HABER MERKEZİ –
Biz özgürlükte ısrarlıyız. Kendine güvenen kadın yürümeye devam eder. Piyasadaki kültürü aşan bir olay. Ortadoğu toplumu beş bin yıldan sonra kadın şeyini ön plana alacak. Emperyalizmin de böyle bir yaklaşımı var. Kadın özgürlüğüne burjuva anlayış dayatılıyor. Bu Hollywood kültürü ile dayatılıyor. Bizim de kendimize göre özgürlük anlayışımız var.
Hegel felsefesinde aşkın gerçekleşebilmesinin gerekli koşulu kadın ile erkek arasında güç dengesinin sağlanmasıdır. Gerekli ama yeterli olmayan bu koşul güçlenmiş kadını ifade etmektedir. Kaba ve maddi güç dengesinden bahsedilmiyor. Söz konusu edilen fiziki, psikolojik ve sosyal güç dengesidir. Yani en eski ve en derinleştirilmiş köleliği yaşayan kadının aşkı olamaz denmektedir. Doğruluk payı olan bu felsefi görüşün pratikte içini doldurabilmek için saflardaki kadını çok yönlü (ideolojik, politik, ahlaki, estetik, fiziki, hatta askeri -öz savunma için-, ekonomik, sportif vb.) güçlendirmeye öncelik tanıdım. Kadına karşı saygılı olma ve tutarlı davranmanın, sevginin, doğru, iyi ve güzel olanın yolunun onu güçlendirmekten geçtiğinin tamamen farkında olarak kadınla ilgileniyordum. Dolayısıyla kadın güçlenmeden aşkı gerçekleşemezdi. Bu tanımın doğruluğuna kesinlikle inanıyordum. Asla taviz verilmemesi gereken bir konu olduğundan emindim. Giderek bu yeteneği ve gücü kazandıktan sonra kadın çalışmalarım değerli oluyordu. Kızlar sanki bin yıllık uykudan, kâbustan uyanmış gibi bana bakıyor ve kucaklaşıyorlardı. Bu konularda çok ihtiyatlı olmama rağmen, ben bile onları sonsuz bir sevgi ve özlemle kucaklamaktan, baş tacı etmekten çekinmedim.
Eş yaşam ilişkilerinde geliştirilecek düzey ne denli bilimsel, sanatsal ve felsefi olursa o denli sosyalist topluma yol açabilecektir. Sosyalizmin öncelikle eş yaşam ilişkilerinde gerçekleşmesinin vazgeçilmez ilkesel ve pratik bir değeri vardır. Bu tarz ilişki dışında sosyalizme götürebilecek bir yol yoktur. Olsa da, bu ilişkiler dolaylı ve hatalara çok açık ilişkilerdir. Sosyalistçe eş yaşamı iki kişi arasındaki bir ilişki olarak algılamak eksik bir yaklaşımdır. Eş yaşamlar şüphesiz ikili somutlaşmaları yaşayabilir ama buna indirgenemez. Eş yaşam büyük anlam gücü, estetik ve ahlâkla daha çok soyut olarak yaşanan özsel bir yaşamdır.
Erkekler içinde şunu söylüyorum: Kadın deyip geçmesinler, yeni kadını anlasınlar. Yeni kadın, vatan ve toplum özgürlüğünden de önceliklidir. Bizim için özgür toplumu yaratmada birinci derece önemlidir. Biz neden kadını inceliyoruz? Sümerlerden beri kadın düşürülmüş, piyasalık yapmışlar. Kim yapmış ? Sınıflı toplum bunu yaratmış. Biz kadını kaldırmaya ve yeniden yaratmaya çalıştık. Erkeklerin de kıskançlıktan ziyade kadını yüceltmeleri gerekir. Kadın yücelecek, yaşam da onunla güzelleşecek, erkeklerin bunu gururla taşımaları gerekir. Benim senin olduğundan ziyade, toplumun oldu demek. Bana bağlılık demek, bunları kavramak demektir. Buna inanmış büyük bir ahlakın sahibiyim, ciddiyim. Bu konuda Önderlik kadını cins lanetinden kurtaracaktır. Bağlılığımı istismar edemem. Kadını cinselliğin bu basitliğinden arındıracak ve bu bağlığı büyük özgürlük mücadelesiyle cevaplayacağım. Bol bol tartışsınlar. Ama birbirlerini yüceltsinler. Bu tartışmadan çok büyük bir birlik doğar.
Tüm bu olumsuz etmenlere karşı özgür eş yaşam için en az özgür kadın kadar özgür erkek mücadelesi gerekir. Özgür erkeklik erkek egemen toplumun köleleştirdiği erkek kişiliğini aşmakla mümkündür. Toplumsal gerçekliğimizde halen geçerli olan ariflik mertebelerini kazanmak gerekir. “Erkek doğulmaz, erkek olunur” kadar, uygarlık erkeği olarak doğulur ama özgür erkek de olunur. Prometheus erkek imgesi çağımızda ancak demokratik modernitenin bilimi, felsefesi ve sanatıyla somutlaştırılabilir. Mitoloji, din, felsefe, bilim ve sanatın yaşam için olduğu, başta gelen rollerinin de özgür eşleşmeyi gerçekleştirmek, inşa etmek olduğu önemle kavranmalı, ahlâkileştirilmeli ve estetikleştirilmelidir. Mevcut çağdaş evlilikler hiyerarşik hanedanlık kültürünün (Bu yaklaşık yedi bin yıllık bir kültürdür) devamı olup, devletçi toplumun temel değerlerinin üretildiği alan olarak, tecavüzün norm, namus tarzında kadın ve erkek kişiliğine azami içerilmesiyle yüklüdür. Aşkın gerçekleşmeyişi, yaygın boşanmalar ve ailenin çözülüşü, kişiliklere yüklenen iktidar ve sömürü amaçlı tecavüz kültürünün sonucu olarak anlaşılmalıdır. Özgür ve sosyalist toplum ancak tecavüz kültürüne karşı an be an felsefe, bilim, etik ve estetikle yüklenen kişiliklerce gerçekleştirilebilir. Bu temelde gerçekleştirilecek özgür eş yaşamların birey ve toplum için sürekli güzellik, doğruluk ve iyilik üreteceği açıktır. Sosyalist yaşam bağlamındaki erkekler ve kadınlar ancak özgür yaşamı evrensel, kolektif olarak gerçekleştirdikçe, tekil olarak da doğru ve güzel yaşama şansını elde edebilirler. Tarihin tüm büyük toplumsal hareketlerinde bu gerçekliği görmek mümkündür. Tekil yaşamı güncel evlilik oyunlarıyla olduğu kadar, daha da olumsuzlaşan evlilik dışı biçimlerle karıştırmamak büyük önem taşır. Tekil yaşamda toplumsal evrenselliğin, kolektifin tüm potansiyeli gizli olduğu halde, uygarlık ve modernitenin tekil evcilik ve evlilik dışındaki biçimlerinde evrenselliğin, kolektifliğin inkârı gerçekleştirilir. Bu ayrımı yapmadan, sosyalistçe tikel özgür yaşam gerçekleşemez. Sosyalist ilişki kapsamındaki erkek, özellikle kadın kendinde yaşattığı bilimsellik, estetiklik, ahlâkilik ve felsefilikle muazzam bir çekim gücüne sahiptir. Bu tür erkek ve kadın kişilikler toplumsal yaşam karşısında yenilgi yaşamadıkları gibi, varlıklarıyla özgür toplumsal yaşamı inşa ederler. Tekil birliklerinde saygı ve güven hâkim olduğu için kıskançlık, kapris, doyumsuzluk ve bıkkınlık gibi sistem hastalıklarına yer yoktur. Birbirlerini mülkleştirmedikleri için karşılıklı hak idealarıyla (Burjuva hukukunda bu geçerlidir) yaklaşımda bulunmazlar. Denk düzeydeki anlam güçleri bir kişide bütünü, bütünde bir kişiyi yaşatabilecek durumdadır.
Bu durumlarda bireyde, aşk unsurlarında ülkenin özgürleşmesi, bir toplumun ve ulusun kurtuluşu temsil edilmek durumundadır. Bu ise çok yoğun askeri ve politik savaşlar gerektirir; çok büyük ahlaki ve ideolojik güç ister. Ayrıca estetiksizliği, güzellikten yoksunluğu kabul etmez. Platonik aşkları olduğunu iddia edenlerin aşklarını özelleştirip somut yaşamak istediklerinde, tüm bu koşulları karşılamaları gerekir. Bu koşullara güçleri yetmiyorsa ya platonik aşka devam etmeleri gerekir, ya da buna da güç getiremiyor ve anlam veremiyorlarsa, biyolojik kuralların veya kölecil cinsel birlikteliklerin geçerli olduğu geleneksel uygarlık ve modernite evliliklerini yaşamaları söz konusu olacaktır. Özgür aşk ile biyolojik-kölecil evlilik ya da evlilik dışı ilişkiler bir arada olmaz. Aşkın kanunu bu tür ilişkileri kaldırmaz.
