İSTANBUL – Demokratik Öğrenci Meclisleri, Aksaray’da bulunan Su Gösteri Sanatları Sahnesi’nde düzenledikleri basın açıklaması ile kuruluşunu deklere etti. Açıklamaya çok sayıda öğrenci katıldı. Açıklamanın yapıldığı salona, “Kampüslerden sokaklara özgür kadınla yeni yaşama”, “Tutsak öğrencilere özgürlük” ve “Anadilde, parasız, demokratik, kadın özgürlükçü eğitime” pankartları asıldı. Kuruluş deklarasyonu metninin Türkçesini Doğukan Akbaba, Kürtçesini ise Nazgül Çamur okudu.
Yeni özgür yaşamı kuracak olan gücün gençlik mücadele gücü olduğunu belirtilen açıklamada, gençliğin bu gücünü kullanarak yaşamın her yerinde olması gerektiği söylenildi. “Gençlik her taraftan sistem çarkına sıkıştırılmış durumdadır” denilen açıklamada, toplumsal sorunları çözmesi gereken üniversitelerin ise sorun yaratır hale geldiğine dikkat çekildi.
“Kürt öğrencilere yaşam alanı tanınmamakta”
Üniversitelerin YÖK ve kayyım rektörlerle AKP-MHP tarafından teslim alınmaya çalışıldığının altı çizilen açıklamada, “Öğrencilerin en demokratik hak talepleri işkence, gözaltı ve tutuklamayla bastırılmak istenmektedir. Birçok kültürün yaşadığı Türkiye ve Kürdistan’da devlet eliyle anadilde eğitim hakkı reddedilerek bir üst kimlik oluşturulmak istenmekte ve faşizm beslenmektedir. Bu temelde özellikle Kürt halkına karşı, yüz yıllık inkar ve imha politikası devam ettirilmektedir. Kürdistan’dan Türkiye metropollerine üniversiteye gelmiş Kürt öğrencilere; kampüslerde etnik, dilsel ve kültürel hiçbir yaşam alanı tanınmamakta ve bunun talebinde olan öğrenciler ise polis ve üniversite yönetimi tarafından örgütlendirilen ve desteklenen faşist çetelerin saldırısına uğramaktadır” denildi.
“Makul kadın yaratılmak isteniyor”
Kadın üniversiteleri adı altında, “makul kadın” yaratılmak istendiği belirtilen açıklamada, “Cinsiyetçi eğitim sistemiyle erkek egemen zihniyet kendine bilimle, felsefeyle kılıf bulmaya çalışmaktadır. Gülistan ve onlarca üniversiteli genç kadın özel savaş elemanlarının kadın kırımı politikalarının hedefi oldu ve olmaktadır” dedi.
Bilimsel, parasız, toplumsal cinsiyetçi dil ve zihniyetten arındırılmış bir eğitim ve demokratik-özerk üniversiteler için mücadele edilmesi gerektiğini vurgulanan açıklamada, “Ana dilde eğitim hakkı daha doğduğunda yok sayılarak ilkokulda Kürtçe konuştuğu için öğretmeninden yediği sistemin ilk tokadını unutmamış yurtsever Kürt gençleri, erkek egemenliğinin eril eğitim sisteminde bir kez daha ezilen, taciz, tecavüz ve her türlü şiddete maruz kalan genç kadınlar, gasp edilmiş en temel hakları için mücadele ederken, işkence ve saldırılara maruz kalmış YÖK’ün soruşturmalarına, okuldan atmalarına, gözaltı ve tutuklamalara boyun eğmemiş öğrenci gençlik, bu çağrımız sizedir” diye belirtildi.
“Örgütlü gücümüzle özgür yarınları inşa etmek”
Verilen eğitim mücadelesini yaratmak istedikleri “demokratik ve kadın özgürlükçü toplum mücadelesi” için sadece bir adım olduğunun altı çizilen açıklamada, “Kurtuluşun bireysel değil ancak toplumla birlikte olacağının altını bir kez daha çizerek, bizlere dayatılan ölümlü yaşama karşı cevabımız örgütlü gücümüzle özgür yarınları inşa etmek olacaktır. Mahirler, İbolar, Hakiler ve Mazlumlar’ın bize bıraktığı 68 Gençliğinin mirasını yaşatmanın, devraldığımız bayrağı özgür yarınlara taşıyacağımızın sözüyle demokratik- özerk üniversite mücadelesinde katledilen Aydın Erdem, Şerzan Kurt, Kemal Kurkut ve daha nice mücadele arkadaşımızın anısına bağlılıkla Demokratik Öğrenci Meclisi olarak kuruluşumuzu herkese duyuruyoruz” şeklinde konuştu.
“Büyük görevler öğrencilere düşüyor”
Ardından konuşan Kürt Araştırmaları Enstitüsünden Eyüp Subaşı, insanın dilini kaybetmesinin aynı zamanda demokratik insan olma özelliğini kaybetmesi anlamına geldiğini belirtti. Eyüp Subaşı, “Ana dilin korunmasında büyük görevler öğrencilere düşüyor. Dil mücadelesine yıllardır üniversitelerde verildi. Bu mücadeleyi verenler işkenceye uğradılar ama bu dil mücadelesi verilmeseydi bugün dil böyle olmazdı. Demokratik Öğrenci Mücadeleleri kuruluşunu kutluyorum” dedi.
Barış akademisyeni Mustafa Sinemillioğlu da, her yerdeki savaşlara hayır denilmesi gerektiğinin altını çizerek, “Sadece Ukrayna değil, Suriye’deki, Irak’taki savaşa da hayır demek gerek. Nasıl bir üniversite, barış imzacılarının ihraç edilmediği, üniversite öğrencilerin yurt problemi olmadığı bir üniversite özerk üniversitedir” diye belirtti.
Etkinlik, tutuklu bir öğrencinin mektubu okunduktan sonra şarkılar eşliğinde halay çekildi.