Avrupa’da yaşana Kürt gençleri “Faşizme Karşı Başkaldır, Önder Apo’yu Özgürleştir” sloganıyla Almanya’da eyleme geçiyor.
HABER MERKEZİ – 2 Eylül’de Dortmund’da başlayacak Uzun Yürüyüş 7 Eylül’de Düsseldorf’ta son bulacak. Ciwanên Azad, “Başta Kürdistan gençliği olmak üzere, devrimci, demokrat ve enternasyonalist gençliği her yıl yaptığımız Uzun Yürüyüş’ümüze katılmaya çağırıyoruz” dedi.
Meşa Dirêj-Uzun Yürüyüş, bu yıl “Faşizme Karşı Başkaldır, Önder Apo’yu Özgürleştir” sloganıyla gerçekleştiriliyor. Ciwanên Azad Koordinasyonu 6 gün sürecek Uzun Yürüyüşe ilişkin yaptığı açıklamada, gençleri yürüyüşe katılarak mücadeleyi büyütmeye çağırdı. Kürdistan başta olmak üzere Ortadoğu topraklarının her dönem egemenlik savaşlarına sahne olduğuna dikkat çekilen açıklamada, Kürt Halk Önderi Öcalan’ın geliştirdiği paradigmayla, sürekli olarak değişkenlik yaşayan bu savaşın denge ve ittifaklarını bozduğuna vurgu yapıldı.
BENZERİ OLMAYAN BİR TECRİT
“Esaret altında olan Önderliğimize uygulanan tecrit türünün dünyada bir benzeri daha yoktur” denilen açıklamada “Önderliğimizin bırakalım halkla iletişimini, bir tek insanla iletişime geçmesine, avukatlarıyla görüştürülmemesine dahi izin verilmemektedir. Hiçbir insanın nefes dahi alamayacağı koşullarda tutulan Önderliğimizin nasıl direndiği ortadadır” ifadelerine yer verildi.
2 EYLÜL’DE BAŞLIYOR
2 Eylül tarihinde Almanya’nın Dortmund kentinde startı verilecek olan uzun yürüyüşte devrimci gençliğin ‘Serî Hilde’ diyerek faşizme karşı tarihi rolünü oynayacağına inanıyoruz. Bu temelde yeniden tüm devrimci, demokrat, enternasyonalist gençliği yapacağımız Uzun Yürüyüş’e katılarak faşizme karşı özgürlüğün sesini yükseltmeye ve direnişi büyütmeye çağırıyoruz.”
Ciwanên Azad’ın açıklaması şu şekilde:
“Kürdistan başta olmak üzere Ortadoğu toprakları her dönem egemenlik savaşlarına sahne olmuştur. Bugün de egemen güçler Ortadoğu’da yeni bir paylaşım savaşına girişmiştir. Üçüncü Dünya Savaşı olarak tanımlanan bu egemenlik savaşının merkezi yine Kürdistan’dır. Derinleşerek süren Üçüncü Dünya Savaşı mevcut durumda Rojava Kürdistan’ı ve Suriye’de kilitlenmiş ve bir çıkmaza girmiştir.
Geliştirdiği paradigmayla, sürekli olarak değişkenlik yaşayan bu savaşın denge ve ittifaklarını bozan Önderliğimizdir. Önderliğimiz, başta Kürt halkı olmak üzere bölge halklarının tamamının sorunlarını çözebilecek ve gelecek çağlara damgasını vuracak bir toplumsal yaşam modelini halklara sunarak egemen devletlerin Ortadoğu’daki tüm planlarını altüst etmiştir. Rojava’da hayata geçirmeye çalışılan özgürlük paradigması halklarda büyük bir umut yaratırken, halkların bu umuduna yönelik bölge ve uluslararası egemen güçler vahşet düzeyine taşıdıkları saldırılarla halkların umudunu kırmaya çalışmaktadır.
