15 Şubat Uluslararası Komplosu’nun demokratik konfederalizm ve Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın direnişi ile boşa çıkarıldığını söyleyen KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat, “Şimdi de Efrin’e yönelik işgal saldırıları ile komployu güncelleştirmek istiyorlar” dedi.
HABER MERKEZİ-KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat, Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin bütün varlığı ile Halklar Önderi Abdullah Öcalan etrafında direndiğini söyledi.
“Komplonun başından şimdiye kadar Kürdistan Özgürlük Hareketi Önderliğin etrafında bir direniş dairesi oluşturdu” diyen Hozat, 15 Şubat komplosunun bugün de devam ettiğini sona ermediğini belirtti.
“Devletler arası 15 Şubat komplosu başladığında Önderliğimizin direnişi, halkımızın direnişi ve bütün örgütümüzün direnişi komployu birçok yönden boşa çıkardı ve komplo amacına ulaşamadı. Bu komplonun amacı Önder Apo’yu etkisizleştirmekti, Önder Apo’nun şahsında PKK’yi tasfiye etmekti, Kürt halkını iradesizleştirmek ve teslim almaktı. Bir iki yıl içinde PKK’yi tamamen tasfiye etmek, Kürt halkını da katliamdan geçirip teslim almak istediler. Önder Apo, gerilla ve halkın direnişi komployu boşa çıkardı. Ama faşist Türk devleti ve sömürgeci güçler bu amaçlarından vaz geçmediler. Günümüzde de komployu sonuna kadar götürmek istiyorlar. 98-99 yılları arasında nasıl ki uluslararası devletler komploda yer aldı, şimdi de uluslararası devletlerin yardımı ile katliam sonuna kadar götürülmek isteniyor, sonuca ulaşmak istiyorlar” diyen Hozat, faşist Türk devletinin komplo ile Kürtlere karşı katliam siyaseti yürüttüğünü belirtti.
Bu siyasetin Kuzey Kürdistan ile sınırlı kalmadığını da vurgulayan Hozat, şunları söyledi: “Kuzey Kürdistan’da, Kürt halkı üzerinde katliam siyaseti yürütüyorlar, katlediyorlar, zindanlara atıyorlar. Gerillaya karşı topyekun savaş yürütüyorlar. Zindandaki arkadaşlara şiddet ve zulüm uyguluyorlar. Kuzey Kürdistan’ın dışında da katliam planlarını yürütmek istiyorlar. Efrin’e yönelik işgal saldırıları da bu yüzden. Başurê Kurdistan işgali de bu yüzden. Bütün bunlar, Türk devletinin Kütlere yönelik katliam politikalarının yalnız Kuzey Kürdistan ile sınırlı kalmadığını gösteriyor. Kürdistan’ı her 4 parçasını da kapsıyor. Kürt halkının kazanımlarına her yerde el koymak istiyorlar, bu yüzden Kürdistan üzerinde geniş bir plan yürütüyorlar. İşgalci ve sömürgeci Türk devleti dışarıdan yardım ile bu planı yürütmek istiyor.”
‘Kürtleri haklarından mahrum bırakmak ve özgürlüğünü elinden almak istiyorlar’
Rojava kazanımlarının büyük bir irade ile oluştuğuna dikkat çeken Hozat, paramiliter çetelerin saldırıları ardından bu kez de işgalci ve sömürgeci Türk devletinin ordusu ile Rojava ve Kuzey Suriye statüsüne saldırmak istediğini vurgulayan Hozat, “5-6 yıldır faşist Türk devleti DAİŞ, El Nusra ve paramiliter çetelerle Rojava’ya karşı katliam planı yürütmektedir. Kürt halkının, YPG/YPJ ve QSD’nin savunma güçlerinin direniş ve mücadelesi sonucunda yürütülen büyük savaşlarla saldırganlar kaybetti. Bu kez de Türk devleti kendi ordusu ile Rojava ve Kuzey Suriye’yi işgal etmek istiyor. Şimdi Efrin’e yönelik işgal girişimi var. Bu komplonun devamıdır, Bakurê Kurdistan’a yönelik olan katliamların devamıdır. Bunu böyle ele almalıyız. Bakurê Kurdistan katliamı bugün Efrin’de yürütülüyor. Kuzey Suriye ve Rojava kazanımlarının hepsini ortadan kaldırmak istiyorlar. Kürdü orda haklardan mahrum bırakmak ve özgürlüğünü elinden almak istiyorlar. Bu uluslararası komplonun devamıdır” diye konuştu.
