HABER MERKEZİ – KJK Koordinasyon Üyesi Besê Erzincan ANF’ye verdiği röportajda, Halklar Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik olarak devam eden ağırlaştırılmış tecrit politikalarına da tepki göstererek Kürt halkının egemenlere karşı nefretinin her geçen gün daha da derinleştiğini belirtti.
“Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecrit sürüyor. Yine zindanlardaki işkence politikaları da hız kazanmış durumda. Bu konuda neler belirtmek istersiniz?
Önderliğimiz 1999 yılından bu yana çok ağır tecrit, izolasyon ve işkence sistemi içinde yaşamaktadır. Buna karşı sürekli bir eylemsellik, direniş hattı içinde olduk. Tüm çalışmalarımızın temel eksenine Önderliğimizin fiziki özgürlüğünü sağlama amaçlı eylem ve çalışmaları yerleştirmiş durumdayız. Tüm toplantılarımızın birinci gündemi Önderliğimizin fiziki özgürlüğünü sağlama amaçlı neler yapacağımızdır. Önderliğimizin koşulları 2015 yılından itibaren sürekli ağırlaştırıldı. Görüş yasakları sistemli ve sürekli bir hale getirildi. Son olarak önderliğimize 6 ay daha görüş yasağı getirildiği belirtiliyor. Önderliğimiz üzerindeki tecritle özgürlük mücadelemiz zayıflatılmak isteniyor. Oysa ki önderliğimiz bizim için gerekli olan özgürlük perspektiflerini çoktan vermiştir. Bunları ne pahasına olursa olsun uygulayacağız. Ve kesinlikle başaran kadınlar, halkımız ve halklarımız olacaktır.
‘Zindandaki direniş ruhu halkımızın, kadınların direniş ve özgürlük ruhudur’
Türk devletine karşı Kürt halkının nefreti, öfkesi İmralı’da uygulanan tecrit politikası nedeniyle her geçen gün daha fazla derinleşmektedir. Şu anda katılımların temel nedeni Önderliğimize, halkımıza karşı yapılan zulümlerdir. Kürt halkı, kadınlar, gençler Önderliğimizin fiziki özgürlüğünü sağlama, özgür ve onurlu bir yaşam için her zamankinden çok daha büyük bir direniş göstermektedirler. Zindanlarda binlerce yoldaş büyük bir direniş içindedir. Biz zindandaki yoldaşların direnişini saygı ile selamlıyoruz. En zor koşullarda Mazlum Doğan, Kemal Pir çizgisi zindanlarda temsil ediliyor. Zindandaki direniş ruhu halkımızın, kadınların direniş ve özgürlük ruhudur.
Direnişimizin en doruktaki temsilini zindanlarda bulunan yoldaşlarımız, Zap ve Avaşin’deki gerilla gücümüz yapmaktadır. Zap’ta Kürt tarihinin en görkemli direnişiyle düşmanı Kürt topraklarından söküp atma savaşımı tüm şiddeti ile sürmektedir.
Bugün dünyanın gündemi olan Ukrayna-Rusya savaşından çok daha fazla sonuçları olan bir savaşı Türk devleti Kürt gerillasına, halkına karşı yürütmektedir. Kürdistan devrimi; tarihi, coğrafi, politik, ideolojik yönlerinden dolayı bölgeyi ve dünyayı etkilemektedir.
Rusya, Ukrayna savaşında hegemonik güçler bir yandan birbirleri ile savaşırken diğer yandan üçüncü yolu, alternatif yaşamı oluşturabilecek özgürlük güçlerine karşı da müthiş kapsamlı bir savaş yürütmektedirler. Anti kapitalist, alternatif bir çözüm yolundan ciddi bir korku duymaktadırlar. İnsanlık yaşadığı krizler nedeniyle artık devletlere hiç güven, inanç kalmamıştır. Bu nedenle büyük bir arayış içindedirler.