Bugün Türk devletinin, Kürt halkına, halklara yönelik geliştirdiği faşizan saldırılar herkesin gözü önünde gerçekleşmektedir. Erdoğan ve onun faşist çeteleri Rojava, Başûr ve Bakur Kürdistan’ında adeta “savaşta her yol mübahtır” mantığından hareketle dünyanın en kirli savaş politikalarını devreye koyarak eşi benzeri görülmemiş bir faşizmle saldırmak ve Kürdistan’ı yeni baştan işgal etmektedir.
Esaret altında olan Önderliğimize uygulanan tecrit türünün dünyada bir benzeri daha yoktur. Önderliğimizin bırakalım halkla iletişimini, bir tek insanla iletişime geçmesine, avukatlarıyla görüştürülmesine dahi izin verilmemektedir. Hiçbir insanın nefes dahi alamayacağı koşullarda tutulan Önderliğimizin nasıl direndiği ortadadır.
Bugün Türkiye’de Erdoğan ve çeteleri her gün onlarca insanlık suçu işlemektedir. Kürdistan’da yürüttüğü barbarlığı tüm Türkiye’ye yaymıştır. Erdoğan diktatörlüğünün yapmış olduğu bu insanlık suçlarına karşı ise dünya devletleri gözlerini kapatmış, adeta uyguladıkları politikalar ile Erdoğan faşizminin uygulamalarını, katliamlarını, halklara yönelik saldırılarını onaylamıştır. Egemen devletler her ne kadar Türk devletine arka çıkan bir politika izleseler de Türk devleti Çiyagerlerin, Avestaların direnişleri karşısında yenilmiştir. Başûr Kürdistan’ını her türlü tekniği kullanarak işgal harekatı gerillanın direnişine çarpmıştır. Bizler de Avrupa’da yaşayan Kürdistanlı ve enternasyonalist gençlik olarak faşizme karşı gösterilen bu direnişi kendimize esas almalı ve gençliğin direniş ruhunu faşizme göstermeliyiz.
Şunu unutmamalıyız ki, Kürdistan toprakları işgal altında ve en önemlisi de varlık gerekçemiz olan Önderliğimizin bizimle olma zamanı artık gelmiş ve de geçiyor. Avrupa’da yaşayan Kürdistanlı ve enternasyonalist gençler olarak şunu diyoruz: Önderliğimize dönük yapılan ve yapılacak olan her türlü baskıya, Erdoğan ve çetelerinin Kürdistan topraklarını işgal girişimine karşı her yerde direniş halinde olacağız. Bu temelde Avrupa’da yaşayan Kürdistanlı ve enternasyonalist gençlik bu mücadelede yer almayı bir tercih olarak değil esas görevi olarak görmeli ve böyle yaklaşmalıdır. Faşizme karşı durabilmek, geçit vermemek için de özgürlük mücadelemizi büyütmeli ve faşizme karşı direnişi yükseltmeliyiz. Kürdistan halkına, Önderliğimize yapılan bu faşizan saldırılara ancak böyle cevap verebiliriz. Bunun için FAŞİZME KARŞI BAŞKALDIR, ÖNDER APO’YU ÖZGÜRLEŞTİR! şiarıyla başta Kürdistan gençliği olmak üzere, devrimci, demokrat ve enternasyonalist gençliği her yıl yaptığımız Uzun Yürüyüş’ümüze katılmaya çağırıyoruz. 02 Eylül 2018 tarihinde Almanya’nın Dortmund kentinde startı verilecek olan uzun yürüyüşte devrimci gençliğin “Serî Hilde” diyerek faşizme karşı tarihi rolünü oynayacağına inanıyoruz. Bu temelde yeniden tüm devrimci, demokrat, enternasyonalist gençliği yapacağımız Uzun Yürüyüş’e katılarak faşizme karşı özgürlüğün sesini yükseltmeye ve direnişi büyütmeye çağırıyoruz.”