HABER MERKEZİ
Brûsk Dersîm yoldaş, 1976 yılında Amed/Pasur’a bağlı Şavuşa köyünde dünyaya gelir. Heval Brûsk dünyaya geldiğinde, Hevêdan aşiretine mensup olan aile, bu aşiret bağlarından kopmuş haldedir. Aile ve çevresi, o yıllarda belli bir etkinliği olan mahkûm besleme gibi nedenlerden dolayı devletle sürekli çelişki içindedir. Yine toplum içinde belli bir etkinliği olan kaçakçılıkla aile çevresi oldukça sıkı bağlar içindedir. Mahkûmlara sahip çıkıp, kaçakçıları da her ne olursa olsun devlete vermezler…
Devletin Kürt toplumuna giydirmeye çalıştığı gömleğin dar geldiği, toplumun devletin eliyle biçilmiş kaftanları, atlas libasları bile giymediği o yıllar, zor yıllardır… Lakin toplumun kendi örgütlenmesini yapamadığı, böylesi bir bilinçten yoksun olduğu bu yıllarda Kürdistan’da ailecilik, bireylerin aile yaşamına bağımlılaştırıldığı zor yıllardır da…
Nihayetinde sistemle buluşmayan bir aile ortamında heval Brûsk’un çocukluğu şekillenir. Bu toplumsal gerçeklik içinde heval Brûsk çok erken yaşlardan itibaren özgürlük mücadelesiyle, Apocularla tanışır. Apoculara karşı duyduğu bu yakınlık, bir Apocu olma düşünün peşine düşmesine neden olur. Heval Brûsk Apoculara gönlünü böylesine kaptırdığı bu dönemlerde, yakın çevresinden gerillaya katılımlar olur. Katılımların başlamasıyla şahadetler de yaşanmaya başlar. Gerillaya olan katılımlar ve yiğitçe direnerek şehit düşünler düşmanda müthiş bir korku yaratır. Korkunun hemen ardından gelen ise vahşettir, zülümdür. Düşmanın lanet baskısıdır… Bunu gören yürekler kendi muhasebesini yapmaya başlar. Vicdanın titrediği bir dönemdir. Sanki kıyamet kopmuş da mahşer günü gelmiş gibidir. Mahşer ki kıyım kıyım kıyılır yürekler, alçaltıldıkça alçaltılır bir halk… Ki tanrılar-tanrıçalar ağıt olup yüreklere iner. Yürekler lal olur, dilsizleşir…
Heval Brûsk çocuk yaşına rağmen vicdanını konuşturan, vicdanı ile yol alan, yüce bir vicdan sahibi olan bir çocuk olmayı bilir. Çünkü düşmanın lanet baskısıyla köyler yakılmış, yıkılmıştır. Bir halk kadın-erkek, yaşlı-çocuk denilmeden işkencelerden geçirilmiş; zulüm zulümlüğüne ağlar olmuş, kendine lanet okumuştur. Kürtler ve çocukları cehennemi böylece tecrübe edip, yaşadığı bir aşamadan geçmektedir. Belki de cehennem yeri demek az kalır, yakılıp-yıkılan köylerden sona kalanlara baktıkça… Yapılan bunca dehşet heval Brûsk’un vicdanını köreltmemiş. Vicdanı bir çığlık olup düşmüştür yaşama, vicdanı Ona bir yol olmuştur. O da vicdanının sesini dinlemeyi bilerek gerillaya katılım kararı almıştır.
Gerilla Bir Umuttur
Kürdistan’da gelişen bu zulümle gerillaya katılımlar bir çığ gibi artar. Gerilla bir umuttur, umut kapısıdır… Ve gerilla gençlerin de çıkış kapısı olur. Kuzey Kürdistan’ın genelinde olduğu gibi heval Brûsk’un da yanı başında gelişen gerillaya katılımlar, heval Brûsk’u oldukça etkiler. Ve heval Brûsk henüz on yedisinde iken, gerillaya katılır. Kendiside bir yazısında örgüte katılımını şu paragrafla dile getirmektedir; “İçinde bulunduğumuz bu koşullar çevreden birçok kişinin gerillaya yönelimini sağladı. Bu sıcaklık beni de etkiledi. Hem aşiretsel bağların yarattığı özellikler hem ailede babamın uzun yıllar yaşadığı mahkûmiyet durumu, hem mücadelenin ruhsal anlamda yarattığı etki hem de düşman yönelimlerinin yarattığı sonuçlarla birleşince gerillaya katılım kararı aldım. 1993 yılında Amed’de saflara katıldım. ”
1993 yılında ortaokulu terk ederek Amed Eyaletine gelen heval Brûsk, bir yıl kadar burada kalır. Ayrıca Heval Brûsk’un babası mahkûm olup, abisi jitem tarafından katledilir. Amed Eyaletinden sonra Erzurum’a geçer. Burada kısa bir süre kalır. Erzurum’dan sonra Dersîm Eyaletine geçer. Dersîm heval Brûsk’un uzun yıllar pratik yürüteceği gerilla alanı olur. Heval Brûsk’un asıl gerillacılıkta piştiği, Kürdistanileştiği, PKK ve Önderlik gerçeğini oldukça çarpıcı anladığı yer Dersîm olur. Nice destansı, kahramanca şahadetlere tanıklık ettiği yer, Dersîm olur.
