HABER MERKEZİ
Son günlerde gerilla güçlerinin birçok alanı kontrolleri altına almasıyla artan görüntüler birçok tartışmayı da kendisiyle getirdi. O tartışmaların yankıları bugün bile devam etmektedir.
Yok, milletvekillerinin dokunulmazlığı kalkar mı, kalkmaz mı? Yok, gerilla hakimiyeti gerçekten var mı, asker hakimiyetini yitirdi mi? Neredeyse üzerine tartışmayan, konuşmayan kalmadı. Ben bunları değerlendirmeyeceğim. Ben bu tartışmalar yaşanırken yayınlanan görüntüler içerisinde kaybolan gerçeklikleri biraz daha dile getireceğim. Örneğin, şehit cenazelerinde gözyaşı dökmeyen, ellerine kınalar süren, zılgıtlar çeken anaların görüntülerini, yol kesme eylemleri esnasında kalabalıkları delerek gerillaları kucaklayan anaların görüntülerini ve o görüntülere neden olan hakikatleri dillendireceğim. Neydi o heyecan? Neydi o anaları, o kalabalıkları yararak gerillalara sardırtan, kucaklatan? Bir insanın çölde susayıp da, suyu görünce içmek istercesine kendini suya atması gibi ya da anasını kaybetmiş bir bebeğin anasını bulduğunda sımsıkı, hiç bırakmamacasına sarmalaması gibi tarifsiz bir şeydi. Yılların özlemiyle, hasretiyle yanan Kürt analarının, oğullarının, kızlarının ama en çok da yoldaşlarının özgürlüğü getireceğine olan heyecanına, güvenine bir sarılıştı. Özgür Kürdistan dağlarındaki devrimcilerin, fedailerin, Kürt halkının kendisini özgürce ifade etmesi ve yönetmesinin garantisi olduğuna inancıydı o sarılış. Bu kadar kaygısızca ve içten olan bu kucaklaşma bir örgüt üyesiyle halktan birisinin kucaklaşması değildi. Özgürlüğün garantisi olan gerçekliğe sarılıştı.
Gerilla…
Kürt halkının bin yıllardır, ezilmişliğine, bastırılmışlığına, katliamına, acılarına, yok sayılmasına büyük bir başkaldırıdır. Büyük isyan, büyük öfke gerilla…
Ama en çok da umuttur gerilla…
Özgür Kürtlerin direniş kalesi görkemli Kürdistan dağlarında, 28 yıllık mücadeleyle birlikte Kürt halkının varlığının koruyucusu olmakla birlikte artık Özgür Kürt ile özdeş ifade edilen, halkımızın savunma gücüdür gerilla. Bunu bizzat yaşamın a,b,c’si gibi okuyan, yaşamın tam içerisinde görerek ve hissederek, algılayarak ve anlayarak yaşayacağından ve kendi bağrından çıktığından bu kadar sahipleniş var gerillayı. İşte bu anaların şehitlerini zılgıtlarla karşılamasının, gerillaya sarılışındaki heyecanın altında gizli olan gerçeklik budur. Bir de sarıldığı gerilla kadın olunca heyecanın dozajı daha da artmaktadır tabii…
Son günlerde medya ekranlarında yaşanan tartışmaları izlediğinde, insan çok rahat herkesinin kafasının artık iyice karıştığını, AKP’nin bizler karşısındaki çaresizliğini görebiliyor. Bir de öyle tartışmalar yaşanıyor ki, insan bu tartışmalara gülmekten kendisini zor tutuyor.
Ben de buradan bu tartışmalara ancak gülebiliyorum. Hele bir de özellikle son dönemlerde YJA Star’ın, yani kadın özgürlük gerillalarının artan eylemlilikleri ardından daha da büyük bir şaşkınlıkla “eylemi yapanlar kadınmış” denmesi var ya…
Acaba in mi, cin mi bu gerilla? Şemzinan’’da, Çele’de, Şırnak’ta, Hakkâri’de, Dersim’de, Amed’de, Garzan’da, Botan’da yol kesen, halka propaganda yapan, Önderliğimizin özgürlüğü için Zap’ta, Oramar’da, Dersim’de, Kürdistan’ın hemen hemen her yerinde kendi başına yani ‘kadın başına’ askeri eylemler yapan bu kadınlar kim? Herkesi kendi üzerinde konuşmaya mecbur kılan bu kadınlar da neyin nesi oluyor? Alladin’in şişesinden mi çıktılar yoksa Pandora’nın kutusundan mı? Evet, ardı arkası kesilmeyen bu sorulardan sonra bir, iki kısa cevap vereyim. Öyle çok tarihsel cevaplar verirsek, 3–4 kitap yazmamız gerekir. Çünkü YJA Star (Star Özgür Kadın Birlikleri) YJA Star 20 yıla varan bir örgütlülüğü ifade ediyor. Özetle belirtirsek; bu 20 yıl, yüreği halkının yüreği ile çarpan güzel Kürt kızlarının çağdaş tapınağı olan büyülü Kürdistan dağlarında büyüyen mücadele, özgürce akmakta olan bir nehir gibi akışkan, aşklı ve türkülü, bir macera gibi doyumsu, destansı bir yaşamın adıdır. Hiçbir şekilde azımsanmayacak olan bu 20 yılda binlerce genç kızın tatlı kanlarıyla sulanan topraklarımızda, her akan kanın özgürlük ağacını büyüttüğü Kürdistan’da genç kızların yeni kıblegahı YJA Star’dır.
