HABER MERKEZİ – Kod adı: Şervin Hakkari Adı Soyadı: Neceh İbrahim
Doğum Yeri ve Tarihi: Küçük Güney Derik/Tılxenzir Köyü-1970 Mücadeleye Katılım Tarihi: 1991
Şahadet Tarihi ve Yeri: 15 Eylül 1998-Kato Marinos/Botan
Görevi: YAJK Merkez Üyesi
Yaşam zordur, benim işim özgürlük imkanlarını ortaya koymaktır. Bunun dışında ben herhangi bir şeye ne alet olurum, ne ortak olurum. Bizi de başka türlü değerlendirmek açık ki suçtur ve kendini kandırmadır. Erkekliğinden bile bu kadar nefret eden bir kişi olarak basit kadınlığa hiç alet olabilir miyim? Aklınızı başınıza almalısınız, hem de çok. Özgürlük imkanını buna bağlıyorum. Anlıyorum, kadının yaşadığı iğrenç baskı ve onun yaşam tarzından dolayı böylesiniz. Fakat unutmayın ki buna alet olan kendinizsiniz ve bundan çıkmayı da esas olarak kendi kişiliğinizin pek saygınlıklı ifadesi olarak bileceksiniz. Başka
hiçbir şey bundan daha önemli, değerli olamaz. Yaşam çok zor. Unutmayın ki en değme erkeğimiz yaşamın basit maddi gereksinimlerini bile kurtaramıyor. Size başka ne verebilir ki? O açıdan aklınızı şiddetle başınıza almanız lazım. En ince zekayı, en ince örgütsel tavrı, kişiliği mutlaka yakalamalısınız. Başka hiçbir şey sizi kurtaramaz. En iyi örgütsellik, en iyi dil, en iyi karar, akıllı iş yapma imkanınız olmazsa sizin için hiçbir gelecek, hiçbir kurtuluş şansı yoktur ve bu konuda kesinlikle bana, partiye, erkeğe güvenmeyin. Bunu ikaz etmek için buraya geldim. Ucuz duygularla, hayallerle yaşamı kurtarmak mümkün değil. Bu basit duyguları atın, yaşam çok farklı. Sizde en büyük özellik yalan hayallerle kendini kandırmaktır. Ama bu da yaşam boyunca sürekli ağlatır ve perişan eder. Ve ne kadar ağladığınızı da kendiniz biliyorsunuz. Bu duygusal durumunuza da bakın, bunun altında yatan, gerçeklerden kopuştur ve ben de bundan nefret ediyorum. Bununla bırak partiden, önderlikten bir şey anlamayı, bir şey koparmayı, ancak kötü bir karşı savaşçı olduğunuz ortaya çıkar. Yanlış büyütmüşler. Genelde insanı nasıl yanlış büyütmüşlerse, hele siz kızları çok daha yanlış büyütmüşler. Kölelik gerçeğimiz ne kadar bir gerçekse bundan kurtulma, özgürlük gerçeğimiz de bir o kadar gerçektir. İkisi doğru anlaşılıp birisinin terki, diğerinin ise yaratılması gerekir. Siz kızlar duygusallığa tapınmaya iyice alıştırılmışsınız. Eğer bir duygusallık, tapınılacak bir değer varsa bu özgürlük gerçeği ve onun her türlü gereklerine olmalıdır. Sormak istedikleriniz, kim diyalog yapmak ister? Benim bilmediğim ya da dikkat çekmek istenen hususlar varsa bu iyi bir fırsattır, değerlendirebiliriz. Moralin mi düşmüş Şervin? Sanki ağır bir yükün altında nefessiz kalmış gibisin.
Şer: Başkanım, bugünlerde yoğunlaşıyorum.
- Ölümden mi korkuyorsun, yoksa düşmana gücün yetmediği için kendini çok çaresiz mi görüyorsun?
Şer.: Başkanım, bu geçen süreçte biraz yoğunlaşmam olmuştu. Burada çıkan eksikliklerime pratikte yer vermemek için onları görüp üzerlerine gitmeye çalışıyorum. Aynı zamanda kendimi ülkeye hazırlıyorum.
- Keyfin bilir, köyünüz yolun üstündedir. Tüm gücünü ayaklandıracaksın. Fiziki yakınlık olarak her yerden daha çok Botan’a yakınsın, değil mi? Anlayışlı ve özgürlükçü yaklaş! Sen bu şeyleri yapamaz mısın? Gücün var, iyi bir şekilde yapabilirsin
Şer.: Anlayış düzeyi olarak bazı şeyler alınmıştır Başkanım.
- Anlayışı yakalamışsan pratiği de yakalamışsın Yapamazsan yüzün kara olur.
Şer.: Başkanım anladığım ölçüde kendimi yapmaya…
- Her şeyi almışsan yap! Bütün yanlışlıkların bana yük olsun, kabul ediyorum. Yeter ki yap, hiç korkma. Yapmazsan her anlama gelirsin; yaparsan yanlışlıklarının hepsini üzerimize alıyoruz.
Şer.: Bu noktada iyi anladım Başkanım.
- Tabii, hem anlıyorsun hem de birçok şeyi güçlü bir biçimde Yapabilecek misin?
Şer.: Bunu kendime son bir şans olarak esas alacağım. Güçlü ve iyi bir şekilde yaptığımda kendimi beğeneceğim. Bu yönlü kendimi…
- Güneş gibi bir yenilikle gitmen Bu şekilde yapmazsan kokarsın, solarsın ve boğulursun. Her şey yeniden güneş gibi doğmaya zorluyor. Anlamadın mı?
Şer.: Başkanım inancım gelişti.
- Sadece inanç olayı değil anladın mı?
Şer.: Pratikte gereklerini yerine getireceğim Başkanım.
- Buna göre kendini halletmiş değilsen, tamamen yüzün kara, zebaniler gibi düşüp Her şey seni ışığını etrafına verip yardımcı olmaya zorluyor.
Yaşam savaşı için bize çok gerekli olanı hem karar, hem yürütme ölçülerini aldık, diyeceksiniz. Gerisi amansız pratiktir, bu da boynumuzun borcudur deyip sınır tanımaksızın, her tür başarıyı, istediğiniz özgür yaşamı gerçekleştirinceye kadar yükleneceksiniz. Tıpkı benim gibi, ne kolay kolay tatmin olun ne de yaşıyorsanız asla sıradan olmayı kabul edin. Daha fazla savaş, daha fazla gelişme, geliştikçe daha da savaşı boyutlandırma, boyutlandırdıkça daha fazla özgürleşme, güzellik ve sevgidir.
7 Eylül 1997