Dersîm ki destanlar ocağı, Dersîm ki Jiyanların, Beselerin, Zeynellerin, Cihatların, Mahirlerin, Kemal Zap gibi komutanların özgürlük ışığına dönüp, destanlaştığı kutsal mekan…
Dersîm ki Seyit Rızaların, Zarifelerin, Alişerlerin, Nuri Dersîmlerin ve zulme karşı çığlık olmayı bilip kendini uçurumlardan atan binlerce Beselerin var olduğu yılmazlığın mekanı…
Yoldaşlığa Ölümüne Sadıktır
Heval Brûsk Dersîm Eyaletinde 1999 yılına kadar kalır. Bu süreç içerisinde gerilla içinde çetin pratiklerden geçer. Bu pratiğin ilkiniyse yeni katıldığı zaman Amed’te yaşar, geçirir. İlk gerilla eğitimini gördüğü kamp olan Şehit Haydar Karasungur kampı Parti tarihimize Parti dışı pratikleriyle geçen bir kamp olmuştur. Gerillaya katıldığında böylesi bir kampta kalan heval Brûsk tanığı olduğu bu süreci daha sonra kendisi de şöyle ifade etmiştir;
“Bu durum benim üzerimde kalıcı izler bıraktı. Aile yapısından aldığım özellikler ve Partiye katıldığım süreçte yaşadığım tanıklıklar; Parti içinde ‘kendi ayaklarının üzerinde dur’ anlayışını getirdi. Bu anlayış hem olumlu hem de olumsuz anlamda pratiğimde etkili oldu. İnisiyatif kullanma, farklı gerekçelere dayanmama, birey olma anlamında olumlu; ilişkilerdeki mesafe, kendini tümüyle kimseye teslim etmeme, ekip olmada ya da kolektif tarzı tutturmada yetersizlik anlamında ise olumsuz etkileri oldu.”
Heval Brûsk Dersîm’deki pratiğin yoğunluğu içinde ciddi bir gelişim sahibi olur. Eylemlerde, pratik faaliyetlerde pişerek bir yetkinlik sahibi olur. Oldukça pratikçidir. Kabiliyetlidir. Ağır pratiki süreçleri sırtlamış, gelişim kaydetmiştir. Savaşı çetin savaşların içinde vuruşarak öğrenmiştir. Vuruşkandır. Korkusuzdur. Cesurdur.
Savaşı savaşın yüreğinde kalarak öğrenmiş. Savaşın kanattığı yüreğine verdiği yeminlerle her zaman savaşkan olmayı bilmiştir. Bu yoğun zorlu süreçlerin Ona öğrettiklerinden biriyse sonuna kadar yoldaşına sahip çıkma olmuştur. Özellikle bir savaş kanunu olarak kanla, bedelle yazılmış bir kanundur bu. Bu aynı zamanda bir genç komutan olan Brûsk yoldaşın kanunudur. İlk başta kendini ölüme yatırıp, yoldaşı için nefes alıp vermesini bilen biridir. Nefesini böyle onurlu alıp vermesini bilen biridir. Kendisi de geçirdiği bu süreçleri şu şekilde yazıya dökmüş;
“İdeolojik-politik gelişmeyi fazla önemli görmeyen, eyleme ve pratik faaliyetlere katılımı esas faaliyet olarak gören anlayışım, kaba pratikçi duruşa neden oldu… Pratik zorlukların yarattığı etkileri üzerimden atacak gücü bulunca ve pratik anlamda az-çok zorlukların üstesinden gelince ‘bu kadarı yeterlidir, değişime fazla gerek yoktur’ anlayışı gelişti, pekişti. Elbette ki, bu kadar zorluğun içinden geçmek kişilik olarak pek çok olumlu etkide de bulunmuştur. Mesela pratikçiliğin önemli sonuçlarından biri olan yoldaşlığa sadakat duygusunun gelişkin olması gibi.”
Dersîm’den Medya Savunma Alanına
Heval Brûsk 1999 yılından sonra gerillanın Kuzey Kürdistan topraklarından geri çekilme kararı alması ile birlikte Medya Savunma Alanlarına gelir. Medya Savunma Alanlarında ise Kandil, Xinêre ve Garê’de faaliyet yürütür. Bu süreç örgüt için oldukça yoğun, kritik geçer. Parti tarihinde örgüt yapısının, komutanın yaşadığı en zorlu süreçtir. İçinde bulunulaan o süreç herkesi en ağır bir şekilde etkiler. Çünkü Önderlik artık İmralı’dadır. Bu kolay mana verilip, normal yaklaşılacak bir aşama değildir. Dünyanın dört bir yanındaki Kürt halkı içinde olağanüstü olan bu süreç gerilla içinde de oldukça yoğun bir şekilde kendini hissettirir. Heval Brûsk böylesi ağır bir atmosferin kol gezdiği o günlerde gerçekleşen PKK’nin 7. kongresine katılır. Ardından 2000 yılında Kandil’de gelişen YNK savaşına da katılım gösterir.
“Onurumu Koruyacak Bir Savaşçılık”
Heval Brûsk Medya Savunma Alanlarında yaklaşık 4 yıl kadar kalır. 2001–2002 kışı sürecinde Güney Şehitleri Eğitim Devresine katılım gösterir. Dönemin içinde bulunduğu bütün sancıları bağrında taşıyan eğitim devresinde de sağlıklı bir yoğunlaşma edinilemez. Ama her zaman bilinir ki yüreğinde azıcık insaf, damarlarından azıcık onurun mayası olan herkesin gözü kulağı, vicdanı, aklı İmralı’dadır. Heval Brûsk bunu oldukça derinden yaşayan komutanlardandır. İmralı’daki duruş nasılsa bir parça Ona benzemeye çalışır. Moralini bozmaz. Dimdik ayakta duracaktır. Umutsuzluğa asla düşmez. O zamana kadar özgürlük için bir yapmışsa artık milyon kez özgürlük için var edecektir kendini. Kanının son damlasına kadar İmralı’da gelen perspektiflere göre yaşayacaktır. Onun için de tek merkez Önder Apo’dur. Gönlü üzgündür, aklı kabullenmezliğin iç sıkıntısını yaşamaktadır. Lakin özgürlük kervanı yürüyecek, onur boyunun bir kez daha eğmeyecektir. Bir daha yenilen Kürt, maşa olan Kürt olunmayacaktır. Karar budur. Arayış bunadır. Yol arkadaşlığı ancak ve ancak bunun üzerine kurulabilinir. Ve böyle düşünen ve hareket eden heval Brûsk için rota bellidir; Önder Apo’suz Asla…
Heval Brûsk’un kendisi de yaşanan o süreci şu şekilde ifade eder; “tasfiyeci pratiklerin tanıklığını yaptım. Bu duygu ve düşüncelerle yoğun istem ve dayatmalarım sonucunda 2003 yılında Dersîm’e geri döndüm…
Dersîm’e giderken esas hedefim Önderliğin yeni paradigmasına göre sonuç alıcı bir savaş tarzını gerçekleştirmekten ziyade; tasfiyeciliğe bulaşmadan, kendimi ve onurumu koruyacak bir savaşçılık temel hedefimdi.”
Ve ikinci bir kez Dersîm’e yolculuk başlar…
1 Haziran Hamlesi; Agitçe Bir Ruh
Örgüt için 2003 yılı sonrasında gelişen özellikle 1 Haziran 2004 Hamlesi olarak tarihe geçen süreç oldukça önemli olmaktadır. Örgüt için en tarihi hamlelerden biri böylelikle yaşanır. Dolayısıyla bu hamle Agitçe bir ruh, donanım, askeri duruş istemektedir. Damar nasıl kansız atmazsa bu hamle gerçekleşmeden de örgüt nefes alıp vermekte zorlanacaktır. Gerilla Meşru Savunma Çizgisi temelinde yepyeni böylesi bir sürece adım attığında heval Brûsk, Dersîm Eyaletinde cephe komutanıdır.
Heval Brûsk sürece cevap olacak bir pratik için kendini oldukça zorlar. Böylesi yeni bir sürecin sorumluluğunun kaldırılabilmesi, başarı temelinde sonuçların elde edilebilmesi için belli bir birikim, tecrübe gereklidir. Heval Brûsk başarmak için bu noktalarda kendisine yüklenir. Sıradan bir pratik sergilememek için örgütün talimat ve perspektiflerine oldukça kafa yorar. Tam bu sırada Önderliğin Bir Halkı Savunma adlı yeni savunması ellerine ulaşır. Bu savunma ile yoğunlaşmalarda belli yenilenme yaşar. Önderliğin bu savunması ile damar kanı bulmuş, can vermiştir bedene. Edinilen yoğunlaşma ile belli bir pratikleşme çabası gelişse de kendisi “1 Haziran Hamlesine ancak 2006 yılında dâhil olabildim,” demektedir. Başarabilmek için, dönemin istediği tarzda eylemsellikler geliştirebilmek için tarz, üslup, tempo ve çizgi hâkimiyeti üzerine belli bir yoğunlaşma yaşar. Özellikle 2006–2007 kış eğitim sürecinde zihni bir değişim ve dönüşüm çabası içinde olur. Kendisi de bu durumunu anlatırken ulaştığı sonucu şu şekilde ifadeye kavuşturuyor: “Sonuçta şunu anladım ki; ya önümdeki eşiği aşarak gerçekten bir atılım yapacaktım ya da yerimde sayarak Partisel gelişmelerin gerisinde kalacaktım.”
