AMED – TUAY-DER yöneticisi Bahar Akyapı, Amed, Mêrdin ve Elaziz cezaevlerinde görüştükleri tutukluların, “fiziki işkence, keyfi disiplin cezaları, kitap ve gazete kısıtlaması, yemeklerden cam parçası ve böcek çıkması” gibi hak ihlallerini aktardığını belirterek Adalet Bakanlığı’nı göreve çağırdı.
Tutuklu Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER), cezaevlerindeki hak ihlallerine ilişkin dernek binasında basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya, tutuklu ailelerinin yanı sıra Özgür Kadın Hareketi (TJA) üyeleri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kayapınar, Yenişehir ve Bağlar ilçe yöneticileri katıldı.
‘HAK İHLALLERİ DEVAM EDİYOR’
Açıklama yapan TUAY-DER yöneticisi Bahar Akyapı, tutuklu aileleri ve avukatları tarafından derneklerine yoğun hak ihlali başvuruları yapıldığını kaydetti. Akyapı, yapılan başvurular üzerine avukatlardan oluşan bir heyetin Ekim ayında Amed D ve T Tipi Kapalı Cezaevi, Mêrdin E Tipi Kapalı Cezaevi, Xarpet Kadın Kapalı Cezaevi, Xarpet 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi ve Xarpet 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ni ziyaret ederek, tutuklularla görüştüğünü kaydetti. Akyapı, “Daha önceki şikayetler ve hak ihlalleri karşısında yetkili makamlar nezdinde yaptığımız görüşmelerin ve girişimlerin sonuç vermediği, tutsakların maruz kaldığı hak ihlallerinin devam ettiği anlaşılmaktadır” dedi.
‘YERLERE YATAKLAR SERİLİYOR’
Cezaevlerinde tutuklular ile yapılan görüşmelerdeki gözlem ve tespitleri anlatan Akyapı, Amed T Tipi Kapalı Cezaevi ve Amed T Tipi Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklular ile yaptıkları görüşmelerin, ceza infaz koruma memurları tarafından seslerin duyulabileceği bir yakınlıkta dinlendiğini söyledi. Her iki cezaevindeki koğuşlarda ve havalandırmalarda kameraların olması sebebiyle özel yaşamın ihlal edildiğini kaydeden Akyapı, “Cezaevinde koğuşların sayı kapasitesinin üstünde tutsağın bulunduğu ve bu durumdan ötürü de tutsakların cezaevinde yaşam alanlarının daraldığı, yerlere yataklar serildiği bilgisi tarafımıza iletilmiştir. Havalandırmanın standartların altında ve küçük olduğu aktarılmıştır. Tutsaklara verilen yemeklerin yetersiz olduğunu, olması gereken porsiyon miktarının çok altında olduğunu, gelen yemeklerin yağlarının veya tuzlarının fazla olduğunu, gelen yemeklerin içinde cam parçasının, böcek ve kılın çıktığı, bu durumun cezaevi idaresine aktarılmasına rağmen hiçbir işlemin yapılmadığı aktarılmıştır. Taciz boyutuna varan aramalar ve koğuş baskınlarının olduğu tarafımıza aktarılmıştır. Tutsaklara dönük kitap, gazete ve dergilerin sınırlandırıldığı bildirilmiştir. Birçok kitap, gazete ve dergi hakkında yasaklama kararı olmamasına rağmen keyfi uygulamalardan ötürü tutsaklara verilmediği görülmüştür” ifadesinde bulundu.
XARPET CEZAEVİNDE FİZİKİ İŞKENCE
Xarpet 1 ve 2 Nolu Yüksek Güvenlikli cezaevlerinde tutukluların, can güvenliklerinin olmadığı, fiziki ve psikolojik işkenceye uğradıklarını aktardığını kaydeden Akyapı, “Fiziki işkence sonrasında doktor raporu almalarının engellendiği belirtilmiş; aile ve avukatların görüşmelerde yaptığı gözlemler doğrultusunda fiziki işkence izlerinin halen var olduğu belirtilmiştir. Birçok tutsağın hukuka ve yasalara aykırı olarak keyfi bir şekilde disiplin cezasının verildiği ifade edilmiştir. Verilen disiplin cezaları sebebiyle tutsakların koşullu salıverme tarihinde tahliye olmaları engellenmektedir. Tutsakların sağlık hakları ihlal edilerek, sağlık hakkına erişimleri kısıtlanmıştır. Hastane sevk ve tedavi işlemlerinin aksadığı dile getirilmiştir. Cezaevinde ağır hasta tutsakların da bulunduğu cezaevi idaresi tarafından süren bu keyfi uygulamaların devam etmesi halinde ağır hasta tutsakların sağlığı açısından kötü sonuçlar doğuracağı aşikar olduğu dillendirilmiştir” diye konuştu.
‘KÖTÜ MUAMELEDEN VAZGEÇİLMELİ’
Yaşanan hak ihlallerine karşı cezaevi idarelerince kayıtsız kalınmasının keyfi bir yaklaşım olmakla birlikte suç oluşturduğuna dikkat çeken Akyapı, bu uygulamaların devam etmesi halinde ileride olumsuz olayların gerçekleşmesine yol açabileceği gibi tutukluların can güvenliklerinin de tehlikeye düşebileceği endişesini taşıdıklarını belirtti. Türkiye’deki infaz rejimi mevzuatının ve politikasının, uluslararası insan hakları hukukuna ve tutukluların haklarına uygun hale getirilmesi gerektiğini ifade eden Akyapı,“Tutsaklara yaşatılan kötü muameleden derhal vazgeçilmeli, uluslararası hukukun emrettiği ve insana yaraşır bir şekilde bir muamele gösterilmelidir. Tutsakların sağlığa erişim haklarının sağlanması, koruyucu sağlık hizmetlerine önem verilmesi, hastalığı olanların tedavi olanaklarından yararlanmaları için gerekli önlemler alınmalıdır” ifadesinde bulundu.
‘ADALET BAKANLIĞI VE TBMM GÖREVE’
Bağımsız ulusal denetim mekanizmalarının oluşturulması için yetkililerin derhal gerekli çalışmaları başlatması gerektiğini kaydeden Akyapı, hak ihlallerine ilişkin etkili bir idari ve yargısal denetim sağlanması için Adalet Bakanlığı ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonunu göreve davet etti.
Açıklama, “Siyasi tutsaklar onurumuzdur” sloganıyla sona erdi.