Bir sanatçının İrlanda’ya, bağımsızlığa ve eşitliğe adanmış yaşamıydı Constance’ın ki… Hem bir sanatçı, hem politikacı, hem bir süfrajet ve sosyalist hem de İrlanda bağımsızlık savaşında barikat başlarında bir savaşçı. O ve kız kardeşlerinin barikatlar arkasında teslimiyeti kabul etmeyerek direnişi, O’nları tarihe ‘1916 Kadınları’ olarak yazdı. Teslimiyeti düşünmeyenlerdendi. “Kadın olduğunuz için idam edilmeyeceksiniz” diyen İngiliz yetkililere cevabı nett: “Takımınızın beni vuracak inceliğe sahip olmasını dilerdim.”
HABER MERKEZİ – İrlanda bağımsızlık savaşı olarak da bilinen “Paskalya Ayaklanması”nda barikatlarda savaşan kadınlara verilen isimdir: “1916 Kadınları”. Barikat ve hendeklerde savaşan, yaralıları tedavi eden, bilgi toplayan kadınlara komuta eden ise kontes, sanatçı, politikacı, bağımsızlıkçı, devrimci, süfrajet ve sosyalist Constance Markievicz’di.
Sözlük tanımına göre; “Bir kimsenin, bir şeyin sözlü ya da yazılı betimi” olarak tarif edilir portre. Birini betimlemek için hayatınızda belleğe kazınmış izler olması lazım ama buna bir de ‘kadın portresi’ yapacağım derseniz, yanına ‘iğne ile kuyu kazar gibi bilgi toplama’ sürecini de eklemeniz gerekir.
Gizlenen saklanan ve satırlar arasında görünmez kılınan tarihin ötekilerini/ötekileştirdiklerini anlatmak hiç de kolay değil. Constance Markievicz de işte böylesi kadınlardandır; yaşamını ulaşmak ve hakkında bir parça bilgiye sahip olabilmek için önce sömürge ülkesinin tarihine inmeniz gerekir. Bu tarih içinde O’un muhteşem hayatını çıkarabilmek ise yorucu olduğu kadar heyecanlı bir yolculuk.
‘Kalk, kibrit çakmamı iste’
Paskalya Ayaklanması ya da ‘Hendek barikat savaşı’ olarak bilinen ülkesinin bağımsızlık savaşında isyan kibritini ilk çakanlardandı Constance. Savaş meydanında yazılan bir şiirde aynı barikatta birlikte savaştığı çocukluk arkadaşı “…Kalk, kibrit çakmamı iste…” diye sesleniyordu Constance’a.
Kadınların ayaklanmasından İrlanda Cumhuriyet ilanı’na
Paskalya Ayaklanması’nın başladığı 1916 yılında oy hakkı, eşitlik mücadelesi veren kadınlar, İngiliz askerlerinin saldırılarına karşı Komutan Constance Markievicz öncülüğünde barikatlar kurdu, hendekler kazdı, öz savunma birlikleri oluşturdu. Barikatlar arkasında teslimiyeti kabul etmeyerek direnen kadınlar tarihe ‘1916 Kadınları’ olarak geçti. Ayaklanma sonuç olarak Avrupa’da kadın haklarını tanıyan ilk anayasa özelliğine sahip “İrlanda Cumhuriyet İlanı’nı getirdi. Constance ayaklanmada yakalandı ve idam cezasına çarptırıldı. “Kadın olduğunuz için idam edilmeyeceksiniz” diyen İngiliz yetkililere cevabı şuydu: “Takımınızın beni vuracak inceliğe sahip olmasını dilerdim.”
Constance, İngiliz sömürgesi altında İrlandalı burjuva bir ailenin çocuğu olarak 1868 yılında dünyaya geldi. Sanata ilgi duyuyordu, Slade School’da sanat okumak için Londra’ya gitti. 1898’de Paris’te Julian Okulu’nda eğitimine devam etti, daha sonra evlenip soyadını alacağı Kont Casimir Dunin Markievicz ile burada tanıştı. 1903 yılında ülkesi İrlanda’ya taşındı ve Dublin’de manzara sanatçısı olarak ün kazandı.
Bağımsızlık fikriyle tanıştı kadın hareketine dahil oldu
Constance’ın politikaya ve bağımsızlık fikrine ilgi duyması ise gerçek olup olmadığı bilinmemekle birlikte hakkında yazılan biyografilerde kiraladığı evde çıkan yazıları okuyarak olduğu rivayet edilir. 1906’da Dublin çevresindeki kırsal bir yerden bir ev kiralar ve daha önce bu evde Pádraic Colum adlı bir şair oturmaktadır. Bağımsızlık yanlısı olan bu şairin geride bıraktığı yazıları okuyan Constance, 1908’de Kontes aktif olarak İrlanda’daki bağımsızlıkçı politikaya dahil oldu. Sinn Féin ve Inghinidhe na hEerann denilen kadın hareketine katıldı.
‘Bağımsızlık ancak silahlı ayaklanma ile olur’
1909’da “Bağımsızlık ancak silahlı ayaklanma ile olur” fikrini benimseyen Constance, İrlandalı kadınlara silahlı ve teori eğitimlerin verildiği Fianna Éireann’ı kurdu. Bu döneme dair yapılan değerlendirmelerde Fianna Éireann’ın kurulmasının 1913 yılında İrlandalı Gönüllüleri’nin kurulması kadar önemli olduğu tespiti yapılır. İrlanda Gönüllüleri’nin kurulması ‘İrlanda’da silahlı ayaklanma hazırlığı için gerilla birliklerinin ilk kurulduğu tarih” olarak geçse de aslında ilk oluşumu Constance öncülüğünde 4 yıl önce kadınlar kurmuştur. Ve bunu az sayıda tarihçi yazar.
Constance ve beraberindeki kadınlar, 1911 yılında İngiltere Kralı’nın Dublin’i ziyareti sırasında büyük bir gösteri düzenlediler ve “Cam kırmak ve sokakların huzurunu bozmaktan” tutuklandılar. 1913 yılında aylarca süren 20 bin işçinin sendika hakkı direnişi savunmak için kurulan örgütte Constance, yoldaşlarıyla beraber Dublin’in bodrumlarında kurduğu mutfaklarda direnen işçilere yemek yaptı, ordu üniformaları tasarladı ve ordunun marşını yazdı.
Paskalya Ayaklanması
Birinci dünya savaşı ardından bağımsızlık fikrinin olgunlaştığı İrlanda’da 1916 yılının Nisan ayında, İrlanda Cumhuriyetçi Kardeşliği, Dublin kentinde Paskayla bayramıyla denk getirilecek ayaklanma için hazırlıkları tamamlandı. Kardeşliğin öncülüğünde kadın güçlerinin oluşturduğu Fianna Éireann, erkek savaşçıların yer aldığı İrlanda Gönüllüleri, işçi savunma birlikleri, İrlanda Yurttaş Ordusu bir araya gelerek İrlanda Cumhuriyet Ordusunu kurdu. Paskalya haftanın başlangıç gününde ayaklanması başladığında ilan edilen “İrlanda Cumhuriyet İlanı”nda kadın ve erkeklerin aynı haklarına sahip olacağı, kadının oy hakkına sahip olacağı ilan edildi.
Constance, kız kardeşi Eva dahil İrlanda Cumhuriyet Ordusu’nda sadece savaşan kadınların oranı yüzde 10’du ancak barikat ve hendeklerin arkasında bu sayı yüzde 40’lara kadar çıkmıştı. Cephede yer alan kadın savaşçıların yanı sıra, devrimci kadın siyasetçi ve tıbbi doktor Kathleen Lynn’in komutanlık yaptığı çoğu kadından oluşan tıp birimleri de kurulmuştu.
Paskalaya Ayaklanması’nda Constance, İrlanda Cumhuriyeti Ordusu’nda yüksek komutanlardan biriydi ve Dublin’deki barikatlarını inşa edilmesini yönetiyordu. Çatışmaların yoğun yaşadığı Stephen’s Green parkında komutanlık görevini üstelenen Constance, günler boyunca parka kazılan hendeklerde, keskin nişancılara, uzun namlulu silahlara ve makineli tüfekle saldıran İngiliz askerlerine karşı direndi.
Teslim olmayan kadınlar
Constance’nin liderliğinde Paskalya Ayaklanması’ndaki yer alan birçok kadının kahramanlıkları ise ülke tarihine “1916 Kadınları” olarak yer almasına neden oldu.
Bunlardan biri Rosemary McNamara’ydı ve ayaklanmasının sonunda direnişçilerin çoğu teslim olurken, isimli kadının komutanlığı altındaki 22 kadın, teslim olmayı reddeden tek birimi oldu.
Yine Margaret Skinnider (Galca ismiyle Mairéad Ní Scinneadora), ayaklanmanın en ünlü anılarını yazdı. Doğduğu İskoçya’da matematik öğretmenliği okuyan Margaret, kadın oy hakkı mücadelesinin uluslararası iletişim ağıyla ayaklanmanın planlandığını duydu ve ayaklanma için bomba malzemelerini kaçak olarak Dublin’e getirdi. Bisikletiyle keskin nişancıların kurşunlarından kaçan Margaret, ayaklanmada keşif, iletişim ve keskin nişancı görevleri aldı. Margaret, Stephen’s Green parkı direnişi başta olmak üzere birçok eylemde yer aldı.
Margaret, anılarında erkek komutanın karşı koyduğu katılımını böyle anlatmıştı:
Komutan Mallin sonuçta katılımıma ‘evet’ dedi ama gönülsüz bir evetti çünkü kadınların böyle riskleri almak istemiyordu. Bu argümana cevabım ise bizim de erkekler kadar kendi hayatlarımızı riske atmak hakkımız var, İrlanda Cumhuriyeti’nin anayasasında kadınlar erkeklerle eşit. Ve gerçekten de tarihte bir ilk olarak, kadınların eşit oy hakkı içeren bir anayasası yazılmıştı.
İdam cezasına çarptırıldı
Kent merkezine gizli girerek keskin nişancı saldırıları gerçekleştiren Mary Hyland, Lily Kempson, Constance gibi kadın savaşçıları Shelbourne Hotel çevresinde eylemi yapmak istediler ancak eylem yapılmadan İngilizler direnişi bastırdı. Dışarıdaki direnişçilerin teslim olmasıyla beraber tutuklanan Constance, 70 kadın arkadaşıyla beraber Kilmainham Cezaevi’nin tecrit hücrelerine atıldı. İdam cezası çarptırılan Constance, kadın olduğu için cezası ömür boyu hapse çevrildi.
‘Takımınızın beni vuracak inceliğe sahip olmasını dilerdim…’
Dönemin İngiliz gazeteleri bir kadın komutanın kafa tutmasını “Devletin bekaası için tehlike olarak gördüğü” için karalama kampanyasına girişti ve Constance’in “Ben zavallı bir kadınım, bir kadını vuramazsınız” dediği şeklinde söylenti yaydı ve bunu mahkeme kayıtlarına dayandırdı. Hakikat ise çok sonradan açığa çıkacaktı ve Constance idam cezasının ‘kadın olduğu’ için uygulanmayacağını söyleyenlere “Sizler beni vuracak kadar dürüst olabilseydiniz keşke… Takımınızın beni vuracak inceliğe sahip olmasını dilerdim…” sözleriyle meydan okumuştu.
Constance, 1917’de Londra’daki hükümetin Paskalya Ayaklanmasında yer alanlar için bir Genel Af çıkarmasına bağlı olarak serbest bırakıldı, hemen siyasete girdi. 1918’de zorla çalıştırma karşıtı faaliyetlerinde bulunduğu için tekrar hapse atıldı. Cezaevindeyken, Sinn Fein adayı olarak milletvekili seçildi ancak İngiltere kralına sadakati yemini etmeyi etmemek için milletvekili olmayı reddetti. Dublin’i temsil etmek üzere İngiliz Avam Kamarası’na seçilen ilk kadın olan Constance, sömürgeci hükümeti boykot etmek için bunu da kabul etmedi. Cezaevinde çıktığında kaldığı yerden aktif militanlığa devam etti.
İrlanda iç savaşında, İngiltere’den tam bağımsızlığı savunanlar arasındaydı ve Constance birçok kadın gibi bu kez içeriden de hedef olmuştu. İmparatorluk için İrlanda’ya egemenlik hakkı tanıyan 1921 Anayasası’nın tanıdığı yarı bağımsızlıkçı fikir Constance için hayallerine ihanetti ve bu nedenle dönemin ‘erkek siyasetçileri’ tarafından “kendini kaybetmiş, tetikte bekleyen, ahlaksız” şeklinde cinsiyetçi saldırılarla maruz kaldı.
Kadınların devrimci faaliyetleri kolaylaştırmak için Cumannna mBan tarafından kurulan devrimci kreşler polis baskısına maruz kaldı. “1916 Kadınlar”ını unutturmak için adeta algı operasyonu başlanmıştı ve Constance, bu dönemde cezaevine atılan kadın siyasetçilerinden biriydi. Tutsak edilen 92 kadınla birlikte Constance açlık grevine başladı ve talebi; tüm kadınların serbest bırakılmasıydı. Talep kabul edildi, tüm kadınlarla birlikte serbest bırakıldı, İrlanda Cumhuriyeti’nin ilk meclisin seçimleri yapıldığı zaman tutuklu bulunan ve seçimlere giremeyen Constance, ikinci meclise seçildi ve Emek Bakanı oldu. Constance böylece İrlanda’nın ilk, Avrupa’nın ikinci kadın devlet bakanıydı.
Constance, ailesinin ‘daha iyi tedavi için İngiltere teklifini’ reddederek İrlanda halkının yanında olmak için yoksulların kullandığı devlet hastanesinde bakılmak istedi. Constance’nin burada bakımını üstlenen ise Paskalya Ayaklanması’nda birlikte cephede olduğu yoldaşı Tıp Komutanı Kathleen Lynn’di, Kathleen’in yanında 15 Temmuz 1927’de yaşamını yitirdi.
Bir sanatçının İrlanda’ya, bağımsızlığa ve eşitliğe adanmış yaşamıydı Constance’nin ki… Ülkesinde birçok ilke imza atmıştı, cenazesinde Dublin’de bir araya gelen yüzbinlerce İrlandalı, hem ona hem de ismi bilinmeyen yüzlerce “1916 Kadınları’na minnet ve selam gönderiyordu.