. Hatta yaşamımızı özel savaş hükumeti yönlendirdiğini belirtsek çok abartılı sayılmayacaktır. Kapitalist modernitenin gençlik üzerinde uyguladığı kirli yozlaştırma politikaları sınırsız olup çeşitliliği ve derinliği çok fazladır. Biz Kürdistan’da gençliğin yozlaştırılması boyutunda uygulanan temel yöntemlere değineceğiz. Sanat, Seks, Spor, Aile, Ajanlaştırma, Uyuşturucu, Medya, Sosyal Medya, Eğitim Kurumu, Kafe kültürü, Askerlik, Tüketim kültürü gibi gençliğin özünü anlamsızlaştıran özel savaş politikalarını açmaya çalışacağız.
Sanat, kültür değerleri içinde toplumla en fazla ilişkili olan bir alandır. Toplumsallığın kendini yarattığı ve çoğalttığı her alan sanatın konusudur. Sanat kaynağını inanç fikrinin ilk pratik eylemlerinden aldığı için ahlak ile de çok sıkı bir bağ içindedir. Kültür sahaları içinde kendi özgün dili ve ürünleriyle tüm topluma hitap eden tek alanın sanat olduğunu belirtmek gerekir. Bu kadar toplumsal olan sanatın kapitalist sistemde tersinden ele alınıp kullanılması da kapitalist sistemin toplum paradigmasına bağlı bir gelişmedir. Bilindiği gibi kapitalist sistem toplumsal dokuyu parçalayarak toplum içine yerleşir. Toplumsal dokuların parçalanması için ilk saldırdığı mevzi de ahlak olmaktadır. İşte sistem bu amacını gerçekleştirmek için sanata tersinden bir rol oynatmaktadır. Toplum komünal ve demokratik bir yapıdır. Sistem sanat ile gençlikte bireyciliği ve duyarsızlığı geliştirir. Günümüzde toplumla aralarında en büyük mesafenin açıldığı kesimlerin sanatçılar olması bundandır. Halbuki sanatçı topluma yön veren olması gerekir. Hatta mevcut olana aykırıdır. Fakat günümüzde gençliği, özelde de bireyi toplumdan kopartmaya en çok hizmet eden bir rotada ilerlemektedir. Bu yüzden Kürdistan gençliği çarpıtılmış sanat yoluyla ne idüğü belirsiz ucubelerin peşinde koşturularak ahlakından koparılmak istenmiştir. Özünü tanımayan, bu yüzden biçimsel yaklaşan bir Kürt genci yaratılmıştır. “Çağın modası budur” adı altında karaktersiz, özünde amorf bir gençlik tipi oluşturulmuştur. Gençlik sorgulamadan uzak, gördüğünü taklit eden bir konuma getirilmiştir. Diğer yandan, Kürt sanatında olmayan arabesk kültürün gençliğe empoze edilmesi tarihine, kültürüne, diline ve toplumsal yaşamına en büyük saldırıdır. Sanat adına açığa çıkan tüm yaratımlar tamamen kişiyi maddi kültüre yönelttiği gibi bireyciliğe teşvik etmektedir. Böylece kollektiflikten uzak, toplumsal değerlere ters düşen bireyci gençliği yaratmak isteyen sistem, karşısında direnecek gençlik bırakmamayı hedefler.Kültür bile diyemeyeceğimiz özel savaş yaratımlarıyla inceden inceye asimile olmaktır. Sanatsızlık aynı zamanda kültürsüzlüktür. Kendi sanatına yabancılaşma kültüründen, toplumsal hafızayı zinde tutan toplumsal yaşamdan uzaklaşmayı ifade eder. Kapitalist sistemin her şeyde olduğu gibi sanatı da metalaştırdığı bir gerçektir. Gençliğin marketten eşya alır gibi sanata yaklaşması bundandır. Bu yüzden gençliğin sanat ya da sanatçı adı altında sunulana inanması büyük bir gaflettir. Kapitalist sistemin dişlisi haline gelmektir. Sistemin sanatçı olarak sunduğu tipler kişiliksizdirler. Sanatta öne çıkartılan unsurlar özel savaş rejiminin belirlemeleri ve teşvikiyle açığa çıkar. Yıldızı parlayacak olanı özel savaş rejimi önceden belirlemiştir zaten. Esas itibariyle gençlik nasıl bir karaktere büründürülmek isteniyorsa o tipler öne çıkartılmakta, gençliğin öne çıkan tiplere özendirilmesi hedeflenmektedir. Direk mit eliyle sanatçılar belirlendiği gibi, sanatçı adı altında ortalıkta dolaşan tiplerin üzerinden gündemler dönem dönem yaratılması da bizlere göstermektedir ki sanat adı altında yürütülen tüm faaliyetler aslında özel savaş rejimine hizmet etmekten öteye rol oynamıyor. Hedef bellidir. Özentili, ahlaki değerlerden yoksun, bireyci hastalığıyla yozlaşan bir gençlik yaratmaktır. Unutmamak gerekir ki en büyük sanat kendi kültür ve ahlakını yaşamaktır. Onu devam ettirebilecek mücadele gerçeğini ortaya çıkarmaktır.
