HABER MERKEZİ- DEM Parti Genç Kadın Koordinasyonu üyesi Dilan Tekin faşist Türk Devleti’nin Kürt Kültürüne ve diline yönelik gerçekleştirdiği politikalara dair ajansımıza konuştu.
AKP-MHP faşist iktidarının Kürt kültürüne karşı tutuklamalara kadar varan tahammülsüzlüğüne tanık olduklarını ve bunun hala devam ettiğini belirten Tekin, “Mesela daha o gün Balıkesir’de bir parkta Kürtçe müzik dinledikleri esnada işkenceyle gözaltına alınan üç inşaat işçisi, “örgüt propagandası” ve “polise mukavemet” suçlamalarıyla tutuklandı. Darp edilerek gözaltına alınan işçilere yönelik işkence gözaltında da sürerken darp raporu almalarınaysa müsaade edilmedi.” dedi
Faşist AKPM-MHP iktidarının Kürtçe müziklere, halaylara hatta Kürtçe yazılan yaya geçitlerine bile tahammülleri olmadığını dile getiren Tekin, “Halkın kendi iradesiyle seçmiş olduğu belediye eşbaşkanlarına yönelik yıllardan beri izlenen kayyım politikası, Kürt özgür basınına yönelik baskılar, Kürt dil-kültür kurumlarının kapatılması… Kısacası Kürt kimliği ve ona ait olan her şeye karşı devlet aklının bu yasaklamaya varan tahammülsüzlüğü sömürgecilik faaliyetlerine bir yenisini daha eklemektir.” dedi.
Toplumu düşürmenin ilk adımının kadını düşürmekten geçtiğini söyleyen DEM Parti Genç Kadın Koordinasyonu üyesi Dilan Tekin, “Günümüzde özel savaş politikalarıyla genç kadınları sindirmeye çalışan, onlar şahsında toplumu düşürmeye çalışan patriyarkal bir devlet var karşımızda. Buna yönelik attığı adımları da ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi’ni bir gece yarısı feshederek, kadına karşı şiddetin önlenmesine yönelik 6284 sayılı kanunu rahatça tartışmaya açarak sağlama alıyor. Mesela, evine dönmek üzere bindiği minibüste tecavüz girişimine direndiği için iki erkek tarafından yakılarak katledilen Özgecan Aslan ve sokakta tanımadığı bir erkek tarafından kalbinden bıçaklanarak katledilen Ceren Özdemir için adalet arayan Munzur Üniversitesi’nden sıra arkadaşımız Gülistan Doku dört senedir kayıp. Bulunamıyor değil, bulunmuyor. Etkin soruşturma yürütülmüyor, babası polis olan baş şüpheli Zainal Abarakov ise hala serbest. Tüm bu yaşananlar Gülistan Doku’nun kadın kimliğinden ve Kürt kimliğinden bağımsız ele alınamaz.” dedi.
Gençliğin dünden bugüne her daim ilk harekete, eyleme geçen bir kesim olarak toplumun dinamiğini oluşturduğunu belirten Tekin,”Geleceği ve toplumu şekillendirecek olan gençliğe yönelik saldırıların temeli burada yatıyor diyebiliriz. Düşünmeyen, sorgulamayan, harekete geçmeyen bir gençlik yaratmayı amaçlıyorlar. Derinleştirdikleri özel savaş ile özellikle Kürt gençlerini diline, kültürüne, değerlerine ve toprağına yabancılaştırıyorlar. Kürdistan’da devlet eliyle dikilen karakolların arka sokaklarında yine devletin göz yumduğu uyuşturucu ticaretiyle gençler zehirleniyor.” dedi.
DEM Parti Genç Kadın Koordinasyonu üyesi Dilan Tekin konuşmasının devamında genç kadınlara ve gençlere sorumluluklarına sahip çıkma çağrısında bulundu.
Tekin konuşmasını şu ifadelerle sonlandırdı:
“Düşünmeyen, sorgulamayan, diline, kültürüne, değerlerine ve toprağına yabancılaştırılmaya çalışılan, böylelikle harekete-eyleme geçmesi engellenen gençliğin yapabileceği tek şey var: Örgütlü mücadele. Gençler olarak yasaklanmaya çalışılan Kürt kimliğimizle mahallelerden üniversitelere, evlerden işyerlerine, kampüslerden sokaklara; anadilimizle, Kürt, alevi, göçmen, kısacası toplumun tüm ezilen kesimleriyle örgütlü mücadeleyi örmeli ve büyütmeliyiz. Unutmamalıyız ki bu düzen gençligin dinamizmi ve ruhu olmadan bozulmaz.
Genç kadınlar ve gençliğin yeri sokaklardır bizler kendi mahallerimizi , sokaklarımızı korumakla görevliyiz bu anlamda her Kürt gençi kendini sorumlu görmelidir”