BEHDİNAN
Sen yürürsün rüzgar yürür
Sabahlar sığmaz olur gözlerine
Her adımda çözülür bir karanlık
Şafaklar çiçek sunar ellerine
Gün tutuşur
Dağlar aydınlanır
Adnan Yücel, Arnos’u anlatmış bu dizelerde. Bende Arnos’u dizelerde anarak meramıma başlıyayım. Arnos Haymana, 2013 yılında üniversite okuduğu sıralarda faşistler ile yaşanan bir kavganın ardından yönünü Özgürlük saflarına vererek gerilla olmaya karar verdi. Yürüyüşü 6 yıl sürdü. Arnos’u anlatmak gerekiyor. Arnos işgalcilik ve sömürgeciliğe baş kaldırmış, Kürt ve Kürdistan’ı bildikten sonra yaşam kavgası anlamsallığının derinliğine inivermişti.
Arnos, adını her gün araştırdığı ve henüz bilmediği Kürdistan’dan Ankara’nın Haymana ilçesinin bir köyüne göç etmiş bir aşiretin çocuğuydu. Arnos, geldiği toprakları ailesi ve aşireti yoluyla öğrenmiş ve görmediği için uzun yıllar rüyalarında görmüştü. Arnos, bir gün oraya gideceğini çocukluk hayallerinin arasında olduğu hep dile getirirdi. Hayallerini defalarca anlatmasına rağmen her seferinde ülkeyi başka bir güzel anlatıyor ve bizde sanki ilk defa duyarcasına bir kez daha pür dikkat dinliyorduk.
Arnos, Ankara’da zor şartlarda büyümüştü. Kimliği nedeniyle ilkokul yıllarından itibaren faşistler ile kavga ederek okumuş ve büyümüştü. Arnos’un çocukluğu-gençliği tamamen kimlik kavgasıyla geçmişti. Bu da Arnos’u güçlü ve direngen bir karakter edinmesinde büyük bir rol oynamıştı. Arnos, Kürt kimliğini ve Kürdistan’lı olmayı çocukluğundan özgürlük saflarına katıldığı güne dek bir onur sayarak sürekli olarak korudu, kavga etti, kafası yarıldı, kafa yardı ama hiç yılmadı. Katıldığı günde bir kavga akşamına denk gelmesi onun açısından garip gelmemişti.
Arnos, Ankara’dan yine başka bir İç Anadolu kentine üniversite okumaya gider. Orada da tabi ki faşistler yakasını bırakmaz. Arnos, Kürt’tür ve Kürt olan öğrencilerle kalır. Arnos, üniversiteye geldiği gibi üniversite de bulunan örgütlenir. Bunun karşısında sürekli olarak okuduğu üniversite ve kentte sürekli olarak arkadaşlarına faşist saldırılar olur. Arnos, faşistlerle kavga durumuna o kadar alışmıştı ki kavga olmadığı günlerde canı sıkılırdı. Kavga da en önde ve genelde faşistlerin peşine verilmesiyle kent ve üniversite de tanınırdı. Arnos kavgayı bir yaşam biçimi haline getirmişti. Derin bir kavga anlayışı geliştirmişti. Faşistler artık ondan korkar olmuştu. Verdiği kavga ile o kentte faşistler artık hastane arar olmuştu.
Arnos, arkadaşlığa ve arkadaşlığın anlam derinliğine varmış ve bunu derinden yaşar idi. İki eli kanda olsa yarı yolda bırakmazdı kimseyi. Gece-gündüz örgütlü yapının gelişmesi için mücadele eder ve faşistlerin baskısını kırmak için yurttan, üniversiteden, kentte her yerde yer alırdı.
Yıl 2012. Kürdistan’da Devrimci Halk Savaşı kapsamında yoğun savaş yaşanırken, zindanlarda açlık grevleri sürüyordu. Üniversite de ise her gün eylemlilik sürüyordu. Eylemler saldırıya uğramasın, arkadaşlarına zarar gelmemesi için Arnos en önce bir arkaya bir sola bir sağa gidiyordu. Faşistler işgalci TC polisleri ile birlikte harekete geçirilmişti. Kitlemiz sloganlar ile yürümeye tam başlıyacakken, faşist grup polis ile Arnos’a saldıra geçti. Arnos, üzerine onlarca kişi gelmesine rağmen Arnos’ta onların üstüne yürüdü. O gün büyük bir kavga yaşandı. Onlarca faşist yaralandı. Arnos, tek başına 7 faşisti hastanelik etti. 60 Kürt ve Solcu öğrenci gözaltına alındı.
O gün Arnos Özgürlük Saflarına yönünü verdi. Mücadelesini Özgür Kürdistan dağlarında bir gerilla olarak 6 yıl sürdürdü. Şengal’de bir Dervêş oldu. Zagrosların sevilen Arnos’u oldu. Bir an olsun savaştan mücadelede öne atılmaktan geri durmadı. Kavgacı ve savaşında hırçın bir gerilla oldu. Zagros’un asi dağlarından Heftanîn Savaşına koştu. Arnos orada alçak bir hava saldırısında 1 Haziran’da ölümsüzler kervanına katıldı. Nazım’ın dediği gibi 1 Haziran’da Ölmek Zor! Arnos’ta zor bir kavganın sahibi oldu ve şehit düştüğü günün anlamsallığını bilircesine yıldızlaştı. Sevgi, saygı ve minnetle.
Andok Özgür