HABER MERKEZİ – Mezopotamya Ajansı’na konuşan Özdemir, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarının gereğini yerine getirmediğini ifade ederek Komite’nin bu nedenle Türkiye’den savunma istediğini söyledi.
Türkiye’de ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının “ölünceye kadar” sürdüğünü söyleyen Özdemir, “AİHM’in ihlal kararlarında da belirtildiği üzere ‘umut hakkı’ kapsamında belirli bir süre sonrasında yargılamanın yenilenmesi için iç hukukta yargısal mekanizma oluşturulmalıdır. Tek kişilik odada ölünceye dek süren bir infaz sürecinin ‘işkence, insanlık dışı kötü muamele yasağıyla’ ilgili olup, Türkiye’deki Ceza İnfaz rejiminin hak temelli bir yaklaşımla değişimini zorunlu kılmaktadır” diye konuştu.
AİHM’in kararları doğrultusunda yapısal değişiklikler talep ettiklerini vurgulayan Özdemir, “AİHM kararları bireysel ve genel önlem mahiyetinde olup, mevzuattan ya da uygulamadan kaynaklı ihlalin yeniden yargılama veya yapısal çözüm önerileriyle giderilebilir. Diyarbakır Barosu olarak bu ihlal kararlarını uygulaması için mevzuat değişikliği ve yasal sistemde değişiklik yapılmasını talep ediyoruz. Faili meçhul ve zorla kaybettirme yargılamalarında, insanlığa karşı suç tanımı içerisinde değerlendirilme yapılması ve zaman aşımı tehdidinin ortadan kaldırılması gerekir. KHK’lerle yapılan ihraç işlemlerinin sosyal ölüm mahiyetinde olduğu, tek bir idari işlemle binlerce kişinin özel ve aile hayatına saygı ve adil yargılanma hakları ihlal edilerek istihbari verilerle ihraç edildiği gözetildiğinde; Hamit Pişkin kararının gereğinin yerine getirilmesi ve ihraç işlemlerinin hukuki olmadığının tespiti gerekmektedir” şeklinde konuştu.
Talepleriyle ilgili Bakanlar Komitesi’nin kendilerine dönüş yaptığı ve verilen yanıtta Türkiye’den savunma istendiğinin yer aldığını aktaran Özdemir, “Taleplerimiz ile ilgili Türkiye’den savunma istenmiş. Türkiye savunma verdikten sonra ilk değerlendirme yapılacaktır” dedi.
AİHM, Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın avukatları tarafından 2003’te yapılan başvuruyu 18 Mart 2014’te karara bağlamış ve Halklar Önderi’nin şartlı salıverilme hakkına sahip olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmesini Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) aykırı bulmuştu. “Öcalan 2” olarak çıkarılan karara rağmen Türkiye, halen herhangi bir adım atmadı. AK BK, bunun üzerine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla ilgili “umut hakkını” doğuracak yasal düzenlemeler ve uygulama değişikliklerinin sağlanması için Türkiye’ye dair denetim süreci başlattı. Süreç bu önümüzdeki Eylül ayında doluyor.
Baronun başvuruları, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası nedeniyle “umut hakları” ellerinden alınan ve AİHM’in haklarında benzer ihlal kararı verdiği tutsaklar Hayati Kaytan, Emin Gurban ve Civan Boltan’ı da kapsıyor.