Türk özel savaş devleti varlığını yok etmek istediği Kürtlere karşı her dönem farklı ve sinsi politikalara başvurmuştur. Netice alamadığı bu uygulamalarına karşılık Kürdü Kürde kırdırma siyaseti izlemiş, ‘kendi içerisinde tasfiye edeyim’ diyerek “devşirilmiş Kürt” planına ihtiyaç duydu. Devletin imha ve inkar projelerini gerçekleştirmek için ihtiyaç duyduğu bu tür kişiler özel savaş mekanizmasının sık olarak kullandığı ve hizmetine soktuğu kişiliklerdir. Devletin ilkesizleştirme, sindirme, kendi kirli sistemine entegre etme ve Kürt halkının özgürlük mücadelesinin tasfiyesinde bir enstrüman olarak devreye koyduğu devşirme kişilikler öz itibarı ile kendi kültürüne, kendi köküne karşı ihanet ve utanç halindedirler. Bunlar geçmişten bugüne Türk devletinin Kürtleri tasfiye etmede etkin bir silah olarak kullandığı işbirlikçi Kürt oluşumlarıdır. Özellikle belirlenen bu kişilerin paraya, mala, mülke ve mevkiye düşkün oldukları göze çarpmaktadır. Dolayısıyla da bunlar, kendi toplumsal değerlerine karşı iktidara yaranabilmek için iflah olmaz derecede teslimiyeti yaşarlar, siyasal fırsatlar elde etmek için özel çaba sarf ederler ve “Hizmetinize amadeyiz, projelerinizi gerçekleştirmek için varız ve size bu derece hizmet edecek başkalarını bulamazsınız. En iyisi biziz.” derler. Bunlardan biri de asıl kimliği Kürt olup celladına aşık olan Mehmet Metinerdir.
Peki Kimdir Bu Mehmet Metiner?
Mehmet Metiner, aslen Adıyaman’ın Kahta‘lıdır. Evli ve 2 çocuk babasıdır. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden mezun olan Metiner, “Girişim, Yeni Zemin ve Sözleşme” dergilerinin yayın yönetmenliği görevini yürüttü. Refah Partisi il başkanı ve büyükşehir belediye başkanı olduğu yıllarda Erdoğan’ın ve Fazilet Partisi Genel Başkanı M. Recai Kutan’ın danışmanlığını yaptı. 2000-2001 yıllarında “Halkın Demokrasi Partisi Genel Başkan Yardımcılığı” görevini yürüttü. Bu partiden ayrıldıktan sonra aktif siyasete ara verdi, ancak iktidarda olan AKP ve Erdoğan’ın yardakçılığını yapmaya devam etti.
Bir dönem Bahçeşehir Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak ders veren Metiner, 2011 yılında yapılan seçimlerde AKP’den aday oldu. 24. Dönem Adıyaman Milletvekili olarak meclise girdi. Mehmet Metiner 30 Aralık 2014 tarihinden itibaren ise Star Gazetesi’nde köşe yazarlığı yapmaktadır.
İslamcı dava adamlığından Ankara siyasetinin ve bürokrasisinin menfaat koridorlarına uzanan bir süreç geçirmiş, AKP’ye yaranabilmek için koşuşturmalar içerisine girmiş ve çoğu zaman gülünç(acınası) durumlara düşmüş, radikal İslamcılıktan başladığı hayatına farklı ve birbirine zıt kulvarlarda boy gösterip en sonunda AKP ve Erdoğan’ın militanlığına soyunmuştur. Her seferinde AKP’ nin politikalarıyla aydınlandığını, gerçeği ve doğruyu bulduğunu vurgulayan Metiner, Erdoğan desteğiyle gazetede yazarlık, üniversitede hocalık yaptırılan bir devşirmedir. Türk medyasında, iktidarın pozisyonuna göre Kürtlere ilişkin kalem oynatıp, istikrarlı bir şekilde Kürt düşmanlığını yürütmüş ve yürütmeye devam etmektedir.
Kürt sorunu hakkında yaptığı açıklamalarla sürekli iktidarı öven tutumları dikkat çekmiştir. “Kürt sorunu bir eşitsizlik sorunudur. Kimlik inkarıyla ortaya çıkan bir sorundur. Ak Parti iktidarı döneminde bu sorun ne ölçüde var? 1 Kürt halkının varlığı inkar edilmiyor. 2 dili inkar edilmiyor. Üniversitede Kürt dilini öğretecek öğretmenler yetiştiriliyor bugün. Kürt halkının haklı taleplerine baktığımızda anadil sorunu dışında hangi sorunu bırakmışız?” diyerek devletin yıllarca Kürt halkının diline, kültürüne ve tüm toplumsal değerlerine karşı uyguladığı soykırım politikalarına gözünü kırpmış, reddetmiştir.
”Mehmetçiğim sen de bu işlere daha fazla girme”
Bir dönemin AKP Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, partisinin bir toplantısında Dersim’i bombaladığı iddiasıyla “Sabiha Gökçen Havalimanı’nın ismi değişsin” diyen Metiner’e “Mehmetçiğim sen de bu işlere daha fazla girme. Yeter o kadar” diye seslenmişti.
