HABER MERKEZİ – Günlüğümün adını “Dost Baharı” koydum. Çünkü tüm yaşanılanları dostluğun baharında sevdim. Sülbüs’ü, Star’ı, Tarî’yi, Rozerîn’i, Şevdîn’i, Barav’ı, zirveleri, çiçekleri ve türkü yürekli, kavga bakışlı dostları. Baharım benim. Can dostlarım benim. Son bahar mevsimine sitem duyuyorum, çünkü önüme ayrılığı koyuyor. Oldum olası kızgınım kışlara; umutlarıma engel olduğu için. Baharım, yazım olsun yoldaşlarım. Onları, can yoldaşlarımı baharım kadar seviyorum…
Günler geçiyor ve her geçen gün yerini diğerine bırakıyor. Alanımıza geldiğimizden bu yana, yanımda defter olmadığı için yazamıyordum. Ciwan arkadaş imdadıma yetişti. Burada çok değerli arkadaşlar var. Bu arkadaşlar Kuzey’de olduğumuzu hissettiriyorlar. Biz de artık yavaş yavaş işin içine girdik. Ve her gün yeniden iradenin zaferi kazanıyor. Her arkadaş çok yorulmuş olsa da mevcut moral düzeyimiz oldukça yüksek. Artık bir şeyler yapabiliyor olmanın sevinci bizi mutlu ediyor. Yüreğimizde yaratmaya çalıştığımız ülke gözümüzde daha da güzelleşiyor. Günü ve Güneş’i gerillaca selamlıyorum…
09 Ekim 2007
Zagros gücü tarih yarattı
Bugünlerde çok yoğun çalışıyoruz. Herhalde karıncalardan sonra en çok hareket eden canlı biz gerillalarız. Ben, Agirî ve Hêzil arkadaş beraber kalıyoruz. Zîn ve Şîlan arkadaşlar ise diğer tarafta kalıyorlar. Görünüşe göre kampımız fena değil ama erken karar vermemeliyiz. Şimdi sürekli görevlere gidip geliyoruz. Şu anda her görev bir eylem, bir başarının sembolü.
Bugün Zagros’taki eylem halkta bir bayram havası yarattı. Eylem hem sürece uygun hem de arkadaşların yaptığı açıklamaya denk düştü. Kesin Önderliğimiz de radyodan dinlemiştir. Devlet eninde sonunda Önderliğe muhtaç kalacak. Sözümüz pratiğimiz, pratiğimiz onurumuz olacaktır. Biz yüreği genç, ruhu genç gerillalarız. Her dağ silsilesinde HPG bayrakları sallanana, her ana zılgıt çekene kadar ne bize durmak ne de rahat uyumak var. Gerillaya sınırı zehir eden düşman görsün ki artık kendisi de o sınıra kolay kolay giremez.
Şimdi Güney alanındaki yoldaşlarımız bu eylemden moral almışlardır. Gerçekten Zagros gücü tarih yarattı. Zagros’a yakışır bir eylem oldu. Ben de ancak onların heyecanını paylaşabilirim.
21 Ekim 2007
Yoldaşça yaşama
Kasım ayının gelişiyle beraber kar da yüzünü göstermekte geç kalmadı. Ağaçlardaki yapraklar teker teker savruldu. Yani ormandaki canlıların çoğu, kendilerini kardan korumak için yuvalarına çekildi. Kar Erzurum dağlarında heybetini korurken, bizim korkulu rüyamız oldu. Karın yağdığı zamanlarda Erzurum’da sıcaklık her zaman sıfırın altında oluyor. Sanırım Erzurum bölgenin en soğuk memleketidir. Buradaki halk alışmış, artık onları çok fazla etkilemiyor ama ben şimdiden kar nasıl eriyecek diye kara kara düşünüyorum.
Gelelim kamp yaşamına; Güney’den yola çıkan en son grup bize ulaştı. Ama nasıl ulaştı o tartışmalık. Grubun ilk şehidi Kadir Usta oldu. Doğrusu çok üzüldüm ve etkilendim. Ayrıca grup olarak üç firar verdik. Kadir Usta’nın şahadetine bu üç ihanetçi neden olmuş. Bu durum buradaki arkadaşları oldukça etkiledi. Belki erken atlatamazlar ama kesin bu olaydan sonra güçlü bir çıkış yaşarlar. Yine bu yolculuk esnasında çok kaba cins mücadelesi yürütülmüş. Yani arkadaşlar zorlanmalarına isim bulmaya çalışırken biraz yanılmışlar. Daha önce de bu konuya ilişkin bir yazı yazmıştım. Bizler her şeye rağmen aynı davanın insanlarıyız. Bir yoldaşlar topluluğuyuz. Bize en güçlü yine biz sahip çıkarız. Eğer anlam gücümüzü yitirirsek sıradan insanlar durumuna düşeriz. Zorluklar her zaman vardır ve insanlar zaman zaman çatışır. Zaten her konuda bir uzlaşı sağlanırsa orada sıradanlık başlar.
Yoldaş kavramı kolay tanımlanacak bir kavram değil. Bence herkes bu kavramı doğru ifadelendiremez. Biz bu kavramı yoğun kullanıyoruz ve bizim için çok önemlidir. Bu yüzden herkes yoldaşlığa hak ettiği anlamı vermeli ve buna uygun yaşamalıdır. Demek istediğim; biz bu bayrağı, yoldaşlığı yaratan insanlardan devraldık. Onlar canlarını vererek, bizlere “yoldaşça yaşamayı” öğrettiler. Bu davanın insanları olmaktan kastım hedefimiz ne olursa olsun yoldaşlığa gölge düşürmemektir. Devrim kendisini en kutsal bedeller üzerinden yarattı. O yüzden her zorlandığımızda kendimizi yalnızca kendimize aitmiş gibi düşünerek hareket etmek, en büyük bencilliktir. Biz artık yalnızca kendimize ait değiliz. Hiçbir zaman örgütsel bilincimizin zayıflamasına izin vermemeliyiz. İnsan zorluklar karşısında kendisini yalnızlaştıracağına bu konuda yoğunlaşmalıdır. Yaşam geçmişin aynası, geleceğin verilmesi gereken hesabıdır.
Diğer yandan kampımız yarılandı. Artık sığınak yaşamı başladı. Herhalde bundan sonra, “kışın sonu bahardır” şarkısını kendimize slogan yapıp her gün söyleyeceğiz. Kampı yarıladık ama daha bir düzen oluşturamadık. Şimdiden havasızlık ve duman şikayetlerimiz başladı. Özellikle ben sık sık baş ağrısı çekiyorum. Daha önce burada kalan arkadaşlar ise tüm yaşanılanlara ve mevsim zorluklarına alışık. Biz yeni gelenler ise çok zorlanacağız. Her zamanki gibi yine baharı özleyeceğiz. Hatta hasret çeke çeke kışı bitirmeye çalışacağız. Dışarısı beyaz, içerisi siyah… Valla durum ciddi. Ne yapalım, artık bu duruma da alışacağız.
12 Kasım 2007
Şehit Ronahi Rizgar Welat’ın Güncesinden “Dost Baharı”