Sürece cevap olmak için çaba sahibi olan heval Brûsk böylelikle hem güçlü hem de yetersiz kalan yönlerini görür. Pratikleşme, başarılı pratik verme çabası artıkça kendisinde ki potansiyelinde farkına varır. Kendi gücünün farkına varan bir komutan olarak Dersîm de güçlü pratik adımlar atma arayışına girer. Lakin bu adımı atmak hiç de o kadar olmayacaktır. Eski tarz ile yeni tarz arasında gidiş-gelişleri yaşar. Bu süreci atlatabilmek için her zaman her koşul altında çaba sahibi olur.
Askirek Ve Gelen Mükemmel Başarı
Askirek, Dersîm’in Pülümür ilçesine bağlı bir köydür. 1938 Dersîm isyanından sonra burası yasak mıntıka ilan edilir. Askirek, Haydaran ve Munzur dağları arasında bulunan en stratejik yerdir. Dağlık, oldukça yüksek ve engebelidir. Heval Brûsk’un tabiriyle de bir gerilla için “huzur veren, gerillayı diri tutan bir coğrafyadır. Attığın her adımda ’38 direnişini hissedebildiğin bir coğrafya”dır. Ve gerillanın ne gece ne gündüz saldırı, sızma, baskın yapamayacağı bir coğrafi bir konumlanmaya da sahiptir. Böyle bir alanda düşman tarafında tutulan karakola elbette ki eylem yapmak çok akıl kârı, pek kimsenin aklının ucundan geçebilecek bir şey değildir. Denilebilir ki gerillanın orayı vurması için taburlara ihtiyacı vardır.
Ve yıl 2007’nin Şubatı. Önderliğin zehirlendiği tespit edilmiştir. Gerilla baharı düşmana zehir zemberek etme kararlığındadır. Düşman da bunun böyle olacağını bilmektedir. Her yerde donanımını güçlendirip, gerilladan gelecek taktiklere göre mevzilenmeye gider. Hareket ve konumlanış tarzını gerilladan gelecek saldırıya göre hazırlar. Aynı zamanda 2007 baharının başında Ovacık’ta Faik arkadaşın öncülüğünde bir takım arkadaş şahadete ulaşır. Ve Dersîm’deki gerilla tüm bunlara cevap olma noktasında önemli, kritik bir sınavdan geçmektedir denilebilir. Oldukça ağır, çetin, sımsıkı bir süreç kapıya dayanmış, böylesi bir sürece kendini kilitleyenleri bekler gibidir.
Tam böylesi bir dönemde sürece cevap olmak için eylem yapma arayışında olan yoldaşlardan biri de heval Brûsk’tur. Bıçak keskinliğinde yoğun bir süreçtir. İçinde girilen bu süreç heval Brûsk açısından Meşru Savunma Stratejisine göre taktik ve tarz geliştirmede bir zirve olur. Sürece cevap olma noktasında oldukça kendini zorlamış, kış eğitimi sürecinde zihni bir savaşı kendinde vermiş, bambaşka bir iddia ile bahara adımını atmıştır.
Heval Brûsk eyleme öncelikle düşünsel, ruhsal anlamda bir hazırlık ve düşmana büyük vurma üzerinden bir güçlenme oluşturarak başlama yaklaşımını esas alır.
Heval Brusk’ta bu eylemde hazır bir güç veya hazır imkân arayışı kesinlikle yoktur. Bilakis eylem yapma çalışmaları esnasında ayrıntılarda gittikçe derinleştikçe imkânsızlıklar önlerine çıkar. Ama niyet ve karar yeni bir taktik ve düşmana müthiş darbe vurmayı bilebilecek taktiği pratikleştirmedir. Bunun içinde hazır imkân heval Brûsk’un yanın da mevzuubahis bile değildir.
