HABER MERKEZİ – Ateşin Çocukları İnisiyatifi Mayıs Ayı bilançosunu açıkladı. Resmi hesabında yazılı açıklama yayınlayan inisiyatif faşizme karşı herkesi eyleme geçmeye çağırdı.
İnisiyatifin açıklaması şu şekilde;
Ateşin Çocukları İnisiyatifi olarak Türk ordusunu destekleyen faşistlere karşı Türkiye’nin tüm şehirlerinde basitten karmaşığa, küçükten büyüğe, etkili tarz ve yöntemlerle intikam ateşini gürleştirmeye devam ediyoruz.
1925’ten başlayarak yürüttüğünüz soykırımların intikamını almak kadar; günümüzde de katlettiğiniz her kürdün, çocuğunun kemiğini arattığınız her ananın, yüreğine acı serpiştirdiğiniz her babanın ahı, kin, öfke, nefret ve intikam tohumu olarak ülkenizin dağlarında, ovalarında, sokak, fabrika ve iş yerlerinizde, çocuklarınızın oynadığı parklarda yeşerip serpilerek, kartopu gibi büyüyüp çoğalarak, çeşitlenip farklılaşarak sizi yakmaya, yıkmaya, yollarınızı tıkamaya, öfke seli ile kan kusturmaya devam edecektir. Günden güne artan düşman bilincimiz faşizmi her taraftan ateş çemberinde bırakarak, mezardaki kemiklerinizden bile hesap soran duruma gelecektir.
Düşmanın düşmanı olma bilinç ve kararlığına ulaşanları düşman ne yaparsa yapsın, istediği her yeri kamera, mobese, ordu ve polisle donatsın; engelleyemez.
Kim ki düşmanın engellerini bahane ediyorsa bilinmeli ki o, düşmanın iradesizleştirme politikasına teslim olmuş, bilinci körelmiş, duygu ve ruhta teslimiyet içinde, derin bir ihanet yaşıyordur.
Düşman, ulusumuzun kahramanlarını kimyasal ile can çektirerek öldürülüyorsa; sessiz kalanlardan, sadece geçim derdi ile uğraşanlardan, geçmişte yaptıklarıyla övünüp yurtseverim diyenlerden, koltuk peşinde koşanlardan, yurdu talan edilirken direnişi oy vermek sananlardan cesaret alıyordur. Bizler sessiz kalarak bu suça ortak olanlardan, geçim derdinde olup onurunu yitirenlerden, koltuk peşinde koşup başkalarının kanı üzerinde yaşayanlardan değil; işinde gücünde görünüp; gece gündüz faşistlerin her şeyini yakan, yıkan, yolları tıkatanlardan olacağız.
Kameraya karşı yüzünü örtmek, parmak izi çıkmasın diye eldiven giymek ve yakıp yıktığınız yerden dolanmak; düşmanın tüm tedbirlerini beş kuruşa indirecektir. ‘Her şey denetimdedir’ yaygarası psikolojik savaştır. ‘Hareket eden tutuklanır’ algısının yaptıklarımızla yalan olduğunu ortaya çıkardık.
Bizleri engellemek için Türkiye’nin şehir, dağ ve ovalarında dolaşan bekçi, polis ve orduyu siz oluşturdunuz fakat bizim planımız dâhilinde harekete koymak zorunda kaldınız. Kürdistan’da ki gibi Türkiye’de de her tarafı ordu ile kuşatmak, karmaşa yaratarak, faşistleri huzursuz kılma, intikam hareketimizin planıdır. Dağlarımıza bomba yağdıran, şehirlerimize asker taşıyan helikopter ve uçaklarınız şimdi Türkiye dağlarına su taşıyor. Yetmiyor; Rusya, Ukrayna, Azerbaycan, Belarus ve diğer dış devletlere muhtaç kaldınız. Kısasa kısas, aynı dilden cevap vermek tarihteki gerçekliğinizin sonucudur.
Vatanımızda yaktığınız bir palamut ve meşe ağacına karşı Türkiye’de yüzlerce hektar ormanı kül ettik, söndürmek için Cizre ve Amed’ten Tomaları bile devreye koydunuz.
Kürtleri soykırım, dil ve kültür kırımdan geçirirken biz yurtseverleri pasifize edebilmek için her seferinde Kürt Türk kardeşliğinden dem vurdunuz. ‘Özgür olmayan kardeş olamaz ancak köle olabilir’ gerçeğini bilince çıkartıp özel savaş yöntemleri ile mücadele, direniş ve intikamdan uzaklaştıran çarpık bilincinizi bertaraf ettik.
