HABER MERKEZİ
YENİ KÜRT TOPLUMUNUN OLUŞUMUNDA KADIN
Çağın ortaya çıkardığı bilim, teknik, sanayi, endüstri, moda ve politika gibi maddi ve manevi tüm alanlarındaki gelişmelerin tümünü ve bu gelişmelerin dünyaya yayılmasını, organize edilmesini modernite kapsamında değerlendirebiliriz. Bu gelişmeleri ortaya çıkaranlar, asalak egemenler değil, ezilen emekçi kitlelerdir. Bu anlamıyla çağ yaşam tarzının oluşturucu ve yaratıcı gücü hâkim kapitalistler değil, işçi ve emekçilerdir. Toplumun baş emekçileri ise toplumu doğuran, besleyip büyüten yetiştiren kadınlardır. Kadınlar ev emekçileri olduğu kadar, ucuz iş gücü ve kapitalist sektörlerin baş sömürülenidir. Bu anlamıyla çağın yaşam tarzının oluşturulmasında ve yaratılmasında rol sahibidir. Hem emeği hem bedeni sonuna kadar istismar edilerek, kapitalizmin temel sermayesi durumuna getirilen kadının, çağı her açıdan belirleme rolü, binlerce yıldan beri kendisinden çalınmıştır. Oluşturucu ve yaratıcı gücüne el konmuştur. Adeta düşünemez ve konuşamaz bir durum içine sokulmuştur. Tüm varlığı bedeninden ibaret görülmüş, maddi değer karşılığında alınıp satılan bir nesne mertebesine düşürülmüştür. Cinsel obje ve doğurma makinası gibi ele alınmıştır. Hiçbir toplumsal varlık, sömürgeciliği kadın kadar ruhunda ve bedeninde yaşamamıştır. Sömürgeciliği en çok tanıyandır. Adeta sınırları belirlenmemiş bir sömürge statüsü altında yaşamak zorunda bırakılmıştır. Zaten çoğu zaman böyle yaşamaktansa, yaşamamayı daha onurlu görmüştür.
Kadın doğası, toplumsal doğanın belirleyici kısmını oluşturur. Çünkü ilk canlı varlık kadın ya da dişi formundadır. Çoğalma eğilimi ve özelliği taşır. Bu anlamıyla kadın doğası canlı doğasına en yakın olandır. Toplumsallığı geliştiren ana öznenin kadın olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda, toplumsal doğanın gelişmesinde belirleyici bir konuma sahip olduğunu varsaymamız yerinde olur. Bu anlamıyla toplumsal doğanın aslında kadın merkezli olduğunu tartışabiliriz. Ancak günümüz bilim ve siyaseti buna yanaşmamaktadır. Çünkü kendince kaybedeceklerini hesaplamaktadır. Kadın doğası aydınlatılmadıkça, toplum doğası da karanlıkta kalmaya devam edecektir. Güncel olarak hâkim modern yaşam en eski köle olan kadın etrafında tam bir tuzağa dönüşmüştür.
Toplumsal değişim dönüşüm süreçlerinde eski toplum, hayatın her alanında radikal dönüşümler yaşar. Yeni modernite, kendini en çok sosyal yaşam alanındaki gelişmelerde hissettirir. Sosyal yaşamda gelişen sarsıntı ve ortaya çıkardığı radikal dönüşüm en çok kadın şahsında ortaya çıkar. Kadının içine girdiği yeni duruş, toplumun yaşadığı değişim ve dönüşümün en çok görünen yüzü olur. Bu bakımdan yeni Kürt toplumunun oluşumunda kadın, bu gün itibariyle oldukça önde durmaktadır. Yeni Kürt toplumunun içine girmiş olduğu değişim ve dönüşümün yönünü kadının şimdiki güncel durumuna bakarak da analiz etmek mümkündür. Yeni Kürt Toplumunda kadın kurucu roldedir.
Kürdistan’daki devrim tarihi boyunca durum böyle gelişmiştir. Ortaya çıkan tüm gelişmeler kadın öncülüğünde ve kadın eksenli gelişmiştir. Kadının işlenmemiş zekâsı ve ortaya çıkmamış dünyası, devrim ortamında gelişme imkânı ve olanağına kavuşmuştur. Binlerce yıldan beri göz ardı edilmiş, arka plana itilmiş, dikkate alınmamış, hatta yok sayılmış bir kadın düşünüş biçimi, Kürdistan’da yeni yeni kendini tanımaya, tanımlamaya ve sistemsel kılmaya başlamıştır. Kadınlar, uygarlık toplumunun binlerce yıldan beri küçümsediği çoğalma, besleme ve bakım işleri ile meşgul edilmiş bir toplumsal kesimi oluşturuyor. Kadınları toplumun en az yarısı sayarsak, bu toplumsal yarının binlerce yıldan beri düşünmesine izin verilmemiştir. Günümüz dünyası, yarısı düşünmüş yarısı düşünmekten men edilmiş bir toplumun içine düşebileceği en kötü halini yaşıyor. Kadınlar düşünce işlerinin dışında tutulmuştur. Düşünmek, sorgulamak, eleştirmek, konuşmak, okumak ve yazmak kadına yasaklanmış alanlardı. Toplumu doğuran, besleyen, büyüten, var eden ve sürekliliğini sağlayan kadının, doğurdukları tarafından bu düzeyde dışlanmış olması, tarihin en acı veren hakikati olmaktadır. Bu bakımdan Yeni Kürt Toplumunda kadının en çok da düşünce alanında kendini var etmesi gerekmektedir.