PKK alternatif ve yeni bir sistemin ve yaşamın temsilcisi olduğu için hegemonik güçlerin hedefi durumundadır. Türk devletinin Kürt halkını soykırıma uğratma politikası bu nedenle sürekli desteklenmekte ve Kürt halkının haklı mücadelesi görünmez kılınmaya çalışılmaktadır. Önderliğimizin, özgürlük hareketimizin, halkımızın mücadelesi şahsında insanlığın, kadınların özgürlük umudu tasfiye edilmek istenmektedir.
Bu yönüyle insanlık durumunu ve yaşanan savaşları daha geniş bir çerçeveden ele alıp değerlendirmek resmin bütününü görmek önemlidir. Bizim direnişimiz insanlığın, kadınların özgürlük direnişidir. Kürt halkının ve kadınların özgürlük mücadelesi insanlığın özgürleşmesi açısından stratejik bir öneme sahiptir.
Türk devleti Zap ve Metina alanlarına yönelik olarak bir işgal saldırısı başlattı. Bu saldırıların amacı nedir? Türk devleti ve Güneyli güçler ne hedefliyorlar?
17 Nisan 2022 itibarı ile Zap ve Avaşin alanlarına yönelik T.C. devleti ve KDP işbirliği, ihaneti temelinde yeniden bir işgal saldırısı başlatıldı. T.C. devleti 2021 yılında da benzer şekilde bir planlama ile Avaşin, Zap, Metina alanlarına yönelmiş ancak HPG ve YJA star gerillalarının direnişi ile geri püskürtülmüştü. Bu savaşta şehit düşen yoldaşlarımızı saygı ile anıyorum. Avaşin, Zap gerillası başta olmak üzere mevzilerde direnen tüm HPG-YJA STAR güçlerimizi sevgi ve saygı ile selamlıyorum. HPG ve YJA STAR gerillalarını başarılı eylemlerinden dolayı kutluyorum.
Kadınlar ve halkımız açısından yaşadığımız dönem çok farklı ve stratejik bir dönemdir. Türk devleti; 100. kuruluş yılına Kürtleri soykırıma uğratarak bu temelde bölge halklarını da boyunduruk altına almayı planlayarak 21. yüzyılı kazanmak istiyor. Kendi devletinin varlığını ve sürekli kılınmasını Kürt halkının tasfiyesine bağlamışlardır.
Bu nedenle başta İmralı olmak üzere halkımıza, gerillaya, demokrasi ve özgürlük güçlerine karşı kapsamlı bir saldırı planlanması içindedir.
Faşist T.C. devleti 2021 yılı itibarı ile başaramadığını 2022 yılı ile birlikte yapmış oldukları kapsamlı hazırlıklarla pratikleştirmek istemektedirler. Bu yıl çok daha ileri teknik, istihbarat, dış yardım ve KDP desteği söz konusudur. Türk devleti Kürt gerillasına karşı en gelişmiş teknik ile savaşıyor. Yasaklanmış kimyasal gazları istediği gibi kullanıyor. Dünya sessizdir. Çünkü hegemonik sistemin sahipleri olan başta ABD, İsrail, İngiltere, Almanya, Fransa olmak üzere birçok ulus devlette bu haksız savaşımın tarafı durumundadırlar. Zaten Ortadoğu’nun, Kürdistan’ın şimdiki parçalanmış, dağılmış, savaşlarla viran olmuş halinden de aynı güçler sorumludur. Küresel hegemonik sistem varlığını Ortadoğu’nun sömürüsü üzerinden devam ettirmeye çalışmaktadır.