Sevgi, anlamaya dayalı olmalıdır, anlama nedir? Bu da felsefeye girer. Felsefe nasıl yapılır, nasıl öğrenilir, bunun için de sosyolojiyi çok okumak gerekir, her şeyin de tarihini bilmek gerekir. Sosyolojiyi tarihi perspektiften, felsefeyi tarihi bir perspektiften okumak gerekir, her şeyi tarih penceresinden bilmek gerekir. Bugünü anlamak tarihi çok iyi bilmekten geçer. Yol arkadaşlığına, anlamaya dayalı sevgi anlamlıdır. Kadınlar bunu başarabilirlerse o zaman kadın olarak da, tanrıça olarak da, aşk öğesi olarak da, insan olarak da sevilebilir. Anadolu’da Kibele, Mezopotamya’da İnanna, İştar, Star mitolojide Tanrıça kadınları temsil ediyor. Sümerlerde kadın tapınakları vardı. Bu tapınaklar kadınların inşa ettiği ve onların kutsal mekânıydı. Onların önemli bir kazanımıydı. Bu tapınaklarda kadınlar, eğitimlerini sürdürüyorlardı, her türlü eğitimlerini alıyor, sanat ve güzelliklerini de sergiliyorlardı. Hatta erkekler gelip onları seyrediyorlardı. Daha sonraları erkekler, buraları genelevine çevirdiler.
Yaşamın anlamsızlığını aşabilmek için özgürlüğü hedeflemenin, özgürlüğe kilitlenmenin önemini anlatmaya çalışacağım. Özellikle kadınların içinde bulunduğu anlamsız yaşamı aşabilmeleri için bulundukları durumu aşan iddialı bir yaşamı hedeflemeleri ve özgürlüğe kilitlenmeleri gerekir. Cesaretiniz, gücünüz, bilginiz varsa yeni özgürlük ütopyalarınızı, yeni yaşam biçiminizi kuracaksınız. Duygusal zekânızı, analitik zekânızı geliştireceksiniz. Duygusal zekâ ile analitik zekânızı birlikte kullanacaksınız, birbirini destekler ve zenginleştirir biçimde kullanacaksınız. Kadınlar bir tanrıça edasıyla, ruhuyla kendilerini özgürleştirebilirler. Kadın ruhunu, bedenini ve bilincini bir tanrıça kıskançlılığıyla korumalıdır. Nasıl ki din, bir inançla bir şeylere inanıyor ve yapıyorsa kadınlar da bir tanrıça gibi hareket edebilirler özgürlükleri için. Evet, evet. Bir din gibi. Nasıl ki din bir inançsa, kadınlar da özgürlüklerini bir inanç gibi, din gibi sağlayabilirler, buna inanabilirler, bunun için çalışabilirler.
Kadın cephesinde biriken büyük özgürlük ve eşitlik potansiyelini yeni ETİK ve ESTETİK değerlerle demokratik toplumsal gelişmeye katmaya çalışmaları büyük anlam ifade edecektir. Bu yönlü bir tıkanıklık var. Çözmeleri ve pratikleşmeleri büyük önem taşıyor. Hem ulusal toplum hem de bölgesel öncülük için bu gereklidir. Kadınla eşit ve özgür temelde demokratik yaşam, yaşamın olmazsa olmazıdır. Ama bunun için çok derinliğe işlemiş köle ahlakının ve çağdaş kapitalizmin baştan çıkarıcılığının özgürlük ahlakıyla yani ETİK ile ve güzel yaşamla yani ESTETİK ile aşılması gerekir. Kadınla dolayısıyla erkekle doğru yani bilimsel-jineoloji, iyi etik yani yeni ahlak bilinci ve tavrı ve güzel yani yeni estetik ölçülerle özgür yaşamı başarmamak sosyalist topluma yönelişi başarmamakla özdeştir. Kadının demokratik devrimiyle tamamlanmamış demokratik toplumun sosyalizm ideası ve yaşamı bir aldatmacadır.
Kadın olmadan yaşam olmaz. Özgürlük olmadan etik ve estetik olmaz. Bütün yaşamı sosyal olarak ve estetik olarak siz belirleyeceksiniz. Ekonomik yaşamı, sosyal yaşamı, estetik yaşamı siz inşa edeceksiniz. Ve böylelikle biz vahşi erkekleri düzelteceksiniz. Kendinize güveneceksiniz. Sabrınız var, emeğiniz var, çekiciliğiniz var. Çalışmalarınızın temeline özgür kadın arayışını alın. Umutlu olun, emek harcayın. İnanarak yapın. Kadın temelli çalışma önemlidir. Kadınlara Ortadoğu’da öncülük ediyorsunuz, ancak bu şekilde lider olursunuz. Kadına saygı budur.
Halklar Önderi Abdullah Öcalan