HABER MERKEZİ- Gençliğin Sözü- Analiz
“Kapitalist modernite ile her türlü soykırım politikasının zirveye ulaştığı bir dönemi yaşıyoruz. Bu dönemde ak ile karayı birbirinden ayırmak güçlü bir zihinsel sorgulamayı istediği gibi mevcut kapitalist modernite güçlerine kuşkulu bakmayı da gerektirir. Yaşamın her anında kapitalist modernite güçlerine kuşkulu bakıp sorgulamak yaşamı anlamlı kılacağı gibi doğru mücadele yollarını da gösterecektir. Bilgi ve hakikatin bu kadar fazla sahte yansımalarla yansıtıldığı bir dönem olmamıştır. Bunun için kimin neye hizmet ettiği, hangi politikayla yapıldığı, sonuçlarının kime yaradığını bilmek önemli bir konudur.
Siyasal ve askeri politikaların yoğunca yaşandığı bir dönemden geçtiğimiz için her söylemin ve hareketin amaçladığı bir hedef vardır. Bu amaçlanan politikaların ve saldırıların çoğunun ideolojik saldırılar olduğu çok iyi bilinmelidir. Örneğin son dönemde şahlanan sahte Kürtçülük de bu politikaların başında gelmektedir. Kürt soykırım politikaları sayesinde kendi saltanatını büyüten güruh kalkıp sahte bir Kürtçülük yaratıp beyinleri bulanıklaştırıp soykırım sisteminin başka bir yolunun mermer taşlarını döşemektedir.
Bu politikaların ve algıların tümü tarih bilincinden kopuk yapılmak istendiği de başka bir konudur. Bilinçli bir şekilde toplumu tarihten ayırıp günü birlik bir politikaya mahkum etmek istemektedirler. Bugün sahte Kürtlük yapanların tarihte Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’ne soykırım politikaları ekseninde nasıl saldırdıkları görülecektir. Kürt halkına karşı nasıl bir soykırım politikası içerisinde yer aldıkları anlaşılacaktır. Kapitalist ve sömürgeci güçlerin temel özelliklerinden birisi de kendi politikaları çerçevesi ve amaçları doğrultusunda her şeyi kullanabilecekleri gerçekliğidir. Bugün de mevcut yürütülen politikalar içerisinde en belirgin olanlardan birisi de budur. Kürt soykırım politikaları içerisinde yer almış, binlerce Kürdün kanını elinde barındıran Hizbulkontra en masum Kürdistani bir hareketmiş gibi kendini gösterip, Kürt soykırım politikalarının başka bir versiyonunu yürütmektedir. Faşist soykırım rejiminin destekleriyle kendine alan açan ve her türlü özel savaş politikalarıyla yeniden palazlandırılıp Kürt soykırımında ve dini duyguların sömürüsünde rol almaktadır. Bu politikaların çoğunu yaparken de tarihsel gerçeklerinden uzak yapılmaktadır. Tarihsel gerçekliği unutturulmak istenmektedir ki bir nebze de olsa karşılık bulmak için. Ama özelikle gençlik ve tüm toplum unutmamalıdır ki bugün binlerce yaşamını yitiren, demokrasi ve özgürlük şehidi olan kişinin bir mezar taşının bile olmaması bu soykırımcı güçlerin bir ürünüdür. Bugün kendilerini allayıp pullamaları bu katliamcı politikaların başka bir yüzüdür.
Dünya çapında bir kimlik sahibi olan Kürt Özgürlük Mücadelesi’ne yönelik saldırıları ve dünya çapında kimliksel bir karmaşaya götürüp yaratılmış olan meşru hakları tekrar soykırım politikaları ekseninde kullanmaları soykırım rejiminin bir oyunu olduğu da açıkça ortadadır. Bunun için özelde gençlik genelde tüm toplum mevcut tüm politikalara tarihsel bir gerçeklikle bakmalı, bilinçlenmeli insanlarımızı asit kuyusuna atan tüm katliamcı zihniyetlere karşı doğru mücadeleyi vermelidir.
Bu politikaların özellikle yürütülmek istendiği alanların başında Êlih ve Amed gelmektedir. Özellikle Êlih ve Amed gençliği öncülüğünde bu soykırım politikalarına zemin bırakılmamalı, tüm topluma karşı sorumlu yaklaşıp tüm gençlik ve toplum bu özel savaş politikalarına karşı bilinçlendirilmelidir ve Kürtçü görünen soykırım maskesi düşürülmeli ve tüm topluma teşhiri yapılmalıdır.”
Kaynak:Yeni Yaşa Gazetesi