‘Zap ve Avaşin’de gerillalar büyük bir direniş ve eylem ruhu ile karşılık verdiler’
Dolayısı ile Türk devletinin Zap ve Avaşin’e dönük işgal saldırısı sadece PKK’yi ve Kürt halkının özgürlük mücadelesini tasfiye etmeyi hedeflememektedir. Aynı zaman da Ortadoğu’yu işgal etmenin Yeni Osmanlıcılık hayalinin pratikleştirilmesinin stratejik ön adımları da tek tek atılmaktadır. Türk milliyetçiliği tarihsel olarak var olan yayılmacı siyasetini bu şekilde hayata geçirmek istemektedir. Kürt halkının soykırıma uğratılmasının ardından bölgedeki Arap, Fars, Ermeni, Süryani, Ezidi, Türkmen, Çerkez halklarının, çeşitli inançları da aynı soykırım çizgisinde yok etmek, eritmek ve kendi hakimiyetini bu şekilde geliştirmeyi planlamaktadır. Ortadoğu’nun suyu, petrolü, yer altı madenleri, buğdayı, tüm tarım ürünleri, insan gücü bu temelde sömürülmek istenmektedir.
Ortadoğu’yu işgal planı Kürt katliamlarını gerçekleştirerek ilerletmektedirler.
Kürt halkına, özgürleşmek isteyen halklara, inançlara, kadınlara karşı AKP- KDP iş birliğinin öncülüğünü MHP yapıyor. MHP ABD’nin yarattığı katliamcı bir güçtür. MHP faşist zihniyeti AKP-KDP’nin uygulamaları ile pratikleşiyor. Bu çirkin ittifak silsileleri özünde Ortadoğu’da özgürlük ve demokrasi güçlerini bastırmak halkları ve kadınları daha fazla köleleştirmek üzerinden saldırılarını arttırmaktadırlar.
Bu yönüyle Türk devleti Zap’ ta geliştirdiği bu saldırıya stratejik bir önem atfetmektedir. Operasyonlarının adının ”Kilit” olması bu nedenledir. Türk devleti 2021 yılında başaramadığı işgal saldırılarını yeniden planlayarak bu kez sonuç almak istemektedir. Kürt gerillasına karşı 2022 yılı savaşımlarını bu temel de daha kapsamlı, derinlikli ele almışlardır.
Önderliğimizin, halkımızın, gerillanın, kadınların direnişi, yine insanlığın yaşamış olduğu tüm krizlere cevap olabilmesi nedeniyle özgürlük ideolojimiz gittikçe yayılmış ve evrensel bir çizgi haline gelmiştir. Küresel hegemonik güçler kadın özgürlüğü eksenli demokratik konfederal sistemin yayılmaması, Ortadoğu’da etkisiz kılınması için Türk devletine her türlü desteği vermektedirler.
Bu savaş bizim tarihimizde T.C. devletine karşı geliştirilen direnişin en üst düzeyini temsil etmektedir. 2022 yılı önderliğimizin, halkımızın, gerillanın, kadınların en yoğunluklu direniş öz savunmasını verdiği bir yıl olma özelliğini taşımaktadır.
Zap ve Avaşin’de gerillalar büyük bir direniş ve eylem ruhu ile karşılık verdiler. Dünyanın en adaletsiz koşullarında arkadaşlarımız en fedai eylemlilikleri büyük fedakârlık ve cesaret ile gerçekleştirmektedirler. HPG-YJA STAR güçleri büyük bir direniş içerisindeler. Halkımız, kadınlar, özgürlük ve demokrasi güçlerinin tümü de Kürt gerillası etrafında kenetlenerek mücadeleyi yükseltmeleri gerekmektedir. Herkesi içinde yaşadığımız süreci daha derinlikli anlamaya ve sürece bu temelde bütün gücümüzle katılmaya çağırıyorum.
İşgal saldırılarında KDP’nin rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
KDP, her geçen gün ihanetini ve işbirlikçiliğini kapsamlı ve derinlikli hale getiriyor. Sadece Kürtlere karşı değil aynı zamanda bölge halklarına, inançlarına ve kadın özgürlüğüne de karşıdır.