Şimdiye kadar kendi düşünsel varlığını etrafında ördüğü Kadın Kurtuluş İdeolojisi Kopuş Teorisi Erkeği Dönüştürme Projesi Özgür Eş Yaşam gibi temel kuramsal argümanlarını daha yetkince değerlendirmesi, kurumlaştırması ve derinleştirmesi gerekmektedir. Önderliğin, Kadın Özgürlük Yolunu aydınlatma temelinde Kürt Kadınına sunduğu bu kapsamlı kuramsal çerçeve, şimdiye kadar muazzam gelişmelere yol açtı. Hem kadın şahsında büyük gelişmeler ortaya çıkardı, hem de genel toplumsal değişim ve dönüşüm konusunda çok köklü sosyolojik gelişmelere yol açtı. Şimdi buna aşama kazandırmak gerekmektedir. Bu aşama, kadın bilimi anlamına gelen jineolojiyi geliştirerek ortaya çıkarılabilir.
Jineolojiyi yeni bir sosyal bilim anlayış ve tarzıyla geliştirmek gerekmektedir. jineolojinin pozitivist bilimciliğe yönelttiği eleştiriler önemlidir. Mekanik fiziğin hâkimiyetinde gelişmiş olan sosyal bilimlerde yeni devrimsel gelişmeler sağlamayı hedefleyebilir. Katı maddeci düşünce tarzını aşan, akışkan, fizik-metafizik ikilemine sıkışmamış, bilim-inanç, materyalizm-idealizm gibi insanlığa hiçbir faydası olmayan polemiklerden kurtulmuş, bağımsız bir kadın düşünce tarzı, insanlığın gelecekteki düşünce yapısında, dolayısıyla ona paralel yaşam ve eylem tarzında devrimsel gelişmelere yol açabilir. Kadındaki beyin gücü, yürek gücü ve ikisinin dengeli düşünüş tarzının neye kadir olacağı henüz bilinmemektedir.
Ortaya çıkmamıştır. Kadın, henüz var olan dünyayı öğrenme ve kavrama aşamasındadır. Kavrayıp biriktirdikçe yeni düşünceler üretmeye başlayacak ve kendi farkını ortaya çıkaracaktır. Şimdi kadın tam da böyle bir aşamaya dayanmıştır. Kadınlar, son 60-70 yıllık bir süre içinde yüksek eğitim hakkı kazandılar. Bu süre, erkeğin yapıp ettiklerini öğrenmesi ve yarattığı kötürüm dünyayı kavraması bakımından çok uzun bir süre sayılmaz. Kaldı ki, bu kısa süre içinde bile çok önemli mesafeler almıştır. Feminist külliyat, bu kısa zaman aralığında küçümsenemez bir düzey kazanmıştır. Önderlik ve hareketimiz öncülüğünde kadın özgürlük mücadelesi anlamında, feminist külliyata önemli katkılar yapılmıştır. Kadın bilimi olarak jineolojinin geliştirilme çabası, bu kapsamda bilimsel bir hamle niteliğindedir.
Jineoloji alanı, sadece Kürt kadınlarını ilgilendiren bir alan olmakla sınırlı kalmayacak, tüm kadınları ve tüm bilim dünyasını, tüm akademik çevreleri ilgilendiren ve etkileyen bir gelişme düzeyi olarak ilerleyecektir. Jineolojinin felsefe, sosyoloji, tarih, ekonomi, demografya gibi alanlarda yeni düşünüş tarzlarını geliştirmesi, insanlığın düşünce gücüne de büyük katkılar sunacaktır. Kadın doğasını ve toplum doğasını aydınlatmada, açığa çıkarmada önemli roller oynayabilir. Ancak Jineoloji öncülüğünde yeni bir sosyal bilim anlayış ve tarzını geliştirmenin çok kolay olmadığını da ayrıca bilmek lazım. Bilimlerin gelişmesi, bazen asırları alabilmektedir.
DEVAM EDECEK..