HABER MERKEZİ
1998 yılı, uluslararası komplonun devreye sokulduğu olağan dışı bir yıldı. Yaşlı Avrupa, kapitalist modernitenin yeni yetme Leviathanı ABD, Ortadoğu’daki işbirlikçileri İsrail ve Kürt işbirlikçilerinin onay vermesiyle tarihte bugüne kadar görülmemiş bir saldırı düzeyiyle Kürt Halk Önderliğine yönelmişti. Kapitalist modernitenin insanlığın en kadim halklarından olan Kürtlere biçtiği rol parçalanmış, ölü, kendisine ait olmayan, sömürüye açık bir halk gerçeği iken özgür Kürt insanı, kadını açığa çıkmıştı. Emperyalizmin düşmanlığı bu nedenleydi.
‘Asi kızlar özgürlüğü getirebilir’
Önderlik gerçeğine yönelik saldırıların kaygı verici düzeyini kadınca yüreğiyle en derinlerde hissedenlerden birisi de Berwar yoldaştı. Ekim ayının ilk haftasında Zagros YAJK yönetim toplantısında tehlike mesajını alan Berwar arkadaş, günlerce gözyaşı dökerek duygularını dışa vurmuştu. Fedai eylem önerisini, acılarını güce dönüştürmeyi öğrendiği Önderlik gerçeğine layık olmak için yapmıştı ve gerektiğinde emekleyerek de olsa hedefime ulaşacağım” diyordu. Zor anların nefes borusu olan ve kendini hesapsız feda eden Zilan’ın ardılı olarak 24 Aralık 1998 yılında Wan’da gerçekleştirdiği fedai eylemi Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’nin tarihine altın harflerle geçmiş, militanlığın en yüce ifadelerinden oldu.
Eyleme gitmeden bir gün önce bana yazdığı bir not vardı; “Mezopotamya’nın asi kızları ancak bu toprakları hak ettiği özgürlüğe kavuşturabilir, uğrunda fedaice mücadele edebilir” diyordu.
Bugün onun söylediği noktadayız. ‘Özgürlük istenmez, alınır’ diyen Önderliğimizi en iyi uygulayanlardı. Her şeyi ile katılmış olsa da yine de eksik olduğunu düşünüyordu.
Zagroslarda ikinci doğuş
Berwar, 1998’de Önderlik sahasından Zagros alanına gelmişti. Kendisi de Zagrosların eteğinde büyümüştü. İkinci doğuşunu yine aynı topraklarda gerçekleştirmişti. Önderlikten aldığı bilinç ve öz güvenle, tarihe derin bir iz bırakacak bir eylemin sahibi olmaya hazırlanıyordu. Yaşamı, katılımıyla fedailiğin özünü yaşayan biri olarak ölümsüz kılacaktı kendisini.
Berwar, kapitalist modernitenin yaratmak istediği bireyci, bananeci, köleci kişiliğine karşı duygu ve düşüncelerini tüm benliğiyle örgütlemiş gerçek bir militandı. “Önce kendinden başlayacaksın” der ve bunu savaşında, yaşamında, düşüncesinde uygular, sonra başkalarından isterdi. Özcesi başkalarını savunmak isteyen önce kendisini savunmasını bilmeli, başkalarını özgürleştirmek isteyen önce kendisini özgürleştirmeli, başkalarını yargılamak isteyenler önce kendisini yargılamalıdır diyor, bunu ahlaki bir değer olarak yaşıyordu.
Kadın isyanının dili
En çok dikkatimi çeken yönü, erkekle olan mücadelesiydi. Cins savaşının ne kadar önemli olduğunu, olmadığı zaman nelere yol açabileceğini ondan öğrendik. O günün şartlarında kadın isyanının dilini ve aklını temsil ediyordu. Boyun eğmeyen, doğru bildiğinde ısrar eden bilge bir kişiliği temsil ediyordu.
Berwar ve Rojbîn mesajı aldı
1998 sonbaharında Zagros eyaletinde kadın yapısının hazır olduğu bir toplantıdaydık. Önderlik bize yönelik telsiz cihaz konuşmasında şunları aktardı: “Toplantıda aldığınız tüm kararları onaylıyorum, uygulayın. Benimle konuşmak isteyen arkadaşları selamlıyorum. Fazla zamanım yok, düşman etrafımızı sarmış, çıkmamız gerek” dedi, başarılar diledi ve ayrıldı.
Bu konuşmaya çoğumuz anlam veremesek de Berwar ve Rojbîn (Fatma Özen) arkadaşlar mesajı almıştı.
Bir gün ağacın altına oturmuş, yazı yazıyordu. Ona ne yazdığını sorunca yaşlı gözlerle bana baktı ve “Şu anda söyleyemem“ dedi ve omzuma yaslanıp bir süre ağladı.
Ardından “Hazırlanmalıyız, büyük hazırlanmalıyız. Büyük bir saldırının eşiğindeyiz. Düşman beynimize, ruhumuza saldırmak istiyor, biz kadınları yalnız bırakmak, her saldırıya açık bırakmak istiyor, insanlığı öncüsüz kılmak istiyor. Eylem gücü olmalıyız” dedi. Bu sözlerle aslında ne yapmak istediğini ifade etmişti bana.
‘Dizlerimin üstünde de olsa…’
O tarihi gün geldiğinde hepimizle vedalaştı. Taburumuz onu törenle uğurladı. Yol boyunca bize gönderdiği notla haberleşiyordu. Alana ulaşana kadar fiziken zorlanmıştı ama notunda şöyle diyordu: “Dizlerimin üzerinde de yürümem gerekse dahi bu eylemi yapıp hedefime ulaşacağım. Zafer özgürlük hareketinin, Önderliğin olacaktır.”
Aralığın soğuğunda yüreğimizi yoldaşça ısıtan Berwar’ı hayranlık, saygı ve sevgiyle anıyor ve Önderliğe en yoldaşça bağlı olmanın fedaice katılımdan geçtiğinin bilinciyle yüreğim ve düşüncemle katılma sözünü veriyorum.
Berwar Amed (Hamdiye Kapan) 24 Aralık 1998’de Wan’da fedai eylem gerçekleştirmişti.
Kaynak: Yeni Özgür Politika/Nesrin SERHAT