Barzani ailesinin Kürt halkının özgürleşmesi, statü kazanması gibi bir gündemleri yoktur. Kürt halkının topraklarını, özgürlüğünü, kazanımlarını kendi zenginleşmeleri temelinde kurban etmişlerdir. Barzani ailesi Behdinan’da birçok aşiretin kendilerine karşı olduğunu biliyor. Bu yüzden Behdinan, Xakurkê dağlık alanlarını çoktan gözden çıkarmıştır. Türk devletine vermiştir. Özünde Türk devleti aracılığı ile kendisini kabul etmeyen aşiretleri de terbiye etmektedir.
KDP, kendi iktidarının süreklileşmesinde AKP’nin rolünü çok önemli görüyor. Ve her türlü yardımı Türk devletine sunmaktadır. Eğer çok daha açık bir şekilde işbirlikçi ve ihanetçi çizgisini uygulayamıyorsa bu da Kürt halkının dört parça Kürdistan’da ulaştığı ulusal bilinç, mücadele ve direnişinden kaynaklıdır. KDP, Kürdistan’da halk nezdinde son derece zayıf bir durumdadır. Bu yüzden korkmaktadır. Bugün Duhok ve Zaxo’da bile ancak tehdit, şantaj, zor güçleri ile ayakta kalabilmektedir. En son yapılan seçimlerde katılım oranı çok düşüktü.
Dolayısı ile arkasında halk desteği yoktur. KDP’nin tüm dayanağı dış güçlerdir. Bu dönemde KDP işbirlikçi ve ihanetçi çizgisini çok daha net ortaya koydu. Buna karşı kadınların, anaların tavrı gelişti. Kadınlar olarak ihanet çizgisine tavrımız çok güçlü ve net oldu. Güney halkımız bu süreçte her zamankinden daha fazla KDP çizgisine karşı durdu. Şu anda Güney Kürdistan’da hemen her alanda çok ciddi bir Türk işgali söz konusudur. Bu çok büyük bir tehlikedir. Türk devleti PKK’yi bitirdikten sonra güney Kürdistan’ın tümünü Musul, Kerkük dahil daha açıktan işgal etme yaklaşımında olacaktır. Güney halkımızın, kadınların bu ihanet çizgisine karşı tutumlarını daha da keskinleştirmeye çağırıyorum.
Gerilla alanlarına işgal saldırılarıyla aynı dönemde Şengal’e yönelik de saldırılar gerçekleşti. Bu saldırıları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şengal halkımız 9 Ekim 2020’de KDP, Irak, ABD antlaşması temelinde yeniden iradesiz kılınmak istenmektedir. Aslında Şengal’de Ezidi varlığı bitirilmek ve Ezidi halkımız bu topraklardan koparılmak ve göçertilmek istenmektedir. Ezidi halkımız tümü ile aslında asimile edilmek ve yok edilmek istenmektedir. Bu anlaşmanın asıl gerçeği budur. Kazimi Türk devleti ile derinliğine bir iş birliği içinde olan bir başbakandır. Şimdiye kadar hiçbir Irak başbakanı Kazimi gibi Türk devleti ile birlikte hareket etmemişti. En son Mesrur Barzani’nin şengal açıklaması bir kez daha KDP hakikatini ortaya çıkardı. Barzaniler kendi aile çıkarları için Kürt halkına ve onun mücadelesine ihanet çizgisi içindeler. Halkımız, kadınlar bu durumu unutmayacak ve özgürlük çizgisinde daha çok derinleşerek bir katılım gösterecektir.
Ezidi halkımız, öz savunma güçleri büyük bir direniş içindedir. Direnişe kadınlar öncülük etmektedir. Ezidi halkımız kendi öz yönetimleri, öz savunmaları için direnmektedir. Kürdistan’ın dört parçasında, Avrupa’da Şengal için büyük eylemler oldu. Şengal halkımızın istem ve talepleri çerçevesinde tüm halkımız ve dostlarımız ayaktadır.
‘YJA STAR savaşa başarı ile öncülük etmektedir’
Bu direniş süreçlerinde kadın gerillalar ve toplumsal direnişte de kadınlar ön saflarda yer alıyor. Kadınlara yönelik neler belirtmek istersiniz?
9 Mayıs 2022 Rojhilat Kürdistan’ın Büyük devrimcisi Şirin Elemhuli ve arkadaşlarının İran Rejimi tarafından katledilişinin 12. Yıl dönümüdür. Şirin Elemhuli Kürdistan tarihinde idam edilen ikinci Kürt kadınıdır. Bilindiği gibi faşist Saddam Rejimine baş kaldıran Xanaqin’li Leyla Kasım 12 Mayıs 1974 yılında Bağdat’ta idam edilmişti. Şirin Elemhuli ve 4 arkadaşı da 9 Mayıs 2010 yılında Zalim İran Rejimi tarafından idam edildi. Bu iki Kürt kadınını şehadet yıl dönümleri dolayısı ile saygı ve minnettarlıkla anıyoruz.
Leyla Kasım ve Şirin Elemhuli çizgisi Kürdistan’da yurtseverlik, direniş ve özgürlük çizgisinin ana damarını oluşturmaktadır. Kürt Kadınları Mezopotamya topraklarında insanlığın toplumsallaşmasında, gelişiminde öncülük rolünü oynamışlardır. Kürt halkı neolitiğin öncülüğünü yapmıştır. Kürt kadınların insanlığın toplumsallaşmasında stratejik rol oynamışlardır. Kürt kadınlarının kendi toprağına, diline, Kültürüne bağlılığının tarihsel kökenleri derindir. Leyla Kasım ve Şirin Elemhuli kendi yaşamlarında ve mücadelelerinde bunun en çarpıcı temsilini yapmışlardır.
Şirin Elemhuli PKK’nin fedai çizgisinin temsilcisidir. Reber APO’nun geliştirmiş olduğu Kadın özgürlük çizgisinin somutlaşmış ifadesi Şirin arkadaşın mücadelesinde görülmektedir. Bugün Rojhilat Kurdistan’ında binlerce kadın-erkek bu direniş çizgisinin peşinden gitmektedir.
Günümüzde Zap ve Avaşin’de direnen YJA STAR gerillaları, Serhildan’lara öncülük yapan Kürt kadınları Şirin Elemhuli çizgisini esas alarak direnmektedirler. Kadın direniş tarihimiz Sakine Cansızlardan bu yana bir nehir gibi çağlayarak akıp ilerlemektedir.
Zap ve Avaşin’de olağanüstü bir yetenek ve irade ile gösterilen bir direniş var. YJA STAR gerillaları buna öncülük etmektedirler. Kadın ordulaşmasının geldiği düzey Kürdistan gerillasına öncülük ediyor. Dikkat edilirse YJA STAR hem özgün eylemlilikleri hem de HPG ile birlikte gerçekleştirdikleri sayısız eylem ile destanlar yaratmaktadırlar. İnsanlık tarihinin en uzun süren bir savaşın içindeyiz. Bu savaş kutsal Mezopotamya topraklarında gelişiyor. Özgürlük savaşımımız krizlerin, çelişkilerin en çok derinleştiği zaman ve mekanlarda sürüyor. Bu savaşa öncülük eden Kürt kadınlarıdır. Zap’ta, Avaşin’de YJA STAR savaşa başarı ile öncülük etmektedir. Demokratik modernite gerillacılığı bilinç, inanç, yetenek, irade, inisiyatif çok yönlü yetenek gerektiriyor. Kadın ordulaşma pratiğimiz, Kurdistan savaş tarihinde ilk kez bu denli kapsamlı ve yetkin, somut bir öncülük düzeyi geliştirmiştir. Kadın ordulaşma düzeyimiz Kürdistan’daki savaşı yürütecek bir konuma ulaşmıştır. YJA STAR güçlerinin başarılı öncülüklerinden dolayı kutluyorum. YJA STAR sadece Kürdistan’ın değil Ortadoğu halklarının, kadınlarının öz savunma gücüdür. Kadınların beş bin yıldan beri süregelen kölelik tarihine karşı ilk kez bu denli kapsamlı bir gerilla duruşu ile karşılık vermekteyiz.