Neden yeni kıblegahı? Çünkü özgür yaşamın adresidir. Çünkü kadının kendini en özgürce ifade edebildiği, bilinç kaynağı, ruh kaynağı, dil kaynağı, cesaret kazandığı yani kendisi olmayı başardığı tek adresidir. Hele bir de bu kadınlar Kürdistan gibi adı yasaklı, her gün toprakları bombardıman altında olan 11 meridyenli ülkemizin kızları olduğundan bugün için gerçekten de burası bir kıblegahtır. Yüzünü ve yönünü döndüğü ve güç kazandığı, dünyaya “ ben de varım” dediği bir yer olmuştur.
YJA Star bir savunma hareketi, bir savuma merkezidir. Dili, kültürü yasaklı, tarihi belleği yitirilmiş bir halkın, Kürt çocuklarının, gençlerinin, ana ve babalarının kurtuluş olarak gördüğü bir savunma gücüdür. Bu savunma ordusunun ölümsüz komutanlarından Viyan Soran’ın dediği gibi; “YJA Star cesaretin tanrıçalaştığı alandır”
YJA Star, Kürt halkı üzerindeki tüm korku zincirlerini parçalamış bir tanrıçalaşmadır. Bundan dolayı da YJA Star cesaretin zirveleşmesidir. Tüm kölelik zincirlerini kırma, köleliğin tanrılarına karşı sonsuz direnmeni adıdır.
YJA Star, Özgür kadınların ordusu bu bildiğimiz klasik, militarist ordulaşmalardan çok fazla uzak, Kürt özgürlük mücadelesinin bağrında filizlenmiş, ulusal ve insani haklarını kazanmak için yurtsever duygu ve düşüncelerle bu yola başlamış, Kürt ulusal değerleri için eline silah almış Kürt kızlarının gerilla saflarında savaştığı bir ordu olmuştur. Halen de Kürt halkının demokratik talepleri, özgür ve eşit bir statü ile dünya halkları ile birlikte hak ettiği yeri kazanması için savaşmaktadır. Özellikle Önderliğimizin, özgür yaşam paradigmasının Kürt halkı şahsında tüm dünyaya yayılması için büyük savaş yürütmektedir. Özgür ve bağımsız bir ülkenin hayallerini aşarak, gerçeğe dönüşmesinin müthiş mücadelesini vermektedir. Bunun yanında özgün bir kadın ordusu olması, cinsler arası yaşanan eşitsizliklerden ileri gelmektedir. YJA Star aynı zamanda bir yaşam ordusudur. Tıpkı eşsiz komutan Zilan ( Zeynep Kınacı) yoldaşın dediği gibi, “anlamlı ve güzel yaşamın sahibi olmak istiyorum” diyenlerin mekanıdır. Zor, çetin dağ koşullarında gerillalaşarak irade kazanan, güç kazanan, güven kazanan kadınların Kürtler için özgür yaşamın mayalandığı dağlarda yaşamı sanatsal bir tarzla, estetik bir ruhla ören, doğayla büyük bir uyum içinde anlamını bulan bir yaşam bu. Geçen günlerde bir TV. Kanalında konuşan Amberin Zaman 2010 yılında Kandil’e geldiğinde bizim manga dediğimiz yaşam yerlerimizin ne kadar doğal ve estetik yönü olduğundan bahsediyordu. Bizi canavar, gözü dönmüş gibi gösterenlere “gelin siz de yaşam mekanlarımızı görün” demek geliyor içimden.
Ağaçların gölgesinde, çiçeklerle süslü, taşlardan el ürünü süsler, oturma yerimizden, yatma yerimize kadar her şeyin doğal olduğu bir mekânda yaşıyoruz. Ama büyük bir bilinçle, felsefeyle yaşıyoruz bizler. Ve kadınlar olarak salt Kürt kadınlarının değil, tüm dünya kadınlarını meşru savunma gücü olduğumuzu bir kere daha belirtiyoruz. Cinsler arası eşitsizlik ortadan kalksın, erkek aklın dünyayı cehenneme sürükleyen hüküm anlayışı yerle bir olsun, aile içi şiddet bitsin, cinsel baskı, taciz, tecavüzler sonlansın, fuhuş bitsin diye bu dağlarda mücadele ediyoruz. Çünkü biz, “Özgür, Eş Yaşam” dediğimiz, kadının kendisini özgür, iradeli, cesur, güvenli bir biçimde ifadelendirip yaşama katılması için erkek egemen sistemle, zihniyetle, en büyük mücadele veren ve rüştünü dünyaya kanıtlamış Özgür Kadın Hareketinin savunma gücü, askeri birlikleriyiz.
Bugün Kürdistan’da yaşamın her alanında Kürt kadınları eğer bu kadar siyasallaşmış bir düzeyle alanlarda demokratik bir mücadele içerisindeyse, serhildanlarda öncü, partilerde, meclislerde, konferanslarda büyük bir cesaret ile ulus ve cins halkları için devlete başkaldırıyorsa, tartışabiliyorsa, arkasında bulunan kadın özgürlük hareketinin farkında olduğu içindir. İşte Şemzinan’da hiçbir kaygı taşımadan gidip gerillalara büyük bir heyecan ile sarılan kadınlar, analar O an içerisinde arkalarında Özgür Kadın Ordusunun YJA Star’ın olduğunu biliyorlar. Bir tanrıça edasında gidip, devlet gücünün Kürdistan’da kalmadığını, Kürt halkının zihninde bu duvarın yıkıldığını gösterircesine gidip o gerillalara sarılan ana şunu çok iyi biliyor; gerçekleşen bu gücün temsilcisi YJA Star’dır. Bu cesaret, YJA Star’ın binlerce cesaretli kadının dağlarda özgürlük için verdiği mücadeleyi bilmesinden, Ona güven duymasından, O an’a inanmasından ileri geliyor. Bu gerçekliği bilmeyenlere, duymayanlara duyurulur…
Şehit Aze Malazgirt