HABER MERKEZİ
Fırtınalı bir Tendürek akşamı, kış tüm şiddetiyle hüküm sürdürürken hiç beklemediğimiz bir anda bizler şehit sipan kampında akşama doğru şahadet haberini alacaktık. İşte o zaman söyleyecek söz bulamadık. Ne diyebilirdik ki yoldaş. Öyle bir vakitsiz olmuştu ki nasıl olduğunu bile anlamayacaktık…
Firaz arkadaş gerillaya belli bir siyasal mücadele yürüttükten sonra genç yaşta katıldı. Gerillaya katılmadan önce bulunduğu siyasal çalışma zemininde halkı, mücadeleyi ve en önemlisi de yakalandığı dönemde düşman gerçekliğini genç yaşına rağmen çok iyi tanıdı. Gerilla, Firaz arkadaş için mücadeleyi daha da yükseltmek anlamına geliyordu. Legal alanda daha fazla aktif olamayacağını, düşmanın yönelimlerine bu şekilde istediği düzeyde cevap olmanın zor olduğunun farkındaydı. Bu düşmana karşı daha bir üst aşamada cevap olmanın, mücadele etmenin gerillacılıkla olduğunu dağa çıktıktan sonra daha iyi görüyordu.
Tarihimizin ve günümüzün en aktif isyan kalelerinden birisi olan ağrı dağında 2002 yılında gerillaya katılır. Milislik yaptığı dönemlerde defalarca dağa çıkmış, gerillayı görmüş olmasına rağmen bu sefer çok farklıydı. Herkesten daha fazla bunu o hissediyor, biliyordu. Köylerinin bulunduğu ağrı dağı eteğinde, Firaz arkadaş isyan anılarının anlatımı ile büyümüştü. İsyanı yaşamış yaşlılardan anılarını dinlemişti. İsyanı yaşamış yaşlılardan Roma reşin vahşi barbarlıkları öfkesini taşırmıştı. İşte şimdi tüm bunların hesabını sorma fırsatını Gli dağda yakalamıştı. Bu tarihi sorumluluk bilinciyle yaklaştığından, yine çağdaş özgürlük hareketini bildiğinden gerillada zorluk çekmedi. Ve hep şöyle derdi “tarihi sorumluluklarının bilincinde olanlar basit sorun ve engellerle tökezlemezler”. Firaz yoldaş bu bilinç düzeyini pratik beceri ve yetenekleri ile çok ustaca birleştirdi. Gerçekten de hiçbir durum karşısında çözümsüz olmadı. Güçlü pratik zekası ve yetenekleri ile giriştiği her çalışmada başarılı olmasını bildi. Araratın genç savaşçısı dağda gerilla olsa da halk çalışmalarından hiç kopmadı. Daha önceleri halk içinden dağa gelip giderken bu seferde dağdan ovaya, halk içine gidip geliyordu. Bu çalışma döneminde başarılı birkaç eyleminden sonra hain ve işbirlikçilerin korkulu rüyası olmuştu.
Belli bir pratik çalışmadan sonra 2004-2005 kışını Firaz yoldaş güneye mahsum korkmaz akademisinde geçirdi. Bu eğitim fırsatını iyi değerlendirerek önemli bir askeri yetkinleşmeyi sağladı. Eğitimden sonra kendisinin de istek ve önerisi üzerine düzenlemesi serhata yapılır ve baharla birlikte bir grup arkadaşla eyalete gelir. Yıllarca mücadele ettiği, yanı başında büyüdüğü dağlara dönüktü yönü. Serhattan hiçbir zaman kopmadı. Uzak olduğu dönemlerde bile bu kopukluk fiziki olmanın ötesine geçmedi. Yüreği ve beyni sürekli heybeti ile ararattaydı.
