HABER MERKEZİ – Hilvan’daki direniş, bir yandan işbirlikçiliğin Kürt halkının özgürlüğü önündeki en büyük engellerden biri olduğu gerçeğini ortaya koyarken, diğer yandan buna karşı yürütülen büyük mücadeleyi anlatıyor.
Bu mücadele içerisinde 9-10 Eylül 1979 tarihinde Axşun köyünde tarihi bir mücadele sonucunda PKK’nin öncü militanı Cuma Tak ile beraber Ali Çat, Cuma Bozkoyun, Sadun Demirkoç ve Abdurrahman Manap adlı militanlar yaşamını yitirir. PKK’li militanlar, iki gün boyunca son mermilerine kadar direnmiş ve teslim olmayı reddetmişlerdir.
YOKSUL BİR AİLENİN ÇOCUĞU
Yoksul bir ailenin çocuğu olarak 1956 yılında Hilvan’da doğan Cuma Tak, ailesinin mevsimlik işçi olarak çalışmasından dolayı büyük zorluklar altında büyür. Küçük yaşına rağmen ailesine yardımcı olabilmek için çalışan Cuma Tak yaz aylarında çalışmakta kışın ise okula gitmektedir. Ortaokuldan sonra ailesinin maddi durumundan dolayı parasız olan Dersim öğretmen okuluna kaydolur. 1975-1976 yıllarında Apocularla tanışan Tak, mücadele içine girmekten hiç tereddüt etmez ve aktif bir militan haline gelir.
Dersim bölgesinde mücadelede aktif bir biçimde yer alan Cuma Tak, yaz aylarında geldiği Siverek’te mücadeleden geri kalmaz ve Kürt burjuva milliyetçiliğine karşı mücadele yürütmektedir. Zaten fedakâr, kararlı, atak ve cesur olan kişilik yapısı, devrim mücadelesi ile birleştiği zaman çelikten bir irade ve devrimci önder bir yapıya kavuşmuştur. Devrim mücadelesinin önüne koyduğu her göreve tereddütsüzce koşan Tak, gerektiği zaman Dersim’de, ihtiyaç varsa Siverek, Urfa ve Hilvan’da mücadele alanlarına yürümüştür.
HEDEF HALİNE GELİR
Faşist ve gerici güçlere karşı cesurca en önde savaşan Cuma Tak, Urfa yöresinde faşistlerin hakimiyet sağladığı dönemlerde bile mücadele alanlarını bırakmamış, 3-4 yoldaşı ile savaşıp, onlarca faşist kadroyu saf dışı bırakmıştır.
Tak, bilinçli, kararlı, disiplinli mücadelesinden ve korkusuz cesur kişiliğinden dolayı faşistlerin korkulu rüyası olur ve hedef haline gelir. 9 Eylül 1979 tarihinde Cuma Bozkoyun, Ali Çat, Sadun Demirkoç ve Abdurrahman Manap isimli PKK militanlarıyla Bucak mıntıkasına geçmek için Siverek’in Axşun köyüne giderler ve geceyi orada geçirip ertesi gün yollarına devam edeceklerdir. PKK’li savaşçıların Axşun’da olduğu bilgisi Bucak Aşiretine gider ve 80’e yakın silahlı çete ile köy kuşatma altına alınır.
SİZ TESLİM OLUN
Köyü kuşatan Bucak çeteleri PKK militanlarına ‘teslim olun’ çağrıları yapar. Cuma Tak ise; Düşmana teslim olmanın PKK partizanlarının kitabında yazmadığı cevabını verir ve ekler: ‘Yiğitseniz gelin, kendiniz teslim alın.” PKK militanlarının teslim olmayacağını anlayan Bucak çeteleri saldırmaya başlarlar. Axşun köyünde Kürt halkının kahramanlık tarihine geçecek, teslim olmaktansa ölmeyi tercih edeceklerini gösteren, dillere destan iki gün süren bir çatışma ve direniş yaşanır.
‘ÖLSEK DE HALKIMIZIN KURTULUŞU İÇİN ÖLECEĞİZ’
Aralıksız olarak 2 gün boyunca süren çatışma sırasında Cuma Tak zaman zaman çetelere hitap eder ve şöyle der: “Ben ve arkadaşlarım PKK savaşçılarıyız. Sizi bir insan malzemesi olarak kullanan Celal Bucak gibi ağaların halk üzerindeki zulmüne karşı savaşıyoruz. Haklı ve şanlı bir kavganın neferleriyiz. Ölsek de ülkemizin bağımsızlığı, halkımızın kurtuluşu için öleceğiz. Peki ya siz ne için dövüşüyorsunuz? Biz şan ve şerefle gözümüz arkada olmadan öleceğiz, ama siz bu onursuz yolda oldukça her gün bin defa ölmüş olacaksınız.”
Devam eden çatışmada Ali Çat ve Abdurrahman Manap şehit düşerler. Bucak çeteleri içinden de birçok kişi ölür. İki gün boyunca süren çatışmaların ardından Cuma Tak ve arkadaşlarının cephanesi tükenir ve o zaman Cuma Tak çetelere şöyle seslenir: “Mermilerimiz tükendi. Bize cephane verin, sizinle yine savaşalım. Bilin ki biz ölebiliriz fakat PKK önderliğindeki Kürt halkı ölmeyecektir. Bizim ömrümüzün sonuna kadar şerefle taşıdığımız kızıl bayrak er ya da geç zafere ulaşacaktır. Yaşasın demokratik Kürdistan. Yaşasın Kürdistan proletaryası ve halkımızın yüce önderi PKK.”
Mermileri kalmayan PKK militanları silahlarını “düşmana” teslim etmektense, ateşe atıp yakmayı tercih ederler.
KURŞUNA DİZİLİRLER
İki devrimcinin yaşamlarını yitirdiği çatışmanın ardından Cuma Tak, Sadun Demirkoç ve Cuma Bozkoyun, Bucak çeteleri tarafından Çatok köyüne götürülürler. Cuma Tak, burada da çetelere dönük bir konuşma yapar. Cuma Tak’ın cesur ve kararlı tavrından ve konuşmasından etkilenen çeteler şu şekilde cevap verirler; “Biz de biliyoruz siz haklısınız ama ne yapalım ağamız öldürün dedi.” Yapılan bu konuşmanın ardından PKK militanları kurşuna dizilerek katledilir ve cenazeleri Fırat nehrine atılır.
GÖRKEMLİ BİR TÖRENLE UĞURLANIR
Günler sonra cenazeleri Fırat nehrinde bulunan PKK militanları için Hilvan’da görkemli bir cenaze töreni hazırlanır. Binlerce kişi arasında, yoldaşlarının omuzlarında halkın gözyaşları içinde son yolculuklarına uğurlanan beş PKK militanı arkalarında büyük bir direniş mirası bırakırlar.
- TUFAN DERSİM/ANF