DÎLOK- Cezaevlerine yönelik hak ihlalleri devam ediyor. Dîlok L Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan siyasi tutsak da cezaevinde yaşadığı sorunları gönderdiği mektupla anlattı.
‘BİRÇOK ARKADAŞIMIZ YERLERDE YATMAKTA’
Dîlok L Tipi Kapalı Cezaevi’nde bir koğuşta 10 kadının kaldığını, cezaevinde yaşadıkları hak ihlallerini anlattığı mektubuna cezaevi idaresi tarafından el konulduğunu belirtilen tutsak, “Bu yüzden ailelerimiz ve avukatlarımız aracılığıyla sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Bulunduğumuz koğuşun kapasitesi sayımızın çok altında olmasından kaynaklı birçok arkadaşımız yerlerde yatmaktadır. Biri 60 yaşında olmak üzere yaşlı ve hasta annelerimiz bulunmaktadır. İlaçları geç verilmekte veya hiç verilmemektedir. Masa, sandalye, battaniye, buzdolabı, elbise dolabı gibi temel insani ihtiyaçlar verilmemektedir. Özellikle kış koşullarında olmamıza rağmen ikinci bir battaniye verilmemektedir. Sıcak su sıkıntısı yaşamaktayız. Hatta bazen günde sadece bir saat su verilmektedir. Cezaevi idaresinin su konusunda bize verdiği cevap ise ‘Biz belediyeye söylüyoruz göndermiyorlar bir de siz söyleyin belki gönderirler” gibi cevaplarla sorunlar çözümlenmemektedir” dedi.
DÎLOK CEZAEVİNDE, KEYFİ UYGULAMALAR DEVAM EDİYOR
Mektupta havalandırma haklarının ihlal edildiğini belirtilen tutsak, aile görüş saatlerinin de “Gardiyan sayısı yetersiz” denilerek, 30 dakika ile sınırlandırıldığına dikkat çekti. Tutsak mektupta, şunları kaydetti: “Kimlik ve tek sırada nizami yürüyüş dayatması yapılmaktadır. Bu keyfi dayatmaları kabul etmediğimizde ise görüşe, revire, kargoya, spora vb. çıkarmama ya da tutanak, tek hücre ve kelepçeli muayene dayatması yapılmaktadır. Kırtasiye malzemeleri kantinde satılmadığı gibi dışardan gelenler de içeriye alınmamaktadır. Özellikle ‘renkli kalem boyalar’ siyasi tutsaklara ‘yasak’ denilerek koğuşa verilmemektedir. ‘Burası bir erkek cezaevi’ denilerek kadınlara kurs verilmemektedir. ‘Elbise kotası var’ denilerek hırka kazak gibi kışlık ihtiyaçlarımız içeri alınmamaktadır. Yine temel yaşadığımız sorunlardan biri de kantinden kendi paramızla almak istediğimiz yiyecek, içecek gibi insani ihtiyaçlarımız ‘Diğer koğuşlara dağıttık, size gelene kadar bitti’ denilerek keyfi bir şekilde kısıtlanmaktadır.”
TUTSAKLARIN CAN GÜVELİĞİ YOK
Revir haklarının keyfi olarak 2-3 haftada bir uygulandığını kaydeden tutsak, “Ancak kapıya vurduktan sonra çıkarılıyoruz. Yine siyasi tutsaklar olmamızdan kaynaklı idareye bildirdiğimiz görüş taleplerimize ancak bir ay sonra cevap verilmektedir. 13.12.2019 tarihinde iki arkadaşımızın kargosu geldi. Kimlik uygulaması dayatılarak arkadaşlarımız keyfi olarak kargoya çıkarılmadı. Ki, daha önce idareyle görüşmede kimlik taşımadığımızı ve taşımayacağımız belirtmiştik. Kargoya götürmemeleri üzerine çıkan sözlü tartışmalarla birlikte gardiyanların hakaret, tehdit ve fiziki müdahalelerinden sonra kapıya vurma eylemi yapıldı. Ardından idareyle yapılan görüşmede kimlik kartı uygulamasını kabul etmediğimizi ve asla taşımayacağımızı söyledik. Ve daha sonra her arkadaşımıza iki adet tutanak tutuldu. Disiplin soruşturması açıldı ve sonucunda açılan disiplin soruşturmalarının hukuksuz olduğu anlaşılmış olup açılan disiplin soruşturmaları kaldırılmıştır. Fakat bu cezaevinde sorunlar kendini tekrarlamaktadır. Genel olarak bu cezaevinde biz siyasi tutsaklara karşı özel olarak tahrik ve tehditkâr yaklaşımlarda bulunulmaktadır. Çoğunluğu yaşlı ve hasta tutsaklardan oluşan koğuşumuzda yaşanan sorun ve sıkıntılardan kaynaklı can güvenliğimiz bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı.