HABER MERKEZİ
Özyönetim direniş süreci gerçekten de tarihi nitelikte olan bir direniş süreciydi. Sadece mücadele tarihimizde değil insanlık tarihinde de eşine az rastlanan bir direniş süreciydi. Direnişin olduğu bütün kentlerde 50-60 kişilik bir güç ferdi silahlarla on binlerce asker, polis ve tüksek tekniğe karşı büyük bir direniş gösterdi. Aylarca düşman o kentlere giremedi. Bu süreçte önemli bir direniş ruhu ortaya çıktı. Bu ruhu ortaya çıkaran arkadaşlar oldu. Bunların çok azı biliniyor. Birçoğu bilinmiyor. Bazen isimsiz kahramanlar diyorlar ama öyle değil. .Her birinin bir adı ve anlatılmaya değer bir öyküsü vardı. Yine direniş sürecinde ortaya koydukları destansı kahramanlıklar vardı.
Amed’in özyönetim direniş sürecini yürüten kahramanlardan biri de Munzur Batman arkadaştı. Munzur arkadaş özyönetim sürecinde önce Farqin’e gitti. Orada komutanlık düzeyinde görev aldı. Normalde Farqin’de bulunmayacaktı. Ş. Senar arkadaş orada yalnız kaldığı ve zorlanma yaşadığı için oraya gitti. Farqin komutanlığında yer aldı. Farqin’in ilk iki aylık direniş sürecini Ş. Senar , Ş.Nuda ve Ş.Arjin arkadaşlarla beraber yönettiler. Bu iki aylık süreçte Farqin kuşatıldığı zaman gelişen direniş içinde Türk ordusuna önemli darbeler vuruldu. Yine Farqin çarşı merkezinde astsubaylar ve uzman çavuşlar vurulup üzerlerinden silahları alındı. Öyle oldu ki Farqin’de askerler nizamiyelerinden, polisler karakollarından çıkamaz hale geldiler. Bunların yaşanmasında Munzur arkadaşın emeği çok oldu.
Farqin’de edindiği tecrübeleri oraya aktarmak ve alanı açmak için komutanlık düzeyinde Bismil’de görev aldı. Aslında ortada bir komutanlık yoktu. Munzur arkadaş tek başına direnişi geliştirmeye çalıştı. Bir – iki sefer alan tutma girişimleri oldu fakat kısa süreli çatışmalardan sonra arkadaşlar geri çekildi. Ama Munzur arkadaş alanı tutmak için ısrarlı oldu. Bir kere daha tutmaya çalıştığında bir gece boyunca yoğun çatışmalar olmuştu. Bismil halkı da kimsenin beklemediği bir düzeyde katılım göstermişti sürece. Bismil halkı meydanlarda bedenini tomaların önünde siper etti. Tomaların altında kalarak ezilen, yaralanan insanlar oldu. Çatışmalar esnasında arkadaşlardan yaralanan kimse olmamıştı. Munzur Heval olası bir geri çekilme durumunda kimin nereye gideceğini belirliyor. Munzur arkadaşın ‘’ kimse yerinden çıkmasın’’ talimatına uymayan 4 arkadaş kaldıkları yerden çıkıp rastgele sokaklarda gezince düşman tarafından fark ediliyorlar. Düşman bu arkadaşları vahşice, Daişvari bir şekilde katletti. Bir daha alan tutma girişimi olmadı. Munzur arkadaş eğer tek başına kalmasaydı ve biraz daha hazırlık yapılsaydı Bismil direnişi farklı bir seyir alabilirdi. Eğer iğne ucu kadar da bir imkan olsaydı Munzur arkadaş değerlendirirdi muhakkak.
Munzur arkadaş 2011 yılında İstanbul’dan katılıyor. Şehit olduğu zamana kadar da hep Amed eyaletinde kalmıştı. Munzur arkadaş ile özyönetim direnişi başlamadan kısa bir süre önce tanışmıştım. Uzun boylu, kumral, yeşil gözlü, dağ gibi bir arkadaştı. Munzur suyu gibi asi ve heybetli bir yapısı vardı. Fakat bu heybeti mütevazice, zarif bir şekilde taşıyordu. Gülüşü dahi mütevaziceydi. Tebessüm ederek gülerdi. Genç olmasına rağmen olgundu. Munzur Heval sürekli eylem, savaş üzerine yoğunlaşıyordu. Hep nerde, nasıl nitelikli eylem yaparım arayışı vardı. Hisleri de çok güçlüydü. Bismil’e gittiği günlerde Lice de yapılan bir toplantı arasında ‘’ hissediyorum, ben bu süreçte şehit olacağım bari Batman’a gideyim. Orada nitelikli eylemler yaparak şehit olayım ‘’ dedi. Özyönetim sürecinde Lice de bir hava saldırısında elinden ve ayağından yaralandı ama kısa bir sürede toparlanıp ayağa kalktı ve kaldığı yerden mücadeleye devam etti.
