İSTANBUL- Gezi Direnişi sırasında, Okmeydanı’nda kafasından gaz fişeğiyle vurulan ve tedavi gördüğü hastanede 269 gün sonra 11 Mart 2014 tarihinde 15 yaşındayken hayatını kaybeden Berkin Elvan, öldürülmesinin 10’uncu yılında bugün (11 Mart) saat 15.00’te İstanbul’daki Feriköy Mezarlığı’nda anıldı.
Mezar başında yapılan anma öncesinde Feriköy Mezarlığı girişinden mezara kadar sloganlarla yüründü. Anmaya Elvan ailesinin yanı sıra siyasi partilerin, demokratik kitle örgütlerinin, insan hakları örgütlerinin temsilcileri katıldı. Gezi’de katledilen Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz da anmadaydı.
Elvan ailesinin avukatları dava sürecine dair bilgilendirme yaparken sistematik cezasızlık politikasına rağmen Berkin’i vuran polisin kasten öldürme suçundan 16 yıl ceza almasının önemli olduğunun altını çizdi. Dosyanın Yargıtay’da olduğu ifade edilirken katilin bir gün bile cezaevinde kalmadığı ifade edildi.
Söz alan baba Sami Elvan, adalet mücadelesinde yanlarında olan herkese teşekkür ederken “Adaletin A’sının kalmadığını görüyoruz. “Bizim yaşadığımız bu adaletsizliği onların da yaşamasını istiyoruz. Bu adaletin herkesin ne kadar ihtiyacı olduğunu görmelerini istiyorum” dedi.
Anne Gülsüm Elvan da “Katillere sesleniyorum. Çocuklarına sarılırken bizi hatırlasınlar” dedi.
Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz da söz alarak “Bir gün adalet gelecek. Çocuklarımızın katilleri hak ettikleri cezayı alacaklar” dedi.
Elvan ailesi adına konuşmayı ise abla Gamze Elvan okudu. Berkin’in yaşama tutunma mücadelesinin herkese umut olduğunu, artık Berkin’in adının sokaklarda, meydanlarda, sloganlarda yer aldığını ifade etti. Artık hakkıyla yas tutmanın vaktinin geldiğini ifade eden Elvan’ın konuşması şöyle:
Artık şimdi yaşayamadıklarımızı anlatmanın vakti. Berkin’imiz, oğlumuz, canımızın bizden koparılmasının onuncu yılı. Giyilemeyen mezuniyet giysisi on yıldır askıda. Çekemediği şutlar, dans edemediği sahneler, giremediği sınavlar, çalamadığı ıslıklar, on yıllık bir dağ.
Mutfak masasında yeri sabit. Tabağı boş. Sandalyesi boş. Telefonu çalışıyor ama çalmadı. Odası dağılmıyor. Sakalı yakışacak mıydı, bilmiyoruz. Bıyıkları terlememişti çünkü. Ağız dolusu bir gülüş eksik kaldı.
Mahcup mahcup ama ışıl ışıl bakan gözleri. Artık kokusu sadece ama sadece burnumuzda tütüyor. Caddeler bomboş kaldı. Onun yürümek bilmediği, koştuğu o daracık sokaklar. Sayısız keşkelerin, donakalan hayallerin, dinmeyen hasretin, sönmeyen yangının onuncu yılı.
Bedeni küçücük kaldı bir sabah ansızın bir polis kurşunuyla vurulduktan sonra. Dokuz ay boyunca direndi. Umut oldu bize. Yoğun bakımda gözlerini oynatmasıyla, elini ufacık kıpırdatmasıyla, bilinci yerinde değilken anne diye bağırmasıyla umut oldu bize. Tutunmaya çalıştı yaşama ama olmadı.
Berkin’in adı sokaklarda, Berkin’in adı meydanlarda, Berkin’in adı sloganlarda, Berkin’in yokluğu 10. yılında, Gezi’de atan her yürekle oradan oraya. Tutulamayan yas reva değil insana. Artık hakkıyla tam yas tutma vakti. Onu anıyoruz. Onsuzluğun onuncu senesi.