DERSİM – Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü son sınıf öğrencisiyken 2016 yılında Dersim’in Pertek ilçesinde ailesini ziyarete ettiği sırada tutuklanarak 59 yıl ceza verilen Baran Barış Korkmaz (27), yaşadığı haksızlığı kaleme aldığı mektupla dile getirdi. FETÖ davasından tutuklu polislerin kendisine kumpas kurduğunu ve gizli tanığa dayandırılarak suçlandığını belirten Korkmaz, tutuklu bulunduğu Elazığ 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nden gönderdiği mektupta, yaşanan süreci anlattı.
Korkmaz’ın ailesi aracılığıyla gönderdiği mektup şöyle:
“Öncelikle barış ve adalet özlemiyle yaşamın her alanında söz söyleme cesareti gösteren herkese en içten, umut dolu selamlar. Duygularımı, özlemlerimi dile getirmek, bir hikayeye başlamak kadar sancılı ve zor olsa da bu beton ve demir enkazının altında hayallerimizi, özlemlerimizi paylaşabilmek, bu enkazın altından bir avuç gökyüzü görebilmek kadar sevindirici.
VİCDAN VE ADALETEN YOKSUN DOSYA
Bu yüzden bilmenizi isterim ki kalemimin mürekkebi, her daim annemin tülbenti kadar beyaz; gökyüzü kadar mavidir. Her ne kadar 3 yılı aşkındır zindanda bol bol okuyup yazsam da bu mekanın yaratmış olduğu duyguyu, düşünceyi anlatabilmek, yazabilmek en acemi olduğum konudur. FETÖ’cülerin kumpaslarla başlayıp da devamında kariyerist ve kendini ispat etme anlayışıyla devam ettirilen, akıldan, vicdandan, adaletten koparılan dosyalardan sadece biridir benim dosyam.
HAYAL GÜCÜNE SAHİP OLANLARIN EMEĞİDİR
Kendi üstüne eli boş gitmemek için dünya görüşü, ulusu, inancı farklı birini evde hazırladığı senaryoyla başrol oyuncusu yapan kriminal olan raporlarıyla, gizli tanık ifadeleriyle sahneyi zenginleştiren hayran olunacak hayal gücüne sahip çalışkan fakat şimdi bilmem hangi cezaevinde volta atanların büyük emeğidir aldığım 59 yıl.
GASP ETTİKLERİNİ GERİ VEREBİLECEKLER Mİ?
Her yazdığımda bugün bu mağduriyeti yaratanlar yarın ‘kumpasmış’ dediklerinde gasp edilen eğitim hakkımı geri verebilecekler mi? 59 yıl dediklerinde oğlunun, yaşadığı sürece bir daha evinin kapısından giremeyeceğini hesap eden annenin, babanın acısını hiç yaşanmamış gibi geri alabilecekler mi? Duvarların ardında mahkum kaldığım yüzlerce kez doğup batan güneşin sarı ışıklarını verebilecekler mi? Peki bahçeye diktiğim gül ağacının onlarca kez açılıp dökülen yapraklarını tomurcuğuna geri sığdırabilecekler mi? Adalet isteyen, adalet için kaybedilecek tek saniye olmadığını bilip ses yükselten herkes de biliyor ki onlar kendini çok güçlü görse de hiçbir şeyi geri döndürüp yok sayamayacaklar.
ANNELERİN YÜREĞİNDE BİR ATEŞ VAR
Belki de böylesi zamanlarda adalet için ses yükseltemeyenlerin vicdanlarını rahatlatmak için en çok kullandığı cümledir ‘Ateş olmayan yerden duman çıkmaz’ cümlesi. Doğru ortada bir ateş var. Top mermisiyle öldürülen Ceylan ÖNKOL’un adalet bekleyen annesinin yüreğinde bir ateş var. Kapısının önünde 12 yaşında 13 kurşunla öldürülen Uğur KAYMAZ’ın annesinin yüreğinde bir ateş var. Ekmek almaya gidip de dönemeyen Berkin ELVAN’ın annesinin yüreğinde bir ateş var. Evinin ortasında ailesinin gözü önünde katledilen Dilek DOĞAN’ın annesinin yüreğinde sönmeyen bir ateş var.
İNSAN YAŞAMINA SAHİP ÇIKMAYA İHTİYACIMIZ VAR
Ateşin nerede yandığından bir haber olup sadece dumanı görenler DGM’lerin müebbet hapisle 25- 26 yılın ardından yeniden yargılanma, usulsüz yargılama gerekçeleriyle 25- 26 yıl sonra serbest bırakılan tutsakların yıllardır yüreklerinde yanan ateşten de haberi yok. Onların (Fetöcü’lerin işiydi) deyip de yıllar sonra beraat edenlerin yıllarını yakan ateşten haberi yok. Bizlerin artık gözlerimizi kör eden dumana değil geçmişte yapılan haksızlıkları görüp de bugün adil yargılamalarla insan yaşamına sahip çıkmaya ihtiyacımız var.
Herkes ve her şey için adalet, bahçede kuruyan gül ağacı için adalet. En içten sevgi ve saygılarımla.
Güzel günlerde görüşmek dileğiyle.”