HABER MERKEZİ – Savaşın gerektirdiği bedellerden kaçınmayacaklarının altını çizen Alan Malazgirt, “Şikefta Birîndara, Werxelê, Cehennem gibi bazı yerlerde ve Kurojahro hattında şiddetli savaş yaşanıyor. Şiddetli çatışmaların olduğu ancak düşmanın şu ana kadar hiçbir sonuç alamadığı yerler. Savaş bedeller gerektirir; biz bu bedellere hazırız. Hiçbir arkadaşın bu konuda fedakarlık yapmaktan kaçması söz konusu değildir. Biz hem topraklarımızı, bölgemizi savunmak hem de düşmanın bu saldırısını onun yenilgisine dönüştürmek ve Türk ordusuna büyük bir darbe vurmak istiyoruz” diye konuştu.
Bazên Zagrosê Atılımı komutanlarından Alan Malazgirt, Zap, Metîna, Avaşîn savaşında gidişatı ANF’ye değerlendirdi.
17 Nisan’da başlayan işgalci Türk devletinin işgal saldırılarına hazırlıklı olduklarını belirten Alan Malazgirt, şöyle konuştu: “Bu yıl bu şekilde saldıracaklarını tahmin etmiştik ve hazırlıklarımızı buna göre yapmıştık. Geçen yılki direnişimizi hesaplayarak saldırı tarzını değiştirecekti. Biz de geçen yılki sonuçlara göre tedbirler geliştirdik. Dolayısıyla böyle bir hamleye hazırlıklıydık ve bekliyorduk. Düşman geçen yılki savaştan pek sonuç alamadı. Elbette bu yılki düşman saldırıları geçen yılkinden farklı. Harekata başlamadan önce bölgeyi tüm tekniğiyle havadan bombaladı. Bize darbe indirmek istedi. Hava saldırılarıyla hedefini yumuşatmak veya yarı yarıya yok etmek istiyordu. Biz de bunu tahmin ettik. Ancak hava saldırılarının hepsi boşa çıktı.
Bu seneki hareketlilikleri 5-6 yıl önceki gibi değil. Werxelê’den Çiyayê Reş’e kadar kuzey hattından 30-36 kilometre ilerlemek istedi. Güney yönünden de yaklaşık 20-25 kilometre ilerledi. Bu bölgelerdeki stratejik noktalara asker indirmek ve bölgeye yerleşmek istedi. Düşmanın asıl amacı buydu. Düşman çok geniş bir alana saldırdı; bombardıman uçakları ve gelişmiş teknik kullanarak psikolojik baskıyla hedefini etkisizleştirmeyi amaçladı. Ama biz bunların hepsini biz hesaplamıştık. Düşman, uçakların yoğun bombardımanı sonrası bölgeye asker indirmek istedi. Ancak ilk birkaç gün bunu yapamadı. Düşmanın, askerlerini alana kolayca indirmemesi için tüm tepelerdeki güçlerimiz şiddetli bir şekilde karşılık verdi. Bu nedenle düşman bölgeye kolaylıkla asker indiremedi.
Düşman karada ilerledikçe arkadaşlar onları vurdu
Birkaç yere asker indirebildiler. Kurojahro, Karker û Werxelê’de birkaç kere asker indirdiler. Ancak indirme yaptıkları yerler bizim diğer alanlara uzaktı. Çünkü bu alan çok geniş. Ancak stratejik yerlere asker indiremedi. Stratejik tepelere asker indirme hedefleri tutmadı. Esasta birçok helikopterleri darbe yedi, bazıları da düşmüş olabilir. Ancak savaş koşullarında bazılarını netleştiremedik. Zaten arkadaşlar bir helikopteri Ertûş alanında düşürdü. Düşman o stratejik yerleri almak için yaklaşık bir hafta çabaladı ancak başarılı olamadı. Daha sonra tarzını değiştirdi. Tabii biz bunu da hesaplamıştık. Düşman bu sefer Başûrê Kurdistan yönünde saldırmaya başladı. Çünkü hava saldırıları ile bölgeyi ele geçirme imkanları kalmamıştı. Bunun üzerine karadan saldırmayı denediler. Bu tarzla güçlerini coğrafyanın derinliğine yerleştirip bazı bölgelerde üstünlük elde etmek istedi. Birçok bölgede güçlerimiz ve askerler arasında çatışma çıktı, bu çatışmalar hala devam ediyor. Düşman toplarla, savaş uçakları ve keşifler ile tekniğiyle karada bazı yerlerde arkadaşlara yanaşabildi. Ancak düşman karada ilerledikçe arkadaşlar onları vurdu; onlarda el bombası patlattı, suikast yaptı, darbe vurdu hatta yer yer düşmana saldırı da gerçekleştirdi. Bazı yerlerde savaş hala sürüyor. Düşman iki taraftan saldırdım, diyor ve bunu kendisi için bir avantaj olarak görüyor. Ancak elbette dezavantajları da vardır. Bunlar bizim için büyük avantajlar da sağladı.