Askirek’te eylem yapılacaktır. Karar nettir. Katılmak isteyenler de ölümüne, kanının son damlasına kadar böylesi bir eylemde yer almaya vardır. Lakin başarı o kadar rahat değildir. Bazı anlar vardır ki ay gibi tertemiz bir ruhla kendini fedaice vermek başarmak için yetmez. Fedaice ölümlerin en kritiğine, adanmışlığın en zoruna kendini yatırmak bile döneme cevap olabilecek bir eylem için yetmez. Tüm bunları deneyim edinmiş, özellikle de sürece cevap olmaktan başka kendine hiçbir yaşam tanımayanlardan biri de heval Brûsk’tur. Bunun için kesin başarıyı ortaya çıkartacak düşünsel yoğunlaşma ve hazırlık düzeyini yoldaşlarıyla beraber yakalamaya çalışır.
Heval Brûsk çok farklı özelliklere ve yeteneklere sahip arkadaşları kolektif bir işe sevk etmede, ortaklaştırmada oldukça uzman biridir. Yetkindir. Yeni katılmışla tecrübesi olan eski bir kadroyu bir arada güçlendirip yön vermeyi oldukça iyi bilendir. Özünü korumuşla yalpalayarak gelişim sağlayanı, güçlü bir karaktere sahip olanla gafleti olanı ortak bir doğruya çekip harekete geçirebilendir. Üst düzeyde çabası olanla sırandan temposu olanı örgütlü yaşamın pratik gerçekliğine çekerek yenilemeye gücü yetendir. Gerillacılıkta yetkinleşmek isteyip yürekten, samimi olan kadar içe kapanık, kendini ifade edemez olanı bir birine karşı sorumlu tutmayı öğretebilendir. Sürekli bir arayış içinde olanla donuk, tutuk olanı yaşama çekebilendir. Dayanma gücüyle azimli olanla çabuk pes edip cevap olamayanı, dar olanla mütevazı olmayı bilebileni bir araya getirip, ortak başarılar elde etmeye sevk etmeyi bilendir. Bir genç yoldaşın yaşadığı sorunları titizlikle anlamaya çalışıp, tecrübelerinden verebilendir. Bir insan Onun yanında iken korkusuz olur. Bir insan Onun yanında iken yüreğinin kilidinin kırılıp yaşama delice akacağını bilir. Onu tanıyıp da Ondan kopan bir savaşçı görmek mümkün değildir. Baştan aşağı cesarettir. Adanmışlığını umut yapıp yüreklere sunmayı bilen ve ürkeklik nedir bilmeyen bir cengâverdir O.
Denetimindeki savaşıcısı ile candan, samimi, güçlü ilişkiler kurabilmeyi rahatlıkla yakalayan biridir. Savaşçısına hem düşmanla savaştıracak heybetli bir komutan hem de savaşçısına dost olabilen, yakın olan, candan duruşuyla ilgi toplayan bir komutandır O. Heval Brûsk’un bir eylemi eylem öncesinden kazanmasına neden olan özelliklerinin başında bunlar gelir. O bir savaşçının hem yoldaşı, hem komutanıdır. Var olan tecrübesi ve yaşama yaklaşımıyla yanındakine güven veren komutandır. Gerektiğinde savaşçısı ile her şeyini paylaşan, savaşçısının her koşul altında güven duyduğu komutandır. Yüreklendiren, yüreğinden veren, bir savaşçının her şeyini paylaşabileceğini düşündüğü ve inandığı komutandır O. Çünkü genç ömrüyle savaşın içinden pişmiş, komutanlaşmış biridir O. Ayrıca yoldaşlığına bağlılığı, sadıklığı ruhuna işlemiş biridir. Ruhunu yoldaşlığın alazında yıkamıştır. Yoldaşlık arayana, yüreği yoldaş hasretiyle dolu olana her kim olursa olsun sonuna kadar bağlı ve sadıktır yaklaşacak kadar güçlü biridir O.
O eylemi öncelikle yoldaşlığıyla kazanır. O yoldaşlarına, yoldaşları Ona sonuna kadar bağlı ve sadıktır. Ama bu yetecek midir? Elbette hayır. O halde yoldaşlığı daha da büyütecek, kalplerdeki fedaice nurlarla birleştirecek olanları da bir bir yerine getirmek gerekecektir. Bu eylemde olduğu gibi Heval Brûsk’un komutan özelliklerini belirtecek olursak oldukça kaba hatlarıyla şunları belirtmek mümkündür;
Birinci husus; öncelikle bütün yoldaşlarının istemlerini, yaşama arayışlarını, katılım süreçlerini tarafsızca bir şekilde gözlemler. Objektif yaklaşarak, yargısızca yaklaşımı esas alır. Ve bu noktada bir komutan olarak onlara verebileceği, katabileceği şeyleri yaşam içinde yakalamaya çalışır.