Kürdistan’da insanları rahatsız ettiniz. Bizde Türkiye’de çakmak taşıyan, sigara içen herkesten şüphelenip korkmanızı sağladık. Öyle ki Hatay’da gece sigara içen, Antalya’da yangın söndürmek için giden AKP ve MHP’lileri bile linç ettiniz. Aç bırakarak para karşılığında ajanlaştırmak istediğiniz Kürtlere karşı elektrik parasını vermek için dilenen MHP ile AKP üyeleri ve kimi polisleri aynı tuzakla sizi içten can evinden vurduk. Oluşturduğunuz 100 bin yangın söndürme gönüllüleri arasına giren yüzlerce yurtseverin sizi ne hale koyacağını göreceksiniz. Kimi itfaiyecileri şimdiden selamlıyor, bekçilere ise hadlerini bilmeleri gerektiğini belirtiyoruz.
Cizre, Sur, Nusaybin ve Şırnak’ın yakılıp yıkılmasına karşı Türkiye’de 52 il 76 ilçeyi eş zamanlı yakarak Kürdün nelere kadir olduğunu gösterdik. Cizre yanarsa Bodrum’un kül olacağını gösterdik. Dağlarımızı kamera, mobese ve foto kapan ile doldurdunuz, şimdi kendi sokak ova ve ormanlarınızın her karışında aynısını uygulamak zorunda kaldınız. Doksanlarda yaktığınız köylerimize karşı Türkiye’de yüzlerce köyü yakarak aynı yöntemle cevap verdik. Onlarca şehrinizi ateş, kül ve dumanla kapladık.
Kürdistan’ın dağ ve ovalarına giriş yasağı koydunuz. Buna karşı çok çeşitli yakma yıkmalar geliştirerek İstanbul, Ankara, Konya, Muğla, Manisa, Denizli, Çanakkale ve diğer illerde ormanlara giriş çıkışı yasaklamak mecburiyetinde kaldınız. Düşman ülkemizde ne yapıyorsa aynısını onların şehirlerinde yapmak; kaos planımızın gereğidir.
Kürdistan’da kurduğunuz kontrol noktalarının benzerini şimdi Türkiye’de şehirlerarası yollarda yapmak zorundasınız.
Ülkemizin nadide çiçeklerini vurmak için uçan İha-Siha’larınızı şimdi kendi metropolleriniz ’de de uçurtuyorsunuz. Aynı İha’lar ile sizi can evinden yakmanın zamanı da gelecektir.
Düşmanın dağlarımızda kimyasal kullanmasına karşı Türkiye’de ki okullarda, askeri kışlalarda, toplu yaşam alanlarında suları zehirlemek başta olmak üzere çok çeşitli ve yaratıcı yöntemlerle çocuklarınızı zehirleyeceğiz. Şu an orduda olan Kürtler, birlikte olduğunuz katiller sürüsü kardeşlerinizi kimyasal ile öldürürken aynı yöntem ile yemeklerine zehir koyma onları öldürme görevinizdir. İlk, orta, lise ve üniversite okuyan gençler, çocukluktan Kürt katili yetiştiren o okullarda okuyan öğrencilerin ailelerine aynı acıyı yaşatmak için sonuna kadar inisiyatiflisiniz. Binlerce faşist Türk’ü Kürt’ün tırnağına kurban ederiz. Bizler düşmanın düşmanı olan Kürt’leriz. Özgürlük ve intikam aklı, ulus ve vatan aşkı engel tanımaz, sınır bilmezdir. Daha fazlasına şimdiden hazır olun. Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır.
Onurunu ve şerefini yitirmemiş, ülke aşkı ile büyüyen çocuklar olarak ülkemizi bombalayanların akrabalarını, dostlarını, sevenlerini, destekleyenleri asla ama asla affetmeyeceğiz.
Unutanın kalbi kurusun! Görmeyenin gözü kör olsun! Durup sadece bekleyip izleyen insanlığından utansın! Yüz değil, bin yıl sürse dahi dilimizi engelleyerek onursuzlaştıran, kimliksiz bırakarak kişiliksizleştirmek isteyen, ülkemizin ismini yasaklayarak köksüz kılma arayışında olan bu düşmanı ülkemizden def edeceğiz. Kendisi için reva gördüğünü Kürt ulusuna yasaklayan ahlaksızlara karşı günün yirmi dört saati bu düşmanı nasıl vururuz, yok eder, pişman eder duygu ruh ve bilincinde olarak yaşamak, yaşam gerekçemizdir.