Savaş tamamen kontrolümüz altında
Biz sıradan bir güç değiliz, bir gerilla hareketiyiz. Savaş tünellerinde savaşan yoldaşlarımızın dışında alanın derinliklerinde hareket halinde olan timlerimiz var. Bu timlerimiz derinliklere çektiği Türk ordusuna hem darbe vuruyor hem de savaş tünellerimizi de koruyor. Düşman, güçlerini geniş bir alana yerleştirdi. Temelde bu, hareket eden timlerimiz için hedefi artırdı. Bu da bizim için bir avantajdı. Düşman kendince birinci etabı tamamladık, diyor ama bu doğru değil. Düşmanın ikinci aşama olarak adlandırdığı aşama, bizim için büyük avantajlar yarattı. Gelecekte bu avantajı daha iyi kullanacağız. Mobilize timlerimiz hem güneyden hem de kuzeyden daha aktif olacak. Bu şekilde düşmana daha fazla zayiat vererek harekete geçeceğiz. Bu savaş yaklaşık 50 gündür devam ediyor. Düşmanın dediği gibi kayıp yok. Bu savaş tamamen kontrolümüz altında ve sistemimiz uygulanıyor. Kontrolü kaybetmemek ve düşmanı her yerde yenebilmek için daha fazla çaba sarf ediyoruz. Düşmanın propagandasına kimse inanmasın. Düşmanın, çok yer kazandık, söylemi doğru değil. Bu, HPG’nin günlük bilançolarında açıkça görülmektedir. Düşman her şeyi kendisine göre tanımlamak ister. Ama gerçekte sonuç ortada. Sonuç olarak düşmanın bu tarz geniş hareketliliği hedef olmayı getirdiği gibi onları yenmemiz için fırsatlar da yarattı. Biz bundan daha iyi yararlanacağız. Savaşın gelişimine ve düşmanın tarzına göre biz de daha fazla eylemlillik halinde olacağız. Şimdi savaş böyle yürütülüyor.”
İşgalciler mevzilerini terk etti
Bu süreçte bizim için en önemli şey, düşmanın amaçlarını tersyüz etmek ve bir daha Medya Savunma Alanları’na saldırmaya cesaret edemeyecek kadar pişman etmektir. Bu durum da amaçlarımıza ulaşmamız için büyük bir fırsat da yaratmıştır. Şimdi savaş bölgelerinde düşmanı kırma ve savaş inisiyatifini ele alma Artık düşmanı yenme ve savaş bölgelerinde inisiyatifi ele alma potansiyeline sahibiz. Bunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Düşman, hızlı sonuç almak için mevzilerimize yönelik büyük patlayıcılar ve kimyasal gazlar kullanıyor. Düşman, mevzilerini koruma iradesine henüz ulaşamadı. Yoldaşlarımız nerede eylem gerçekleştirdiyse düşman o bölgeyi terk etti. Bu nedenle düşman, teknoloji, patlamalar ve kimyasal silahlarla direnci kırarak bir sonuca ulaşmak istiyor. Ancak şimdiye kadar bir sonuca ulaşamadı. Bugüne kadar tek bir arkadaş bu konuda zayıf düşmedi ve bütün arkadaşlar direnişte. Türk ordusu bugüne kadar da askerlerini yoldaşlarımıza karşı savaşmak için gönderememiş, yoldaşların direnişini kırma iradesi düşmanın eline geçmemiştir. Sürdürdüğü savaşta ağırlığı tekniğe vermiştir. Mevzilendiği yerde kalıcılaşmayı, mevziler, yollar inşa etmeyi ve böylece bir adım daha atmayı amaçlıyor. Bu da timlerimizin hedeflerini arttırıyor.
Uzun süreli savaşa göre hazırlanacağız
Düşman, hareketli timlerimizi etkisizleştirmek için savaşı bir cephede yoğunlaştırmak istedi. Ama bu olmayacak. Timlerimiz düşmanın bulunduğu her alanda aktif olacaktır. Bu, düşmana ağır kayıplar verdirtecektir. Belirttiğimiz gibi düşman aldığı yerleri teknikle güçlendirmek ve ilerlemek istiyor. Ancak bölge coğrafyası, buna izin vermiyor.
