PKK gerillacılığı geçmiş çağın gerilla savaş taktiklerinden de gerekli dersleri çıkararak ‘’modern gerillacılık’’ denilen çağın gerillacılığını ortaya çıkarmıştır. İleri savaş teknikleriyle, donanmış birlikleriyle, uzmanlaşmış savaşçı yapısıyla HPG-YJA Star gerillacılığı en modern ordu birliklerinden daha güçlü yetenekler kazanmıştır. Şehir gerillacılığından kır gerillacılığına ve hatta çöl gerillacılığına kadar bir çok gerilla tekniğini sentezleyerek profesyonelleşmiş gerilla, büyük yetenekler kazanmıştır. O nedenledir ki kuzey Kürdistan dağlarından, Derazor çöllerine kadar, Musul çöllerinden, Zap ve Avaşin dağlarına kadar, İstanbul, Mersin gibi metropollerden Kürdistan’ın en küçük köylerine kadar yıllardır yenilmez bir halk ordusu olarak savaş içerisindedir. NATO ve onun güdümündeki Kürdistan sömürge devletlerinin rüyalarını kaçıran bir hayalet gibi en ummadıkları zamanda ve yerde onları vurmaktadır. Elbette PKK’nin yıllarca edindiği gerilla birikimiyle, savaş sanatında yakalamış olduğu derinlik ve bilinç düzeyi kadar savaş sanatında geliştirdiği stratejik derinliğinde bunda payı çok büyüktür. Rêber Apo’nun Kürdistan ve Ortadoğu halklar devrimi stratejisi olarak geliştirdiği “Devrimci Halk Savaşı’’ stratejisi bu gelişmede büyük rol oynamıştır. Devrimci bilinç ve ruh kazanmış bir halkın özgürlük mücadelesine rehberlik eden Devrimci Halk Savaşı Stratejisi çağın gerillasını savaşta daha fazla aktif etkin kılmıştır. Devrimci Halk Savaşı Stratejisi halkın öz gücüne dayanarak, örgütlenmesi, devletçi sistemi aşarak kendi halk kurumlarını kurması ve öz savunmasını alarak bunları koruması anlamına gelmektedir.
Devletçi sistem ve devlet temsiliyetlerine karşı halkçı kurumlaşma ve halkçı yönetim mücadelesine dayanmaktadır. Dolayısıyla devrimci inşanın ve devrimci savaşın iç içe geçerek birlikte yürütülmesi için uygulanan bir savaş doktrinidir. Meşru savunma ilkesine dayanarak devletsiz yaşamı inşa etmenin mücadele yöntemidir. Bu savaş doktrininde gerilla, halk savaşının ve devrimci inşanın öncüsüdür. Dolayısıyla stratejik anlamda devrimci halk savaşında halksız bir gerilla yine gerillasız bir halk olmaz. Halkı eğitme, bilinçlendirme, örgütleme ve birlikte savaşma rolü vardır. Bu anlamda tek başına gerilla savaşsın sömürgeciliği yensin, soykırımı durdursun, faşizmi yıksın halkta bir izleyici olarak kazanmasını beklesin yaklaşımı yoktur. Halk ve gerillanın bir uyum içerisinde ve birlikte savaşarak özgürlüğü kazanması durumu vardır. Halk ile birlikte hem savaşta hem de inşa da yer almaktadır. Savaşta bir komutan barışta ise bir öğretmen gibi çalışarak devrimci öncü görevini yerine getirmektedir. Bu anlamda ‘’demokratik modernite gerillası’’ savaş taktiğinde sadece bir asker ve savaşçı değildir. Savaşa ve inşaya komuta eden bir kurmaydır. Yani halk devriminin öncü, inşacı akademik kadrosudur.
Zihniyet, duygu ve düşünce gücünü Rêber APO’nun felsefesinden alan PKK gerillacılığı, hiçbir kurşunun işleyemediği, yok edemediği bir özgürlük fikri ve yaşam biçimi olarak insanlığın öz temsilini yapabildiği için bu kadar gelişme yaratabilmiştir. En olmaz denilen koşullarda, en korkunç, barbar cellatlara boyun eğmez düzeyi ise Rêber APO‘nun kuru ağaca su verir misali yeniden ruh verdiği insanı yaratarak açığa çıkarmıştır. Cesaretini, ruhunu kaybetmiş, insanlık pazarlarında bedenlerini satılığa çıkarmış cesetlerden fedai düzeyinde umut ve yaşam dolu özgür ve hakiki insanı oluşturmuştur.
