HABER MERKEZİ – On binlerce kişinin hayatını kaybettiği ve büyük bir insani felakete neden olan depremlerin ardından KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık ANF yoluyla bir mesaj yayınladı.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık şunları söyledi:
Onurlu halkımız. Deprem büyük bir felaket yarattı. Bakurê Kurdistan’da, Rojava’da, Türkiye’de, Suriye’de halkımız çok zor şartlar altında. Özellikle işgalci, katliamcı Türk devletinin yürüttüğü siyasetten dolayı halklar çok daha fazla acı çekiyor. Kürt halkı, Türk halkı, Arap halkı ve diğer halklar büyük acılar çekiyorlar.
Toplumun yaşadıkları bizi çok etkiledi. Yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Yine yaşamını yitirenlerin ailelerine ve tüm halkımıza başsağlığı diliyorum. Çektiğiniz acıları hissediyor ve yaşıyoruz.
Maalesef deprem her yerde, tüm dünyada oluyor. Ama önemli olan şu ki birçok ülke deprem tedbirini alıyor. Bundan dolayı daha az zarar ve ziyan görüyorlar. Hem yıkılan evler az oluyor, hem de yaşamını yitirenler. Fakat Türkiye’ye baktığımızda tedbir alınmadığı için böyle felaketler yaşanıyor.
Herkes tüm imkanlarını seferber etmelidir
Hala binlerce insanımız hala enkaz altında. İnsanlarımızın enkaz altından çıkarılması lazım. Çünkü kış mevsimidir, kar var, yağmur var, hava soğuk. Eğer bir an önce enkaz altından çıkarılmazlarsa soğuktan yaşamını yitirebilirler. Bu yüzden herkes tüm imkanlarını seferber etmelidir. Acil bir şekilde enkaz altında kalan insanlarımızın kurtarılması için herkes seferber olmalı. Demokratik kurumlar başta olmak üzere herkes tüm imkanlarını bunun için seferber etmelidir.
Hırsızlığı, yolsuzluğu, rantı, talanı geliştirdiler
AKP-MHP iktidardadır. AKP 20 yıldır iktidardadır, devleti yönetiyor. Bilindiği gibi Bakurê Kürdistan ve Türkiye fay hattı üzerindedir. Bu yüzden bir deprem ülkesidir. Bunun için tedbir alınmalıydı. Fakat AKP hiçbir tedbir almamıştır. Halka hizmet etmiyor. Bilindiği gibi Türkiye’de deprem için yıllardır vergi alınıyordu. Fakat bu vergilere ne olduğunu kimse bilmiyor. Türk devleti bütün imkanlarını Kürdistan’da Kürt halkını katliamdan geçirmek için kullanmıştır, bunun için milyonlarca dolar harcadılar. Özel savaşı geliştirdiler, yandaşlarını güçlendirdiler, çeteleri güçlendirdiler, bazı özel savaş kurumlarını geliştirdiler, güçlendirdiler. Türkiye’nin bütün imkanlarını bunlar için harcadılar. Bu yüzden Türkiye halklarına bir şey vermediler. Özellikle de Kürt halkına. İktidarlarında sınırsız bir şekilde hırsızlığı, yolsuzluğu, rantı, talanı geliştirdiler, zenginlerini daha da zengin yaptılar. Halkı da her geçen gün daha da fakirleştirdiler. Bu yüzden halk ile aralarında büyük bir uçurum oluştu. Biliyoruz ki birçok kez müteahhitler için, çeteleri için kanunları değiştirdiler, yasa çıkardılar. Yine ihale kanunlarını değiştirdiler ki hizmetinde olanlar daha da zenginleşsin.
Bilindiği gibi dünyanın birçok yerinde depremler yaşanıyor. Örneğin Japonya’da büyük depremler yaşanıyor. Görüyoruz ki bu depremlerde binalar fazla yıkılmıyor, ölümler fazla yaşanmıyor. Neden? Çünkü üzerinde ciddi bir şekilde duruyorlar, tedbirlerini alıyorlar. Bu yüzden depremde çok acı yaşanmıyor. Eğer Türk devleti de Japonya gibi tedbir alsaydı bugünkü acılar yaşanmazdı. Binlerce bina yıkılmazdı, şehirler, köyler yıkılmazdı. Binlerce insan yaşamını yitirmezdi, yaralanmazdı.
AKP-MHP Türkiye’yi bir şirket gibi yönetiyor, zalim bir patron gibi halka yaklaşıyor
AKP-MHP iktidarında çok fazla para topladı. Özellikle de her yıl deprem için para topladılar fakat görüyoruz ki o paralar ortada yok. Belli ki hepsini savaşa harcamış. Çünkü savaşa milyarlarca dolar harcadılar. Eğer o paraları halk için harcasalardı, deprem tedbirleri için harcasalardı, halkın sağlığı, eğitimi için harcasalardı bugün bu acılar yaşanmazdı. Türkiye halkının tamamı refah içinde yaşardı. Eğer bugün bazıları çok zengin olduysa, halk da daha da fakirleştiyse bu da AKP-MHP’nin Kürt halkına karşı yürüttüğü siyasetin sonucudur. Çünkü Kürt halkını soykırımdan geçirmek istiyorlar, bunun için de Türkiye’nin bütün imkanlarını savaşa yatırıyor.
AKP-MHP Türkiye’yi bir şirket gibi yönetiyor, zalim bir patron gibi halka yaklaşıyor. Halkın hiçbir ihtiyacını esas almıyorlar, hiçbir zaman böyle bir amaçla hareket etmiyorlar. Bundan dolayı halkımız, Türk halkı, Arap halkı, Türkiye’de yaşayan tüm halklar bunun hesabını sormalıdır. Hem hesap sormalı, hem de yardımlaşmalarını en üst düzeye getirmelidir. AKP-MHP, OHAL ilan etti. OHAL ilan etmelerinin sebebi depremin üstünü örtmek. Halkın acılarını, çığlıklarını bastırmak istiyor ki bu acılar, çığlıklar kimseye ulaşmasın. Yaşanan sorunları kimsenin duymaması için de basınını harekete geçirmiş. Halkları ve dünyayı nasıl kandırabiliriz propagandasını geliştiriyorlar. Birçok şeyi saklıyorlar. Her yerde halka yardım ediyorlarmış gibi gösteriyorlar ama yalan bunlar. Bağımsız medya bütün yalanlarını ortaya çıkardılar. Halkın deprem bölgelerine gönderdiği yardımın da bu şekilde önünü almak istiyorlar, halklar arasında yaşanan yardımlaşmanın önünü kesmek istiyorlar. İktidarını sürdürmek için halklar tarafından ve dünyadan gönderilen yardımları da hizmetine sokmak istiyor. Bu yüzden Kürt halkı ve Türkiye halkları yardımlaşmalarını her şekilde sürdürmelidir. İktidarın engellemesine müsaade etmemeliler.
Askeri eylemleri durdurun
Halkımızın yaşadığı bu felaketten, acılardan dolayı hareketin yönetimi olarak bizler de yaşanan süreci, son gelişmeleri değerlendirmek ve bu temelde bazı sonuçlara ulaşmak istedik. Çünkü halklara ve insan yaşamına saygı duyuyoruz. Bundan dolayı acı üstüne acı yaşatmak istemiyoruz. İnsani, vicdani ve ahlaki olarak durumu değerlendirdik. Askeri eylemler yapan tüm güçlerimize çağrıda bulunuyoruz; Türkiye’de, metropollerde, şehirlerde yapılan askeri eylemleri durdurun. Yine Türk devleti üzerimize gelmediği, bize saldırmadığı sürece eylem yapmama kararı aldık. Halkımızın acıları dinene kadar, yaralarını sarana kadar bu kararımız geçerlidir. Elbette Türk devletinin tutumu da kararımızda belirleyici olacaktır.
Bir kez daha depremde yaşamını yitirenlere Allahtan rahmet, yaralılara acil şifalara diliyorum. Halkımızın başı sağ olsun, toplumsal dayanışma ile bu acıların üstesinden gelinecektir. Yaralarını birlikte saracaklardır.