HABER MERKEZİ
15 Ağustos 1984’de Eruh ve Şemzinan’dan gelen mermi sesi bütün dünyada büyük bir yankı uyandıracak. Küba’dan, Sovyet Rusya’dan sonra devrim tarihine köklü bir not düşüleceti. PKK ilk kurşunu sıkacak, işgalci ve sömürgecilere karşı tarihsel bir geçmişi olan Kürdistan halkları tarihsel bir çıkış yapacaklardı. PKK, 12 Eylül darbesine tarihe geçecek olan bir darbe vurarak ilk kurşunla yıllardır süren bir gerilla mücadelesi başlatmışlardı.
Tarihinde bir çok isyan barındıran Kürdistan coğrafyası yeni uyanışa yerindeyse küllerinden doğan bir dirilişe şahitlik edecekti. Şüphesiz bu direniş tarihsel bir bilinçten, biriktirilmiş bir intikam duygusundan doğmuştu. Komutan Egit öncülüğünde 36. yılına giren bir destan yazılmış ve bu destan her gün biraz daha harlanarak devam etmekte. Mahabad’dan Amed’e, Amed’ten Botan, Botan’dan Serhat’a varacak olan direniş tüm Kürdistan halklarını sarmıştı. 15 Ağustos’ta atılan ilk kurşun kendini unutmuş Kürdün beyninden geçecek ve işgalci Türk devletinin damarlarını kesecekti.
Eruh ve Şemzinan’da gerçekleşen eylemler Kürdistan tarihinde, faşist sisteme en büyük darbe olmuş. Ve Kürtlerdeki direnişçi ve savaşçı ruhu yeniden yaktı. Dağların kapıları Kürt gençleri için açılacak umuda yeni bir doğuş olacaktı, 35 yıldır süren silahlı mücadele, köylerde, şehirlerde ve Kürdistan dağlarında boy göstermiş. Direniş dünden bugüne taşınmış Eruh’ta atılan mermi Xakurkê’de yankı bulmakta. Bu direniş halkta yeni bir umut uyandıracak köylerde efsanevi bir şekilde bu direnişin kahramanları anlatılacaktı. Heval Egit Kürt halkı için yaratılan yeni bir umudun komutanı olmuştu.
Diriliş; 15 Ağustos
PKK kuruluşundan 6. Yılına girerken, ilk kurşun düşman hedefini bulurken, Dersim’den, Şeyh Said’e, Mahabad’dan, Koçgiri’ye uzanan bir direniş tarihinin kin ve öfkesini kendisiyle taşımış, köyden şehre dirilen bir Kürt halkının efsanevi direnişini nakşetmişti.
Tabii zamanında ‘Dağda yürüyüp kart kurt sesleri çıkaran’ Kürtler, devletin gerçek yüzünü görmüş. İlk kurşun köleleştirilmiş Kürdü yıkıp geçerek ve özgür bir halk olma çabalarını tekrardan uyandırıyordu. Köylerde efsane olarak ağızdan ağza dolaşan Egid komutandan sonra, devlet sonunu getiremediği Kürt gerçekliği ile bir kez daha yüzleşecek ve bu gerçeklik karşısında ne yapacağını şaşıracaktır. ‘Bir kaç çapulcu.’ Deyip geçen dönemin yetkilileri ilerleyen zamanda karşılarında irade ve inancıyla duran bir özgürlük ordusu olduğu gerçekliğiyle karşılaşacaktı.
İlk zamanlarda küçük bir grupla başlayan ve herkesin hayal gözüyle baktığı ‘Kürdistan’ mermi ışığında aydınlanacak. Talebeler herkes için yeni bir umut yarattı.
Kürdistan halkı için bu direniş neyi ifade ediyordu?
Yıllarca yok sayılmış, haritalardan silinmiş, katliamlardan geçmiş bir halkın yeniden doğuşu.
Herkesin şaşırarak izlediği bu gençler direniş ruhunu yeniden doğuracak, devleti şaşkına çevirecekti. Gerilla ve halkın birliği ilk olarak 15 Ağustos’ta kendini gösterecekti. Halk derin uykudan irkilerek uyanacak. 15 Ağustos’tan sonra hiçbir şey Kürtler için aynı olmayacak ve direniş Kürdistan topraklarına can suyu gibi akmaya başlayacaktı.
Şaşkına dönen işgalci Türk devleti 12 Eylül darbesiyle ‘Apocuları bitirdik.’ Nutukları atarken 15 Ağustos’ta aldığı darbeyle aslında yeni başladığını anlayacaktı. Öncü kadroları zindana atarak halkın tüm umutlarını tüketmeye çalışan işgalci Türk devleti, 15 Ağustos’la birlikte yeni bir direnişin tohumlarının atıldığını fark edemeyecek ciddiye almayacaktır. Ama Kürt halkı 35 yıldır aralıksız silahlı mücadelesine devam etmekte. Küllerinden doğan bir halkın efsanevi direnişi köylerde anlatılırken devlete kök söktüren bu gençlerin yiğitlikleri kulaktan kulağa her eve girecek, küçük çocuklar bu direnişin masalsı hikayesiyle büyüyecekti. Devlete karşı gelen bu insanlara dair hayaller insanların beyinlerinde canlanırken, direniş her geçen gün büyümeye devam etmiş. Katliam ve yasaklamalar ile sonuç alamayan işgalci Türk devleti için derin bir çöküş süreci başlamıştı.
Günümüze kadar devam eden gerilla mücadelesi sabırla büyüyecek ve Kürdistan halkının içinde varlığını sağlamlaşmış. Gerilla mücadelesi dünya devrimlerinde görülmeyen bir mücadele ile tarihe ismini yazdırmış ve yazdırmaya devam edecek. 15 Ağustos yeniden doğuş eyleminden sonra işgalci Türk devleti köy boşaltmaları, koruculaştırma, halkı gerilla mücadelesinden uzak tutma eğilimlerini artırsa da sonuç alamayacak, Gerilla ile halkın arasına setler öremeyecekti. İlk kurşunun uyandırdığı özgür Kürt bir daha hakimiyet altına alamayacak. Kürt gençleri her geçen gün özgürlük saflarında artan bir sayıyla yerlerini almaya devam edecek ve Kürdistan diriliş ordusunu büyüyecektir.
Büyüyen özgürlük mücadelesi, devrimci halk savaşıyla daha da halkın içine yerleşecek ve gerilla ordusu Kürdistan halkları şahsında Ortadoğu halklarının diriliş ve başkaldırış ordusu olarak yerini alacak her gün daha da büyüyen mücadelesi devam etmekte.
Bugün büyüyen gerilla direniş ve şehirlerde büyüyen halk direnişine karşı, Kürdistanlı gençlik kendini sorumlu görmeli, gerilla mücadelesini büyüterek özgür Kürdistan, özgür doğa için direniş saflarına akmalı, 15 Ağustos 1984’te ekilen diriliş ağacına, direniş ile dirilişi sahiplenmeli. Topraklarına, tarihlerine ve her şeyden önemlisi dağlarına sahip çıkmalı, direniş içinde soluksuz bir şekilde mücadele vermelidir.
YARIN/ Dirilişin Tarihi: Dirilişin Efsanesi
https://www.nuceciwan28.com/2019/08/14/dirilisin-tarihi-ilk-kursun/