‘Tecrit, devletlerarası komplonun devamıdır’
Halklar Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik uygulanan tecrit ile fikirlerinin halkları etkilemesinin engellenmek istendiğini de belirten Hozat şunları söyledi: “Önderliğe uygulanan tecrit, uluslararası komplo ile bağlantılıdır. 19 yıldır Önderliğimize ağır tecrit uygulanıyor. Tecridi son birkaç yıl ile alırsak yanlış olur. Tecrit devletlerarası komplonun devamıdır. Nasıl ki, 15 Şubat komplosu ile Önder Apo hedeflendi, İmralı’daki tecrit ile de Önder Apo etkisizleştirilmek isteniyor. Bu anlamda devletlerarası komplonun devamıdır. Önderliğin Kürt ve başka halklar üzerindeki etkisini iyi biliyorlar. Önderliğin görüş ve projeleri halklar, demokratik güçler ve devrimci örgütleri, Ortadoğu halklarını etkiliyor. Bu yüzden bu sesi kısmak, etkisini kırmak istiyorlar ve Önderliğin şahsında halkların mücadele ve direnişini etkisizleştirmek istiyorlar. Başta Kürt halkı olmak üzere, Türkiye, Suriye ve bölge halklarını iradesizleştirmek ve teslim almak istiyorlar, demokratik ve devrimci güçleri güçsüz ve tasfiye etmek istiyorlar.”
‘Kürt halkı ve bölge halkları sömürgeciliğe karşı direniyor ve bu kutsal bir tutumdur’
Kürt halkı ve bölge halklarının sömürgecilerin halklara yönelik tehlikesini iyi gördüğünü belirten Hozat, Kürt halkının da bölge halkının da bilinçli ve uyanık olduğunu söyledi.
“Bu saldırılar tecridin ve katliam planı olduğunu, insanlık değerlerine karşı yürütülüyor halklarımız iyi biliyor. Kürt ve bölge halklarının kazanımlarını hedefleyen bir saldırı olduğunu biliyor, Kürt halkı ve bölge halkları buna karşı mücadele yürütüyor ve bu kutsal bir tutumdur” diyen Hozat özellikle Güney, Kuzey, Doğu ve Rojava ile yurtdışında yaşayan Kürdistanlıların bir kez daha direndiğini, büyük bir mücadele yürüttüğünü de sözlerine ekledi.
Bu direnişin yıllardır hiç durmadığını, günden güne büyüdüğünü ve güçlendiğini de kaydeden Hozat, “Bölge halkı da Avrupa’daki halk da bu direnişin içinde. Bu direnişin cephesi daha da genişledi ve derinleşiyor. Bu çok kutsal ve önemli bir yaklaşımdır. Halkımız bu 40 yıldır işgal ve faşizan her türlü saldırı planına karşı Kürdistan ve yurt dışında direniyor ve sömürgecilerin planlarını boşa çıkarıyor” diye konuştu.
Devletlerarası komplonun devamı olarak Efrin’e yönelik büyük saldırılar olduğunun altını çizen Hozat, başta Rusya olmak üzere, Suriye rejimi, ABD ve dış güçlerin bu planın ortakları olduğuna dikkat çekti.
Bazı güçlerin buna göz yumduğunu ve bazılarının da açık bir şekilde Türk devletine yardımda bulunduğunu da dile getiren Hozat, “Bu kesimler bunu kendi siyasi, ekonomik, kirli ve kapitalist çıkarları için yaptı. Bölge halkları da bunu iyi biliyor. Halkımız ve halkımızın savunma güçlerinin bu katliam planlarının hepsini boşa çıkarabileceğini söyleyebiliriz. Direniş bütün planlarını alt üst etti ve tasfiye de edecek. Efrin direnişinde bu bellidir. Türk devletinin işgal girişimine karşı Efrin halkı ayaktadır. Büyük bir direniş sergiliyor. Sınırda büyük bir bataklığa girmiş ve nasıl çıkacağını bilmiyor. Bu durum halkın direnişi ile ortaya çıktı. Kürdistan ve yurt dışında halk büyük bir direniş sergiledi. Bundan kaynaklı Türk devleti büyük bir çıkmaza girmiş. Büyük bir karmaşanın içindedir.”
