HABER MERKEZİ- Kurdistan ve Kürt kadını üzerinde yürütülen özel savaşı çok boyutlu ele almaya çalışıyoruz. Geçen yazımızda reklamlardan bahsetmiştik. Dünya genelinde kadına yönelik algı oluşturma operasyonları ile yapılan metalaştırmayı Kürt kadınana indirgeyerek anlatmaya çalışmıştık.
Kadının metalaştırılması ve devlet eliyle yaratılan kimliklere sığdırılmaya çalışılması üzerinde durmaya kalemimizin döndüğünce anlatmaya çalışıyoruz. Bu politikaların hayata geçirilmesi için kullanılan medya sektörüne girmişken dizilerden bahsetmek istiyorum.
Dizi sektörü ile genç kadınların ve gençlerin kafalarında, yaşadıkları Dünya’dan çok uzak bir Dünya yaratılmaya çalışılıyor. Bunu yaparken türlü diziler televizyonlarda veriliyor. Lise çağında olup da, uyuşturucudan tutalım fuhuşa kadar her türlü pisliğe bulaşmış mafya kılıklı lise öğrencileri, ‘Lise’ öğrencisi dediğime bakmayın hepsi iri yarı ve mafya olmak için liseye gidiyorlar. Birde kahraman bir öğretmen veya polis oluyor genelde. Oysa genelde bu durumun tam tersi olur her ne kadar günümüzde fazla gündemde yer bulmasa ve üstü kapatılmaya çalışılsa da, Kurdistan’a uyuşturucunun devlet eliyle getirildiği hatta pilot bölge seçilen, Amed’teki Ziya Gökalp, Namık Kemal, Birlik lisesi gibi isim vererek somutlaştırabileceğimiz liselerde polisler tarafından uyuşturucu satıcıların güvenliğinin alındığı, aynı şekilde genç kadınların lise kapılarında polisler tarafından fuhuş yaptırılmaya götürüldüğü bu duruma zorlanıldığı, şantaj yapacak kadar iğrençleşecek durumların yaşandığını bir gerçeklik. Bu politikaların Kurdistan’da yayılmaya çalışıldığı bir dönemde yine isim vererek somutlaştırabileceğimiz örneklerden biri olan, Arka Sıradakiler gibi dizilerle bu gençlerin yaşamında yaratılan farklılıkları normalleştiren dizilerin yapılması tesadüf değildi şüphesiz.
Genç kadınlar, bilinçsizce erkek polisler tarafından tacize uğruyor, toplum baskısından kaynaklı bu durumu kimseyle paylaşamıyor ve şantaja maruz kalıyorlardı. Kadınlar için bu durum, özel savaşın vücut bulmuş hali idi. Bu yollarla ajanlaştırmaya kadar götürüyorlardı. Peki bunlar bitti dersiniz? Artık olmuyor mu? Hayır! Bitmedi sadece eskisi kadar cesur olmadığımız için sustuk. Liseler yine bir mafya yuvasına dönüştürülmeye çalışılıyor ama derinden ve sessizce. Bir diğer şekilde de gençleri gerçekten devlet okullarından çıkıp da özgürce mesleklerini yapabileceklerine, hayallerini yaşayabileceklerine inandırırlar. Genç kadınlar üniversiteye gittiğinde özgürdür! Peki hiç dikkatinizi çekti mi, üniversiteye giden zengin çocuklar genelde işletme ve ya şirket yönetimi gibi bölümler okuyorlar. Ve bunların babalarının genelde şirketi var. Bu dizilerin fakirlerininse erkek arkadaşlarının babası zengin ve genç kadın entirikalarla dolu bir şirkette çalışmaya başlar. Oysa Erdoğan eğitim sisteminde işletme bölümü okuyanlar genelde işsizlikle sınanıyorlar. Herkesin babası ve arkadaşının babası zengin olmuyor maalesef!
Gerçeğimiz ve televizyonda bize gösterilen yaşamlar birbirinden çok uzak, şu an her yıl değişen bir eğitim sistemi, beyinlerine morfin verilen yarış atları gibi koşturulan gençler ve sadece hizmet için eğitilen bir gençlik ve genç kadın kitlemiz var. Genç kadınlar özgürlüğü ekonomik özgürlükle kısıtlamış durumdalar. Dersim’de kadınları ilk küçük bir çocukken eğitimle özlerinden kopardılar, yaşadıkları eski yaşamın kötü bir yaşam olduğuna inandırdılar sonra da kendi cellatlarına aşık bir nesil büyüttüler, bunu unutmamak gerekir.
NC//Axin Mahir Dicle
DOSYA- Kürdistan’da Genç Kadına Yönelik Özel Savaş (Reklamlar)- III
DOSYA- Kürdistan’da Genç Kadına Yönelik Özel Savaş (Kadına Biçilen Roller)- II
DOSYA- Kürdistan’da Genç Kadına Yönelik Özel Savaş (AVM’ler)