Yüz yılın intikam hareketi olan Ateşin Çocukları İnisiyatifi perspektifi ile inisiyatifli olup harekete geçen kadın, erkek, genç ve yaşlılar olarak şimdi Türkiye metropollerinde yaşayanlara çağrımızdır; Dağlarımızda abê ve ablalarımıza karşı kimyasal kullanan şerefsizleri destekleyenlerin ekin, araba, fabrika, otel, arazi ve iş yerlerini yakmak; içinde vatan ve ulus sevgisi olan herkesin namus borcudur, vatani görevidir. İnsan olmanın gereğidir. Ulusal bilincinin emridir.
Kim kimden neyi, niye bekliyor? Zaman İnisiyatifli olma, bir kıvılcım ile faşistlerin ekonomisini çökertme, umudunu kırma vaktidir. Kemiklerimizi mezardan çıkartanlara tarihsel acılar yaşatma zamanıdır. Kardeşlerimizi cezaevinde katledenlerin içine evlat acısı koyma, onları yarattıkları yıkım ve gözyaşı ile bırakma demidir. ‘Ben Kürdüm, onurluyum, namusluyum, dünyadaki diğer halklar gibi özgür yaşamak istiyorum’ diyen herkesin görevidir. Bu çerçevede de Adana ve Konya’da inisiyatifli davranıp faşistlerin buğdaylarını yakan, Mersin ve Ankara’da yol kapanı atan, İstanbul’da fabrikaları yakan Kürtler; Kürdün yüz akı, ülkemizin asil ve onurlu vatan savunucusudurlar.
1600’lar da Osmanlıların Dersim’den Çoruma sürgün ettiği ve şimdide oraları yakan, özünü korumuş ülke aşığı yeni kuşağı selamlıyoruz. Geçen yıl Tekirdağ’da buğdayları eş zamanlı yakanlar bu yılda faşizmi felç etmelidir. Sizler yurtseverliğin özüsünüz. 1925’te Konya’ya asimile edilmek için sürgün edilmelerine rağmen bu gün yürekleri Kürdistan’da atan, düşmanın vahşetine karşı öfkesini faşizme kusan, özünü yitirmemiş isimsiz kahramanlar olarak anılacaksınız. 1993’lerde köyleri yakılarak metropollere göç ettirilen, ‘nan’ın ülkesinde ekmeksiz bırakılan, sadece karnını doyursun diye mücadeleden uzaklaştırılmak istenen İstanbul ve diğer metropollerde fabrika köşelerinde açlık sınırında çalıştıran Kürtlerin; faşizmin fabrikalarını yakarak verdikleri anlamlı cevabı selamlıyoruz. Adana ve Mersin gibi birçok şehirde yakıp yıkanlar, fuhuş ve uyuşturucu ile toplumun geleceği olan çocukların hayatını karartmak isteyen düşmana en güzel cevabı siz verdiniz. Bizi ülkesiz bırakanların ailelerini darmadağın etmek, onları can evinden yakmak en anlamlı ve değerli cevaptır.
Kürdistan’ın her metre karesini asker ve polis ile doldurarak, yollarda kontrol noktaları kurup huzurumuzu kaçıranların ailelerinin yaşadıkları Türkiye metropollerin de yol kapanı atarak yüzlerce aracın yolda kalmasını sağlayan, tabelaları boyayarak şaşırtan, taş ve çeşitli yöntemlerle yolları tıkatanlar düşmanın Kürdistan şehirlerindeki uygulamalarına en güzel cevabı vermişlerdir.
Herkes olduğu alanda faşistlerin arabasını, işyerlerini, buğdaylarını yakmak, yollara taş-çivi atmak, tabelaları boyamak, düşmanı basit ve etkili yöntemler ile vurmak, girdikleri ekonomik krizi derinleştirerek sömürgeciliği kırmak için sonuna kadar inisiyatiflidir. Eylemlerimiz Özgür Kürdistan kurulana dek kesintisiz devam edecektir.
Mayıs Ayı Bilançosu;
Onlarca yol tabelası boyandı
Yüzlerce araç lastiği kesildi
Defalarca yol kapanı ve çeşitli yöntemlerle yollara kayyum atadık.
1 Fırın
1 Park
6 Araç
1 Ağaç deposu
2 Müstakil ev
1 Metruk ev
4 Buğday tarlası
1 Mobilya Atölyesi
1 Geri Dönüşüm fabrikası
2 Sera
1 Baza ve Yatak Deposu
1 İş yeri
Ateşe Verildiler..!