‘Önderliğin demokratik ulus projesi, bölgenin de tek projesi haline geldi’
Halklar Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik saldırıları kaba ele almamak gerektiğini de belirten Hozat, “Artık özgürlük mücadelesi Kürdistan sınırlarını aştı ve bölgenin özgürlük mücadelesine dönüştü. Ortadoğu’nun özgürlük mücadelesi oldu. Bugün özgürlük hareketi Ortadoğu’da demokrasi, özgürlük, eşitlik ve adaletin öncülüğünü yapıyor. Toplum için demokratik bir model geliştiriyor. Rojava da bu açık bir şekilde ortaya çıktı. Rojava’da demokratik ulus esası üzerine demokratik bir sistem gelişti. Bu Önder Apo’nun projesidir. Bu demokratik konfederalizm sistemidir. Önderliğin fikir, proje ve paradigması esasında Kürt halkının öncülüğü ile Kuzey Suriye’de çözüm sistemi gelişti. Kuzey Suriye’de demokratik ulus esası üzerine bir statü gelişti. Bütün Kuzey Suriye oluşanları birlikte demokratik ve kadın özgürlüğü sistemini oluşturdular ve beraber yönetiyorlar. Kadın ve halkların özgürlüğünü esas alıyor. Bu sistem de kadın özgür bir şekilde yaşıyor. Bu yeni bir modeldir. Bütün bölge için de bir alternatiftir. Efrin’e yönelik işgal girişimi ile belli oldu ki bu modeli ortadan kaldırmak istiyorlar. Aslında Önderliğin hayata geçmiş olan özgürlük projesini ve modelini ortadan kaldırmak istiyorlar. Bundan kaynaklı Önderliğin projesine bu kadar saldırıyorlar. Hedefte Önderliğin fikir ve projesi var” dedi.
‘Hakikat direniştedir, halkların haklarındadır’
Günümüzde Rusya ile ABD’nin bölgedeki esas kapitalist ve hegemon güçler olduğunu da söyleyen Hozat, bu güçlerin özgürlükçü ve demokratik güçleri kendilerine yönelik bir tehdit olarak gördüğünü ve güçsüzleştirmek istediklerini belirtti.
Özgürlükçü, demokratik güçleri sınırlandırma, kendilerine muhtaç etmek ve kendi hatlarına çekmek istediklerini de sözlerine ekleyen Hozat, “Hegemon güçler Kürt halkını ve bölge halklarını kendi kapitalist çıkarlarına göre kullanmak ve bölgeyi yeniden dizayn etmek istiyorlar. Bundan dolayı faşist Türk devletinin işgal girişimine göz yumuyorlar ya da içinde yer alıyorlar. Hangi büyük devletlerde bu hesapları yapsalar da bilmeliler ki direniş bütün planlarını boşa çıkaracak. Hakikat direniştedir, halkların haklarındadır. Her zaman hakikat güçlüdür ve etkilidir” dedi.
‘Kadınların öncülüğünde Kürt halkı ve bölge halkları zafere ulaşacak’
Kürt halkının, bölge halklarının direniş ve mücadelesini büyüttüğünü de belirten Hozat şunları dile getirdi: “Eğer direnişlerini böyle sürdürürlerse sonuç alabilirler ve devletlerarası komplonun planlarını boşa çıkarabilirler. Bu güç ve potansiyel var. Kürt halkında büyük bir ruh oluşmuş. Bu ulusal bir ruhtur, Kürdistan’ın dört parçasında Kürt ulusu ruhu ile mücadele yürütüyorlar. Özgürlük arayışı, ruhu ile Kürt, Suriyeli, Türkiyeli ve bölge kadınları büyük bir mücadelenin içindedir. Güçleniyorlar ve kadınların arasında birlik ve özgürlük ruhu gelişiyor. Kadınların öncülüğünde Kürt halkı ve bölge halkları devletlerarası komploya karşı direniş ve mücadelelerini yükseltecekler. İnanıyoruz ki büyük bir sonuçta alacaklar. Bu mücadele de zafer ile sonuçlanacak.”