Rojava Devrimi de bir kadın devrimi olarak şekillendi. YPJ Rojava devriminde öncülük rolünü oynadı. Yakın zaman da 3. YPJ konferansı gerçekleşti. Buradan YPJ konferansını selamlıyoruz. Rojava devrimi kadınların öncülüğünde gelişmekte ve Ortadoğu ve dünyaya ilham kaynağı olmaya devam etmektedir.
Bu bağlamda Kürt kadınları, Ortadoğu Kadınları insanlığın özgürlük mücadelesinde hem öz savunmanın hem de yeniden toplumsal inşanın öncü gücü olmaya devam etmektedir.
Bu yılki 15 Şubat, 8 Mart, Newroz bayramlarına protesto ve serhildan, mitinglere Türk devletinin tüm özel savaş, baskı, şiddet zindanlara doldurma, göçerme, yoksullaştırma politikalarına karşı Kadınlar öncülük etmeye devam ettiler. Sakine Cansızların, Zilanların, Beritanların, Sema Yücelerin, Şilan Kobanilerin, Şirin Elemhulilerin çizgisi çok güçlü bir şekilde yaşamsallaştırıldı.
‘Reber APO’nun kadın özgürlük çizgisi, toplumda özgürleşme düzeyi ortaya çıkarmıştır’
Bu yönüyle Kurdistan’da Ortadoğu ve dünyada Başkan APO’nun geliştirdiği kadın özgürlük çizgisi giderek gelişmekte ve tüm dünya kadınları tarafından benimsenmektedir.
Bilindiği gibi hegemonik sistem dünyada gelişen tüm özgürlük savaşlarına, gerçekleşen devrimlere karşı çok çeşitli strateji ve politikalar üreterek ya yok etme ya da kendi sisteminde eritmeyi hedeflemektedir. Amaç ne olursa olsun beş bin yıllık egemen erkek sistemin devamını sağlamaktır. 20’inci yüzyıl en çok milliyetçiliği körükledi. 21. yüzyılda kadın özgürlük mücadelelerinin yükselişi nedeni ile en çok cinsiyetçiliği körüklüyor. Cinsiyetçilik; milliyetçiliğin, dinciliğin, bilimciliğin mayasıdır. Bu nedenle egemen sistem kadın özgürlük mücadelelerinin tasfiyesine, sistem içinde eritilmesi politikalarına büyük önem vermektedir.
Örneğin genel olarak dünya siyasetine bakıldığında devlet kademelerinde her zamankinden çok daha fazla kadınlara bakanlıklar ve çeşitli roller verilmektedir. Egemen erkek sistem buna mecbur kaldı. Egemen erkek sistemin zihniyeti ile donanmış kadınlara çeşitli görevler vererek hem kadın özgürlük mücadelesini anlamsızlaştırma hem de kendi sistemlerinin devamını gerçekleştirme amacı ile bu politikaları yürütmektedirler. Yine devrimlerin güçlü gelişeceği alanlarda sivil toplum kurumları adı altında toplumum dokusunu bozma, kendi kültürlerinin zeminini oluşturma, kapitalist sisteme alıştırma, devrimden uzaklaştırma hedefleri temelinde planlamalar yapmaktalar.
