HABER MERKEZİ – 2 yıldır Önder Apo’dan hiçbir şekilde haber alınamıyor. CPT son raporunu yayınlamış fakat içerisinde Kürt halkının kaygısını giderecek herhangi bir açıklamada bulunmamıştı.
Ajansımız uzun yıllardır Önder Apo’nun avukatlığını yapan İbrahim Bilmez ile görüştü. Bilmez Önder Apo üzerindeki tecridin ciddi boyutlara ulaştığını belirterek bu noktada gençlere büyük görev ve sorumlulukların düştüğünü ifade etti.
“Yaklaşık 20 yıllık bir süredir Sayın Abdullah Öcalan’ın avukatlığını yapmaktayım. Bu 20 yıllık süre içerisinde iyisiyle kötüsüyle birçok şeye şahit olduk. Fakat şunu söyleyebilirim öz olarak; yapılan bütün mücadelelere rağmen verilen bütün emeklere rağmen biz şuanda tecridin en kötü aşamasını yaşıyoruz.
Tecrit diye isimlendirdiğimiz hukuk dışılığın en zirve noktasını yaşıyoruz. Bugün itibari ile biz iki yılı aşkın süredir müvekkillerimizden haber alamıyoruz. Ne mektup, ne faks, ne telefon ne de aile görüşmesiyle ya da aracılar vasıtasıyla hiçbir şekilde haber alamıyoruz. İnsanlar buna inanmak istemiyorlar bazen. Bir şekilde haber alınabileceğini düşünüyorlar ama durum bizim söylediğimizden daha da vahimdir, gerçeklik budur. Tecridin en üst aşamasındayız. Bunun kabul edilebilecek hiçbir yanı yok. Dünyanın hiç bir yerinde böyle bir uygulamayı görmek mümkün değil.
Buna herkesin ses çıkarması gerekiyor, demokratik tepkisini ortaya koyması gerekiyor. Çünkü Sayın Öcalan sıradan bir insan da değil ki hiçbir insana böyle bir muamele yapılmamalı. Bu ayrı bir mesele ama Sayın Öcalan’ın bir misyonu var. Kürt meselesini demokratik, barışçıl yollardan çözmek gibi bir misyonu ve gücü var. Ve İmralı’da 25 yıl geçen zindan koşullarında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararına göre işkence koşullarında Kürt meselesini çözmek için direnerek geçiriyor. O koşullarda böyle bir amaç olmazsa böyle bir hedef olmazsa, böyle büyük bir irade olmazsa dayanabilmek gerçekten mümkün değil.
Gençliğe büyük rol düşüyor
Sayın Öcalan bunu çok iyi biliyor. Kürt halkının arkasında durduğunu, kendisine güvendiğini çok iyi biliyor ve bunun verdiği sorumluluk duygusuyla direnmeye devam ediyor. Belki göremiyoruz Sayın Öcalan’ı ama daha önce kendisiyle görüşme, sohbet etme imkanımız oldu, kitaplarını okuduk. Hep şuna vurgu yapıyor, Kürt gençliğine ve Kürt kadınına özel bir vurgu yapıyor. Onların bu meselenin çözümündeki rolünün ne kadar önemli olduğunu çözüyor. Ve herkesin bildiği sözü ile bitirmek istiyorum. Kendisinin çok güzel bir sözü, şiarıdır “Genç Başladık Genç Bitireceğiz” diyor. Dolayısıyla gençliğe büyük bir rol düşüyor, görev düşüyor. Herkesin bu bilinç ve sorumlulukla, tıpkı Sayın Öcalan’ın yaptığı gibi sorumlulukla hareket etmesi gerekiyor.”
NC// Seher Deniz