PARİS – Fransa’nın Paris kentinde düzenlenen 1. Dünya Gençlik Konferasına katılan Belucistanlı Aktivist Abdulabbas Kapitalist Sisteme karşı Belucistan’da verilen mücadele ve konferans hakkındaki düşüncelerini paylaştı;
Adım Abdul Abbas, Almanya’da yaşıyorum, aslen Belucistan’lıyım. İngiliz sömürüsünden önce Belucistan özgür bir ülkeydi. İkinci dünya savaşından sonra işgalcı İngiliz Devleti bölgeden çıktıktan sonra Baluchistan 3 ülkeye bölünmüştü (Pakistan, İran ve Afghanistan). Afghanistan’ın işgalı altına olan Baluchistan parçası İngiliz sömürüsünden sonra 7 ay özgün bir statü olarak kaldı.
Bu 7 aydan sonra Pakistan’ın askeri güçleri Baluchistan’a saldırarak, bu sefer Pakistan tarafından sömürü altına girdi. Pakistan işgalına karşı beş sefer isyana kalkan ve direnen Belucistan halkı vahşice Pakistan tarafından katledildi.
Pakistan’ın bu soykırımcı tarih sadece Belucistan’da değil; Ürdün ve Bangladeş’te de milyonlarca insanı acımasızca katletti. 23 sene bu acımasız soykırım tüm yöntemleri halen Belucistan’da devam ediyor. Siyasetçileri, aktivistleri kaçırtarak, işkence ederek, hücrelere atarak her türlü adaletsizliği uyguladılar. 2009’da daha vahşi yöntemlerle aktivistleri kaçırtarak senelerce işkence ederek ardından öldürdüler ve cenazeleri yoksun olan Belucistan’ın herhangi bir yerine atarak bıraktılar.
Bu durum her sene kötüleşerek 2013’te artık tüm topluyu cezalandırmaya başladı, halka zara gelmesin diye Belucistan’lı aktivistler ya ülkeden çıkarak yada kendini yeraltında saklayarak halkı korumak istediler. Pakistan devleti ‘sizleri bulamıyorsak halka yöneliriz’ dedi. Sadece bir sene sonra 2014’te Belucistan’da bir toplu mezarlık bulundu, 169 insanın cesetleri bu mezarlıktan çıkarıldı. Kimliklerini arka çantalarında bulunan iki tane insan vahşice işkence altında kalarak tanınmayacak duruma gelmişlerdi. Bu toplu mezarlık ortaya çıktından sonra hemen ikinci gün Pakistan askerleri halkın oraya girmesini engelledi. Bugüne kadar bunun dışında farklı toplu mezarlıklar da bulundu.İnsanların yüzüne ateş ederek, işkence ederek ve devletin engelerinden dolayı cenazeler tanınmayacak hale getirildi. Quetta’da (Belucistan’ın başkenti)Kimsesizlerin mezarlığında defnedilerek mevcut durumda 200 kişiden fazla kimliği saptanmamış cenaze bulunuyor, ama kayıp olan, nerede olduğu bilinmeyen binlerce aktiviste de hala ulaşılamamaktadır.
Anlatabilir misiniz Belucistanlı gençler, kendilerini nasıl örgütlüyorlar?
Belucistan tarihine bakarsak ‘’BSO-Özgürlük Örgütü’’ Belucistan sorununu dünyaya tanıttı ve bugün de dağda olsun sokaklarda olsun hala örgütün direnen gençleri vardır. Basitce anlatmak gerekirse politik mücadeleyi ana akım medyaya getirdi. Özellikle söz konusu gençlik ise çoğu üniversite ve eğitim çalışması yürüten kuruluşlarda çalismalar yürüttüler. Belucistan’ın siyasi figürlerine ve siyasi hareketine baktığınız zaman dağlarda savaştığını, sokaklarda direndiğini goreceksiniz. Su anda BSO Pakistan’da yasaklanmış durumda ve bu yüzden aynı platformda onlarla birlikte çalışmak epey zor, ancak onlar gençliği temsil ediyor, bizimle aynı mücadeledeler.
Konferans hakkında ise uğruna savaştığımız özgür dünya için, değişime canı gönülden inanıyorum
Bu değişim kesinlikle gençlikten gelecektir. Gençlik olarak daha öncü rol oynayabiliriz.
Burada bulunmaktan onu duyuyorum.Bu dünyada dünyanın dört bir yanından gelen insanlarla tanışarak birçok şey öğrendim. Ortak mücadele hakkında bilgiler edindim. Bu mücadelemizi nasıl büyürütürz, nasıl birlikte mücadele edebiliriz düşünce üzerine fikirler edinme fırsatım oldu.
Bence bu çok önemli çünkü bizi baskılayan sistem aynı sistem. Her ülkede farklı yöntemlerle sistem insanlar üzerinde baskı uyguluyor. Ancak sistem nereye gidersek gidelim aynı sistem.
Hepimiz bir araya gelerek birlik olmalıyız. ‘’Birisine Dokun Herkese Dokun’’ sloganına sahip çıkmalıyız. Eğer Belucistan bombalanırsa heryerde bunu duyurmalıyız. Bu yüzden mesajım budur. “Birisine Dokun Herkese Dokun!”