Tüm bunların amacı sahte bireyci kadın özgürlük çizgisinin geliştirilmesidir. Dikkat edilirse sahte özgürlük çizgisinde kadınların yaşam tarzları ve ilişkileri radikal bir değişim ve dönüşüme uğramıyor. Tam aksine bazı yetkiler, maddi imkanlar verilerek aslında kadının kölelik statüsü derinleştiriliyor. Kadınlar egemen erkek sisteme daha fazla hizmet eder konumda tutuluyorlar. Eşit ve özgür temelde yaşamın tümünde söz hakkı ve rol sahibi olmalarının önü kesiliyor. Kadının özgün, özerk, demokratik ve kolektif katılımı engelleniyor. Alternatif, yenilikçi, özgür ilişkiler engelleniyor. Mevcut verili ilişkiler daha da gericilermiş bir şekilde yaşatılıyor. Oysa ki kadınlar için en önemli şey yaşam içinde her düzeyde kendi rengi ve iradesi ile örgütlü katılımıdır. Aşkın, cinselliğin; mülkiyetçi, iktidar ilişkilerinden kurtarılmasıdır. Özgür eş yaşam ilişkilerinin yaşamın tüm alanlarında inşa edilmesidir. Egemen sistem sahte özgürlük anlayışları ile Özünde kadınların toplumu dönüştürme, insanlığın özgürleşmesindeki öncü rolleri bitiriyor ve erkeğe hizmet eden bir konumda tutulmasını sürekli kılmak istiyor.
Dikkat edilirse bu yıl ki kadın özgürlük mücadelelerinin sloganlarında kadın devrimi kavramı çok kullanıldı. Bu da kadınların radikal bir değişim ve dönüşümü, alternatif yaşamı ne kadar istediklerini ortaya koyuyor. Kadınlar artık hiçbir biçimde kölelik statüsünü kabul etmiyorlar.
Dolayısı ile şimdiki mücadelemiz sadece protesto etmek, ret etmek değil alternatif özgür yaşamın; siyasi, sosyal, hukuk, basın, kültür, ekoloji, özgür eş yaşam alanlarında yeniden inşasıdır. Alternatif yaşamı inşa etmeliyiz. Sadece eleştirmek, şikâyet etmek, ret etmek yetmez. Aynı zamanda yeni olanı da örgütlemeliyiz. Genç kadınlar direnişi geliştirmek kadar kadar özgür yaşamın yeniden inşa çalışmalarına da yönelmelidir. Verili egemen erkek sistem toplumun en dinamik, özgürlükçü, cesaretli kesimi olan Kürt genç kızlarına, gençlerine yöneliyor. Oysa ki kadın devrimimizin öncü gücü genç kadınlardır.
Günümüzde kadına karşı geliştirilen şiddete, köleliğe karşı koyan önemli bir erkek potansiyeli açığa çıkmıştır. Reber APO’nun kadın özgürlük çizgisi, kadın özgürlük mücadelemiz toplumda çok önemli bir özgürleşme düzeyi ortaya çıkarmıştır. Bilinçlenen, özgür yaşamak isteyen, yurtseverlik çizgisinde derinleşen çok önemli bir erkek kitlesi söz konusudur. Bir yanda egemen erkek sistemin canavarlaştırdığı bir erkek gerçeği var iken, diğer yandan ise mevcut kadın özgürlük mücadelesinden etkilenen, bunu esas alan bir erkek hakikati söz konusudur. Dolayısı ile eğer doğru bir örgütlenme, eylemsellik, özgürlük mücadelesi geliştirilirse toplumun en fazla özgürlük düzeyini yakalayacağı bir dönemdir. TC devletinin Zap ve Avaşin’de yürütmüş olduğu savaş Kürdistan’da, Ortadoğu’da toplumsal düzlemde gelişen özgürlük düzeyine karşıdır.
Herkes Zap Direnişi’ne katılmalı
Türk devleti, KDP iş birliği-ihaneti temelinde bir kez daha halkımızı soykırımdan geçirmek ve 2023 TC’nin kuruluş yıl dönümüne böyle girmek istiyor. Arkasında beş bin yıllık egemen erkek sistemi var. Amaç kadınların özgürleşmesine, halkların birlikte eşit ve özgür temelde yaşamasına engel olmaktır. Kadınların elde edilmiş kazanımlarını ellerinden almak istiyorlar. Kadınları yeniden evlere tıkamak, kölelik statüsünde tutma peşindeler. Dolayısı ile Zap ve Avaşin de yürütülen savaşın sanıldığından çok daha derinlikli hedefleri söz konusudur.
Bu nedenle Tüm kadınlar, halklar, inançlar Kürt gerillasına sahip çıkmalıdır. Kürt gerillası sadece Kürt halkı için değil. Kadın özgürlüğü, halkların eşitçe birlikte yaşaması için direnmektedir. Bu anlamıyla kadınlar olarak İşbirlikçi ve ihanetçi çizgiye karşı tutumumuz net olmalıdır. Kendi halkına, cinsine ihanet eden kadın bitmiş, tükenmiş köle kadını temsil etmektedir.
Bu temel de Tüm kadınları, halkımızı, halklarımızı, ötekileştirilen tüm dinlerin mensuplarını Zap’ta PKK-PAJK öncülüğünde gelişen direnişe katılmaya çağırıyoruz. Halkımızın direnişi 21. Yüzyılın nasıl bir karakterde gelişeceğini gösterecektir. 21. yüzyılın ruhunda insanlığın özgürlüğü için direniş var. Zamanın ruhu direniştir. Direniş özgürleştirir. Böylesi bir yaklaşım ve ruhla mücadele saflarına, direnişin her boyutuna katılmak gereklidir.
Önder APO’nun fiziki özgürlüğünün sağlanması bizim her alanda geliştirdiğimiz direniş, öz savunma ve inşa çalışmalarının derinleştirilmesi ile mümkündür. Önderliğimizin bizden beklentisi bu temel de büyük başarıları elde etmemizdir. Önderliğimizi de özgürleştirecek olan bizim örgütlülüğümüz ve direnişimizdir.
Bu bağlamda büyük bir iddia ve kararlılıkla direnmekteyiz ve mutlaka özgür yaşamın inşasını Reber APO’nun kadın özgürlük çizgisi temelinde geliştireceğiz. Mayıs ayı şehitlerimize de bu temelde en doğru ve yeterli karşılığı vermekteyiz.
‘Kadın devrimimiz Şirin Elemhuli çizgisinde gerçekleşmektedir’
Son olarak belirtmek istedikleriniz?
Mayıs ayı mücadelemiz açısından şehitler ayıdır. Öncelikle tüm insanlığın, kadınların 1 Mayıs işçi bayramını kutluyorum. İslam Aleminin Ramazan Bayramı’nı da kutluyorum.
Bu ay içinde başta Mehmet Karasungur, Hâkî Karer yoldaşlar olmak üzere Deniz Gezmiş, İbrahim Kaypakkaya, Şirin Elemhuli, Leyla Kasım, Gurbet Aydın şahsında tüm Özgürlük şehitlerimizi saygıyla anıyorum. Şehitlerimizin anıları, hayalleri Kürdistan devriminde mutlaka somutlaşacaktır.
Şirin Elemhulli yoldaş 12 yıl önce mayıs ayında idam edildi. Kurdistan da idam edilen ikinci Kürt kadınıdır. Rojhilate Kurdistan devrimi, kadın devrimimiz Şirin Elemhuli çizgisinde gerçekleşmektedir.
Aysel Doğan yoldaşı 11 Mayıs 2022 tarihi itibarı ile Almanya da kanser hastalığı nedeni ile şehit düştü. Aysel Doğan Dersim’in Apo’cu çizgisinin öncü temsilcilerindendi. Kürtlüğün, Alevilğin, Kadınların Mezopotamya topraklarında eşit ve özgür bir şekilde yaşayabilmesi için tüm ömrünü mücadele ve direniş çizgisi içinde geçirdi. Aysel Doğan yoldaşımız, Besêlerin, Zarifelerin ve Sakine Cansız yoldaşın direniş geleneğinin bir taşıyıcısı ve temsilcisi olarak Kadın Özgürlük Hareketimiz ve özgürlük tarihimizin sembollerinden biri haline gelerek daima hatırlanacak ve asla unutulmayacaktır.”