PKK’nin yeni yaşamının, özgür bireyi, anlam gücü ve toplumsal değerler etrafında yeniden dirildiği için modern kapitalist çağda ölüm- süzlüğün sırını çözen evliyalar gibi dünyevi-maddi arzulardan arınarak, korkusuz olduğu için yenilmez hale gelmiştir. Çıkar ilişkilerinden arınmış, kapitalist dünyanın meta biriktiren yolsuzluğuna karşın, herhangi bir karşılık beklemeden insanlığa ait değerleri kendinde biriktirme yoluna girdiği için onu yenilgili kılan güdüsel ve maddi yüklerden kurtulmuştur. Bu hafiflik ile kanatlanmış gökyüzünden alemi seyreder hale gelmiş, adını bile duymadığı insanlar için yeryüzünde savaşmayı görev edinmiştir. Bu hakikat PKK’nin Apocu militan hakikati olarak ortaya çıkmıştır.
Elbette bilim ve teknik çağında, vahşi kapitalist devletlerin elinde savaş canavarlarına dönüştürülen teknik ve teknolojik gelişmenin karşında insan olarak kalmak ve mücadele etmek imkansız gibi görünmektedir. İnsanın çıplak elleriyle ve basit savunma aletleri ve silahlarıyla kimyasal silahlara varan, nükleer teknolojik bombalara karşı, insansız savaş robotları onların silahlarla donatılmış dron, uçak, füze ve envai çeşit savaş araçlarına karşı kendini korumak imkansızmış gibi görünebilir. Uzay teknolojilerinden yararlanan milyonluk ordulara karşı durmak, onlarla savaşa tutuşmak cesaret isteyen bir durum olabilir. Hatta Donkişotvari bir inat gibi de görünebilir. Ancak unutulmamalıdır ki tüm bu tekniği yaratan insan aklıdır ve bunları yenecek olan da yine bu aklın kendisi olmaktadır. PKK’nin insan aklında yarattığı muazzam dönüşüm, köreltilmiş bir özellik olarak aklın yaratıcılığı tüm bu tekniğin gücünü ve kudretini yerle bir etmiştir. Teknik anlamda uzmanlaşma, düşünce anlamında birer savaş sanatçısı olarak engin bir düzeyi herbir HPG gerillasında görmek mümkündür. Bundandır ki özgürlük gerillaları sadece elindeki silahla sınırlı kalmamakta, tüm koşulları ve avantajları birer savaş silahı olarak değerlendirerek yıllardır savaşır. Bu kadar uzun yıllar yılmadan savaşması ve yenilmez olması savaş sanatında süreklileşen yenilenme ve derinleşme ile ilgili olmaktadır. Dikkat edilirse PKK gerillacılığında durağanlık yoktur. Sürekli devam eden bir yürüyüş gibi akış ve yenilik yaratma vardır. Düşmanın daha önceki bir çok saldırı taktiğini basit yöntemler ile boşa çıkarmayı başarmıştır. Aynı daha öncekiler gibi bügün de düşmanın savaş uçaklarına karşı aldığı tedbir de çok basittir. Milyon dolarlık keşif ve dronlarına karşı gerillanın aldığı tedbir 50 liralık bir kamuflajdır. Kürdistan Özgürlük Gerillası TC’nin Milyon dolarlık tekniğine karşı aldığı tedbir; dağları ve ormanları kendine siper yapması, birkaç savaş tüneli inşa etmesidir. Yine milyon dolarlık ordu ve tüm imkanlarını bozguna uğratan gerillanın araziyi iyi kullanan birkaç hareketli timi olmaktadır. Tüm bunlar düşünüldüğünde bunca güç, imkan, teknik sahibi bir ordu ve onu destekleyen NATO gücü, gerillanın iradesine, inancına, aklına ve cesaretine yenilmektedir. Bu yenilgiden duyulan öfke ile ne yapacağını bilemez halde zavallıca, çaresizlikle kimyasal silahlara umut bağlamışlardır.
