HABER MERKEZİ
Gebze’de çocukları açlık grevinde olan annelerin 9 Nisan’dan beri eylemleri devam ediyor. Anneler cezaevinin önünde otuma eylemlerini yaparken dün faşist bir işgalci polis (Faşist Erdoğan’ın şu sözlerini de yine hatırlatmak gerekiyor ‘Kadın çocuk demeden vurun’ annelere saldırmıştı. Bu saldırı sosyal medya da çok ses getirirken aklımıza tarihten kalma bir görüntüyü de getirdi.
Enfal katliamında bir Kürt annesinin görüntüsü vardı. Dün görüntüleri ilk gördüğümüzde çoğumuzun aklından (yıllar önce olmasına rağmen) bu görüntüler geçti. Çünkü bizlerin unutamayacağımız bir direniş ve karşılaştığımız zulüm tarihimiz var. Enfal katliamına dair bir hatırlatma yapalım; Irak BAAS baskıcı rejiminin Saddam döneminde gerçekleştirdiği Enfal katliamı vardı. Bu katliama, “Enfal Operasyonları olarak da bilinen Enfal Katliamında 182 bin insanın hayatını kaybetmiş, Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin’in emriyle 1988 yılının Mart ayında başlamış ve Eylül ayının sonuna kadar devam etmişti. Söz konusu operasyonda 4 bin 500 köy yıkılırken, can güvenliğinden dolayı birçok Iraklı Kürt, Türkiye başta olmak üzere İran’a kaçmak zorunda kalmıştı.”
Görüntüyü gözümüzün önüne getirecek olursak, ana beyaz tülbenti fistanıyla 70 yaşlarında bir Kürt ana, iki yanın da alçak iki Irak askeri kolunu sıkmış götürüyorlar. İlk önce bir alçak tutuyor ananın omzundan çekiyor onu ortalarına, ana zaten sağ tarafında duran işgalci Irak uzatması başına, barışı, sevgiyi, umudu anlatan o bayaz tülbentin üstüne silah dayıyor. Sonra sol tarafındaki de aynı şekilde ite kalka götürüyorlar anayı.
Bugünlerde ise Gebze
Gebze’de çocukları açlık grevinde olan annelerin 9 Nisan’dan beri eylemlerine tüm engellemelere rağmen devam eden anneler ise dün Merih İşmen adlı faşist uzatmalı bir polisin saldırısına maruz kaldı. Aynı şekilde copuyla anaları iten bu alçağın analara söylediği şeyler ise faşizmin kuduz bir köpek gibi olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Bugün yaşanan bir olay daha Kızıltepe’de yerde sürüklenen analarımız yine çocukları için, halkı için sokaklarda olan başlarına umudu ve barışı geçirmiş analarımız, yerlerde sürüklendi.
Analar, Analarımız
Devletlerin zihniyeti hiç değişmezken yıllardır süren direnişte analarımızın sesi de hiç kısılmadı. Bir anne evladı gözünün önünde erirken, direnmekten başka bir yol bulabilir mi kendine? Hepimiz denk gelmişizdir bir gerilla annesine, içi kan ağlarken elinde kına tepsisi tutan ağlayanların eline kına süren bir anneye. Kürdistan gerçekliğinde çocuklar direniş ve mücadele ile büyütülür. İlk analarından öğrenirler direnmeyi. Çünkü dışarıda onları bekleyen kurt sürüleri vardır.
Enfal sadece geçmişten verebileceğimiz bir örnekti. 14 Temmuz’da Amed Zindanın da direnen analarımız da oldu bizim. Gerilla için canlı kalkan olanları da, güneşi doğurup, umudu eken analarımız da. Biz ki o anaların kızları, oğulları bugün analarımızın yanan ciğerine gözyaşlarımızı değil, direniş ateşimizi dökme vaktimizdir. Anaların yüreğindeki ateşi ancak direniş ve zafer ateşi söndürecektir. Haklı mücadelemizin ‘Zaferi’ analarımıza hediye verilecektir. Beyaz Tülbentli kadınlarımız, analarımız, sıcak yaz günlerinde bizleri doyurmak uğruna tarlada, bahçede, evde ter döken analarımız bugün sokaklara direniş olup dökülüyorlar. Analarımız bugün bize yeni bir şey daha öğretiyorlar, ‘Zafere kadar direniş!’
NC/Faraşîn SÎDAR