TORİNO- Bilindiği üzere 3- 5 Kasım tarihleri arasında Paris’te 1. Dünya Gençlik Konferansı gerçekleşecek. Dünyanın bir çok yerinden gençlik örgütleri tarafından bu konferansa katılım sağlanacak. Bu konferansa katılacak olan gençlerden biri de Franceska Orsetti.
Bu temelde enternasyonalist genç kadın olan Franceska Orsetti’ye gerçekleşecek olan konferansa dair görüşlerini, Kürdistan Özgürlük Mücadelesi ve Önder Apo’ya dair neler hissettiğini sorduk.
Orsetti aynı zamanda Kuzey Kürdistan’a giden enternasyonalist delegasyonun içinde de yer alıyordu ve gözaltına alınan gençlerden biriydi. Orsetti bu süreçte neler yaşadığını anlattı.
Son olarak Franceska Orsetti, genç kadınlara birliktelik ve örgütlülük çağrısında bulundu.
Röportajın içeriği şu şekilde:
Merhaba. Benim adım Franceska. İtalya’dan geliyorum ve enternasyonalist bir genç kadınım.
Suriye Demokratik Üniversitesi Örgütlülüğü ve aynı zamanda İtalya’ da “Kurdistan’ı Savun” (Defend Kurdistan) platformunda yer alıyorum.
4 gün sonra Paris’te gerçekleşecek gençlik konferansı için ne düşünüyorsunuz?
Evet bu konferans için çok heyecanlıyım, çünkü yüzlerce gencin içinden bir tanesi de ben olacağım. Değiştiren, birlikte olacağımız güzel anılar oluşacak bu konferansta.
Bildiğiniz gibi konferansın ana şiarı “Gençlik Tarih yazıyor”, bu slogan neden bu kadar önemli ve anlamlı? Bunun hakkında neler söyleyebilir misiniz?
Çünkü devrim ve tarih, gençlik ve genç kadınlar ile başlıyor. Şu anda bizim, yani gençliğin yazdığı tarihin altı çizilerek vurgulanmalıdır. Hepimiz bir araya gelme fırsatını değerlendirmeliyiz. Aynı direnişi sürdürüyoruz ve bir çözüm bulmamız, aynı zamanda düşmana karşı direnişimizi sürdürmemiz gerekmektedir. Dünyanın iki ayrı yerinden, birçok fikirler, değişiklikler ve planlamalarla değiştireceğiz. Çünkü biz gençliğiz ve sosyalizme giden yol budur.
“Kürdistan’ı Savun” örgütünde yer aldığınızı belirtmiştiniz, bu örgütün Kürdistan Özgürlük Mücadelesindeki rolünü anlatabilir misiniz?
Benim için Kürdistan özgürlük mücadelesi yıllardır savaşan ve özgürlük için mücadele eden bir hareket. Sadece Kürdistan’da değil dünyanın her yerindedir. Ve bu hareketten öğrenmemiz gereken çok şey var. Bize nasıl yaşamamız gerektiğini gösteriyor. Bize nasıl yaşayacağımızı öğretiyor. Bu hareket benim için bu sosyalizme giden, gençliğe ve genç kadınlarda öz savunmanın olduğu tek yoldur ve doğru yaşam için bir alternatiftir.
Yüz yıllardır bu mücadele için savaşan insanlar, bize nasıl gerçekten yaşamamız gerektiğini gösteriyor. Yıllardır devlet iktidarına karşı mücadele eden bir örgüt. Örneğin doğaya, yaşama, bize bağlılar. O yüzden Özgürlük Mücadelesini hiçe sayamayız.
Kurdistan Özgürlük Mücadelesinde Önder APO büyük bir rol oynuyor, tüm fikirlerin üreticisi o. Önder APO sizin hayatınızda nasıl bir role sahip?
Önder APO benim için özel bir role sahip. Çünkü onun ideolojisi ile devrim olacak. O bu devrimi hissediyor. Bir erkek olmasına rağmen kadınlar için mücadele veriyor. O gerçekten içindeki erkeği öldürdü ve kimsenin yapamadığını yaptı. O çok önemli bir insan. O yüzden de bu tecridi kırmalıyız ve bu soruna karşı bir ses olmalıyız. 24 yıldır böyle bir tecrit görülmemiştir.
Siz de Bakûrê Kurdistan’a giden delegasyon üyelerinden biriydiniz, HEDEP’in Ankara’da gerçekleşen konferansına katılacaktınız ve Türk faşizminin saldırılarına maruz kaldınız. Siz genç bir enternasyonalist kadın olarak bu süreçte neler hissettiniz?
Evet benim için büyük bir maceraydı. Önemli bir zamanda gittik ve bu özel zamanda gittiğimiz için kalbimde büyük bir yer aldı. Çünkü oradaki arkadaşlarımız her gün mücadele ediyor. Bu bizim için çok önemli, bizim bunu farkına varmamız gerekiyor. Seni korkutmak için elinden gelen her şeyi yapıyorlar. Farklı yönlerden, fiziksel ve psikolojik olarak etkilemeye çalışıyorlar. Ancak eğer orada arkadaşların ile birlikte yan yana durursan ve güçlü kalırsan bu mücadeleyi büyütebilirsin. Çok güzel bir duygu, çünkü onlar fark ediyor ki bir arkadaşını senden bu kadar kolay alamaz. Faşizm orada çok ağır, bu zor bir faşizm ve direnişin seviyesi de daha yüksek. Maceraydı ve yine olsa yine giderim.
Genç Kadınlar bu devrimde nasıl bir role sahip?
Devrime biz güç veriyoruz. Biz dokunuşlarımızla, kelimelerimizle ya da şarkılarımızla bu devrimi ayakta tutuyoruz. Birbirimizle konuştuğumuzda ne kadar önemli olduğunu tekrar anlıyorum. Sistem sana güçsüzsün ve yalnızsın demek istiyor, bir erkekten daha güçlü olamazsın diyor. Ama sen mücadelede yer alıyorsan, gençlik ruhu ile buna karşı mücadele edebilirsin. Kadınlar tarihte çok büyük ve anlamlı bir rol oynuyor.
Son olarak genç kadınlara buradan çağrınız nedir?
Eğer sizi yalnız bırakmak hissi veriliyorsa, birbirimizin ellerini tutup hatırlamalıyız ki hepimiz birlikteyiz ve bu sisteme karşı direnişi sürdürmeliyiz. Çünkü bizden korkuyorlar. Dünyadaki tüm kadınlar birleşirse eminim ki dünya çapında büyük bir tarih yazacağız.
Ayağa kalkın ve gün ve gün kadınların varlığını savunun!