Emsalsiz HPG ve YJA-STAR gerillacılığı şiirde de söylendiği gibi bir uzay çağı gerillacılığıdır. İnanılması güç efsanelerde olduğu gibi insan aklının sınırlarını zorlayan ufuklarda destansı görünmesi de bundandır. Savaşı ile özgürlük koşusunda adeta yarım asırlık bitimsiz bir destandır. Herbiri birer çağdaş Apollon olan bu efsanevi savaşçılardan oluşan ordu ezilenlerin özgürlük mücadelesi tarihinde Zap, Avaşin, Metina gerillacılığıyla işgalci faşist TC ordusuna aman vermemektedir. Varını yoğunu ortaya koyan, sonsuz imkanlarıyla tankı, topu, uçağı, insansız keşif uçakları, milyonluk savaş ordusunu seferber eden NATO’nun ikinci büyük ordusu iki yıllık bir savaşın sonunda hala çaresizliğinden kimyasal silahlar kullanarak girebildiği bir tepe için zafer naraları atmaktadır.
Düşünün ki bir ordu iki yıl boyunca bir tepenin etrafında dönüp durmakta, tepeyi tonlarca patlayıcı ile patlatmasına karşın, kepçeler ile başında sürekli kazı yapmasına rağmen o tepede bir gerilla timini yenememektedir. Avaşin’in Werxelê tepesi bu şekilde bir tepedir. Peki iki yıldır bu dağın yapısını envayi çeşit bomba ve teknik kullanarak değiştiren, sırf bu tepe için yüzlerce askerini ölü veren, yüzlercesini de yaralı veren bir ordu tünelleri bozduktan sonra gerilla birliği bu tepeyi terk edip çıkıyor, muzaffer Türk ordusu yine zafer naraları atıyor. Gerilla’nın bir tepeye yerleşme veya bir dolda yaşama ve savaşma sorunu yoktur. Bir tepeden çıkar başka tepeye yerleşir oradan savaşır. Kür- distan coğrafyası tepeler ve dollar bakımından zengindir. Dolayısıyla da istediği tepeye yerleşme sorunu yoktur. Havanda su döver misali Kür- distan dağlarında bir hayalet ile savaşma pahasına bu savaşta ısrar eden faşist işgalci TC ordusu bu dağlarda en fazla kendi cesetlerini saklayacak toprağa sahip olabilir. Nafile bir çaba ile Zap’ı işgal edebileceğini hayal eden faşit şef Erdoğan bu savaşta da kendinden öncekiler gibi gerillanın sillesini yiyerek tarihin karanlık dehlizlerinde unutulacaktır.
Kürdistan gençliğinin sömürgeci soykırımcı düzene karşı kendisi için alternatif yaşam kurduğu sömürgeci düzenin zülmünden kaçarak sığındığı ve kendisini keşfettiği bir yaşam ortamı olmuştur. Özsavunma bilinci ve örgütlülüğü olmadan Kürdistan’da yaşamanın mümkün olmadığı bir dönemde PKK gerillacılığı bir umut ışığı olarak ortaya çıkmıştır. Kürdistan gençliği bu ışık ile aydınlanarak yaşam kurmuş kimlik ve kişilik edinmiş, zihniyet kazanarak irade ve cesaret bulmuştur. Bir avuç Kürt gencinin milyonluk TC ordusunu Tepe Wer- xelê’de, Tepe Mamreşo’da, Tepe Amediyê’de, Tepe Zendura’da, Tepe Hakkari’de, Tepe Karker’de, Şikefta Birindara’da ve daha başka Kürdistan’ın bir çok tepesinde bozguna uğratma kudretini bu aydınlanmadan almaktadır. TC’nin bunca gücüne kafa tutma cüretini gösterenler TC’nin hüsranı oluyorlar. Direnmekten ve savaşmaktan başka çarenin olmadığı barbar soykırımcı TC’nin vahşi sömürgeciliğine karşı Kürdistan gençliğininde varlık savaşını yürütmekten başka çaresi yoktur. Bir çare arayışı olarak tüm bunlara bakıldığında Kürdistan gençliğinin varolma ve yaşama mücadelesinde bulunması gereken tek yer vardır; orası da Kürdistan dağlarıdır, HPG-YJA-Star saflarıdır.