İkinci husus; eylem öncesi bir gücün beraber kalıp birbirini tanımasına önem verir. Eğer eyleme girecek güç birbirini belli bir pratik süreç içinde tanımamışsa bunu yaptığı görevlendirmelerle bizzat denetleyerek, güçlendirip eğitici bir ortam oluşturarak yapar. Pratiğin en yaman eğitim olduğunun, en çok akılda kalan eğitim olduğunun bilinciyle hareket eder. Bu noktada yapılan bütün işlerde yoldaşlarının yanında olur. En basit pratik bir işte bile yoldaşlarının yanı başında olur. İçten yaklaşır. Sohbetleriyle, tavırlarıyla ortak bağları yakalamayı bilir.
Üçüncü husus; eylem öncesi düşünsel bir bütünlüğün yakalanmasına önem verir. Bu noktada her yoldaşın aynı düzeyde eyleme yaklaşamayacağını bilir. Kendisi de keskin ve net tavrıyla başarıyı arayan gücün sahibi olarak bu düşünsel bütünlüğe katkısını sunmayı bilir. Eylem öncesi ortaya çıkan fikirleri, görüşleri, yaklaşımları, tartışmaları büyük dikkatle anlamaya çalışır.
Dördüncü husus; eyleme girecek olan gücün hem kendi kendini hem karşısındaki düşmanı ele alarak değerlendirmesi gerektiğinin bilinciyle hareket eder. Bu noktada eyleme katılan her yoldaşa belli oranda bunu değerlendirip sonuca ulaşma fırsatını mutlaka verir. Düşünsel birliği açığa çıkartacak duruma ulaşılmasıyla birlikte güçte belli bir motivasyon, eylemin başarısına belli bir kilitlenme açığa çıkar. Ardından müthiş bir ruhsal bir bütünlük açığa çıkar. Bu bütün yoldaşların tek vücut haline gelmesine neden olur. Kısacası bir eylem için gerekli antrenman böylelikle yapılır ve belli bir beyin jimnastiği yürütülür.
Beşinci husus; yaşamın yapılacak olan eylem etrafında dönmesini sağlar. Bütün ayrıntılarına kadar eylem üzerinde kafa yoran bir gücün açığa çıkartılması üzerinde önemle durur. Böylelikle gittikçe eylemin başarısı üzerinde yoğunlaşan güçte düşünsel bir bütünlük daha belirgin bir şekilde açığa çıkar. Ve tüm bunlarla birlikte savaşçı ile komutan arasında ki uyuma, ortaklığa, ortak bir enerjinin çıkmasına dikkat eder. Bu anlamda yaşama oldukça dikkat eder.
Altıncı husus; eyleme gidecek olan yoldaşların tekniğe olan hâkimiyetini büyük bir hassaslıkla inceler. Heval Brûsk’un bu eylem için sarf ettiği şu sözleri Onun tarzını oldukça iyi dile getirmektedir; “Bir kleşi iyi kullanırsan bir uçaksavar kadar rol oynayabileceğini gördük. Kullanana bağlı bir durumdur. Kimi bireyin elinde bir füze bir tabancanın oynadığı rolü bile oynamayabilir, ama kimi bireyin elinde de bir tabanca bir füzenin, bir roketin oynadığı rolü oynayabilir. Bir bombayı bir roket gibi etkili de kullanabilirsin. O düzeye ulaştırabilirsin.”
Yedinci husus; uzun uzun keşifler yapmakta önemle üzerinde durduğu aşamalardan biridir. Eyleme katılacak her arkadaş bir şekilde çeşitli keşiflere katılır. Yaptırdığı keşiflerle düşmanın bütün hareket tarzını uzun bir süre denetime alır. Düşmanın hangi mevziiye nasıl yaklaştığından tutalım, stratejik mevzilerin hangisi olduğuna kadar oldukça ayrıntılı keşifler yaptırır. Keşiflerin sonucu arkadaşlarla ortak tartışma yürütür. Aslında Askirek eyleminde olduğu gibi eylemin hangi saatte olması gerektiğinde kanaat sahibidir. Lakin eyleme gidecek özellikle eylemin stratejik yerlerinde görev alacak arkadaşların düşünsel olarak ikna olması, ruhsal olarak kendini daha hazır hissetmesi için bu tartışmaları sürdürür.
Heval Brusk Askirek eyleminde de hiç beklenmedik bir yerde ortaya çıkabilecekler bir deşifrasyon vb. durum için böylelikle herkesin psikolojik anlamda hazırlanmasını sağlamaya çalışır. Hatta o denli ayrıntılara dikkat eden bir yaklaşım ortaya çıkar ki giyimden tut, bir bombayı bile nasıl atacaklarına, silahı ne zaman, hangi pozisyondan daha etkili kullanacağına kadar bütün hususlara tek tek titizlikle değinir. Bir bombanın pimini çekip atana kadar kaç saniyenin geçtiğinden tutalım her şeye dikkat ederek tek tek gözden geçirir.