Bismil’den sonra tekrar dağ alanına gitti Munzur arkadaş. Tarihi sur direnişinin bir parçası olarak örgütlenen Alipaşa’da da yer aldı. O direnişin bir parçası olmayı çok istiyordu. Kendisi hem Farqin’de hem de Bismil’de kaldığı süreçlerde hep yakından takip ediyordu Sur’u. Asıl mesele orada olacak diyordu. Çok istediği Sur direnişine katılmıştı fakat bazı sorunlardan dolayı arkadaşlar geri çekilmişti.
Munzur Heval özyönetim direniş sürecinde en son Bağlar’ın ikinci tutulma hamlesine katıldı. Bağların bu hamlesi Sur direnişinde son mermisine kadar direnip şehit olan yiğit yoldaşların intikamını alma temelinde örgütlenmişti. Munzur arkadaş bu hamleye de cephe komutanı düzeyinde katılmıştı. Bir gece boyunca çok yoğun çatışmalar yaşandı. Düşman kısmi de olsa darbelenmişti. Bağlar’ın büyük caddeleri kapatılmış, yollarda araçlar ateşe verilmiş ve içerde de hendekler kazılmaya çalışılıyordu. Yine düşmanın bazı zırhlı araçları darbelenmişti. Bir-iki araç B-7’lerle tümden imha edilmişti. Bir sivil polis aracı taranmıştı. Bir polis ölmüştü ve biri de yaralı kurtulmuştu. Yaralı polis etraftaki esnafa ağlayarak yalvar yakar olmuştu beni kurtarın diye. Görüntüleri de çıkmıştı bu polisin. Bazı yerlerde kullanılan B-7 gülleleri bozuk çıkmıştı. Eğer o gülleler çalışsaydı düşmanın kaybı çok fazla olabilirdi. Sabah erken saatlerde Bağlar yönetimi geri çekilme kararı alıp aniden geri çekildi. Geri çekilme oldukça koordinesiz bir şekilde el yordamıyla yapılmıştı. Direnebilme imkanları vardı. Geri çekilme de bir taktik olarak uygulanabilirdi fakat örgütlü olması gerekiyordu. Geri çekilmeye kadar Mordem arkadaş şehit olmuştu ve yaralanan birkaç arkadaş vardı. Bağlar hamlesinin esas kayıpları geri çekilme esnasında yaşandı. Çok değerli arkadaşlar şehit oldular. Bazıları talihsizce yakalandı. Bir arkadaşın cenazesi dahi bulunamadı.
Amed’in Özyönetim Direniş sürecinin son hamlesinin son anlarına gelinmişti. Munzur arkadaş onlar Bağlar’da tutulan Kaynartepe mahallesinden halkın içine karışarak çıkmışlar. 5 Nisan mahallesine ulaşmışlar. Orada çıkmayı beklemişler. Tam o esnada kör bir kurşun arkasından vurmuş Munzur arkadaşı. Hissettiği gibi bu sürecin son anında da olsa onun içinde şehit olmuştu. Bu şekilde talihsiz bir şekilde şehit olması hepimize çok ağır geldi. Uzun bir süre inanamadım o olduğuna. Bir dağ öyle devrilmez ki…
Beş-On yıl öncesinde belki hayal bile edemezdik Kürdistan kentlerinde böyle savaşların yaşanabileceğini. Bu hayalleri gerçekleştiren kahramanlardan biriydi Munzur arkadaş. Bu hayali en dolu yaşayanda herhalde Munzur arkadaştı. Amed’in özyönetim sürecinde her 4 ilçede de düşmana kurşun atan, hem savaşan hem de savaştıran tek arkadaştı. Amed’de nerede bir mevzi, bir barikat, bir direniş varsa Munzur arkadaş oradaydı. Bu herkese nasip olan bir şey değildi. Aynı zamanda herkesin hakkını verebileceği bir şey de değildi. Munzur Heval layıkıyla hakkını verdi bunun. Sonunda da elde mavzeriyle bir devrimciye yakışır şekilde şehitler kervanına katıldı.