HABER MERKEZİ
Eğitim kurumları,Kurdistan’da genç kadınlar için özel savaş kurumu haline getirilmiş durumda. Eğitim adı altında kadınlara dayatılan erk zihniyet altında köleleşme, Kurdistan’da özgürlük olarak gösterilmektedir. Oysa kadınların özgürlüğü bu yolla ellerinden alınmakta ve kısıtlanmaktadır.
Kürt kadını üzerinde eğitim yoluyla yürütülen bu özel savaşın, tarihsel dayanakları bulunmaktadır. Dersim katliamından hemen sonra, hem Kurdistan’ın feodal yapısı tarafından tepki çekmesin hemde sadece kadınlar üzerinde özel savaşı etkili yürütebilsinler diye, bizzat Atatürk’ün emriyle açıldı yatılı okullar. Küçük kızlar evlerinden köylerinden çıkarılıyor, yaşadıkları yaşam küçük görülüyor, kız çocukları ezik ve sömürü psikolojisi ile eğitiliyor, asimile edilmek adına seçilen başlıca şehirlerden biri. bu durum durmadan devam etti ve Kurdistan’ın her yerine yayıldı.
Peki bu politikalar şimdi nasıl yürütülüyor?
Kurdistan’ın her yerinde özel savaş merkezi olarak kullanılan, üniversiteler açıldı. İlçelerde merkezleri olarak yüksekokullar yerleştirildi. Bu durum da sadece dil ve tarih asimilesinden bahsetmeyeceğim. Kürt kadının içine sokulduğu kimlik çelişkisi ve bu çelişkinin nasıl kullanıldığından bahsedeceğim. Öğretim görevlisi veya öğretmen olarak atananlar %90’ı MİT’le anlaşmalı çalışan paralı ajanlardır. Bunların amacı üniversiteyi gözlemlemek olduğu kadar farklı yollarla genç kadınları hedefleyip iradelerini kırmaktır. Özellikle Türkiye şehirlerine giden genç kadınlar, faşist kitle, polis ve askerler tarafından hedef seçiliyor dar namus algısı ve erk zihniyet ile düşürülüp üzerinden şantajlar yaparak ajanlaştırma tekniğinin yanında, yaşam koşullarının sahteliği ile kadınları düşürme çabaları gelişiyor. Özgürlük adı altında, kendini, kimliğini unutan ülkesinden kopuk bir sömürge kişiliği gelişiyor. Ülkesi, tarihi olmayanın kişiliği parçalı ve yarımdır. Kurdistan’lı genç kadınlar üzerinden geliştirilmek istenen ise tam olarak budur.
En son Dersim’in kayıp kızları arasına karışan Gülistan bize özgür kadın mücadelesinde Kürt kadının muhalif ruhunu belirsizlik içine atılarak, irade ve inanç kırıklığı yaratılmaya çalışıldığını çok net gösterdi.
Kafamızda oluşan bilgili ve kültürlü insan üniversite okur algısı, dar bir bakış açısı geliştiriyor ve kendini geliştirme kendini tarihine yakınlaşma yönünde genç kadın ve gençleri alıkoyuyor. Üniversitelere gitmek bir meslek sahibi olup, önceden çizilen bir yaşamı yaşamak maalesef bize insanlığımızı ve kişiliğimizi geri getirmiyor. Vicdanını susturarak, okuluna devam etmek ise bizleri içine girdiğimiz kimliksiz de akıl almaz bir çıkmaza taşıyor.
Üniversite devlet aklıyla hazırlanan ve köleleştirme temelli eğitim sadece bize itaat etmeyi öğretir. Okul okumak ezberci ve dar bir bakış açısını kendisiyle getirdiği gibi Kürt genç kadınları için MİT’in ve erk zihniyetin ağına düşmeyi de ifade ediyor.
Bu Durum Karşısında Ne Yapılabilinir?
Bu durum karşısında okul okumayın demek, yaşadığımız koşullar doğrultusunda çokta sağlıklı olmaz. Ama size alternatifleri tanıtmak istiyorum. İlk olarak imkanınız varsa asimile merkezlerinden uzak durmanızı, bilginin ve kültürün öyle gelmediğini belirtmek isterim, ikinci olarak kendinizi aldığınız bu sözde eğitimle kısıtlamayın gerçek anlamda araştıran, karşı koyan ve kendi olan bir genç kadın kitlesi yaratarak mücadelenin her alanına aktif yer alın.
Kurdistan’daki genç kadınların üniversiteyi bir özgürlük algısı aileden kopma olarak gördüğü için bu durum onun için daha farklıdır, yaratılan bir kölelikten çıkarken daha tehlikeli bir köleliğin içine girmemeli bunun içinde her anlamda kendini eğitme çabasında olmalıdır. Doğru kitaplar okuyup, doğru düşüncelere kulak vermeli, tarihin ışığında araştıran ve sorgulayan bir kitle yaratılmalıdır.
NC//Faraşîn Sîdar
DOSYA- Kürdistan’da Genç Kadına Yönelik Özel Savaş (AVM’ler)
DOSYA- Kürdistan’da Genç Kadına Yönelik Özel Savaş (Kadına Biçilen Roller)- II
DOSYA- Kürdistan’da Genç Kadına Yönelik Özel Savaş (Reklamlar)- III
DOSYA- Kürdistan’da Genç Kadına Yönelik Özel Savaş (Diziler)- IV