HABER MERKEZİ- Analiz
BURGER KİNG, İSLAMCI GENÇLER VE ADİDAS -NIKE I
“Dünya savaşlarından sonra bir hikaye anlatılır. Bu savaşa katılmış olan devletlerden birisinin vatandaşları bir meydan savaşından sonra ölen çocuklarının cenazelerini isterler. Meydanda üst üste binlerce ölü vardır. Bunların vücut bütünlükleri bozulduğu gibi hangi uzvun kime ait olduğu bilinmemektedir. Bu işin içinden çıkamayan devlet yetkilileri bir generali bu işi çözmekle görevlendirir. General bir anda kendisini on binlerce vücut parçalarının içinde bulur ve pratik bir çözüm üretir. Kolu birinden, gövdesi diğerinden, başı başkasından bir vücut oluşturur ve ailelere onların çocuğu diye bu cesedi yollar.
Amad’e Burger King’e saldıran gençleri görünce bu hikâye aklıma geldi. Baş İslami sloganları haykırırken ayak başa direniyordu. Baş başka bir askerin, ayak başka bir askerin uzuvları gibi duruyordu. Üniversite çağlarında olan gençler cenk cihat şehadet sloganları ile bir yere saldırıyorlardı. Zaten bu üretme ve düşünme kabızı olan radikal İslamcılardan özgün bir şey beklememek gerekmektedir.
Üslerindeki bol bir gömlek veya blucini pantolonlarının üstüne sarkıtmış ve ayaklarında spor ayakkabı ile dükkana dalan gruptan tekbirler yükseliyordu. Bu giyim tarzı hizbi kontranın 90 lı yıllardan kalmış bir giyim tarzıdır. Gömleği altına satır veya Takarov marka saklamak, spor ayakkabıyı da cinayet işledikten sonra alandan hızlı bir şekilde uzaklaşmak için giyerlerdi. Başta Çewlik Yalmaç köyünden olan keş fırıncı ile kadayıfçılardan ve Xançepık kırıklarından olup ta kırıklık geleneğinin dışına çıkıp serserilik yapanlardan devşirdikleri ve kendilerinin askeri kanat diye tabir ettikleri kişiler bu şekilde giyinirken daha sonra bu tarz örgütün arasındaki genel giyim tarzına dönüşmüştü. Şimdi de devam ediyor gibi gözüküyor, ama bir farkla, doksanlarda bit pazarında giyinen bu gurup, yurtseverleri katlettikçe maddi olarak ödüllendirilmelerinin sonucunda şimdi lüks mağazalarda giyiniyor gibi gözüküyorlar. Spor ayakkabıları ve üstlerine giydikleri giysiler şayet sahte değilse onu gösteriyor.
Peki, görüntüleri izlerken doksanlı yıllara mı gitmek gerekiyor, yoksa ölü orduların generalini mi anımsamak lazım. Anlaşılan ABD ve İsrail’i protesto etmek ve onların mallarının alınmasına engel olmak için böyle bir eyleme imza atmışlar. Kişi ahlaklı ve ilkeli olduğu müddetçe davasına bağlı olması saygınlık uyandıran bir şeydir. Kişinin dini ve ideolojisi ne olursa olsun onun tutarlılığı samimiyeti ve ahlaklılığı onun başkası tarafından saygı görmesine neden olur. İskoçya’nın direnişini konu alan Cesur Yürek karakterindeki İskoç savaşçılara dinine ve ideolojisine bakmadan filmi izleyen herkes gıpta ile bakmıştır. Ama kafa kesen ve kendi köhnemiş anlayışlarını topluma dayatan siyasal İslamcılara ise Müslümanlar bile iğrenerek bakmaktadırlar.
Batı sermayesini mamullerinin satıldığı dükkânları batının ürettiği en lüks ayakkabılarla basmak daha rahat ve havalı olsa gerek!
Burger King kimin malı bilmiyorum ama batı kapitalizmin bir simgesi ve uzantısı olduğunu biliyorum. Tıpkı Coca Cola gibi. Ama burayı basanların hangi ahlaki anlayış ile burayı bastıklarını irdelemek gerekiyor. Amerikan sermayesinin İsrail’i finanse ettiği gizlenemeyen bir gerçektir. Burayı basanlar büyük bir ihtimal ile bu finansal kaynaklara dikkat çekmek için burayı basmışlardı. Bunun için mi burayı bastılar, yoksa buraya gelenler kadınlı erkekli oturdukları, haremlik selamlık oturmadıkları için mi burayı bastılar onu bilemiyoruz, ama İsrail’i destekleyen batı sermayesini protesto ettikleri izlenimi daha fazla ağırlık kazanmaktadır. Belki de bir taşla iki kuş vurmayı hedeflemişlerdir. Hem batı sermayesi protesto edilmiş, hem de sözde ahlak zabıtalığı görevi yerine getirilmiştir.
Hareket ve ideolojiler içerisinde herhalde hiçbir hareket siyasal İslamcılar kadar ahlaki ilkelerden uzak, kendisi ile çelişir ve pragmatist değildir. Bunu protesto eden gençlerin sloganları onların dünya görüşleri ile ilgili bize bir fikir vermediği için görüntüler üzerinden tahlil yapmaya çalışmak lazım. Bunların ayaklarına baktığımızda istisnasız hepsinin ayaklarında spor ayakkabı var. Bu giyilen ayakkabıların görüntüsünden giyilen ayakkabıların ekseriyetle Adidas ile NİKE markalarından olmaları kişinin dikkatini hemen çekiyor. Batı sermayesini mamullerinin satıldığı dükkânları batının ürettiği en lüks ayakkabılarla basmak daha rahat ve havalı olsa gerek. Sanırım bir burgerin fiyatı bir Adidas’ın fiyatından daha ucuzdur. Bunları tüketmediğim ve giymediğim için fiyatlarını bilmiyorum. Tabi görüntülerde üstlerindeki blucinin ve ayaklarındaki pantolonların markalarını görme gibi bir şansımız olmadı, malum bunların etiketleri daha çok iç kısımlarında oluyor. Gerçi birkaç Adidas marka tişört gördüm ama bu hepsini bağlamaz onların günahlarını almayalım!
Ayakta Adidas var! Acaba insan giyinirken mi yoksa yerken mi daha fazla para harcar diye TUİK’e sormak lazım
Ayak batı sermayesinin, gövde Uzakdoğu kompradorun, dil Allah kelamının reklamını yapınca benim aklıma ölü ordunun generali geldi. Bu kadar tezattı zahirde yani görüntüde yaşayan bu İslamcı gençlerin kim bilir içlerinde ne fırtınalar kopuyordur. Bunlar bu çelişki ve fırtınaları bastırmak için var güçleri ile tekbir çekiyorlardı. Ama çekilen tekbirler Adidas’ın logosunu örtmeye yetmiyordu. Belki de aile, çevre ve cemaat baskısından kurtulsalar, kendilerine yetecek kadar bir sermayeleri olsa, onları kınayacak kimse oralarda olmasa herhalde uğrayacakları ilk mekân burası olacak. Nede olsa alt yapıları müsait. Ayakta Adidas var! Acaba insan giyinirken mi yoksa yerken mi daha fazla para harcar diye TUİK’e sormak lazım. Bunlar herhalde bizde batılıların mallarını tüketiyoruz ama Burgerdekiler gibi her gün her gün değil de yılda bir iki kere tüketiyoruz demek istemektedirler! Kim bilir.”