Komutan Numan Amed’in 2013’te şahadetinin ardından gerillaya katılan kardeşi Delîla, “Abimi hiç görmedim ama hep yanımda gibiydi. Zirvelerden bağırıyorum; Abi buradayım!..” diyor.
HABER MERKEZİ – Dağlardaki direniş mirasına her gün bir yenisi eklenince genç varisleri düşüyor yollara. Düşmanın tüm engellemelerine, tüm yalanlarına rağmen suyun akıp yatağını bulması gibi özüne kavuşuyor gençler. Delîla, düşmanın zulmüne cevap vermek, toprağa düşenlerin intikamını almak için dağların yolunu tutan binlerce gerilladan sadece biri.
1995’te Amed’de gelmiş dünyaya Delîla. 12 kardeşin en küçüğü olarak gözlerini açtığında yaşama, ağabeyi Numan özgürlük yürüyüşüne başlayalı 3 yıl olmuş. Onun anıları ile büyümüş, ‘bir gün mutlaka karşılarız bir yerde umuduyla’ buluşacakları anı hayal etmiş hep. Amed dağlarının mücadelesi dilden dile anlatan gerilla komutanlarından ağabeyi Numan Amed’in şehadeti ardından özgürlük saflarına katılım kararı almış. Katılmadan önce hafızasında canlı tuttuğu anıları anlatmaya başlıyor.
“Evde her yerde onun eşyaları vardı, annem bir müzedeki kutsal emanetleri korur gibi bakardı onlara” diyor Delîla. Annesinden dinlediği ‘abi hikayeleri’ni satır satır ezberlemiş, fotoğraflarına bakmaktan eskitmiş.
ANNEM ÖZLEDİĞİNDE SARILIRDI
1992’nin sonlarına doğru Amed’de öğrenci evinde kalırken sık sık yapılan aile ziyaretleri döndürmeye kar etmemiş Numan Amed’i gerilla olmak için çıkacağı yoldan. Annesinin ziyaretleri esnasında evde gördüğü PKK bayrağından, gerilla anıları ile dolu kitaplardan sonra soru yağmuruna tutulan Numan Amed, “Anne bana kızma, benim değil, abim getirdi bunları, telaşlanma ama sanırım gidecek” diye dikkatleri ağabeyinin üzerine çekmiş. Annenin ilgi odağı bir diğer ağabey olunca Numan Amed de rahat bir nefes almış.
1992 sonlarına doğru kalanlar için ‘gitme’, gidenler için ‘buluşma’ anı gelip çattığında üzerinde kot bir pantolon ve gömlekle kapı önünde annesine sarılıp uzun uzun bakmış. “Annem gidip aynı pantolon ve gömlekten aldı, abimi özlediğinde onlara sarılırdı” diyor Delîla.
GÖRMEDİN AMA GÖRECEKSİN
Numan Amed, yeni özgürlük adımlarını atarken ailede televizyondan, radyodan bir haber almayı bekler olmuşlar düşmanın yoğun baskıları sonucu göç ettikleri İstanbul’da. Bu süre zarfında bir kez telefonda konuşmuşlar, Delîla 9 yaşındayken. Tüm aile ile Kürtçe konuşan Numan Amed, Delîla ile Türkçe konuşmuş. Delîla öfkelenip sorunca “Sen İstanbullu olmuşsun, bilmiyorsundur belki” cevabını almış. “Beni tanıyor musun” sorusunu, “Sen benim abimsin, görmedin ama göreceksin” diye yanıtlamış.
FOTOĞRAFINDA ÇAĞIRIR GİBİYDİ
Ağabeyinin fotoğrafları 2006’da ulaşınca ailenin eline, içlerinde bir tanesini saklamış Delîla. Numan Amed’in ağız dolusu güldüğü fotoğraf hala yanında. “Gülüşü o kadar güzeldi ki fotoğraflarında, çağırır gibiydi” diyor Delîla, birlikte fotoğrafına bakarken.
BİR YANIM SIZLIYORDU
Ağabeyini uzaktan uzağa takip etmeleri sürmüş Delîla’nın. İnanmak istemedikleri şehadet haberini 31 Aralık 2012’de alana dek. Delîla, şunları söylüyor: “Daha önce de düşman abim hakkında şehit düştüğüne dair yalan haberler yaptığından kaynaklı bu sefer de öyle sandık, inanmadık ama bu kez doğruydu. Haberi alır almaz Amed’e gittik, günlerce oyaladılar bizi, sonra verdiler abimi. Çocukluk hayallerimin kahramanı abimle böyle karşılaşacağımızı düşünmemiştim. Belki tuhaf gelir ama çocukluk aşkımdı da. Çocukken arkadaşlarım ‘aşık oldum’ dediklerinde, ‘benim aşkım abimdir’ diyordum içimden. Ben gidip Amed dağlarına karşısına dikilecektim genç bir yoldaşı olarak. Bir yanım gururlu, başı dikti ama bir yanım sızlıyordu.
HEP YANIMDA GİBİYDİ
Abimi hiç görmedim ama hep yanımda gibiydi. Tanıdıktı, bildikti. Aslında o şehit düşmeden önce soluğu yanında almak için gün sayıyordum. Annem felçliydi, evde kalan tek çocuk da ben olunca abimin şehadetinin üzerinden biraz geçmesini bekliyordum. Bir yıl sonra abimin varlığını hissettiğim dağlara vardım nihayet. Yoldaşlarından dinlemiştim; mütevazi, esprili kişiliğine dair hikayeleri. Ben de bir parçası olmak istedim bu hikayenin, sadece dinleyici olmak düşmemeliydi payıma.”
DURUŞUNU EMANET BELLEMİŞ
Dağa geldiğinde Numan ve yoldaşlarının şehit düştüğü yerlere gitmiş Delîla. Kaldığı sığınağa gitmiş, çok sevdiği kitaplardan olan Maksim Gorki’nin ‘Ana’ isimli kitabını bulmuş, teki kalan ayakkabısıyla. Yürüyüşlerde kullandığı bastonunu ile gerillanın çok yönlü kullandığı kefiyelerini vermiş yoldaşları. Annesinin emanet bildiği eşyaları gibi, Delîla da mücadele duruşunu emanet bellemiş kendine. Şiirler yazmaya başlamış, ona ithafen defterler tutmuş ardı sıra.
BAĞIRIYORUM; ABİ BURADAYIM!
İsminin hikayesini sorunca şunları söyleyip bitiriyor sözlerini: “Abimin adını alırken düşündüm; mirası ağırdı, omuzlayabilir miyim acaba diye. Dağlara geldiğimden beri Numan Amed isimli çok sayıda yoldaşla karşılaşınca, abimin adını almaya karar verdim. Onlar bilmiyorlar belki ama varlıklarından güç alıyorum. Öfkem o kadar büyük ki düşmana, intikam alma istemimi dağların yolunu tutarak gerçekleştirebileceğimi biliyordum. Burada yoldaşların verdiği emeğe, edilen sözden içtiğim suya kadar her şeyin hakkını vermek istiyorum. Çıktığım yüksek zirvelerden bağırıyorum; Abi buradayım!..’
Kaynak: ANF-UMUT ŞERZAN