Yine vuruş üstünlüğünün nasıl sağlanacağından tutalım birçok husus gözden geçirilir. Bunu oldukça keyifli bir şekilde yoldaşlarıyla birlikte sürdürür. Bütün ayrıntıların, olasılıkların hesaplanması eyleme katılan bütün yoldaşlarca bir şekilde yapılmaya çalışılır. Tartışma süreci yürütülürken bütün grupların nelere dikkat edeceğini engin tecrübelerine dayanarak çarpıcı bir şekilde ortaya çıkartmasını bilir. Beceriklidir. Herkes tarafında kabul görendir. Ona göre alt edilemeyecek düşman gücü yoktur.
Ve O An Gelir
Katılan her yoldaş tarafından büyük emeklerin verildiği, fedakarlıkların gösterildiği Askirek eyleminin hazırlık süreci tamamlanır. Bu sürecin hazırlanması bile başlı başına on eyleme bedeldir.
Nihayetinde 2007’nin 4 Haziranında saatler öğle vaktini gösterirken eylem başlar. Askirek karakoluna 4 arkadaş arabayla girer. Arabadan fırlamalarıyla giriş kapısını düşürmeleri bir olur. İlk mevziler çok kısa bir süre içinde ele geçer. Karakola girilir.
Gündüz ortası Askirek darmadağın olur. Çok sayıda askerin öldürüldüğü eylem sonrasında Askirek karakolu yerle bir olur. Bütün düşman mevziileri gün ortasında susar. Sağ kurtulan askerlerin de kendini ancak kaçarak, gizleyerek kurtardığı bu eylem tarihte yerini alır. Ve saldırı kol komutanı Çiya Amed arkadaş eylemde birçok mevziiyi düşürdükten sonra, eylem tamamlanmak üzereyken şehit düşer.
Tepe düştükten ancak 45 dakika sonra düşman müdahale etmeye başlar. Sarı sıcak bir öğle arası düşman şokta… Bir takımlık kadar bir güç düşmanı mükemmel donanımlı bir ordu gibi sallar gün ortasında… Çünkü hazırlık böyle yapılmış, öncülük böyle yapılmış, içinde yer alan her bir arkadaş bu kabiliyete, yeteneğe uygun hareket edecek tempoyu, uyumu, eylem disiplinini gösterebilmiştir.
“PKK Strateji mi Değiştirdi?”
Bu eylem sonrasında düşman “PKK strateji mi değiştirdi,” tartışması yapmaya başlar. “Eskiden taburlarla yaptığı bir eylemi şimdi birkaç kişilik gruplarla yapıyor, eskiden gece eylem yapıyordu şimdi gündüz yapıyor, ferdi silahlar ağır silahlar kadar etkili kullanıyor vb.” tartışmalar düşman cephesinde yapılmaya başlar. Bu anlamda yapılan eylemle çok güçlü bir gündem oluşur. Ön açıcı ve yaratıcı bir taktik denenip, sonuca ulaşmış olur. Halkta ciddi bir heyecan gelişir. Bu eylem, Meşru Savunma Stratejisine uygun taktikle yapılan bir eylemin, halkı ne denli etkileyip, harekete yakınlaştırdığının mükemmel bir örneği olur.
Tekrardan Medya Savunma Alanlarına Dönüş
2003 yılından 2009 yılına kadar Dersîm Eyaletinde kalan heval Brûsk ikinci bir kez Dersîm’den Medya Savunma Alanlarına döner.
Heval Brûsk’un gerilla mücadelesi içinde iki defa yaralanır. Bunla birlikte fiziki zorlukları gitgide artar. Ve 2009 yılında Dersîm’den Amed’e darbest (sedye) üzerinde getirilir. Güneye ikinci sefer gelişi böyle olur.
Heval Brûsk 2010 yılında Mahsum Korkmaz Akademisi eğitimine katılır. Uzun bir pratikten sonra tekrardan kendi katılımının kritiğini çıkarır. Analizini yapar. Yetersiz kaldığı hususları anlama, aşma ve güçlendirme noktasında ki arayışlarını sürdürür. Kendi zorlanmalarını anlamaya özen gösterir. Aşma noktasında belli çözümler üretir. Sorularına cevaplar bulmayı hiçbir şekilde ihmal etmez. Bu akademi derinleşmesi için önemli bir adım olur. Ve bu akademinin ardından PKK Ocak eğitimine düzenlemesi olur.
