BEHDİNAN – PKK Kültür Sana Komitesi yaptığı yazılı açıklamada “Her geçen gün pervasızlaşan faşizan saldırılar gün be gün daha da genişleyerek devam etmektedir. T.C.’nin kuruluşundan bu yana Kürt halkına uygulanan soykırım ve asimilasyon günümüze kadar hızından hiçbir şey kaybetmeden devam etmektedir” dedi.
Açıklamada devamla şu ifadelere yer verildi:
“Asimilasyon ulus devletin elitlerinin kendilerince zayıf gördükleri etnik ve toplulukları gerek entegrasyonla gerekse zorla hakim ulus devletin elit kültürüne tabi tutma bunu yapamadığında ise soykırımlarla fiziki olarak imhaya yönelmektedir.
Dilimiz kültürümüz varlığımızdır. Gerek fiziki gerekse kültürel soykırımlarla Kürt halkı topyekün imha ve inkar sistemiyle karşı karşıya kalmıştır. Yıllarca yasaklı şarkılar olarak adlandırılan Kürtçe şarkılar köşe bucak saklanan yasaklı kasetler ile dinlenerek kendi dil ve kültüründe ısrarın ve direnişin sembolü olmuştur. Onurlu Kürt sanatçılar da canları pahasına sanatlarını icra etmeye çalışarak halkın sesi olmaya çalışmışlardır. Söylenen her Kürtçe şarkının bedeli işkence tezgahlarından geçmek olsa dahi bundan vazgeçilmeyerek direniş ile cevap verilmiştir. Ape Musa’nın Kürtçe ıslık çalmaktan yargılandığı yıllardan günümüze büyük kazanımlar elde edilse de soykırım kıskacının kırılmadığı tüm hızı ile devam ettiğini vuku bulan olaylarla görmekteyiz.
Sakarya’da Kürtçe konuştukları için saldırıya uğrayan ve katledilen Kadir Sakçı şehit olurken oğlu Burhan Sakçı da bu olayda ağır yaralandı. Yine Antalya’da Kürtçe konuştuğu için linç edilerek katledilen Mahir Çetin’den tutalım Kemal Kurkut’a ve önceki gün Ankara Etimesgut’taki Barış Çakan’ın katledilmesi bizzat devlet ve devletin paramiliter güçleri tarafından gerçekleştirilmektedir. Aynı zamanda Celadet Bedirxan kütüphanesinin kayyum tarafından yıktırılması, Hasankeyf başta olmak üzere Kürdistan’a yapılan barajlar toplumun tarihi belleğini taze tutan tüm coğrafyasını değiştirme ve yok ederek belleksizleştirmeye, kültürel soykırımı gerçekleştirmeye dönüktür.
Yapılan tüm saldırılar faşizmin güçlülüğünden değil yok olma korkusundan kaynaklandığını hepimiz bilmekteyiz ve görmekteyiz. Saldırıların dozajının yükselmesi ve pervasızlaşması düşmanın güçlülüğünü değil yok olma korkusu ve yaşadığı paniğin göstergeleri olduğunu ortaya koymaktadır.
31 Mayıs günü Ankara’da katledilen Barış Çakan şahsında Kürt dili ve kültürüne dönük gelişen saldırılara yönelik “dilimiz kültürümüz varlığımızdır” şiarı ile tüm halkımızı ve Kürt halkı dostlarını bu yaşanan olay etrafında kenetlenmeye ve gelişen faşizan saldırılara karşı birlik olmaya davet ediyor. Faşizme karşı ortak birleşik direniş cephesi kazanacaktır.”