Kapitalist sistem hakimiyetinin başlamasıyla çığırından çıkarılıp sistemin gençliği esir alıp kolay yönetmesinin hizmetine koşturulan bir alan da cinsellik olmuştur. Uygarlık sisteminin kendisi cinsiyetçidir. Bilindiği gibi uygarlık cinsel kırılmaların kadın aleyhinde gerçekleştirilmesinin bir ürünüdür. Bu cinsiyetçi yaklaşım kapitalizmde zirveye çıkarılmıştır. Cinsellik insan neslinin devamında rol oynamış temel güdülerden biridir. Kutsallık derecesine dahi çıkarılmış olan cinsellik, toplumsallığın devamı için de rol oynamaktadır. Tarihin hiçbir döneminde cinsellik -ki buna kölecilik ve feodal uygarlık süreci de dahildir- kapitalizm döneminde olduğu gibi endüstrileştirilip satışa çıkarılmamıştır. Günümüzde cinselliğin satışa çıkarılmasında varılan düzey tıpkı sanat alanı gibi kapitalist bir yaratımdır. Bu alanın bu şekilde kullanılması kapitalist iktidarın toplum ve kadın yaklaşımları ile direk bağlantılı bir sonuçtur. Tabi ki söz konusu Kürdistan olunca devreye daha ince politikalar girer. Özel savaşın özel yoğunlaşması olarak ifade etmiş olduğumuz gençlik bu alanda da düşürülmek istenmiştir. Gençliğin dinamizmi, akışkanlığı cinsellikle köreltilmiştir. Deyim yerindeyse duygular güdüleştirilmiştir. Oluşturulan bu güdü cinselliğin hizmetine konulmuştur. Kuşkusuz cinselliğin seks sektörüne dönüştürülüp kullanılmasında, insan aklı ve duyguları üzerinde yaratılmış olan tahribatlar bir neden olmaktadır. Kapitalist sistemde akıl çıkarcı ve bencildir. Sadece kendisini düşünür. “Benden sonrası tufan” diyen akıl kapitalist akıldır. Bu akılda yüce duygulara yer olmaz. Duygular yerine tahrik edilmiş güdüler vardır. Bundandır ki eskinin destanlara konu olan aşkları, sevgileri bu sistemde yaşanmaz. İnsandaki cinselliğin iki cins arasında yaşanması muhtemel sevgi ve aşk ile terbiye edilmesi olanağı kalmayınca, ortam çığırından çıkarılmış ve hayvani düzeye indirgenmiş kontrolsüz güdülere kalmıştır. Seks sektörü cinsellik güdüsünün hayvani düzeye çıkarılmasının bir sonucudur. Toplumsallaştıran bir güdünün, duyguların ve aklın kontrolünden çıkarılması asıl tehlikeli olandır. Bu duruma getirilmiş bir gençliğin kendi sorunlarını düşünmesi, kendi iradesiyle çözüme yönelmesi asla beklenemez. Böyle bir gençlik güdülen bir gençlik olarak hakim sistemin kullanma metasına dönüştürülmüştür.
Kürdistan’da her yerinde yüzlerce genel evin açılması özel savaş rejiminin eliyle ve teşvikiyle yapılmıştır. Fuhuş pazarlarının sokaklara taştığı Kürdistan’da hedef gençliğin dinamik enerjisinin güdüleri üzerinden tüketilmesidir. Böylelikle gençlik bir yandan özgürlük mücadelesinden uzaklaşacak, bihaber olacak, diğer yandan toplumsal sorunlara karşı duyarsız, hayvani güdülere teslim olarak yozlaştırılacaktır. Yani gençliğin dinamizmi devletçi uygarlıklar tarafından ehlileştirilmiştir. Örgütlenme ve eylem olarak bilinen gençlik bu biçimiyle örgütsüz ve eylemsiz kılınmıştır. Sağlıklı düşünemez hale getirilmiştir. Hayalleri demir kafese alınmış ve bu kafes içerisine ufku, düşünceyi daraltan simgeler yerleştirilmiştir. Bu simgeler tabiki de güdülere hitap eden simgelerdir. Böylelikle gençliğin ütopyası hayvani duygulardan ötesine geçmez. Özel savaş rejimi cinselliği teşvik ederek ve her yönden cinselliğe hitap ederek beyinlerin düşünce gücünü güdülerle sınırlandırmış oluyor. Böylelikle yeryüzündeki en ağır silahın bile durduramayacağı gençliği bu ahlak dışı yöntemle pasifleştirmekte, yozlaştırmaktadır.
Devam Edecek…
Baran Mawa