Muazzam Bir Zihin Esnekliği
Gördüğü Önderlik Savunmaları eksenli eğitimlerde, belli sonuçlara gider. Kendine olan güveni, kendini aşmaya olan istemi daha bir köklenir. Kendisi bu eğitimlere yanıt olabilmek için girdiği arayışları şu şekilde yazıya döker:
“Önderlik amaca ulaşmak için muazzam bir zihin esnekliği sergilemektedir. Zihin esnekliği, bakış açısındaki genişlikten ve anlama konusundaki derinlikten kaynaklanır. Ben de gücüm ve bilincim oranında bu yöntemi esas alacağım. Hem pratik anlamda sürecin gereklerine cevap olmak, hem de bir devrimci militan olarak kendimde gerçekleştirmem gereken vicdani ve ahlaki düzey itibariyle bu yönteme ulaşmak ve pratikleşmek zorundayım. Çabam da bu yönlü olacaktır.”
Yine heval Brûsk “Savunmalarla birlikte Ekoloji konusunda belli bir bilinç ve duyarlılığım oluştu. Fiziki doğa, toplumsal doğa, bunların birbiriyle ilişki ve çelişkisi konusunda yoğunlaşmalarım oldu. Her Ekolojik sorunun aynı zamanda bir toplumsal sorun olduğu konusunda ikna oldum, ” demektedir.
Ayrıca gördüğü Kadın Tarihi eğitimiyle gelişen yoğunlaşmalarını da şu şekilde yazıya döker:
“Kadın tarihi eğitimini gördük. Önderlik savunmalarında genel olarak da kadın konusu üzerinde durulmaktadır. Bu tartışmalardan sonra bu konuda da belli bir yoğunlaşmam oldu. Geçmişten günümüze kadar kendi pratiğimde kadına nasıl yaklaştığım konusunu kendi vicdanımda yargılamaya çalıştım. Ve şu sonuçlara ulaştım:
Hem genel olarak hem de benim şahsımda yıllar boyunca iktidarcı sistemin politikalarını uyguladık. Ciddi bir ilerleme olmasına rağmen bu yaklaşımın kalıntılarını halen de yaşıyorum. İnsanlığın, toplumsallığın doğurucu gücü olan kandının değeri konusunda hâlâ tam anlam gücüne ulaştım diyemem. Anlam gücüne ulaşmayınca da günlük olarak ilişkilerimde yetersizlikler çıkmaktadır. Bu konu binlerce yıldır toplumun en önemli sorunudur. Anlamak için de bu binlerce yıllık birikimi anlamam gerekiyor. Ama benim bu derinliğim yoktur. Ancak hem insan hem de yoldaş olarak kadına hak ettiği değer çerçevesinde yaklaşmayı esas alacağım.”
Eğitimin sonlanmasıyla birlikte düzenlemesi Cilo Eyaletine olur.
Heval Brûsk Askirek gibi ses getiren, gündemi dolduran, yeni taktik özellikler taşıyan Harçık Vadisinde mayın eylemi, Amutka karakolu eylemi, Dersîm-Elazığ yolunda askeri konvoya yaptığı eylemlerde de koordine düzeyde yer almış bir komutandır. Aynı zamanda Devrimci Halk Savaşının gerçekleştirilmek istendiği dönem içerisinde, en son 2011 yılında Zagros’ta öncülüğünü üstlendiği Orê gibi eylemlere koordinelik yapmış ve birçok başarılı, sonuç alıcı eylemde rol üstlenmiş genç bir komutan olmaktadır. En son olarak yer aldığı şehit Çiçek Devrimci Operasyonunda Geliyê Zap cephesinin koordineliğini üstlenmiştir. Bu Devrimci Operasyon ki dünya basınında PKK’nin en son 20 yıl içinde yaptığı en başarılı eylem olarak yankısını bulmuş bir eylemdir.
…
Seni anlatmak için bu yazılanlar elbette ki çok ama çok az kalır. Ama inanıyoruz ki Seni ve Senin gibi şehit düşen komutanlarını takip edenler, Sizleri yaşayarak, yaşatarak anlamaya devam edeceklerdir. Belki bir gün birileri bizlerden daha iyi Seni anlatacak. Ama inanıyoruz ki yaşamıyla her gün Seni anlatanlar, lanet düşman karşısında Sen olanlar hiçbir zaman onurlu mücadelemizde azalmadı.
Sen gibi yüreği güzel, Sen gibi yoldaşlığı anlatılamayacak kadar bambaşka olan komutan yoldaşları anlatmalı… Anlatmalı ki yoldaşlığının güzelliğine gumân düşürmek isteyen olursa, Senin yoldaşlık aynanda cesaret edipte bir bakabilsinler kendilerine… Yoldaşını, bir komutanını anlatamamak, yeterince anlatamamak bir kusurdur biliriz yine de…
Biliyor musun Seni anlatmak hiç kolay değil, zor heval. Çünkü halen kabullenmedik bizden ayrılışını, gidip de bir daha dönmeyişini… Kabullenmedik… Kabullenemedik… Ve kabullenemeyeceğiz hiçbir zaman. Hem de hiçbir zaman…
Mücadele Arkadaşları