Bugüne kadar savaş ve eylem yöntemlerimizde birçok değişiklik yaptık. Bu değişme devam edecek. Bu savaşın süreceği açık. Dolayısıyla kendimizi böyle bir savaşa hazırlayacağız. Düşman çabuk sonuç almak istiyor. Ama biz acele etmeyip düşmanın bir şey yapmasına izin vermeyeceğiz. Savaşı tüm topraklara yayacağız. Durum bu.
Düşmanın istediği gibi savaşmayacağız, kendi istediğimiz gibi bu savaşı yöneteceğiz
Savaş, rahat ve basit bir şey değildir. Elbette bedelleri var, zorlukları var. Savaşın doğasında zorluklar var. Bu savaş sürecinde ciddi kaybımız yok. Yaşanan kayıplarımız da yoldaşlarımızın düşmana müdahale ettiği anlarda olmuştur. Elbette savaşlarda bazen eksiklikler olur. Ama bunların üzerine de yoğunlaşacağız. Düşmanın istediği gibi savaşmayacağız, kendi istediğimiz gibi bu savaşı yöneteceğiz. Savaşın derinliklerinde hareketli timler ile mücadele edeceğiz. Arkadaşlarımız Kurojaho, Çiyayê Reş, Werxelê, Karker ve Şikefta Birîndara hattında her gün eylem yapıyor. Eğer savaş performansı ve ruhu olmasaydı bu kadar çok eyleme geçmezdi, eylem gücümüz olmazdı. Bu kadar eylem yapmamız, bütün timlerimizin, birliklerimizin savaş performansına sahip olduğu anlamına gelir. Ama yine de bunu yeterli görmüyoruz. Esasında bu bizim için sadece bir başlangıç. Düşmanın ilerleyiş ve savaş tarzı karşısında mevcut eksikliklerimizi gidereceğiz. Buna göre savaşta değişiklikler de olacaktır. Düşman, şimdiye kadar kuzeyden hareketi başlattık, buna hazırlıklı olmayacaklar diye düşünüyordu. Bunu zayıflığımız olarak gördüler ve bize karşı kullanmak istediler. Bu da aslında savaşın kanunudur; düşmanın beklemediği yerde vurmak… Ancak bu, Türk ordusu için bir dezavantaj oldu. Ayrıca bizim için de daha geniş bir savaş alanının kapısını açtı. Düşmanın işgal etmek istediği her yer, bizim için eylem alanıdır. Arkadaşlarımız zaten eylemler yapıyor. Bundan sonra kendi branşlarında yeni taktikler geliştirecek ve savaşacaklar.
Savaş bedeller gerektirir
Şu ana kadar stratejik alan ve noktalarımızdan geri adım atmadık ve savaşın kontrolü şu an bizde. Bazı yerlerde şu ana kadar hiç mermi patlatılmadı bile. Şikefta Birîndara, Werxelê, Cehennem gibi bazı yerlerde ve Kurojahro hattında şiddetli savaş yaşanıyor. Şiddetli çatışmaların olduğu ancak düşmanın şu ana kadar hiçbir sonuç alamadığı yerler. Savaş bedeller gerektirir; biz bu bedellere hazırız. Dolayısıyla hiçbir arkadaşın bu konuda fedakarlık yapmaktan kaçması söz konusu değildir. Geri adım yok. Biz sadece direniş ve savunma tarzında yaklaşmıyoruz. Evet, bu da savaşın bir parçası ama biz hem topraklarımızı, bölgemizi savunmak, hem de düşmanın bu saldırısını onun yenilgisine dönüştürmek ve Türk ordusuna büyük bir darbe vurmak istiyoruz. 2022 yılı da bize büyük fırsatlar sunuyor. Savaşta elbette günlük değişiklikler oluyor ama şu ana kadar hakimiyet bizim elimizdedir. Bu savaşta bedeller de verdik; Rohat, Şervan, Şaristan, Şevîn, Viyan arkadaşlarımız gibi. Düşman karşısında geri adım atmamak, düşmanı ezmek ve PKK gerçekliğine layık olmak için çok sayıda yoldaşımız bedel verdi, birçok değerli yoldaşımız şehit düştü. Ancak bu, geri adım atmamız için bir gerekçe değil. Tam tersine bu yoldaşlarımızın intikamını alıp onlara layık olacağız.”