Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazeteci Seda Taşkın, günlük kullanım için koğuşlara verilen suya kota getirildiğini, verilen su miktarının ise temizlik gibi zaruri ihtiyaçlarına bile yetmediğini yazdı. Öte diğer cezaevlerinde de benzer uygulamaların olduğu gelen haberler arasında.
ANKARA – Haber kaynaklarıyla yaptığı telefon görüşmeleri, yaptığı haberler ve sosyal medya paylaşımları dolayısıyla 6 ayı aşkın süredir tutuklu bulunan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Seda Taşkın, kaldığı Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde karşılaştıkları kimi hak ihlali ve uygulamaları kaleme aldığı mektup aracılığıyla aktardı.
Karşılaştıkları ihlallere neredeyse her gün bir yenisinin eklendiğini anlatan Taşkın, siyasi tutukluların sağlık sorunlarının görmezden gelindiğini, yapılan tüm şikayet ve başvurulara rağmen sorunların son bulması yerine daha da kötüleştiğini ifade etti.
Taşkın, mektubunda son iki aylık süreçte günlük kullanım için koğuşlara verilen sıcak ve soğuk suya kota getirildiğini, yetersiz miktarda verilmesi nedeniyle gün içerisinde susuz kaldıklarını kaydetti.
GÜNDE 40 LİTRE SICAK, 120 LİTRE SOĞUK SU
Taşkın, mektubunda bu durumu “Günlük 40 litre sıcak ve 120 litre soğuk su kotası uygulanıyor. Yapılan bu kısıtlama birçok açıdan sağlığımızı etkiliyor. Başta kadın sağlığı, temizlik gibi zaruri ihtiyaçlarımız için verilen su çok yetersiz. Kaldı ki çoğu zaman su hemen bittiği için gün ortasında saatlerce susuz kalıyoruz. En önemli sağlık-temizlik ihtiyacı olan suyun kadınlar için gerekliliği çok daha fazladır. Yine çamaşır, battaniye gibi eşyalarımız cezaevi tarafından yıkanmaya alınmadığı için onu da var olan kısıtlı su ile kendimiz yıkıyoruz” cümleleriyle dile getirdi.
‘MÜDÜRLÜK YANIT VERMEDİ’
Yine kota ile verilen suyun kirli aktığını kaydeden Taşkın, devamında şunları yazdı: “Öyle ki sapsarı akan sudan pas kokusu geliyor. Bu paslı suyun geçmesi için suları açık bırakmak durumunda kalıyoruz. Ancak paslı su geçmediği gibi zaten kısıtlı olan su bu şekilde bitmiş oluyor. Yani bu suyu da kullanamıyoruz. Bu paslı ve kirli suyun yarattığı pek çok sağlık sorunu ise şimdiden baş göstermeye başladı. Ben de dahil olmak üzere pek çok kadın arkadaşımız kadın hastalıkları, kulak enfeksiyonu, idrar yolları enfeksiyonu, gözlerde yanma ve kaşınma, cilt hastalıkları ve saç dökülmesi gibi birçok sağlık sorunu ortaya çıktı. Yalnız iki aylık süreçte bu kadar sağlık sorunu ortaya çıktıysa, kim bilir önümüzdeki süreçlerde daha çok hastalığa sebebiyet verecektir. Konuya ilişkin Sağlık Müdürlüğü’ne dilekçe yazmamamıza rağmen hala bir dönüş olmadı.”
Taşkın, bu durumun yanı sıra hasta tutukluların hastaneye sevki sırasında da hak ihlallerin yaşanmaya devam ettiğini paylaştı. Taşkın, “Cezaevi bizlere tekli ring dayatmasında bulunuyor. Asla bu insanlık dışı uygulamayı kabul etmiyoruz. Hücre tipi ringlerde, sadece bir kişinin oturabileceği hareket etmesinin imkansız olduğu bir koltukta ellerin kelepçeli bir şekilde bu havasız ortama maruz kalıyoruz. Çoğu arkadaşımız astım gibi solunum yolları hastalıkları mevcut. Kaldı ki bu hastalık olmayan kişiler için de asla kabul edilemez. Bu uygulamayı kabul etmediğimizde ‘keyfi kabul etmemeye ve sohbet etmek istiyor’ diyerek cezaevi soruşturma başlatıyor” diye yazdı.
Taşkın, başta su kotası uygulaması olmak üzere karşılaştıkları diğer ihlallerini aktardığı mektubunu kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulunarak noktaladı.
Konuya ilişkin Sağlık Müdürlüğü’ne dilekçe yazmamamıza rağmen hala bir dönüş olmadı. Öte yandan Türkiye’nin kimi cezaevlerinde de siyasi tutukluların kaldığı bölümlerde su sıkıntısının yaşandığı gelen haberler arasında.