HABER MERKEZİ– İlk yazımızda genel bir çerçeve çizmeye çalışmış ve AVM’ler üzerine bir kaç şey söylemiştik. Bu yazımızda kadınlar üzerinde oynanan ince oyunlara bir kez daha bakalım. Kadınlara nasıl kimlikler verilmiş. Bu kimlikler nasıl benimsetilmeye çalışılıyor bir bakalım.
Kadını yaşamda anlamsızlaştırmak, kalıplara sokmak, kendilerine göre iyi ve güzel kadını yaratma çabası içerisindeler. Burada kendilerine göre kavramına dikkat çekmek gerekiyor. Özel Savaş Merkezine göre kadın nasıldır, nasıl olmalıdır? Bir çok kalıp oluşturuluyor kadın için. İlki küçük burjuva, kapitalizme özgürlüğüne kavuşan kadın! Nasıl özgürlük bu? diye soracak olursanız. Tam olarak şöyle, ” Kadın eğer okul okumuşsa ekonomik olarak bize hizmet eder durumdaysa (Patron veya işçi olabilir bu fark etmiyor her koşulda kapitalizmi besler), birde bizim ona verdiklerimizle, örneğin cilt sağlığı için oldukça tehlikleli olan makyajlarla, kendini sahte bir özgürlüğe inandırıp, birde evinde pişirecek yemeği olmamasına rağmen, köle gibi sabaha kadar çalışıp aldığı iki kuruşlar gidip bizim değerinin 10 katına sattığımız elbiseden alıyor üstüne birde onunla kendisi olmaktan çok uzak biri gibi davranıyorsa, işte o zaman Dünya’nın en özgür kadınıdır!” Kapitalizmin vadettiği özgürlük anlayışı bu, birde bunu yaptığı gerçek yaşamdan oldukça uzak dizileriyle, yaşamı ve kelimeleri anlamsızlaştıran, insanları amaçsız kılan bir kaç dizi ile bunu bize en doğru ve güzel olarak gösterir. Kültürel ve manevi değerlerimize her türlü saldırı yaparak bizleri olmadığımız kişiler olmaya inandırır. Bizler anlamlı bir yaşam isterken içi boşaltmış bir yaşamdan öteye gidemeyiz.
Evet bu anlatığım fark etmesi belki çok zor, çünkü çok ince bir çizgi bu, çok ince bir politika. Bu konu hakkında sorularınızı yorum kısmına bırakabilirsiniz.
Bir diğerini konuşturalım şimdi o özgürlük diye ne veriyormuş bize. “En özgür kadın kocasının dizinin dibinde oturan, kocası bir yanağına tokat vurduğunda diğerini çevirendir. Kadın dediğin öyle sesli gülmez, ağır taş yerinde ağırdır. Sesi her yere gidip erkekleri tahrik etmeyecek. Hatta bir erkekle konuşunca gözlerine falanda bakmasın, erkek tahrik olursa bu kadının suçudur. Eğer özgür bir kadın olmak istiyorsanız, ağabeyiniz, babanız size ne vermişse onla yetinin, sakın ha onların yanında konuşmayın ne de olsa sizin özgürlüğünüzü sağlayabilecek olan onlardır. Kadınlar korumaya muhtaçtır onlar sizi koruyacaktır. Sonra da kocanız sizi koruyacaktır, kocanızın yemeğini yapın, evde oturun onu bekleyin en güze özgürlük bu değil midir? Bir kadın başka ne ister. Merak etmeyin ara ara siz evde sıkılmayın diye bir kaç dernek kuracağız, erkekler yönetecek bundan kastım fiziki bir erkek varlığı değil, beyinlerinize yerleştirdiğimiz erkek ne de olsa siz kadın aklıyla ne bileceksiniz böyle işleri? Size bir kaç kitap, başı kapalı namuslu kadınlarımızın pekte onların fikri olmayan akıllarına binlerce yıldır yerleştirdiğimiz ideoloji ile çıkıp size nasıl namuslu bir kadın olunduğu anlatacaklar. Sizde onları görünce bak kadınlar özgür nasıl da konuşuyorlar diyeceksiniz. Birde kadın kolları açacağız, namussuz kadınlara karşı mücadele etsin diye. O zaman tam özgür olacaksınız.”
Bu konuşan da ‘namuslu’ olupta kendisi dışında herkesi yargılayan ve yargılatan aklın yarattığı erkek aklı. Bunların yarattığı kadınlar sürekli çıkıp diğer kadınları kınarlar. Onları örf ve adetlere saygılı olmadıkları için diğer kadınlara hakaret dolu sözler söyler. Başı açık kadınların ahlaksız olarak nitelendirir. Erkek iktidara karşı iseler zaten en kötüsü o kadınlardır. Kadın dediğin erkeğe ve devlete itaat edecek en özgür kadın itaat edendir onlar için çünkü!
Burada ise AKP girer devreye kadın özgürlüğünü verdiklerini söylerler. En önemli icraat olarak başörtüsü yasağını kaldırmalarını öne sürerler. Televizyon dizileri yine etkilidir. Kadınlar diziler de sürekli ağlar, vurulur, yaralanırlar. Vuran da kurtaran da erkekler olur. Namuslarını temizlemek için vurulan kadınlar çoktur Mardin dizilerinde mesela. Hani şu kimsenin düzgün Türkçe konuşamadığı ama Kürtçe de konuşulmayan diziler.
Özel Savaş Merkezi kadın üzerinde böylesi oyunlar oynarken, en önemlisi belki de Dünya’daki tüm kadınların bir çatı altında olmasıdır. Çünkü kapitalizm girdiği kılıklarla kadınlara yöneldikçe, toplumu sarsıyor. Kadınların etki alanı her zaman erkeklerden daha fazladır. Bu yüzden erkek devletler kendilerini yaymak için kadınları kullanırlar. Kime ne başı açık veya kapalı, kime ne nerede ne kadar gülmüş, kime ne hangi siyasi düşünceyi savunuyor? Kim bunlar yüzünden kadınları suçlayabilir. Kadınlar birilerine değil kendilerine ait oldukları kadar, içlerinden geldiği gibi yaşadıkları zaman, fikirlerini özgürce söylediklerinde, kirli erkek devlet zihniyetine karşı özsavunmalarını aldıkları oranda özgürdür. Kadınlar, kimliklerinin farkında oldukları kadar güzeldir. Ne sahte bir güzelliğe ne de sizin namus algınıza ihtiyaçları yoktur. Kadınlar, kendileri oldukça toplumun, toplumun oldukça özgürdürler.
NC// Faraşîn Sîdar