Dambat alanına ulaştıktan sonra düzenlemesi bu alana yapılır. Bu alanda aynı zamanda kuzey dönükte çalışmalar yürütecekti. Her iki alanı da iyi tanıdığından sezon sonunda başarılı bir pratik ortaya çıkarmıştı. Yaratıcılığı, iş bitiriciliği ve halkçı özellikleriyle halk tarafından da oldukça sevilen biriydi. Yine arkadaş ortamında bulunduğu her ortamın neşe ve moral kaynağıydı. Pratiğin en zorlu dönemlerinde bile esprileri ile yaşamın rengi oluyordu. İnatçı ve radikal duruşuyla da APOCU militanlığın sarsılmaz çizgi savunucusuydu. Bir yönü Kawa gibi tek kişilik bir ordu yönü, bir yönü Siyabend gibi şahin ruhlu ve bir yönü Gever gibi gençliğin coşkusu…
2006 yılı pratiği ile kuzeye geçen Firaz arkadaş sezon sonuna kadar siyabend arkadaşla birlikte başarılı bir pratik yürüttü. Siyabend arkadaşla birlikte iyi bir ekip çalışması yürütmüşlerdi. Sezon sonunda tendürek bölgesinde buluşunca kış üstlenme düzenlemeleri yapıldı. Bu düzenleme sonucu siyabend yoldaş ağrı dağı bölgesine giderken biz de birlikte Çömçe bölgesine gidecektik. Firaz yoldaşın bu bölgeye ilk gidişiydi.
Çömçedeki altı aylık kamp süreci benim için de Firaz arkadaşı daha iyi tanıma süreci idi. Savaş ve pratik gerçeğin aynası sözü belki de en çok Firaz yoldaşı ifade ederdi. Pratikteki duruşu ve savaştaki gerçeği hiçbir zaman pratiğin olmadığı dönemlerdeki gibi değildi. Gerçek anlamda bir pratikçi ve savaşçıydı. Görünüşüne bakıp da benim gibi yanılan bir çok kişi olmuştur. Çok güçlü bir bünyesi vardı. İradenin ta kendisi demek yanlış olmayacaktır. Kaldı ki ceza evi döneminde düşmanın en acımasız işkencelerine rağmen tek bir söz söylememişti. Yine çevik ve atikliğiyle çoğu kez şaşırtıyordu.
Firaz arkadaş için de bu süreç gerillacılığın bir çok yeni tecrübesini kazandığı bir dönem oldu. Çömçe’ye ve madur dağlarını ilk defa görüyordu. En önemlisi de ilk defa bir kış kamp üslenmesine giriyordu. Özellikle madura adeta hayran kalmıştı. Bu hayranlığını sohbetlerinde sürekli dile getirirdi. Baharla birlikte tekrar bir grup arkadaşla çömçeden ayrılacaktık. Yağmurun bir yedinci kişi olarak bizimle hareket ettiği bir haftalık bahar yürüyüşü sonrası ağrı dağı bölgesine varmıştık. Yol süreci boyunca Firaz arkadaşın araziye olan hakimiyeti, bir sefer gittiği patikaları çıkarması hepimizi şaşırtmıştı. Alana ulaştıktan sonra önceden de düzenlendiği gibi öz savunma çalışmasına sorumlu düzeyde girdi. Kendisine örnek olarak aldığı sayılı arkadaşlardan biri olan Kawa arkadaş gibi deyim yerindeyse “tek kişilik bir ordu” gibiydi. Firaz yoldaşı tanıyan bir arkadaşın pratik duruşunda ve çalışma tarzında dikkatlerini çeken en belirgin yanıdır.
Ve bir kez daha bir sonbahar günü tendürekte bizden ayrıldı. Bizler yeniden görüşme umutlarımızı bahara saklayarak uğurlamıştık onu. Dambat alanına gidiyordu. Nereden bilebilirdik ki bir daha onu göremeyeceğiz. Nereden bilebilirdik ki bu son görüşmemiz olacak. Bahara sakladığımız umutlarımız şu mart ayının son günlerinde gelmeyeceğini, hem de bir daha asla gelmeyeceğini bilmeleri ile acıyı tekrar yaşıyor ve umudumuzu yine saklıyoruz. Evet, yoldaş bu umut seni yaşatmak adına hep saklı kalacak. Sen rahat ol yoldaş, xani babanın diyarında binler senin ardından seni yaşatma sözünü “şehit namırın” diyerek haykırdılar. Bu haykırış tüm Araratta yankılandı. Ve bildiğin gibi bizler var oldukça senin her daim sevdiğin dağlarda yaşatacağız…
Mücadele arkadaşı SİDAR