Her fırsatta saray soytarılığına yaftalanan Mehmet Metiner çoğu zaman celladının rencideleriyle karşı karşıya kalmasına rağmen Kürt Halkına ve Kürt Özgürlük Hareketine karşı içeresine girmiş olduğu ihaneti iliklerine kadar yaşatmaya devam etmiştir.
Psikolojik Savaş Rejiminin Baş Aktörlerinden
Geçmişten Günümüze kadar devlet ve Psikolojik savaş rejimi, Kürt Özgürlük hareketini tümden tasfiye etmek için özel savaş politikaları çerçevesinde Mehmet Metiner gibi Celladına aşık aktörler yaratmıştır. Şu an içinden geçtiğimiz sürece baktığımızda tüm siyasetçiler zindana atılıp kalanlar da baskı altına alınınca MİT ve AKP’nin yıllardan beri Kürt Hareketini ve Önderliğini tümden tasfiye etmek için yaratmak istediği siyasi oluşumu aktifleştirmeye çalışmaktadır. Şimdi de böyle bir siyasi oluşumu çok amaçlı olarak saray gladyosuna bağlı MİT ve AKP içindeki bazı işbirlikçiler ve işgüzarlar üzerinden yaratma çabası içine girmişlerdir. Böyle bir siyasi hareket oluşturma çabası içinde olanların karakterine bakılırsa neyin amaçlandığı ve nasıl bir oluşumun yaratılmak istendiği anlaşılır. Bunlardan biri, bir zamanlar HDP içine sokulmuş, burada Tayyip Erdoğan’a bugün söylediklerinin tersini söyleyen ağzı yalama olmuş Mehmet Metinerdir.
AKP-MHP iktidarının amacı esas olarak Kürt’ün kökünü kazımaktır. Aslında başarabilirlerse işbirlikçilere bile gerek duymadan Kürt halkının özgürlük mücadelesini ezmektir. Ancak Kürt halkının özgürlük mücadelesi o kadar kökleşmiş, halkın özlemi haline gelmiş ki, ne kadar öldürse ve tutuklasa da halkın özgürlük ısrarı hergeçen gün daha da derinleşmekte ve büyümektedir. Bu yüzden AKP, Kürt halkının özlemlerini ve duygularını çarpıtacak ve yanlış yönlendirecek işbirlikçi bir oluşuma ihtiyaç duymuştur. Her ne kadar celladına aşık aktörler yaratmış olsalar da şimdiye kadar başarılı olamamışlardır. Bu özel savaş konseptlerin demokratik siyasal alanın onurlu duruşuyla boşa çıkarılacağına, dün olduğu gibi bugün de yarın da işbirlikçi oluşum hesaplarının bir sonuç vermeyeceği açıktır.
Kimlik ve Kişilik Olarak ‘Hiçlik’ Durumundadır
Geçtiğimiz süreçlerde, MİT Kontrterör eski Daire Başkanı Mehmet Eymür, “Aydınlık hareketi, solu bölmek için biz solun içine yerleştirdik” diyerek Doğu Perinçek, Mehmet Metiner ve AKP içersinde siyaset yürüten diğer devşirme kişiliklerin ‘devletin Kürdü’nü yaratmak amacıyla kullanıldığını açıklamıştı. Bu nedenle araçsallaşan Metiner, sözde bağlılığını göstermek için Kürtlerin ulusal bilincini yok saymış, kendince Kürtleri kategoriye ayırmış ve “Ben Türkiye’nin Kürdüyüm; Barzani’nin veya Apo’nun değil!” açıklamasını yapmıştı.
Başta Mehmet Metiner olmak üzere AKP de yer alan birçok Kürt siyasetçi ve bürokrat AKP’ nin Kürtleri kandırma ve azla yetindirme amaçlı politikalarına samimiyetle inandıklarını ve değiştiklerini söylemektedir, ancak bir gerçek vardır ki, değişimlerinin kaynağı ideolojik değil, menfaat eksenlidir. Dünyevi hesapları, makam ve koltuk hırsları, parasal rant için ya da içinde bulundukları aşağılık kompleksinin gereği olarak, sistemin adamı oluverirler. Mehmet Metiner gibi kendi özüne amansız bir ihanet içerisinde olanlar, zaafları büyük olduğu için basit ve güncel yaşam endişesine takılır, midesinden bir karış ötesini göremez, duyguları dar, düşünceleri dar, adımları savsaktırlar, tarihin bu dönemlerinde fazla bir şey söyleyecek durumda değillerdir ve köle kalmaya her zaman mahkûmdurlar. Mehmet Metiner gibileri deyim yerindeyse doğrudan teslimiyet hatta dalkavukluk durumundadır. Bu yüzden gerçek Kürtlük bu kişilikler için ölüm olmaktadır. Toplumsal kök hücrelerinin ait olduğu gerçeklik var oldukça bunlar hep işkenceli bir ruh hali içinde yaşarlar. Eğer Kürt kimliği gerçek manasıyla var olmaya devam ederse bunların kimlik ve kişilik olarak hiç bir anlamı olmaz. Bir hiçlik içinde kaybolup giderler. Çünkü gerçek Kürtlük her gün bunlara ‘piçleştirildiklerini’ hatırlattığı için bunların nefretle baktığı bir şeydir. Bu yüzden de hiçbir zaman saygıyla anılmadıkları gibi, her zaman lanetleneceklerdir.
Militan RÊHAT
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi