Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi’ne sunulan raporda, Türkiye’nin Efrîn’de çete örgütlerle birlikte sayısız kez savaş suçu işlediği belirtildi. Raporda, Efrîn’deki katliam ve göçten, Türk devleti sorumlu tutuldu.
HABER MERKEZİ – Yeni Özgür Politaka’dan Ali Özşerik’in haberine göre; Suriye Arap Cumhuriyeti Bağımsız Soruşturma Komisyonu’nun 16 Ocak-10 Temmuz 2018 tarihleri arasındaki süreci kapsayan raporu, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi 39. Oturumu’na sunuldu. BM’nin 34/26 sayılı kararıyla sunulan, çarpıcı tespitlerin yer aldığı raporda Türkiye’nin, ‘ÖSO’ adı altında bir araya getirdiği çetelerle beraberi defalarca Suriye’de savaş suçu işlediği belirtiliyor.
BM’ye sunulan raporda Efrîn’e ilişkin tespitler, dikkat çekiyor. Türkiye’nin Efrîn’de, ÖSO çetelerini destekleyerek, sivilleri katlettiği, işkence yaptığı ve Efrînlilerin mallarının yağmalandığı kaydediliyor.
Türkiye, ÖSO ile saldırı başlattı
Uzun raporda Efrîn işgaline ilişkin şöyle denildi: “Savaşan tarafların sürekli çoğalması ve artan militarizasyon, eşi benzeri görülmemiş düzeylerde yer değiştirmeye katkıda bulunmuştur. Türkiye, 20 Ocak’ta Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) üyeleri ile birlikte Suriye Arap Cumhuriyeti’nin kuzeybatısındaki Efrîn sınır ötesine ‘Zeytin Dalı’ diye isimlendirdiği operasyonlarına başladı.”
Raporda, YPG’nin sivil halkı korumak için Türk güçleri ve bağlı çetelerin Mart ayı ortalarında Efrîn kentine girmesiyle birlikte kentsel savaşı önlemek ve sivil nüfusu korumak için çaba sarf ettiği belirtildi.
Türkiye sivilleri katletti
Türk devletinin saldırılarında sivillerin katledildiği belirten raporda şu ifadelere yer verildi: “Askeri saldırıların sona ermesine doğru, Efrîn kenti üzerindeki hava ve kara bombardımanlarının artması, binlerce sivilin kaçmasına neden oldu. 15 Mart’ta akşamı Türk hava kuvvetleri Turandah köyünde yakın bir kontrol noktasını hedefledi ve en az 5 sivil yaşamını yitirdi. 16 Mart’ta, Türk hava kuvvetleri ve bağlı ÖSO birimleri Efrîn şehri üzerindeki bombardımanları tırmandırmaya devam etti.
Bölgede büyük göç başladı. Aynı tarihte tanıklar, El-Mahmudiye Mahallesi’nin üzerinde uçan savaş uçaklarını gözlemlediler ve onlarca sivilin araçta kuyruğa girdiği ve şehirden ayrılmayı beklerken başlatılan saldırıyı anlattı. Kadınlar, çocuklar ve yaşlılar dahil en az 20 sivil öldü ve en az 30 kişiyi yaralandı. Ertesi gün, en az 7 kadın ve 1 çocuk toprağa verilirken, saldırılar nedeniyle diğerleri toprağa verilemedi.”
21 Ocak’ta Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından korunan Tell Ain Dara arkeolojik alanının da hedef alındığı belirtildi.
Hastane vuruldu
Ayrıca, 16 Mart’ta Efrîn kentindeki ana hastaneye Türk güçleri tarafından en az iki hava bombardımanı yapıldığı bilgisi verildi. Saldırılarda 3’ü kadın en az 9 sivilin yaşamını yitirdiği ve en az 20 kişinin yaralandığı vurgulandı. Tanıklara göre, hastanenin içinde veya yakınında askeri tesislerin olmadığı belirtilen raporda, Türk güçlerinin uluslararası hukuk kurallarına aykırı şekilde saldırıyı gerçekleştirdiği ifade edildi.
Keyfi tutuklamalar
Raporda Efrîn işgalinin ardından sivillerin keyfi şekilde tutuklandığı, Türk ordusu ve çetelerinin şehir halkına karşı ağır insan hakları ihlallerini gerçekleştirdiği bilgisi de verildi.
ÖSO çetelerinin gözaltına alındıkları kişilerin, nerede tutulduğu konusunda yakınlarına bilgilendirme yapmadıkları, aşırı kalabalık hücrelerde esir tuttuklarına, en az yiyecek vererek insanlık dışı koşullarda tuttuklarına raporda vurgu yapıldı. Mart ayında Efrîn işgal edildiğinde de, Türkiye’nin desteklediği silahlı çete gruplarının evleri, araçları yağmaladığı bildirildi.
Evler silahlı gruplara verildi
Yağma sonucu ele geçirilen evlerin çeteler tarafından askeri amaçlarla kullanıldığı veya çeteler ve aileleri için konut olarak değerlendirildiği belirtilen raporda, Doğu Guta’nın tahliyesinden sonra İdlib üzerinden gelen çeteler ve ailelerinin göç eden Kürtlerin konutlarına yerleştirildiği vurgulandı.
Savaş suçu işlendi
Savaş suçunun işlendiği belirtilen Komisyon raporunda şu ifadeler dikkat çekti: “Komisyon, Efrîn’de defalarca savaş suçu işlendiğini tespit etmiştir. Eğer silahlı grup üyelerinin Türk kuvvetlerinin etkili komuta ve kontrolü altında bu suçları işlediği düşünülürse, bu suçları, ihlalleri bilen ya da bilmesi gereken Türk askeri komutanlarına atfedilebilir.”
BM yaptırım uygulamalı
BM’nin bağımsız raporunda da görüldüğü gibi Türkiye Efrîn’de savaş suçu işlemiştir ve uluslararası bütün kuralları hiçe saymıştır. BM raporunda sadece kanıtlanan olaylar ele alınmıştır. Yüzlerce uygulama rapora yansımamıştır. Tespit edilen savaş suçu ihlalleri bile BM yaptırımı gerektirmektedir. Açıklanan rapor ve tespitlerden Türkiye’nin işlediği suçlara hiç bir yaptırım uygulanmamaktadır. Bu da BM’nin raporlara rağmen Türkiye’nin suçlarını büyük güçlerin çıkarlarına uygun şekilde görmezden geldiğini kanıtlamaktadır.