HABER MERKEZİ
Yaklaşık son bir haftadır, işgalci Türk devletinin Kobanê ve Gre Spi hattında başlattığı sınır takviyesi ve sınır duvarlarının kaldırılması ‘Yeni bir işgal operasyonu mu başlıyor ?’ sorusunu akıllara getiriyor.
19 Temmuz Rojava Dervimi’nin yıl dönümü yaklaşırken işgalci Türk devletinin yeni işgal çabaları kendini göstermektedir. Bilindiği üzere Başurê Kürdistan’da başlayan işgal saldırları ikinci aşamasına geçmiş birinci aşamada başarısız olan işgalci Türk devleti ‘Pençe 2’ işgal operasyonunu başlatmıştır.
Pençe 1 işgal operasyonu sırasında ihanetçi KDP çizgisi ve Türk devleti işbirliği içersine girmiş yıllardır var olan hain işbirlikleri daha da artırmıştır. Başurê Kürdistan dağları işgalci Türk devletine KDP eliyle teslim edilmiş ve Mit’in KDP içersindeki yuvalanmaları Başurê Kürdistan dağlarına dağıtılmıştır. İşgalci Trük devleti gerek havadan gerekse ihanet çizgisinde ilerleyen KDP’yle yaptığı işbilriğinden istediği sonucu alamayınca ikinci bir işgal operasyonun startını vermiştir.
2017’de Efrîn işgaline girişen işgalci Türk devleti büyük bir direnişle karşılaşmış, çetelerin yardımıyla Efrîn’i işgal etmiş ama özgürlük savaşçılarını Efrîn’den atamamıştı. Efrîn’de gelişen eylemsellikler işgalcileri oldukça zorlamaktaydı. Kürt halkının gücünü dağıtmak adına Başurê Kürdistan’nında bir işgal operasyonuna girişmiş ama bugüne kadar sonuç alamamıştır. Faşizmin partisi olan MHP vekilleri Kandil’e ‘Türk’ bayrağı dikeceklerini söyleseler de yıllardır kurdukları bu hayal gerilla direnişiyle sonuçsuz kalmaktaydı.
Evet böylesi bir süreçte şimdi de Rojava’ya yönelme çabaları içerisindeler. Rojava Devrimi demokrasi ve devrime inanan bütün halklar için bir örnek niteliğindeydi, aynı zamanda demokrasiden nasibini almamış devletler (Başta işgal devleti olan TC) içinde bir tehdit niteliği taşımaktaydı.
Erdoğan bulduğu her fırsatta Rojava Devrim’inden rahatsız olduğunu, PYD, YPG-YPJ güçlerini terörist ilan etmekten geri kalmıyor. Zihninden oluşturduğu işgal operasyonunu gün yüzüne çıkarıyordu. Özellikle Erdoğan çetesi haline gelmiş DAİŞ’İn Kürtler eliyle yok edilmesi, Rojava ve Kuzey Suriye’nin DAİŞ’ten temizlenmesi Erdoğan’ın içine dert olmuştu. Her geçen gün terör örgütü olan DAİŞ ve Ehrar El-Şam çeteleriyle işbirliği ortaya çıkması Erdoğan’ın Kürt düşmanlığını daha da harlandırıyordu.
Tabii bu işgal saldırıları Türkiye ve Bakurê Kürdistan’dan ayrı ele alınamaz. Açlık grevi direnişlerinin oluşturuduğu direniş atmosferini kırmak için her türlü hile-hurda çeviren Erdoğan direniş karşısında çaresiz kalmış ve Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın tutulduğu İmralı kapılarını avukatlara açmak durumunda kalmıştı ve 2 Mayıs günü görüşme gerçekleşti. Görüşmelerden sonra açlık grevi direnişleri başarıya ulaşarak sonlandırılmıştır. Tabii Erdoğan’nın bir karın ağrısı daha vardır İstanbul seçimleri.
İstanbul seçimlerinden yenilgiye uğrayan Erdoğan’ın tek bir çaresi vardı; Kürtler. Kürtlerin oyunu almak adına Mit üyesi Dr. Ali Kemal Özcan’ı göndermişti. Yıllardır görüşme yapılmasına izin vermediği Halklar Öndeir Abdullah Öcalan’ın mektubu Akp’nin resmi kanalı haline gelmiş A haber’de okutuyor ve Kürtlerin desteğini istiyordu. Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın sözlerini iyi yorumlayıp analiz eden Kürt seçmenler oylarını Akp’yi devirmekten yana kullanmıştır.
Tabii işgalci Erdoğan güdümündeki işgal ordusu ve devleti, bu yenilgi karşısında ne yapcaklarını bilememiş. Kürdistan’ın her parçasında saldırı planları geliştirmiş, yenilgiden sonra Halklar Önderi Abdullah Öcalan’la görüşmelere izin vermemiş Başur işgalini resmileştirme çabasına girmiş, ve Rojava’yı tehdit eden sınır harketliliğini artmıştır.
Rojava’da yazılan bir destandı, bu destan Kürt gençleri öncülüğünde Kürt halkının, Kürdistan halklarının yazdığı bir direniş idi. Şimdi bu direnişin yıl dönümünde Kobanê ve Gre spi sınırndan başlayan hareketliliğe karşı başta Rojava Devrimi olmak üzere Kürdistan’ın her parçasını korumak gençliğin, demokrasi ve devrime inanan herkes kendine görev bilmelidir. Kobanê direnişi nasıl ki tarihe Rojava’nın Stalingrad’ı olarak geçmişse şimdi de ‘Düştü, düşecek’ hayalini kuranlara, devrim gerçekliğini göstermenin ve devrime akmanın, devrimi sahiplenmenin zamanıdır.
Axin Mahir Dicle